SAĞLIK - 03 Ekim 2023 Salı 15:29

Birçok ilde aylar sonrasında sıra bulabilen hastalar Bolu’da anında tedavi oluyor

A
A
A
Birçok ilde aylar sonrasında sıra bulabilen hastalar Bolu’da anında tedavi oluyor

Türkiye’nin birçok şehrinde aylar sonrasına sıra verilen diş hastalığı yaşayan vatandaşların uğrak noktası Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Diş Hekimliği Fakültesi oldu. İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi büyükşehirlerden hastalar Bolu’da tedavi görüyor.


Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Diş Hekimliği Fakültesi, yeni açılan Entegre Merkezi ile birlikte 222 yatak kapasitesine ulaştı. 4 ana bilim dalında hizmet veren yeni Entegre Merkezi’yle birlikte klinik sayısı 9’a yükseldi. İstanbul, Ankara ve Kocaeli gibi büyükşehirlerden gelen hastalar Bolu’da tedavi görüyor.



"Hasta memnuniyetimizin çok hızlı bir şekilde arttığını görmekteyiz"


Anında tedaviye başlanmasıyla birlikte hasta memnuniyetinin arttığını söyleyen BAİBÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Prof. Dr. Ali Keleş, "Diş Hekimliği Fakültesi olarak entegre kliniğimizi 3 haftadır hizmete almış durumdayız. Hasta memnuniyetimizin, hastalara vermiş olduğumuz randevu sürelerinin çok kısaldığını gördük. Hasta memnuniyetimizin de çok hızlı bir şekilde arttığını görmekteyiz. Hastalarımız da hekimlerimiz de bu durumdan çok memnun durumdalar. Bu klinikte muayenehane konforuna sahip bir şekilde hasta hizmeti sunmaktayız. Hastalarımız geliyor, başvuru yaptıkları anda tedaviye alınıyor. 4 ana işlem, bir erişkin hastanın hasta tedavi beklentisinin yüzde 90’ını oluşturuyor bunlar. Yani cerrahi işlemler dışındaki ameliyat dışındaki 4 büyük işlem bu klinikte tek başına yapılmaktadır. Hastamız başvurduğu anda tedaviye almaktayız. Önce hastalarımızın gerek varsa diş taşı temizliğini yaparak hemen sonrasında dolgusuna, kanal tedavi ve protezine bu bölümde tek başına bakmaktayız" dedi.



"2 hafta sonra hiçbir tedavi bekleyen hastamız kalmayacak"


Randevu almayı bekleyen hastaların yoğunluğunu azalttıklarını ifade eden Prof. Dr. Ali Keleş, "Bazı bölümlerimizde randevu vermeden yine tedavi yapabiliyorduk ama bazı bölümlerimizde randevu vermemiz gerekiyordu. Hasta talebi fazla diye randevu veremediğimiz ama işte ’Biz sizi arayacağız’ dediğimiz bölümlerimiz de vardı. Şu an o bölümlerimiz ‘biz sizi ararız’ diye not düştüğümüz hastalarımızı tedaviye çağırıyoruz. Listelerimizi erittik. 2 hafta sonra hiçbir tedavi bekleyen hastamız kalmayacak. Planlamamız o yönde. Sonrasında da gelen her hastanın zaten tedavisini burada artık başvuranları da yapıyoruz" diye konuştu.



Nitelikli tedaviler için hastalar Bolu’yu tercih ediyor


İl dışından da hastalar geldiğini ifade eden Ali Keleş, "İl dışından, çevre illerden fakültemize hastalar gelmektedir. Özellikle bazı nitelikli tedavilerde genel anesteziyle çocuğun uyutularak tedavi yapılması tedavisinde Ankara dahil olmak üzere birçok ilden bize başvuru var. Onlar her tarafta yapılabilen tedaviler değil. Biz bu konuda daha iyi durumdayız. Oradan bile gelen hastalarımız var. Bu kliniğin de açılmasıyla hasta sirkülasyonu çok arttı. Hastalar daha çok başvuru yapmaya başladı. Özellikle diş taşı temizliğinden başlayıp tüm yüzde 80, yüzde 90 tedavinin tek bir klinikle bitirilecek olması tek bir hekim tarafından tedavi edilecek olması hastaların da beklentisini artırıyor" ifadelerini kullandı.



