ÇEVRE - 14 Nisan 2024 Pazar 13:29

Özel yapım aracını anne kedi ve yavrularına tahsis etti

A
A
A
Özel  yapım aracını anne kedi ve yavrularına tahsis etti

Antalya’nın Kepez İlçesi Yeşiltepe Mahallesi’nde yaşayan Amerikan Klasik araba koleksiyoneri Abdullah Bilir’in, 2019 yılında atıl vaziyette alıp, kullanır hale getirdiği cipi, bir anne ve 4 yavru kediye yuva oldu.


Bir sabah işe giderken aracın içinde anne kedi ve yavrularını gören Abdullah Bilir, neye uğradığını şaşırdı. Aracına binmeyen ve anne kedi ile yavrularını kahatsız etmeyen Bilir, ellerinin kokusu sinip yavrularına bakmaz diye kediledti araçtan dışarı taşımak ta istemedi. Kediler 20 gündür özel yapım cipi yuva olarak kullanıyor.


Yavru kediler büyüyene kadar aracı kullanmayacak


Yavru kediler büyüyene kadar aracı kullanmayacağını söyleyen Bilir, şu ifadelere yer verdi: "1950 model Amerikan yapımı bir aracımız var, atıl vaziyette aldık. İki yıla yakın bir sürede emekle topladık, gündelik kullanım durumuna getirdiğimiz, severek kullandığımız, evlat gibi sevgiyle kullandığımız bir araç. Aracımla her gün işe gidip geliyorum. Bir gün işe giderken bir anne kedi ve 4 tane yavru aracın içinde yatıyordu. Aracın içinde kedileri görünce çok şaşırdım, anne biraz vahşiydi tabii. Çocukları koruma içgüdüsüyle bize sıcak samimi davranmadı. Öyle olunca da kıyamadık, çocuklar çok küçük, büyüyene ya da aracımızı terk edene kadar aracımızda kalsın istedik. Dışarıya alıp koyalım diye düşünmedik, elimizin kokusu çocuklara sinerse anne bakmaz diye düşündük. 25 Mart 2024 tarihinden itibaren, yaklaşık 20 gündür aracımı kullanamıyorum, aracım çalışıyor mu çalışmıyor mu ne vaziyette onu da bilmiyorum, aracı onlara tahsis ettik. Çocuklar tedirgin olmasın, büyüsün diye severek kullandığımız aracı kullanamıyoruz. Doğayla iç içe olmayı çok seviyorum, bayram tatilinde dağ tepe tırmanmayı çok istiyordum ama bu bayram bu çocukların hatırına kullanmadık. Başka bir tatilde planlarımızı gerçekleştireceğiz."


Tüm canlıların isteği sevgi


Hayvan sever olduğunun altını çizen Abdullah Bilir, tüm canlıların ihtiyacı olan tek ögenin sevgi olduğuna dikkat çekti. Bilir, "Evimde iki tane, iş yerimde bir tane kedim var. Hayvanları çok seviyorum. Bir dostum ’Sizi güvenilir bulduğu için size sığınmış, lütfen yerinden tedirgin etmeyin hayvanları’ dedi. Onlarla kalpten konuşuyorum, bu kadar aracın içinde bizi tercih etmeleri gurur ve zevk verdi. İşe giderken vedalaşıyorum, işten gelirken maması suyu var mı diye kontrol ediyorum. Anneyle aramızda bir samimiyet oldu, artık eskisi gibi hırçın değil. Yavrular çok sıcak, çok sevimliler, patileri burunları pembe pembe. Tüm canlılar sevilsin, bizden istedikleri sadece sevgi. Mamasını her yerde yiyebiliyor onlar, sadece sıcak bir duygu istiyorlar. Eziyet edenlere çok kızıyorum, bu hayvanların sadece dili yok ama kalpten konuşabiliyorlar. Hayvanın sevgiyle minnetle yaklaştığını, gözlerine baktığında anlıyorsunuz" diye konuştu.


"Kedileri yuvasız bırakmayacağız"


Abdullah Bilir’in eşi Gönül Bilir ise kedileri sahiplendirmek için harekete geçtiklerini ve yavruları yuvasız bırakmayacaklarını açıkladı. Bilir, "Yavruları yaklaşık bir ay önce arabayı eşim çalıştırdığı zaman gördük. Kıyamadık da tabii onlar oradayken, evlat gibi her gün yokluyoruz, mamalarını ve suyunu veriyoruz. Anne biraz yabani olduğu için bize dokundurtmuyor ama yine de onları ihmal etmedik. Kedilerle serüvenimiz doğduğumuzdan itibaren var, hayvanları çok seviyoruz. Bizim için, onlarsız hayat olmaz, onlarla var oluyoruz, onlarla mutlu oluyoruz. Büyütüp yuva sahibi edene kadar da bakmaya devam edeceğiz. Onlar yuva sahibi olana kadar biz araca binmeyelim, hiç önemli değil bizim için. Arkadaşlarımızı haberdar ettik, yavrularımıza yuva arıyoruz, iki tanesine yuva bulduk, diğer ikisi için de arıyoruz. Onları sahipsiz bırakmayacağız" ifadelerine yer verdi.


