GÜNDEM - 30 Ağustos 2023 Çarşamba 10:15

Başpehlivan İsmail Balaban, fotoğraf isyanını anlattı

A
A
A

Başpehlivan İsmail Balaban, bir hayranının fotoğraf çektirmek istemesi yüzünden yaşanan tartışmanın ardından gelen eleştirilere adeta isyan etti.

Er meydanına hasta bir şekilde çıktığını ve serum almak zorunda kaldığını belirten Balaban, “'Survivor'a gitti, sonra değişti, havalandı' tarzında yorumlar yapılıyor. Kardeşim ben aynı İsmail Balaban’ım. Ben değişecek olsam er meydanlarına geri dönmezdim. Benim yerden kalkacak gücüm yok, nefes almakta zorlanıyorum, fotoğraf çektirmek istedi. Ben hastayım, nabzım çok yüksek, nefes alamıyorum. Benim derdim fotoğraf değil ki” dedi.

Muğla'nın Seydikemer ilçesinde düzenlenen yağlı güreşlerde rakibi Enes Doğan'ı yenip, başpehlivan olan İsmail Balaban, müsabakanın hemen ardından dinlenmeye çalışırken yanına gelip, kendisine sarılarak fotoğraf çektirmek isteyen bir hayranı ile tartışmıştı. Balaban ile hayranı arasındaki tartışma sosyal medyada gündem oldu. Başpehlivan İsmail Balaban da söz konusu görüntülerden sonra gelen eleştirilere memleketi Antalya’da İhlas Haber Ajansı aracılığıyla cevap verdi.

“Kendi evim ve seyircimin önünde birinci olmak için çalışmalarıma devam ediyorum”
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin Konyaaltı ilçesinde bulunan spor salonunda çalışmalarına devam eden İsmail Balaban, “2023 yılında şu ana kadar 30 müsabakaya katıldım. Sezonun başından beri her zaman hedefimiz sevenlerimizi en iyi şekilde temsil etmektir. Bunu yer yer gerçekleştirdik, önemli başarılar elde ettim. Kırkpınar’da finalde kaybederek ikinci oldum. Herkesin hedefi burada birinci olmaktır, benim de hedefim birinci olmaktı. Sevenlerime şampiyonluk gururu yaşatmak istedim ama nasipte ikinci olmak varmış. Sezonumuz devam ediyor, önümüzde Elmalı güreşi var. Kendi evim ve seyircimin önünde birinci olmak için çalışmalarıma devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Sevenlerim için savaş veriyorum”

Yağlı güreşi, dünyanın en zor sporlarından birisi olarak tanımlayan Balaban, “Başarı ve başarısızlık, her şey sizin sorumluluğunuzda oluyor. Biz her zaman zinde ve gücümüzde olmak zorundayız. Bir müsabakada en az 5-6 rakibinizi yenmek zorundasınız. 30 dakikadan hesaplasak 3 saatlik bir enerji demek. Buna yönelik antrenmanlar yapıyoruz. Bir de güneş altında mücadele ediyoruz. Haftanın 6 günü antrenman yapıyoruz. Güne sabah saat 08.00’de başlıyorum. Sosyal hayatımız olmuyor, başarılı olmak için daha fazla fedakarlık yapmamız gerekiyor. Zirvede kalmak istiyorsanız bunu yapacaksınız. Ben de sevenlerimi mahcup etmemek adına daha fazla fedakarlık yapıyorum. Sahaya çıktığımda kendi başarımı düşünen birisi değilim. Sahaya çıktığım zamana benimle beraber sevinen birçok insan var, onları düşünerek er meydanına çıkıyorum. Sevenlerim için savaş veriyorum” cümlelerine yer verdi.

“Arabadan iner inmez fotoğraf mesaimiz başlıyor”

Sahada yaşadığı zorlukları da anlatan Başpehlivan Balaban, “Sıcağın altında güreşmek gerçekten kolay bir şey değil. Nabzın 200’leri geçtiği zamanlar oluyor. O an sağlıklı düşünmek zorlaşıyor. Sahanın içinde olduğu kadar sahanın dışında da zorluklar yaşıyoruz. İnsanlar beni seviyor, saygı duyuyor, hepsine çok teşekkür ediyorum. Fotoğraf çektirip sohbet etmek istiyorlar. Ben de elimden geldiği kadar onlara vakit ayırarak kırmamaya çalışıyorum. Başarılı olamadığımız zaman eleştiri alıyoruz. Bir yandan seyirciler sizinle fotoğraf çektirmek istiyor, her birine en az 1 dakika zaman ayırsak ben en az akşama kadar bir organizasyonda 500 kişi ile fotoğraf çektiriyorum. Bu çok zor bir olay. Ben insanları kırmıyorum, keşke herkes ile fotoğraf çektirsem. Ama ben bir tane kişiyim, herkese yetişemiyorum. Sahaya girdiğim andan itibaren sevgi seli ile karşılaşıyorum. Arabadan iner inmez fotoğraf mesaimiz başlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Ben değişecek olsam er meydanlarına geri dönmezdim”

