KÜLTÜR SANAT - 30 Aralık 2025 Salı 11:59

Arkeologların çamur ve suyun içinde bin 850 yıllık antik havuzu gün yüzüne çıkarma çabası

A
A
A
Arkeologların çamur ve suyun içinde bin 850 yıllık antik havuzu gün yüzüne çıkarma çabası

Antalya’nın Demre ilçesindeki Myra Antik Kenti sınırlarında yer alan ve milattan sonra 2. yüzyılda Roma döneminde inşa edildiği belirlenen termal yapı, yürütülen kazı ve koruma çalışmalarıyla ilk günkü işlevine kavuşturulmak üzere gün yüzüne çıkarılıyor. Myra ile antik liman kenti Andriake arasında, şifalı su kaynağı üzerine kurulu yapıdaki kazılarda ekipler yoğun su ve çamurla mücadele ederken, zaman zaman 16,5 derece sıcaklıktaki termal suda temizlenerek çalışmaya devam ediyor. Myra Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, "Bu yapının benzeri bölgede yok, Roma İmparatorluk Dönemi mimarlığı açısından orijinal bir keşfin içindeyiz" dedi.


Myra Antik Kenti ile Andriake arasında, uzun yıllar Demre’nin eski sanayi bölgesi olarak kullanılan alanda yer alan antik su yapısındaki çalışmalar, sanayi faaliyetlerinin sona erdirilmesi ve yapıların tamamen kaldırılmasının ardından hız kazandı. Alanın temizlenmesiyle birlikte, toprak altında kalan ve sürekli su alan yapı kademeli olarak ortaya çıkarılıyor.


Milattan sonra 2. yüzyıla tarihlendirilen Roma dönemi yapısının, magnezyum, demir, kükürt ve fosfor içeren zengin bir termal su kaynağı üzerine inşa edildiği belirlendi. Yapının, klasik antik hamam ya da anıtsal çeşme örneklerinden farklı olarak, çevresindeki sarnıçlar, su kanalları ve kemerlerle birlikte bütüncül bir şifalı su kompleksi olarak işlev gördüğü değerlendiriliyor.



"15 yıl bekledim, sanayi kalkmadan kazıya başlamadım"


Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, yapının bilimsel olarak uzun süredir bilindiğini ancak çevresindeki sanayi dokusu nedeniyle kazının yıllarca ertelendiğini belirterek şunları söyledi:


"Bu yapı, 2009 yılında kazılara başladığımız ilk yıldan beri odağımızdaydı. Ancak hemen yanında çok eski ve yoğun bir sanayi alanı vardı. O bölge kaldırılmadan burada kazıya başlamayacağımı söylemiştim ve tam 15 yıl bekledim. Nihayet bu yıl belediye tarafından tüm sanayi yapıları kaldırıldı, alan temizlendi. Biz de verdiğimiz söz doğrultusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ’Geleceğe Miras’ projesi kapsamında bu yapının kazısına başlamış olduk."



Kazılar su ve çamurla mücadele içinde yürütüldü


Kazı alanının doğrudan aktif termal kaynaklar üzerinde yer alması nedeniyle çalışmaların büyük bölümünün suyla mücadele içinde geçtiğini vurgulayan Çevik, kazının ilerleyişini şu sözlerle aktardı:


"Toprakları açtıkça orijinal kaynak suları gelmeye başladı. Farklı noktalardan sürekli su doluyordu. Büyük pompalarla her gün suları tahliye ettik, kazdık; gece yeniden doldu, sabah tekrar boşalttık. Bu döngüyle ilerledik ve ancak bu seviyeye gelebildik. Çalışmalar sırasında, ortaya çıkarılan mil duvarların korunması ve çevreden gelen yüzey sularının alanı yeniden doldurmaması için yapının çevresi yaklaşık iki buçuk metre yüksekliğinde koruyucu bir engel duvarla çevrildi."



Nymphaion değil, özgün bir termal yapısı


Yapının uzun yıllar literatürde "nymphaion" olarak tanımlandığını hatırlatan Prof. Dr. Çevik, kazılar ilerledikçe bunun doğru olmadığının anlaşıldığını şu şekilde ifade etti:


"1960’lı yıllarda Borchardt bu yapıyı ’nymphaion’ olarak tanımlamıştı. Biz de kazıya başlayana kadar bu şekilde anıyorduk. Ancak plan tamamen ortaya çıktığında bunun ne bir Roma hamamı ne de klasik bir nymphaion olduğunu gördük. Bu, doğrudan termal suya dayalı, özgün plan tipine sahip bir Roma dönemi termal yapısı. Bu yapının benzeri bölgede yok, Roma İmparatorluk Dönemi mimarlığı açısından orijinal bir keşfin içindeyiz."