Komşular, kedilerden memnun


Bilir ailesinin aynı apartmanda yaşadığı komşuları Yaprak Doğan ise yavruların bahçelerinde yaşıyor olmasından duyduğu mutluluğu paylaştı. Doğan, "Biz de kedi anne babasıyız, iki gün önce kaybettik, rahatsızlığı vardı. Acımız var ama burada yavruları görünce mutlu oluyoruz, onu hatırlıyoruz. Hayvan sever bir apartmanda oturuyoruz, üç dört dairenin kedisi var. Abdullah abi yavrulara yuva oldu, elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Onlar da bizim yavrumuz gibi oldu, işe gelip giderken yapabileceğimiz bir şey var mı diye bakıyoruz, onları görünce mutlu oluyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova-Irak arasındaki turizm ağı genişliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesi sınır komşularıyla turizm ağını geliştirmeye devam ederken, Irak’tan gelecek olan 15 acente için bilgilendirme öncesi Başkan Cevdet Özgökçe başkanlığında toplantı yapıldı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Yüksekova Esnaf Sanatkârlar Odası (YESO) öncülüğünde başlatılan Iran-Yüksekova arasındaki turizm atağı için bir araya gelindi. İlçenin Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Zagroz İş Merkezi’nin Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odasında bir araya gelen STK’lar, iş adamları ve yerel esnaflarca, Irak’ın güney kenti ve Yüksekova arasındaki geliş-gidiş bağlantılarını hızlandırmak için 4 günlük ziyaret öncesi görüşme toplantısı yapıldı. Yapılan toplantıda, Hakkâri ve ilçelerine, Van’a Irak’ın güney kentinden gelen misafirler için görüşmeler yapıldı. Toplantıya, TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İsmail Akboğa, Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Vedat Çoğaç, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Gürdal, iş adamı ve Bubi Van Seyahat Acentasının Ebubekir Zirek ve çok sayıda esnaf katıldı. Yüksekova’nın büyümesi için yeni turizm rotasına başladıklarını belirten TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, “Hakkari ve bölgesinin turizmini geliştirmeyi, büyütmeyi göz önüne alarak yola çıktık. Bölgedeki yeni rotaları oluşturmak için buradayız. Allah nasip ederse 21 Mayıs’ta Irak’ın güneyinde Arap bölgesinde 15 tane seyahat acentesinin Hakkâri’ye davet ettik. Acenteleri 2 gün Hakkâri ve 2 gün Van olmak üzere 4 gün ağırlayacağız. Yakın bir süreçte de buradaki sektörle bir araya gelip Türkiye’de iç pazarda kültür turları yapan büyük tur operatörleri ile acenteleri Yüksekova’ya davet edip coğrafyamızı tanıtmayı planlıyoruz. Bölgedeki turizmi mevsimsellikten çıkartıp 12 aya yaymak istiyoruz. Nitelikli turisti buraya getirebilmek için bugün buradayız. Bildiğiniz üzere geçen sene Yüksekova’ya Hilton oteli yapıldı. Çok güzel bir otel. Yaklaşık 170 tane odası var, bu da bizim elimizi güçlendiriyor. TÜRSAB olarak geçen yıl gibi bu yıl da ağırlığımızı bu bölgeye vereceğiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Türk Hava Yolları, Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru oldu Türk Hava Yolları 2024 – 2029 yılları arasında Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru ve karşılama merkezi ile araştırma merkezinin isim sponsorluğunu üstlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy anlaşmayla ilgili olarak “Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki işbirliğinin artarak devam edeceğine inanıyorum.” açıklamasında bulundu. Sponsorluk imza töreninde konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; "Özelde Göbeklitepe ve genelde ise 12 ayrı antik yerleşim yerinden oluşan Taş Tepeler yöresi sadece Türkiye’deki değil dünyadaki en önemli keşiflerden ve kazı alanlarından birisidir. Bildiğiniz üzere Türk Hava Yolları olarak dünyanın birçok farklı bölgesinde ülkemiz turizmine katkı sağlamak ve ülkemizi tanıtmak için etkinlikler düzenliyoruz. Amerika’dan Uzakdoğu’ya ve Avustralya’ya uzanan bir yelpazede düzenlediğimiz bu etkinliklerde Taş Tepeler’in tanıtımına özel ihtimam gösteriyor bu güzide belgeyi tanıtmak ve turizme katkı sağlamak için çalışıyoruz. