SAĞLIK - 26 Ocak 2025 Pazar 09:36

Astım hastalarına uzmanından ezber bozan tavsiye

A
A
A
Astım hastalarına uzmanından ezber bozan tavsiye

Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, spor yapmanın bilinenin aksine astım hastalarına iyi geldiğini belirterek, “Özellikle astım hastaları spordan hiçbir şekilde uzaklaşmamalıdır. Eğer kişi, astım ilaçlarını düzenli kullanıyorsa ve astım hastalığı kontrol altında ise spor yapması iyileşmesine katkıda bulunur, kapasitesini artırır ve astım kontrolü kolaylaşır” dedi.


Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, astım ve spor ilişkisi hakkında bilgi verdi. Spor yapmak bilinenin aksine astım hastalarına iyi geldiğini belirten Keleşoğlu, “Özellikle astım hastaları spordan hiçbir şekilde uzaklaşmamalıdır. Eğer kişi, astım ilaçlarını düzenli kullanıyorsa ve astım hastalığı kontrol altında ise spor yapması iyileşmesine katkıda bulunur, kapasitesini artırır ve astım kontrolü kolaylaşır. Fiziksel kondisyonu iyi olan sporcularda astım ataklarının ciddi bir şekilde azaldığı yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu nedenle astım hastalarının fiziksel fonksiyon kapasitelerini geliştirecek spor faaliyetlerinde bulunmaları önerilmektedir” dedi.



“Yaşam kalitesini düşüren bir hastalık”


Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, astım hastalığının hava yolunun kronik iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir hastalık olduğuna işaret ederek, “Genellikle ataklar halinde kendini gösteren astım hastalığını alerjenler, ilaçlar ve soğuk gibi pek çok faktör tetikleyebilmektedir. Hastalar bu tetikleyicilere maruz kaldığında öksürük, hırıltılı, solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma hissi gibi belirtiler vermektedir. Kontrolsüz astım hastalığı kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir” diye konuştu.



“Spor yapmak akciğer kapasitesini iyileştiriyor”


Astımlı kişilerin, astımları yönetildiği ve kontrol altına alındığı sürece spor yapabileceğini, hatta bu sporlarda başarılı olabileceklerini de aktaran Keleşoğlu, konuşmasını söyle sürdürdü: “Başarılı sporcular arasında iyi bir astım tedavisi altında olan elit sporcular vardır. Aktif olmak ve spor yapmak, astımlı kişilerin formda kalmasına ve sağlıklı bir kiloyu korumasına yardımcı olur. Genel olarak, astımlı kişiler her türlü egzersize katılabilir. Egzersiz, genel sağlık ve akciğer sağlığı için önemlidir ve astımla yaşayan insanlar için fiziksel aktivitenin birçok faydası vardır. Günlük egzersiz; akciğer kapasitesini, yani vücudun kullanabileceği maksimum oksijen miktarını iyileştirmeye yardımcı olur. Astımlı kişiler için dinlenme molası olmadan çok fazla enerji gerektiren veya soğuk hava sporları gibi bazı sporları yapmak bazen zor olabilir. Ancak bu yapamayacakları anlamına gelmez. Astımlı birçok sporcu, uygun eğitim doğru ilaç kullanımıyla istedikleri her sporu yapabilmektedir”


Keleşoğlu, egzersiz yaparken ısınarak başlanılması, soğuk havalarda dışarıda egzersiz yaparken burun ve ağızın bir eşarpla örtülmesi gerektiğini, kirli havalarda da dışarıda egzersiz yapmayı veya yorucu aktiviteleri sınırlanması gerektiğini ve egzersizin soğuma hareketleriyle bitirilmesi gerektiğini söyledi.



“Astımın şiddeti spor dalı seçiminde etkin rol oynuyor”


Spor seçiminde astımlı hastadaki astımının şiddetinin kontrol altında olup olmaması, tedavi altında akciğer kapasitesi ve hastanın tercihinin önemli rol oynadığına da dikkati çeçen Keleşoğlu, “Genellikle çocuk ya da erişkin yaşta önerilen spor aktivitesi yüzmedir. Ancak kapalı yüzme havuzları, dezenfektan olarak kullanılan maddelerin kapalı ortamda birikmesi nedeni ile astımı tetikleyebilir. Bu nedenle yüzülen ortamın temiz ve uygun olduğundan emin olunmalıdır. Bir de soğuk hava astımı tetikleyebilir. Açık hava sporu yaparken bunu göz önüne almak gerekir. Soğuk havalarda astım hastaları gereken önlemleri alarak, tıbbi tedavilerini ihmal etmeden açık hava sporlarını yapabilirler. Ancak astım hastaları yüksek risk içerdiği için; dalgıçlık, basketbol, bisiklet, uzun mesafe koşusu, futbol, kayak, buz hokeyi ve buz pateni gibi spor dallarından uzak durmalıdır. Spor, astımın iyileşmesine katkıda bulunsa da asıl tedavisi tıbbidir. Uzman bir doktor gözetiminde düzenli takiplerin ve tedavilerin yapılması gerekmektedir. Astım tıbbi tedaviyle kontrol altına alınabilen, geriye dönüşü olabilen bir hastalıktır. Herkeste astımın şiddeti farklılık göstermektedir. Tedavinin ardından hasta normal hayatına dönebilir. Ayrıca astımı tetikleyici faktörlerin belirlenmesi ve bu etkenlerden korunmak önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.