Burguç sularının ana kaynağı ortaya çıktı


Yapının, Demrelilerin "Burguç" olarak adlandırdığı ve uzun yıllardır şifa amacıyla kullandığı sağlık sularının ana kaynağı olduğunu belirten Çevik, antik dönemde de aynı suyun değerlendirilmiş olmasının tesadüf olmadığını söyledi. Çevik, "Bugün Demreliler ve buraya gelenler, Burguç Değirmeni diye bilinen kaynak göletlerine girerek şifa buluyor. İşte o suların asıl kaynağı bu yapı. İçinde magnezyum, fosfor, kükürt ve demir bulunan çok zengin bir maden suyu söz konusu" şeklinde konuştu.



Havuzlar ve mermer kaplamalar gün yüzüne çıktı


Kazılar sırasında biri büyük, biri küçük olmak üzere iki havuzun ortaya çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Çevik, bu havuzların bir dönem mermer kaplı olduğunu ve kaplamaların bir bölümünün hala yerinde bulunduğunu söyledi. Çevik, yapının farklı kotlarında su derinliğinin değişkenlik göstermesi nedeniyle çalışmaların kontrollü şekilde sürdürüldüğünü, fazla suların sürdürülebilir biçimde tahliyesi için uzmanlarla teknik planlamaların devam ettiğini ifade etti.



"Çamurdan çıkıp şifalı suda temizleniyoruz"


Çalışma şartlarının zorluğuna dikkat çeken Çevik, kazı ekibinin zaman zaman termal sudan yararlandığını belirterek, "Burası Roma döneminde bir şifalı su yapısıydı ve insanlar burada yüzüyordu. Biz de çamur içinde çalıştığımız için arkadaşlarımız zaman zaman bu suya girip temizleniyor, ardından kazıya devam ediyor. Yaz-kış 16,5 derece olan bu su, özellikle Demre’nin 40-45 derece sıcaklarında gerçekten rahatlatıcı" dedi.


Vatandaşların bu sudan faydalanıp faydalanamayacağına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çevik, alanın şu aşamada güvenlik nedeniyle kontrollü tutulduğunu vurgulayarak, "Şu anda yapının çevresi çitle çevrili, çünkü farklı kotlarda su derinliği var ve bu haliyle riskli. Vatandaşların faydalanması tamamen projeye bağlı. Yapıyı hem insanları hem de kendisini koruyacak şekilde planlamamız gerekiyor. İleride, bakanlığın iradesi ve yapılacak düzenlemeler doğrultusunda, kontrollü bir kullanım söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra, vatandaşların yapıyı güvenli şekilde izleyebileceği izleme yolları ve teraslar oluşturulması da planlarımız arasında. Ama şu an için önceliğimiz koruma ve sürdürülebilirlik" ifadelerini kullandı.



Arkeopark hedefiyle yeni cazibe alanı


Alan şu aşamada güvenlik gerekçesiyle kontrollü tutulurken, kazıların tamamlanmasının ardından izleme yolları, teraslar ve çevre düzenlemeleriyle birlikte bölgenin bir arkeopark olarak düzenlenmesi planlanıyor. Myra, Andriake Ören Yeri ve Likya Uygarlıkları Müzesi ile bütünleşmesi hedeflenen projenin, Demre’ye yeni bir kültürel cazibe alanı kazandırması amaçlanıyor.


Prof. Dr. Nevzat Çevik, kazıların önümüzdeki yıl da devam edeceğini belirterek, bölgede termal tesisin yanı sıra bir Roma hamamının da ortaya çıkarıldığını ve alanın antik dönemde yoğun bir su yapıları bölgesi olarak kullanıldığını kaydetti.



