SAĞLIK - 29 Kasım 2021 Pazartesi 11:30

Topuk ağrısı en sık görülen ayak şikayeti

A
A
A
Topuk ağrısı en sık görülen ayak şikayeti

Topuk ağrısı, en sık görülen ayak rahatsızlıklarından birisidir.

Topuk ağrısı, en sık görülen ayak rahatsızlıklarından birisidir. Yürürken ağırlığımız kadar, koşarken ise ağırlığımızın iki katı kadar topuklarımıza ağırlık biner. Her gün ayakta durduğumuzu ve yürüdüğümüzü düşünürsek, topuk ağrısının ne kadar rahatsız edici olduğunu anlayabiliriz.


Topuk ağrısı olan çoğu hasta genellikle topuk dikeni şüphesi ile müracaat etse de topuk dikeni topuk ağrılarının sadece onda birinden sorumludur.


Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akif Çuhadar topuk ağrısı ile ilgili önemli bilgiler verdi. Normal ağırlıktaki kişilerde ileri yaşta kilolu kişilerde daha erken olmak üzere röntgen ile de gösterilebilen topuk dikenini görebiliriz ve bunların bir çoğu ağrıya sebebiyet vermez.


Topuk ağrısının sebeplerini ortaya koymanın en doğru yeri öncelikle ağrının hissedildiği bölge değerlendirilmesidir. Genel olarak topuk ağrısına neden olan durumlar, iki ana kategoride toplanırlar: Topuğun alt bölümündeki ağrı ve topuğun arka bölümündeki ağrı. Topuğun alt kısmında olan ağrılar; başlıca plantar fasiit, topuk dikeni, topuk yağ yastıkçığının esnekliğini kaybetmesi, ayak tabanına giden sinir sıkışması kökenli olabilir.


Plantar fasiit; plantar fasya, ayak tabanında yer alan kasların altında yer alan topuk kemiğinden ayak uç kısmına uzanan fibröz bant şeklinde bir yapıdır. Tekrarlayan travmalar, normalde yapılanın üzerinde uzun süreli yapılan yürüyüşler, sportif aktiviteler, farklı uygun olmayan ayakkabılar kullanımı plantar fasyada, plantar fasciit dediğimiz imflamasyona yol açar. Plantar fasciit ağrısı genelde sabah ilk kalkışta, uzun süreli oturma sonrası ilk ayağa kalkma sırasında ve gün içerisinde yorulmayla belirgin olarak hissedilir.


Topuk dikeni; plantar fasiitis uzun süre devam ederse fasya doku bantlarının topuğa bağlandığı yerde, bir topuk dikeni (kalsiyum tortusu) şekillenir. Bu kolaylıkla çekilen bir röntgende görülebilir. Topuk alt kısmında diken şeklinde kemik çıkıntı oluşumu ile karakterize olup, topukta diken batması gibi ağrı ile karakterizedir.


Topuk yağ yastıkçığının esnekliğini kaybetmesi; topuk yağ yastıkçığı, topuk kemiği ile topuk derisi altında yer alan esnek bir yağ dokusudur. Herhangi bir travma, darbe gelmesi sonrasında topukta yağ yastığı bölgesinde hassasiyet ve şişlik ile karakterizedir. Ayrıca, yaş ilerledikçe topukta yağ yastığında incelme olur ki bu da ağrıların ileri yaşlarda hissedilmesinin bir diğer nedenidir.


Topuk siniri sıkışması; Ayak bileği, iç kısmından iki ana dala ayrılarak ilerleyen sinirin bir dalı da ayak iç kısmından dolanarak ayak tabanında en dıştaki adeleyi kontrol eder. Bu sinirdeki sıkışmada ayakta topuğun iç kısmında daha belirgin hissedilir.


Topuğun arka kısmındaki ağrılar; aşil tendiniti ve kalkaneal kemik çıkıntıları oluşumu ile Haglund hastalığı dediğimiz topuk kemiği (kalkaneus) arka kısmının uzaması olması durumlarında görülür. Sıklıkla neden olarak, uzun süreli koşu, tenis, raketbol, basketbol gibi sporların belli bir düzen ve antreman dışında aşırı yüklenerek yapılması, uygunsuz ayakkabı kullanımı ve yapısal farklılıklar sayılabilir.


Topuk ağrısı tedavisi nasıl yapılır?


Sıklıkla, antiemflamatuvar ilaçlar, germe eksersizleri, topuk ve taban desteği olan tabanlıklar ile hastaların büyük kısmında şikayetlerde gerileme olmaktadır. Israr eden ağrı durumlarında ileri tetkikler yapılarak ağrının nedeni tam olarak ortaya konulur. Saptanan neden göre; egzersiz, şok dalga tedavisi (ESWT), fizik tedavi, ağrı kontrol edici ilaçlar, lokal enjeksiyonlar (steroid, prp) ve cerrahi tedavi gündeme gelebilir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.