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin sponsorluğunu üstlendiğimizi bildirmekten gurur ve mutluluk duyuyorum. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin ana sponsoru ve Karşılama ile Araştırma Merkezi’nin isim sponsoru oluyoruz. Uzun soluklu bir proje olan Taş Tepeler projesine hep birlikte katkı sağlamaya Taş Tepeler’i, Şanlıurfa’yı ve ülkemizi dünyanın dört bir tarafına tanıtmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Taş Tepeler anlaşmasına dair açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Özellikle Anadolu Arkeoloji konusunda çok büyük bir envantere sahip. 2018’den itibaren bu arkeolojik değerlerin gün yüzüne çıkarılması ve çıkarılan envanterin korunması açısından yeni bir politika uyguluyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çok yoğun çalışmalara öncelik ediyoruz. Türkiye geneline baktığımızda 144 noktada yerli kazı başkanlığı, 32 noktada yabancı kazı başkanlığı vardı. Bu sene yeni projemizle birlikte hem kazı başkanlıklarının tamamı yabancı kazı başkanlıklarının olduğu yerlerde, yerli kazı başkanlıklarıyla takviye edildi hem de ekip, ekipman ve bütçe olarak desteklenerek 12 aylık kazı programın alındı. Burada sevinerek söylemem gerekiyor ki Taş Tepeler projesi geleceğe miras kapsamına alınmış projelerin başında geliyor. Geçen sene Türkiye’de 720 noktada kazı ve kurtarma çalışması yapıldı ve bu dünyada rekordur. En çok yıllık kurtarma çalışması yapılan ülke olduk. 2024’te bu sayıyı 750’ye çıkartmaya çalışıyoruz. 2026’da da yıllık 800’lük kazı çalışması projelendirerek bu süreci arttırarak dünya genelindeki liderliğimizi devam etmek istiyoruz.” dedi Konuşmasına Taş Tepeler projesi çalışmalarından söz ederek devam eden Bakan Ersoy, “Özellikle 2021 yılında başlatılan Taş Tepeler projesiyle daha önceleri sizin Göbeklitepe olarak bildiğiniz projeyi çok daha geniş bir alana yaydık. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe veya Harbetsuvan gibi 11 ayrı bölgeye yayılarak çalışmalar devam ediliyor. Burada Karahantepe ve Göbeklitepe’de özellikle Taş Tepeler projesinde Şanlıurfa müzemizin denetiminde İstanbul Üniversitesi arkeoloji ana bilim dalıyla birlikte detaylı bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmalar sadece bir üniversite ile sınırlı değil. Şu anda 21 tanesi yabancı olmak üzere yaklaşık 32 tane üniversite ve enstitü birçok akademik kurumla iş birliği yaparak bu çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Şu anda arkeoloji konusunda Türkiye’deki en geniş kapsamlı arkeoloji projesi olarak da bu benimsenmiş durumda. Hatta Karahantepe özelinde 2023 yılında 32 ülkeden 970 hakemin katıldığı bir süreçte. Dünyanın en önemli 9 projesinden biri olarak kabul edildi.” ifadelerini kullandı. Konuşmanın sonlarında Türk Hava Yolları ile yapılan anlaşmanın önemine vurgu yapan Ersoy, ”Bu sponsorluk çok önemli. Türk Hava Yolları ile yaptığımız bu çalışmalar kapsamında bu yıl içinde laboratuvarların da olduğu bir araştırma merkezini hayata geçireceğiz. Karahantepe’de önümüzdeki sene ziyaretçi merkezini oluşturacağız. Geçen sene deprem sebebiyle ertelemiş olduğumuz Dünya Neolitik Kongresi’ni 4 – 8 Kasım tarihlerinde Harran Üniversitesi’nde gerçekleştireceğiz. Ben Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğinin ilerleyen yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorum. Zaten turizm açısından da bakıldığı zaman 330’dan fazla noktaya direkt uçuşuyla Türk Hava Yolları inanılmaz bir hizmet sunuyor. İnşallah bu sinerjiyi katlayarak devam ettireceğiz. Bugün imzalayacağımız anlaşmanın protokolünün de daha nice hayırlı protokollere vesile olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.” dedi. Bakan Ersoy’un konuşmasının ardından karşılıklı olarak imzalanan anlaşma sonrası ikili basın mensuplarına poz verdi. Program “Connect To Türkiye” Etkinliği ile devam etti.