Arkeologların çamur ve suyun içinde bin 850 yıllık antik havuzu gün yüzüne çıkarma çabası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya MTSO’nun 2026 hedefi sürdürülebilir kalkınma Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 2026 yılında önceki yıllarda olduğu gibi üyelerinin ve kentin sesi olmaya devam edecekleri mesajı verdi. Sadıkoğlu, 2026’da Malatya’nın üretim gücünü artıracak projelere ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanacaklarını belirtti. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın 2025 yılı son meclis toplantısı 15 Temmuz Şehitleri Meclis Salonu’nda Meclis Başkanı Hakan Er’in başkanlığında düzenlendi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 2025 yılını değerlendirdi, 2026 hedeflerinden bahsetti. 2025 yılının Malatya’daki esnaf, tüccar ve sanayici için hem zorluklarla mücadele edilen hem de dayanışma ruhuyla yeni kazanımların elde edildiği bir yıl olduğunu vurgulayan Başkan Sadıkoğlu, "Yıl boyu üyelerimizin temel sorunlarını gündeme getirdik, çözümü noktasında takipçisi olduk" dedi. "Üyelerimizin ve Malatya’nın sesi olduk" 2025 yılında önceki yıllarda olduğu gibi üyelerinin ve şehrin gür sesi olduklarını kaydeden Başkan Sadıkoğlu, "İşyeri hak sahipliğinde yaşanan mağduriyetleri, küçük sanayi sitesinde faaliyet yürüten üyelerimizin taleplerini, yerinde dönüşüm desteğinin yetersizliğini ve KDV haksızlığını, basit usul uygulamasının sona ermesiyle oluşacak sıkıntıları, E-Haciz uygulamasının yanlışlığını, dördüncü geçici vergi döneminin yeniden gelmemesi gerektiğini, mücbir sebep süresinin sona ermemesini, 6. Bölge Teşviklerinin devam etmesini ve üyelerimizin finansa ulaşamadığını yıl boyu gündemde tuttuk" ifadelerini kullandı. "Zirai don kent ekonomisini derinden etkiledi" 2025 yılının en olumsuz gelişmesinin 12 Nisan’da yaşanan zira don olduğunu belirten Başkan Sadıkoğlu, "12 Nisan günü 34 ilimizi etkileyen zirai dondan Malatya olarak derinden etkilendi. O gün Malatya’nın Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edilmesini ilk talep eden biz olduk. Zirai Donun şehrimize verdiği zararı ve taleplerimizi kapsamlı bir dosya halinde hazırladık ve şehrimize gelen Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sunduk. TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonunun ilimizde düzenlediği toplantıya katılarak, Don Afetinin ekonomik ve sosyal etkilerini dile getirerek üreticimiz, esnafımız ve ihracatçımız için destek talebinde bulunduk" dedi. "Yurt dışından önemli heyetleri ağırladık" 2025 yılında büyükelçileri ve heyetlerini ağırladıklarını ve önemli kazanımlar elde ettikleri kaydeden Başkan Sadıkoğlu, "Kırgızistan Ankara Büyükelçisi Ruslan Kazakbaev, Tacikistan Ankara Büyükelçisi Sodiq İmomi, Çin Ankara Büyükelçiliği Ekonomik Müsteşarı Liu Yuhua ve Özbekistan Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Maşrab Mamirov’u bu yıl Odamızda ağırladık. Yapılan tüm görüşmelerde ülkeler arası ihracat potansiyelimizi ve iş birliği fırsatlarını değerlendirdik. Özellikle Çin heyetinden talebimiz üzerine; üyelerimiz için Çin’e ön şartsız E-Vize sağlanması kararı alındı" şeklinde konuştu. "Üyelerimi için 2 önemli protokol imzaladık" 2025 yılında Oda üyeleri için iki önemli protokol imzaladıklarını belirten Başkan Sadıkoğlu, "İŞKUR Malatya İl Müdürlüğü ile ’Nitelikli İşgücü Yetiştirme Programı’ iş birliği protokolü imzaladık. Fırat Kalkınma Ajansı’yla da ’E-İhracat, E-Ticaret, Markalaşma Eğitimi ve Danışmanlık Projesi’ protokolü imzaladık. İŞKUR ile imzaladığımız protokol kapsamında üyelerimizin nitelikli personel ihtiyacına çare olduk. FKA ile imzaladığımız protokol kapsamında verdiğimiz eğitimlerle üye şirketlerimizin E-Ticaret’e başlama sürecine ve markalaşmasına katkı sunduk" dedi. "100. yıl kitabımız yayınladık" 2025 yılının önemli gelişmelerinden birinin de "Bir Asrın Tanığı; Malatya Ticaret ve Sanayi Odası" kitabını yayınlamak olduğunu belirten Başkan Sadıkoğlu, "1923 yılında Cumhuriyetimizin ilanı ile kurulan Odamız 102 yıldır Malatya’mıza hizmet ediyor. Cumhuriyetimizle yaşıt olan Odamız, tam bir asırdır Malatya’nın üretimine, ticaretine, sanayisine ve kalkınma mücadelesine tanıklık