Seydikemer güreşlerinde başpehlivan olduğu mücadelenin hemen ardından bir hayranı ile arasında geçen fotoğraf diyaloğuna da açıklık getiren İsmail Balaban, “Biraz da beni anlayın, lütfen biraz kendiniz yerine koyun. Benim maça odaklanmam gerekirken fotoğraf çektirmeye gidiyorum. Bunu yerinde ve zamanında yapamıyoruz. Sevenlerimin olması bana gurur verir. Fotoğraf çektirmenin yeri ve zamanı var. Dün yaşanan olayda da aynı durum yaşandı. Ben sahaya geldiğim ilk dakikadan sonra fotoğraf çektirmeye başladım. Bir yandan anons yapılıyor, bizi sahaya davet ediyorlar, kıspetin paçalarını bağlamam lazım, benden fotoğraf talep ediyorlar. Sonra çektirelim diyorum, bu durumda bile alınıyorlar. İnsanlar bizi yanlış anlıyor. 'Bu Survivor'a gitti, sonra değişti, havalandı' tarzında yorumlar yapılıyor. Kardeşim ben aynı İsmail Balaban’ım. Benim oraya gidiş amacım da ata sporumuzu daha çok kişiye sevdirmekti. Ben değişecek olsam er meydanlarına geri dönmezdim. Benim yerimde başkası olsa belki geri dönmezdi. 'İsmail Balaban bundan sonra bitti, bir daha geri dönmez' dediler. Çok eleştiri ve yorum aldım. Ben bunlara kulak asmadım, ben nereden geldiğimi biliyorum. Ben köylü çocuğuyum. Kimse beni değiştiremez. Ben er meydanlarında sevenlerim için güreşmeye devam edeceğim. Her şeyin bir yeri zamanı vardır” açıklamasını yaptı.

"Hastayım, nabzım çok yüksek, nefes alamıyorum; benim derdim fotoğraf değil ki"

