ASAYİŞ - 14 Ekim 2014 Salı 13:50

Anayasa Mahkemesi Başkanından Hukuk Profesörüne Hakaret Davası

A
A
A
Anayasa Mahkemesi Başkanından Hukuk Profesörüne Hakaret Davası

Yazdığı kitabında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üye Serdar Özgüldür’e hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıla kadar hapsi istenen Uludağ Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Gözler’in yargılanmasına başlandı.
Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, hem Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hem de Anayasa Mahkemesi Üyesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür’e yönelik “basın yoluyla hakarette bulunmak” suçundan 2 yıla kadar hapsi istenen Prof. Dr. Kemal Gözler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Davacı Haşim Kılıç ve Serdar Özgüldür’ün katılmadığı duruşmada avukatları Oğuz Büyüktanır hazır bulundu. Gözler’in öğrencileri duruşma salonunu doldurdu. TBB üyesi Rona Aybay ve eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Fazıl Sağlam ile Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz ise duruşmaya gözlemci olarak katıldı.
Yazdığı, ’Örnekleriyle Usulsüz Alıntı Sorunu’ isimli kitabındaki ifadelerden dolayı Kılıç’ın şikayeti üzerine hakkında dava açıldığını hatırlatan Gözler, “Benim kitabım Haşim Kılıç ile ilgili bir kitap değildir. Benim kitabımda, bir gazeteden olduğu gibi aktardığım iki haber dışında Haşim Kılıç’ın ismi de geçmemektedir. Kılıç, daha önce de kendisine hakaret ettiğim gerekçesiyle kitabımın internet versiyonunun yayından kaldırılması için mahkemeye başvurmuş fakat Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi bu talebi reddederek kitabımda kişi bazında bir bilginin bulunmadığına karar vermiştir. Ben bir gazetenin, ‘O da intihal ile başkan oldu’, ’Dava geri çekildi, Kılıç başkan oldu’ başlıklı iki ayrı haberi kopyalayıp kitabımın 454. sayfasına yapıştırmakla suçlanıyorum. Bana isnat edilen suç bundan ibarettir. Kitabıma aktararak suç işlediğim iddia olunan her iki haber de söz konusu gazetenin internet sitesinde hala yayınlanmaktadır. Bu haberler, basın hürriyeti çerçevesinde yayınlanmış ve haklarında bir mahkeme kararı bulunmayan ve hala da yayında olan haberlerdir. Söz konusu haberlerin suç oluşturduğu konusunda Türkiye’de verilmiş bir mahkeme kararı yoktur. Kendisi suç olmayan bir haberin aktarılması da suç olmaz. Üstelik bunlar benim iddiam değil, gazetenin iddiasıdır. Benim kitabımda bu iddianın doğru olduğuna ilişkin bir ifade yoktur. Ben bu iddianın ispatlanması mümkün olmayan bir iddia olduğunu çünkü Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçimlerinin gizli oyla yapıldığını belirttim. Ben kimseye hakaret etmedim. Beraatimi istiyorum” dedi.
Yaptığı araştırmada, Prof. Dr. Ömer Anayurt’un Serdar Özgüldür’e karşı açtığı intihal davasından feragat etmeye Haşim Kılıç tarafından ikna edilmiş olduğunu öğrendiğini kaydeden Prof. Dr. Gözler, “O dönemde Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili olan Kılıç, Anayurt’u ikna etmek için Ankara’dan Sakarya’ya gitmiş, Sakarya Üniversitesi’nde Anayurt ile görüşmüş ve onu davasından feragat etmeye ikna etmiştir. Bu davanın tek tanığı Kılıç ve Anayurt değildir. Bu olayın diğer şahitleri olan Sakarya Üniversitesi’nin o zamanki rektörü Mehmet Durman, Genel Sekreter Zafer Demir, eski İİBF Dekanı Engin Yıldırım’dır. Bu kişilerin şahit olarak dinlenmesini talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Mahkemeye 14 sayfalık yazılı bir savunma dilekçesi de veren Gözler, Kılıç ile ilgili davada Özgüldür’ün, Özgüldür ile ilgili davada ise Kılıç’ın şahit olarak dinlenmesi talebinde bulundu.
Hakim Mete Eser ise, birçok kişinin duruşma için sırada beklediğini belirterek, sanığın savunmasını özetleyip ve yazılı olarak yapmasını isteyerek, ”İddialarınızı da biliyoruz. Kitabınızı da okuduk. Çok faydalandık” dedi.
Kılıç ile ilgili davanın tamamlanmasının ardından Özgüldür’ün şikayetçi olduğu diğer hakaret davasına geçildi. İki yıldır intihalcilerle mücadele ettiğini kaydeden Prof. Dr. Gözler, bu konuda 3 ayrı eleştiri kitabı yazdığını hatırlatarak savunmasını şöyle sürdürdü:
“Kitabımın 9. bölümünde Anayasa Mahkemesi Üyesi Özgüldür’ün doktora tezinin intihal ürünü olduğunu iddia ettim ve Özgüldür’ün doktora tezinde yaptığı intihallere 90 sayfa boyunca 74 adet somut örnek verdim. Kendisini ayrıca YÖK’e ve doktora yaptığı kurum olan İstanbul Üniversitesi’ne şikayet ettim. Özgüldür’ün doktora unvanının intihal sebebiyle iptal edilmesini talep ettim. Özgüldür, bundan rahatsız olduğu için misilleme olarak bana bu davayı açtı.”
Dava, şahitlerin dinlenmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışında açıklama yapan ve davaya TBB adına gözlemci olarak eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Fazıl Sağlam ile birlikte katıldığını ifade eden TBB Üyesi Prof. Dr. Rona Aybay ise, “Gerek Fazıl Sağlam gerek ben, aynı zamanda yargıçlık tecrübesi olan insanlarız. Davayı izledik. Bu konuda gelişmeleri de takip edecek ve bir rapor halinde bizi görevlendiren Türkiye Barolar Birliğine takdim edeceğiz. Bu dava, bizim açımızdan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir davadır. 10’uncu madde de ifade ve anlatım özgürlüğünü koruyan bir maddedir. Bu konu ile ilgili Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi’nde de çalışmalarımız devam etmektedir. Bu aşamada görülmekte olan bir dava konusunun içeriği ile ilgili bir beyanda bulunmam uygun olmaz. Bunu sonunda bir rapor olarak açıklayacağız” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.