ediyor. Bu uzun ve onurlu yolculuğun yazılı bir hafızası olsun düşüncesiyle hazırladığımız "Bir Asrın Tanığı; Malatya Ticaret ve Sanayi Odası" adlı kitabımız hazırlandı. Bu eserdeki asıl hedefimiz, bugüne kadar görev yapmış başkanlarımızın ve meclis üyelerimizin Odamıza ve şehrimize verdikleri emeği onurlandırmak, anmak ve saygıyla yad etmektir. Odamıza ve şehrimize hayırlı olsun" dedi. "Üye ziyaretlerine yoğunluk verdik" 2025 yılında üye ziyaretlerine ağırlık verdiklerini söyleyen Başkan Sadıkoğlu, "Bu yıl üye ziyaretlerimizi arttırdık. Fırsat bulduğumuz her an üyelerimizi iş yerlerinde ziyaret ederek sorunlarını dinledik, çözümü için takipçisi olduk. 2026 yılında da üye ziyaretlerimize yorulmadan devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Üyelerimizi onurlandırıyoruz" 2025 yılında 310 üyeye teşekkür belgesi sunduklarını kaydeden Başkan Sadıkoğlu, "Bu yıl anlamlı bir uygulama başlattık. Odamızda en az 25 yıldır kaydı bulunan üyelerimize plaketler takdim ettik. Şu ana kadar 310 üyemize sizlerin huzurunda plaketlerini sunduk. Ülkemizin geçtiği her türlü ekonomik zorluklara rağmen, uzun yıllardır var olma mücadelesi veren, faaliyetlerini sürdüren üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Üyelerimize daha nice başarılı yıllar diliyorum. Plaket takdimlerine 2026’da da devam edeceğiz" şeklinde konuştu. "Kardeş oda sayımız arttı" Kardeş Oda protokollerini önemsediklerinin altını çizen Başkan Sadıkoğlu, "2018 yılından bugüne, Mersin, Rize, Diyarbakır, Elazığ ve Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odaları ile kardeş oda protokolleri imzalamıştık. Bu yıl Kardeş Odalarımız arasına bir yenisini daha ekledik. Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası ile kardeş oda protokolü imzaladık. Kalkınmanın, sürdürülebilir sanayi hamlelerinin ve karşılıklı ticari gelişimin temelinde güçlü kurumlar arası iş birliği olduğunu biliyor; kardeş oda protokollerini bu anlayışın somut bir yansıması olarak görüyoruz. 2026 yılında en az 2 Oda ile daha kardeş oda olmayı planlıyoruz" diye konuştu. "Gazze’yi gündemimizden hiç düşürmedik" Başkan Sadıkoğlu, "7 Ekim 2023’te başlayan ve 60 binin üzerinde Filistinli kardeşimizin hayatını kaybettiği Gazze’deki soykırımı gündemimizden hiç düşürmedik. Yıl boyu her meclis toplantımızda ve basın açıklamalarımızda gündeme taşıdık. Sözde ateşkes olsa da katil İsrail saldırılarını sürdürüyor. Gazze’de yaşanan açlığın, zulmün ve ölümün tüm insanlığın ayıbı olduğunu bir kez daha haykırıyoruz. Kahrolsun, katıl İsrail demeye devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi. 2026’nın hedefleri 2026 yılına dair hedefleri de paylaşan Başkan Sadıkoğlu, Malatya’nın üretim gücünü artıracak projelere ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanacaklarını belirtti. Malatya Büyükşehir Belediyesi ile ortak olarak kuracakları çimento fabrikasına da değinen Başkan Sadıkoğlu, Malatya için büyük önem arz eden bu yatırımın 2026’da önemli bir yol kat edeceğine vurgu yaptı. 2. OSB’deki İŞGEM Mesleki Eğitim Merkezi binasında yer alan Model Fabrika projesinin deprem nedeniyle yavaşlamış olsa da 2026’da faaliyete geçeceği müjdesini de veren Başkan Sadıkoğlu, "Kuracağımız model fabrika Doğu Anadolu Bölgemizdeki ilk model fabrika olacak. Sadece ilimize değil bölgemizdeki tüm illerin sanayilerine katkı sunacak" dedi. Arabuluculuk ve UYUM Merkezi Projesini de 2026’da aktifleştireceklerini söyleyen Başkan Sadıkoğlu, "İşçi-işveren, ticari ve tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu hale gelen arabuluculuk sistemini üyelerimizin hizmetine sunuyoruz. Fiziki ortamı binamızın ikinci katında tamamladık. 2026’da faaliyete geçireceğiz. Tüm ticari ihtilaflar UYUM merkezimizde hem daha hızlı hem de daha ucuza çözülecek. Aylar ve hatta yıllar süren davalar, burada birkaç hafta içinde sonuca ulaşacak. Üyelerimize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı. Oda üyelerinin yeni yılını da kutlayan Başkan Sadıkoğlu, "2026 yılının deprem felaketinin yaralarını tam anlamıyla sardığımız, üyelerimiz, şehrimiz ve ülkemiz için umut veren gelişmelerin yaşandığı, hayırlar getiren bir yıl olmasını diliyorum" diye konuştu.