EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 09:32

Cep telefonu sektöründe devrim yapacak gelişme

A
A
A
Cep telefonu sektöründe devrim yapacak gelişme

Bursa'da 17 yıldır telefon tamirciliği ile uğraşan Doğan Seyfi Dağtaş yapay zekayı da dahil ederek icat ettiği cihaz ile "tamiri yapılamaz" denilen cep telefonlarını eski haline getiriyor.

Yapay zeka ile CNC mantığını birleştirip slikonla kaplı entegre devrelerini zarar vermeden kolaylıkla kazıyarak ana karttan çıkarabilen cihaz sayesinde tamir işlemleri daha verimli hale getirilirken tamirciler, daha önce imkânsız görülen onarımları gerçekleştirdikçe gelirlerini de arttırabiliyor. Ancak bundan daha da önemlisi vatandaşlar yeni bir cihaz almak zorunda kalmadan, mevcut cihazlarını tamir ettirip kullanmaya devam edebiliyor. Özellikle yüksek maliyetli elektronik cihazlar söz konusu olduğunda, bu durum büyük bir ekonomik rahatlama sağlıyor. Yapay zeka ile modernize edilen cihaz telefondaki arızanın komutuna göre hangi entegre üzerinde çalışacağını bilip o devrelerin üzerine gidip silikondan temizlemeye başlıyor.

Cep telefonu sektöründe devrim yapacak gelişme

Uzun yıllar cep telefonu ve elektronik eşya tamiri alanında çalışırken yaşadığı sayısız zorluk karşısında edindiği deneyimler sayesinde yeni uygulamalar geliştirip icatlar yaptığını anlatan Doğan Seyfi Dağtaş cep telefonu sektöründe yaşadığı en büyük zorluğun modern cep telefonları ve diğer elektronik cihazlarda bulunan silikonla kaplanmış entegre devrelerin tamiri olduğunu söyledi.

Bu devrelerin, cihazın daha dayanıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlamak amacıyla tasarlanmış olsa da, tamir işlemlerinde ciddi engeller oluşturduğunu aktaran Dağtaş, "Geleneksel yöntemler bu tip bileşenlerin onarımında yetersiz kalıyordu; özellikle ısıtma yöntemleri bu silikon kaplamalı devreleri güvenli bir şekilde çıkarmayı imkânsız hale getiriyordu.

İşte tam da bu noktada, yılların birikimiyle geliştirdiğim Doseer IC CNC cihazı devreye girdi. CNC mantığıyla çalışan bu cihaz, silikon kaplı entegre devreleri kazıyarak ana karttan çıkarıyor ve böylece cihazın diğer bileşenlerine zarar vermeden tamir işleminin güvenle yapılmasına imkan tanıyor. Geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda bu cihaz, tamir sürecine yeni bir soluk getiriyor. Özellikle silikon kaplama, entegre devrelerin kazıma işlemi sırasında dikkatli bir şekilde kaldırılarak devrelerin zarar görmeden çıkarılmasını sağlıyor. Bu yenilik, sadece bireysel tamir işlemlerini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda sektörde tamir edilemez olarak görülen cihazların onarımını mümkün kılıyor" dedi.

Cep telefonu sektöründe devrim yapacak gelişme

"Tamir edilen her cihaz ithal edilecek yeni bir cihazın önüne geçiyor"