Er meydanına hasta bir şekilde çıktığını ve serum aldığını vurgulayan Balaban, “Çok kötüydüm, bir gün öncesinde Çanakkale’de ilk tura çıktım. Hasta halimle ilk turda çıkabilirdim ama ben hasta halimle güreştim. Güneşin altında üşüyordum. Ben sevenlerim için mücadele ettim. En az 500 kişi ile fotoğraf çektirdim, 500 kişi ile çektirdiğim fotoğrafı değil de bir kişi ile yaşanılan sorun konuşuldu. Ben buna üzülüyorum. İnsanların yorumunu okuduğum zaman daha çok üzülüyorum. Ben birinci oldum, yerden kalkacak gücüm yok, nefes almakta zorlanıyorum. Bir kişi gelerek fotoğraf çekinmek istediğini söyledi. Ben de bir dakika beklemesini istedim. Buna itiraz etti. Çektirmek zorunda olduğum yönünde sözler söyledi. Ben insanları kırmıyorum, yaklaşma üslubu önemlidir. Ben hastayım, nabzım çok yüksek, nefes alamıyorum; benim derdim fotoğraf değil ki. Emrivaki konuşulursa olmaz. Beni aşağıya çekmeye çalışıyorlar. Bu hakaret içerikli yorumlar hakkında gerekli hukuki sureci başlatacağız. Ben kimseye durduk yere tepki vermedim. Ben 10 yıldır İsmail Balaban’ım. Ben tuvalette bile fotoğraf çektiriyorum. Yemek yerken fotoğraf çekiniyorum” diyerek sözlerini noktaladı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Adli emanetten silahları çalan katibin ifadesi ortaya çıktı İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu’nda yapılan denetimde 9 adet silahı çalan zabıt katibinin ifadesi ortaya çıktı. Tutuklanan katip, "2023 yılının sonbahar aylarında emanet memurluğundan 1 adet silahı gizlice aldım. İlk aldığım silahın markasını ve seri numarasını hatırlamıyorum" dedi. İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu’nda yapılan rutin denetimlerde 12 adet silahın kayıp olduğu belirlendi. Eksikliği tespit edilen silahların, İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı’nda incelemede mi olduğuna ilişkin yazı gönderildi. Kayıp silahlardan 3’ünün yeniden incelemeye alındığı ortaya çıktı. Bu silahlardan ikisinin 2 Ekim 2023’te Emanet İşlemleri Bürosunda zabıt katibi olarak görev yapan U.E. isimli kişinin üzerinden temin edildiği, bir diğerinin ise terör ve örgütlü suçlar kapsamında yürütülen bir soruşturma sırasında şüpheli başka bir şahsın ikametinde bulunduğu öğrenildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında 9 silahı sattığı belirlenen ve tutuklanan zabıt katibinin ifadesi ortaya çıktı. "1.5 milyon TL kadar borcum bulunmaktaydı" Zanlı U.E. savcılık ifadesinde, "Emniyette vermiş olduğum ifademi kabul etmiyorum. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum. Ben şu anda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak görev yapmaktayım. Tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2023 yılının Mart ayında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığında zabıt katibi olarak görevlendirildim. Görev yaptığım süre içerisinde eşim ile olan sıkıntılarım nedeniyle zor bir dönemden geçmekteydim. Aynı zamanda yaklaşık 1.5 milyon TL kadar borcum bulunmaktaydı. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan iş bölümü doğrultusunda Emanet İşlemleri Bürosu’nda görevlendirildim. 2023 yılının sonbahar aylarında emanet memurluğundan 1 adet silahı gizlice aldım. İlk aldığım silahın markasını ve seri numarasini hatırlamıyorum. Aldığım silah ile Tuzla ilçesinde bulunan ikametime geldim. Amacım bu silahla intihar etmekti. Ancak o gün buna cesaret edemedim. Silahı Tuzla ilçesindeki ikametimde bırakarak ertesi gün Adalar Adliyesi’ndeki görevime devam ettim. Günün sonunda intihar düşüncemin ağır basması nedeniyle emanetten bu kez başka bir silah aldım. Tuzla Aydınlı bölgesindeki ormanlık alana gittim. Ancak yine intihar etmeye cesaret edemedim" şeklinde konuştu. "Görevini yerine getiren polis memurlari tarafından durduruldum" 2 silahı yakalatmasını anlatan U.E., "İlk silah hala uhdemde iken yeniden ikinci bir silahi almamdaki amaç eve uğramak istemememden kaynaklıdır. İlk aldığım silah ikametimde bulunduğundan eşimin olmadığı yerde intihar etmek istedim. Az önce ifade ettiğim gibi intihar etme cesaretini bulamadığımdan amacım iki adet silahı da alıp Adalar Adliyesindeki emanete kimsenin haberi olmadan geri bırakmaktı. 2 ekim 2023 tarihinde sabah saatlerinde Adalar Adliyesine gitmek amacıyla Kartal sahiline gittiğimde devriye görevini yerine getiren polis memurlari tarafından durduruldum. Yapılan aramada elimde poset içerisinde iki adet silahın tespit edilmesi üzerine adli işlemlerin devamı için beni polis merkezi amirligine götürdüler. Ruhsatsız silah bulundurduğum gerekçesiyle hakkımda kamu davası açıldı" dedi. "Üzerime atılı suçlamayı kısmen kabul ederim" Suçlamaları kısmen kabul eden U.E., "Kaybolduğu iddia edilen diğer silahlarla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Herhangi bir maddi menfaat teminim olmamıştır. S.K. ve N.K. isimli şahısları tanımam. Emanette bulunması gereken silahın nasıl bu şahıslardan temin edildiği hususunda bilgi sahibi değilim. Üzerime atılı suçlamayı kısmen kabul ederim. Bunun yanında kolluk görevlilerince el konulan cep telefonumda whatsapp uygulamasını yasa dışı bahis hususunda yazışmalarım bulunması nedeniyle sildim. Temin edilemeyen silahların akibeti ile ilgili herhangi bir yazışma içeriği bulunamamaktadır. Söyleyeceklerim bundan ibarettir" ifadelerini kullandı. "Silahlar yerden aldığım kutudan çıktı" Daha önceden benzer konudan hakkında davası olduğu öğrenilen U.E., "Bu suçlamaları kabul etmiyorum silahlar üzerinde parmak incelemesi yapılabilir. Hakkımda açılmış olan dava konusu olan silahlar içerisinde kitapların olduğunu görerek yerden aldığım karton poşetin içerisinden çıkmıştır. Herhangi bir tasarrufum yoktur suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.