GENEL - 07 Ocak 2020 Salı 11:44

Antalya’dan İngiltere ve Ukrayna’ya nar ihracatı

A
A
A
Antalya’dan İngiltere ve Ukrayna’ya nar ihracatı

Korkuteli ilçesinde sezon sonunda soğuk hava deposunda bekletilen narlar, İngiltere ve Ukrayna’ya ihraç ediliyor.

Korkuteli ilçesinde sezon sonunda soğuk hava deposunda bekletilen narlar, İngiltere ve Ukrayna’ya ihraç ediliyor.


Son yıllarda ekim alanları artan nar, tüccarlar tarafından Avrupa’ya ihraç ediliyor. Korkuteli ilçesinde sezon sonunda soğuk hava deposunda bekletilen narlar, ihracatın açılmasıyla birlikte buzhane içinde işlenerek yurt dışına ihracat edilmeye başlandı. Korkuteli’ne nar ihracatı için gelen tüccarlar, Türkiye’de özellikle Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde yoğun olarak üretimi yapılan narın, Antalya ekonomisinde de önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Nar tüccarları, "Antalya’da da özellikle Döşemaltı, Çığlık, Aksu, Serik, Manavgat, Finike, Kumluca ve Fethiye ilçelerinde nar yetiştiriciliği yapılıyor. Biz hasat sonrası narları dalında toplayarak soğuk hava tesisine koyuyoruz. Sezonun açılmasıyla birlikte narları işleyerek Avrupa ve Rusya’ya gönderiyoruz. Bu yıl soğuk hava deposunda nar ihracatına erken başladık” ifadelerini kullandı.


Özellikle üreticilerinin bilinçsiz olduğunu dile getiren tüccarlar, "Bu üreticilerin arkasında kimse yok. Bilinçli olsalar çak farklı üretim olur. Üreticilerimiz bilinçli olsalar kaliteli ürünler yetiştirirler ve daha iyi para kazanırlar. İhracatta sistem bozukluğu var. Tam teşekküllü yapılan üretimde ve ihracatta üretim değeri artar” dedi.



350-400 ton nar işleniyor


Nar tüccarı Mustafa Ozan, Fethiye’de yetişen narların Korkuteli’nde soğuk hava deposunda işlenerek İngiltere ve Ukrayna’ya gönderildiğini belirterek, "Aylık olarak 350-400 ton nar işleyerek özellikle İngiltere’ye nar gönderiyoruz. Antalya’nın ve Fethiye’nin narı İngiltere ve Ukrayna sofrasında yer alıyor” dedi.


Soğuk hava deposu sahibi Ogün Taş ise, “Dünya narı ’Türk narı’ diye tanıyor. Türkiye meyveciliğinde ve dış ticaretinde de önemli yeri olan nar, çeşitli iklim ve toprak koşullarında yetişebilen, bakımı kolay, iç ve dış pazarlarda iyi fiyat bulabiliyor. Şu an soğuk hava depolarından haftalık olarak 3 tır yaklaşık 60 ton narı başta Rusya, Ukrayna, Romanya ve İngiltere’ye gönderiyoruz. Narın yüzde 75’i Avrupa’ya ihraç edilirken, yüzde 25’ini Rusya piyasasında değerlendiriyoruz. Hedefimiz nar üretim alanlarını daha da genişleterek ihracat ve üretim rakamlarını artırmak” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.