"İl dışından çok fazla hasta sevk edilmekte ve hastalar kendileri gelmekte"


İl dışından çok hastanın sevk edildiğini ve geldiğini belirten Prof. Dr. Keleş, "Bizim özellikle tel takılarak çapraşıkların düzeltildiği, ortodonti ana bilim dalımızdan da bahsetmek isterim. Burada da şu an özellikle il dışından çok fazla hasta sevk edilmekte ve hastalar kendileri gelmekte. Çünkü şu an normal bir diş hekimliği fakültesinde çapraşıkların giderilmesi için tel tedavisi yaklaşık bir 4 yıl kadar randevu bekleme süresi oluşturuyor. Aslında çok fazla talep ediyor bu tedaviyi. Biz şu an bunu 3 aya düşürdük. Bizde de 4 yıldı, 2 sene önce. Şu an 3 aya düşürdük. Hastalarımız başvurduğu anda beklemesi de sadece 3 ay. Onu da daha da kısaltma peşindeyiz. Ocak ayından itibaren gelen her hastayı tedaviye alma sürecine geçmeyi umut ediyoruz. O da yine bizim burada çevre illerden en fazla bize talep edilen tedavilerden biri" sözlerine ekledi.



Birçok ilde aylar sonrasında sıra bulabilen hastalar Bolu’da anında tedavi oluyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’de ‘Çocuk-Edebiyat-Tabiat Şenliği’ başladı Artvin’de 2 gün sürecek “Çocuk-Edebiyat-Tabiat Şenliği” başladı. Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde okul öncesi, ilk ve ortaokul öğrencilerine kitap okumayı ve doğayı sevdirmek amacıyla gerçekleştirilen Çocuk-Edebiyat-Tabiat Şenliği’ne il merkezi ve köylerden bin 500’ün üzerinde öğrenci katıldı. Artvin Valiliği bünyesinde Artvin Çoruh Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonunda ‘Okuyan Artvin Projesi’ kapsamında düzenlenen şenlikte yazarlar Gökçe Ateş Aytuğ, Şiirsel Taş, Bahar Ulukan, Burcu Aktaş öğrencilere kitaplarını imzaladı. Şenlikte çocuklar için yüz boyama, sağlıklı atıştırmalıklar ve geleneksel oyunların yanı sıra Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tanıtım tırı ile ‘Su Hayattır’ konulu tiyatro gösterileri yapıldı. Yusufeli Mehmet Akif Ersoy Yatılı Bölge Ortaokulundan etkinliğe katılan Aslı Güngör, geçen yıl da şenliğe katıldığını ifade ederek, okudukları kitapların yazarlarıyla bir araya gelmekten mutlu olduklarını söyledi. Arhavi Atatürk Ortaokulu 6’ncı sınıf öğrencisi Ruhşen Ali Yılmaz ise, sınıf arkadaşlarıyla birlikte yazdıkları ‘Kum Tanesi ve Efenin Seyehati’ öykü kitabını etkinlikte sergilediklerini belirterek, Küçük Kalemler Büyük Hayaller Atölyesi’ni kurarak çalışmalarının devam ettiğini söyledi. “Çocuk-Edebiyat-Tabiat Şenliği’, 10 Mayıs günü saat 16.00’ya kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
Manisa Başkan Zeyrek: "Hata yapan bensem, benim de yanlışlarımı yazın" Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan ve yönetimini makamında ağırladı. Yerel basına destek olacaklarını aktaran Başkan Zeyrek, “Yerel basından istediğim tek şey; özgür, doğru haberciliği vatandaşla paylaşın. Hata yapan bensem, benim de yanlışlarımı yazın” ifadelerini kullandı. Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’i ziyaret etti. Ziyarette konuşan Filizkan, “Sizi kutluyoruz, hayırlı uğurlu olsun. Son yılların en seviyeli, en düzgün seçimlerinden birini yaptınız. Genel Başkanınızın yapıcı, sizlerin güler yüzlü kampanyanızla bu başarı gerçekleşti. Önce sağlıklı, sonra başarılı bir 5 yıl diliyoruz. İnşallah insana dokunan projelerinizi hayata geçirirsiniz. Çünkü Manisa’da eksik olan buydu. Geçmişteki belediye başkanlarımız güzel işler yaptılar, inkâr etmiyoruz bunu, ama son yıllarda insanları biraz ihmal ettiler, cevabı da sandıkta aldılar. Sizin de kendi projelerinizi uygulayacağınızdan eminiz. Size başarılar diliyorum. Basın, demokrasinin olmazsa olmazlarından bir tanesi. Yasama, yürütme, yargı ve basın, dördüncü kuvvet olan basın. Eğer yerel basına gerekli destek sağlanmazsa, demokrasi de yaşayamaz. Çünkü biz basın olarak, milletin aynasıyız. Sizin yaptığınız çalışmaları halka yansıtıyoruz. Yerel basına, belediyelerimizin destek vermesini bekliyoruz” diye konuştu. Yerel basının özgür bir şekilde doğruları vatandaşa aktarmasının önemine değinen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek de ziyarette yaptığı konuşmada, “İnşallah, 5 yıl boyunca hep birlikte çok güzel günler geçireceğiz. Yerel basının desteklenmesi konusunda hiçbir şüpheniz olmasın. Elimizden gelen tüm imkânlarla, yerel basını destekleyeceğim. Ve size ilk olarak şunun sözünü veriyorum. Basın özgürlüğü, olmazsa olmaz olan bir konudur. Yerel basına destek vermek demek, bizim hatalarımızı örtün, bizim hatalarımızı yazmayın anlamına gelmez. Size öncelikle bunun ricasında bulunuyorum. Özgür olun, serbest olun, size desteği veren kim olursa olsun, doğruları yazın. Birçok canlı yayına katılıyorum ya da röportaj veriyorum. Yayından önce de bana soruyorlar, hangi soruları istersiniz diye. Hepsine aynı şeyi söylüyorum. Soru, serbesttir. Bugüne kadar size desteği sadece benim hatalarımı örtün diye veren zihniyet gitti. Artık, yerel basına destek olacaktır. Ama benim yerel basından istediğim tek şey; özgür, doğru haberciliği vatandaşla paylaşın. Hata yapan bensem, benim de yanlışlarımı yazın. İnsanlar doğru bilgiye aç. Çünkü sizi özgür bıraktıkça, doğru bilgileri alan vatandaş kendi kararını verecektir. Bu destekler bugüne kadar çok yanlış kullanıldı, artık bu şekilde doğru olarak kullanılacak. Herkese eşit bir şekilde desteğimizi sunacağız. Bunu da göreceksiniz, sadece doğruları dürüstçe yazın. Çünkü bunun olumsuz örneklerini benim size anlatmama gerek yok. Siz bunları defalarca yaşadınız. Ve bugüne kadar değerli olan mesleğiniz basın, maalesef yanlış yönlendirildi. Ben bunu ortadan kaldırmak istiyorum. Takdir sizlerin, nasıl istiyorsanız öyle yazın” dedi. Görev süresi boyunca Manisa için tüm paydaşlarla işbirliği içerisinde olacaklarını dile getiren Başkan Zeyrek, “5 yıl boyunca şehrimize yakışır bir belediye başkanlığı ve hizmetler yapacağız. Ne kadar olur bilemem, görev süremiz dolunca, göğsümü gere gere, çoluğumuza çocuğumuza gururla anlatacağımız hizmetler yapmak istiyorum. Bu çerçevede bir belediye başkanlığı yapacağım. Buranın kapısı herkese açık olacak. Devletimin bir kuruşunun peşinden koşarım, ne yerim, ne yediririm. Kendim için asla bir şey istemeyeceğim. Ama Manisa’m için her şeyi isteyeceğim. 10 tane milletvekilimiz var. Çoğuyla görüştük, ziyaretimize geldiler. Hepsine şunu söyledim. Ben Manisa’m için bir şey istiyorsam ve o Bakanlıkta size ihtiyacım varsa, size bunu bildiririm, kolunuza gireriz, o Bakanlıkta Manisa’m için mücadele ederim. Eğer ki bana yardımcı olursanız, Manisa’ya gelirim, bağıra bağıra söylerim. Ankara’ya vekilimle gittim, Bakanlıkta bize yardımcı oldu derim. Ama olmazsanız, yine Manisa’ya gelirim. Gittim, bize destek vermedi diye yine duyururum. Baştan söyleyeyim, herkes bunun bilincinde olsun. Tüm paydaşlarımızla kol kola olacağız. Manisa’da yokları var etmek için çok mücadele edeceğim ve çalışacağım. Vatandaşın isteği ve beklentisi ne yöndeyse, o şekilde bir çalışma yapacağız” diye konuştu. Gündeme ilişkin konular hakkında istişare ve hediye takdiminin ardından ziyaret noktalandı.
Ankara VERİMDER Başkanı Korkmaz: "Konutların tamamını enerji verimli hale getirmek yılda 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf sağlanabilir" Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği, (VERİMDER) ‘Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi’ni Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, “Konutların tamamını enerji verimli hale getirsek her yıl en az 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf elde etme şansımız söz konusu” dedi. Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği’nin (VERİMDER) tarafından ‘Türkiye Yüzyılı ve Yapılarda Enerji Verimliliği Zirvesi’ Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) gerçekleştirildi. Dalmaçyalı sponsorluğunda gerçekleşen etkinliğe; Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Arzu Uludağ, iş insanları ve bürokratlar katıldı. Açılış konuşmasının ardından yapılan panelde, yeşil dönüşüm ve yapılarda enerji verimliliği ilişkisi, kentsel dönüşüm ile enerji verimliliği ve sürdürülebilir gelecek ve sürdürülebilir dönüşüm konularını ele aldı. VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz etkinlikte yaptığı konuşmada Türkiye’nin büyüyen bir ülke olduğunu ve enerji ihtiyacının her geçen gün arttığını ifade etti. Etkinlikte dernek olarak yapılarda enerji kullanımının azaltılması ve daha verimli hale getirilmesi konusunda farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını sözlerine ekleyen Korkmaz, enerji kullanımının yasa ve yönetmeliklerle hayata geçerek Avrupa standartlarına uygun bir şekilde Türkiye’de uygulanmasının önemli olduğunun bilgisini verdi. Konutlar enerji verimli hale getirilirse yılda 12 milyar tasarruf sağlanabilir VERİMDER Başkanı Korkmaz, Türkiye’de yaklaşık 25 milyon konutun yaklaşık yüzde 70’inin enerji verimsiz bir şekilde yapıldığını savunarak, “Eğer biz bu konutların tamamını enerji verimli hale getirsek her yıl en az 10-12 milyar dolar gibi bir tasarruf elde etme şansımız söz konusu. Bunun yanında yine ülkemiz Paris İklim Anlaşmasını imzalamış ve 2030 yılına kadar da özellikle sera gazı solunumlarının azaltılması noktasında yüzde 40’ın üzerinde bir garanti vermiş durumda. Enerji verimliliği konusu aslında sadece ülkemiz değil dünyanın da önemli bir konusu. Burada farkındalık geliştirmemiz gerekiyor. Yaşadığımız evlerin enerji kimlik belgesini yine dikkate almak. Burada evlerimizi tercih ederken bu belgelerin seviyesine bakmak bunun yanında daha etkin, daha verimli, daha yüksek performanslı ürünleri enerji verimliliği alanında tüm bunları dikkate almamız gerekiyor. Ben toplum olarak bu konuda bilincimizin yüksek olduğunu harekete geçme noktasında ise birtakım desteklerin, finansal desteklerin yine yasal mevzuatlarla beraber de bizlere hız kazandıracağını düşünüyorum. O yüzden de toplum olarak bu konudaki bakış açımızı sürdürürsek çok hızlı bir şekilde bu konuda yol alacağımızı yine ben bir keza ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Uludağ ise yapılarda kullanılan enerjinin tüm enerjinin yaklaşık yüzde 35’ini oluşturduğunu kaydetti. Bu enerjinin de yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı kullanıldığı bilgisini veren Uludağ, yalıtımsız yapıların ısıtılmaya çalışıldığında kullanılan enerjinin dışarı ısıtarak boşa harcandığını savundu. Yalıtımsız yapıların ısıtma ve soğutma işleminin enerji verimsizliğine sebep olduğunu kaydeden Uludağ, ısı yalıtım sisteminin kullanılmasıyla yüzde 60’a verimlilik sağlanabildiğini ifade etti. Türkiye Avrupalı ülkelere göre 3-4 kat daha fazla enerji harcıyor Türkiye’nin enerji verimliliği konusunda önemli adımlar attığını sözlerine ekleyen Uludağ, “Bu konuda yıldan yıla gelişmeler kaydediyoruz. Her 2 bakanlığımız da hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız hem Enerji Bakanlığımızın çok yoğun çalışmaları var. Paris İklim Anlaşmasına ülkemizin imzası var. Bu konuda kendi sektörüme dönecek olursam dış cephesi atım sistemleriyle ilgili olarak da TS 825 adı verilen bir yasamız var. Bu yasa çok mutlak bir şekilde Türkiye’de bütün yeni binalarda dış cephesi yalıtımını zorunlu kılıyor. Bu çok iyi haber Türkiye için. Tüm yeni binalarımızda bu yapılıyor. Fakat hala 25 milyon eski binamız var. Bu yapı stoğunun sadece şu ana kadar yüzde 30’u yenilenip dış cephe ısı yalıtım sistemine kavuşabildi. Avrupa Birliği bu yola bizden çok daha önceye çıktı. Ortalama hane tüketimi yıllık 30 ila 50 kilovatsaat arasında değişirken, Türkiye’de bir hanenin enerji tüketimi 120-150 kilovatsaat arasında oluyor. Yani biz 3-4 kat daha fazla enerji tüketiyoruz. Bakıldığında hem Avrupa Birliği hem de Türkiye enerjide dışa bağımlı bölgeler. Bu noktada onlardaki bu bilinci ve uygulama kararlılığını taşımamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu uygulama kararlılığında ilk örnek almamız gereken konuyu ben kalınlıklar ve yalıtım değerleri diye görüyorum. Avrupa birliğinde bu çok net tarif edilmiş sahada uygulaması da çok net takip edilen bir konu” diye konuştu.