Sürecin yalnızca bireysel kazançlarla da sınırlı olmadığını aktaran Doğan Seyfi Dağtaş "Geliştirdiğim bu teknoloji sayesinde tamir edilen her cihaz, ithal edilecek yeni bir cihazın önüne geçiyor. Bu da ülkemiz için büyük bir ekonomik avantaj sağlıyor. Milli sermaye korunmuş oluyor ve yurtdışına döviz çıkışı engelleniyor. Böylece, sadece tamir hizmeti verenlerin değil, tüm ülkenin ekonomisine olumlu bir katkı sağlanmış oluyor. Teknolojik bağımsızlık açısından büyük bir adım olan bu tür yenilikler, yerli tamir endüstrisinin güçlenmesine ve ülkemizin dışa bağımlılığının azalmasına katkı sunuyor" dedi. Dağtaş sözlerini şu şekilde sürdürdü; "17 yıllık meslek hayatımda edindiğim tecrübe ve geliştirdiğim bu yenilik sayesinde, ülkemize hem ekonomik hem de teknolojik açıdan değer katmaya devam ediyorum. Bu cihaz, sadece bireysel başarı değil, aynı zamanda ülkemizin teknolojik altyapısına yapılan önemli bir katkıdır" 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Tersine göç: Metropolden köyüne döndü, kurduğu fabrika ile gençlerin istihdam umudu oldu Metropoldeki yaşamını bırakarak Muş’un Kırköy beldesine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, tarafından kurulan tekstil fabrikası, üç aydır sürdürdüğü üretimle başta gençler olmak üzere belde halkına istihdam umudu oldu. Metropollerden kırsala dönüşü ifade eden tersine göçün örneklerinden biri Muş’un Kırköy beldesinde hayata geçirildi. Büyükşehirdeki yaşamını geride bırakarak memleketine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, Kırköy beldesinde kurduğu tekstil fabrikasıyla bölge gençlerine istihdam kapısı oldu. Belediyeye ait ek binada yaklaşık üç ay önce faaliyete başlayan tekstil fabrikasında, çeşitli markalar için üretim yapılıyor. Özellikle gençlerin ve kadınların istihdam edildiği tesiste, düzenli üretimle birlikte ekonomik hareketlilik de sağlanıyor. Fabrikanın faaliyete geçmesiyle birlikte beldede iş imkanlarının artmaya başlaması ile gençler, büyükşehirlere göç etmek yerine kendi memleketlerinde çalışma fırsatı buluyor. Bu tür yatırımların tersine göçü teşvik ederek kırsal bölgelerin kalkınmasına katkı sağlaması hedefleniyor. Beldede işsiz genç sayısının yüksek olduğunu belirten Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı, her gün atölyeye geldiklerinde makinelerin çalıştığını, gençlerin cıvıl cıvıl iş başında olduğunu ve işletme sahiplerinin de üretim alanında gençlerin başında durduğunu görmenin kendilerini gururlandırdığını söyledi. Başkan Yaktı, "Gençlerimizin her gün Muş merkeze gidip gelerek çalışmaları hem ulaşım açısından zor oluyor hem de özellikle genç kızlar için aileler tarafından pek tercih edilmiyor. Bu nedenle gençlerimizin kendi beldelerinde çalışma imkânına kavuşması çok daha iyi oldu. İşletmeci kardeşlerimiz ihtiyaç duydukları sürece binanın tüm katlarını kullanabiliyor. Şu anda birinci ve ikinci kat aktif olarak kullanılıyor, üçüncü kat da tamamen kendilerine tahsis edilmiş durumda. Amacımız; köydeki ve beldedeki gençlerimize, kız-erkek ayrımı olmadan iş imkânı sunmak ve aile ekonomilerine katkı sağlamaktır. Bugün burada 35 civarında gencimiz çalışıyor. Gençlerimiz hem iş sahibi oluyor, hem ailelerine destek oluyor hem de meslek öğreniyor. Overlokçu, makineci, usta olarak işe başlayan gençlerimiz zamanla kendilerini geliştirerek ileride devlet desteklerinden faydalanıp kendi iş yerlerini açabilecek seviyeye gelebilecekler. Belediye olarak, belediye başkanı ve eğitimci kimliğimizle gençlere yönelik böyle bir projeyi uzun zamandır hayal ediyorduk. Bu yıl hayata geçirmek nasip oldu. Hayırlı, uğurlu olmasını diliyor; tüm gençlerimize başarılar temenni ediyoruz" şeklinde konuştu. İstanbul’dan göç ederek beldesine dönen İsmail Baçaru, teksil işini küçük yaşlarda öğrendiğini ve kendi evinde, tek bir makineyle pantolon ve gömlek dikerek işe koyulduğunu belirtti. Baçaru, "Kardeşlerimle birlikte kendi iş yerimizi Kırköy Belediyesinin ek binasında açarak iş başı yaptık. Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı bize bu yeri tahsis edip bize destekte bulundu. Bu süreçte bizlere kolaylıklar nasip oldu. Yaklaşık 3 aydır burada üretim yapıyoruz. Şuanda 35 personelimizle faaliyet gösteriyoruz. Gençlerimiz işlerinin başında, çalışıyor ve ailelerine ekonomik olarak katkı sağlıyor. Biz de burada çalışmaktan son derece mutluyuz. Bu vesileyle tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepsi işini severek, disiplinle yapan arkadaşlarımızdır. Burada çalışan gençlerimiz merkeze gitmek zorunda kalmıyor. Sabah-akşam yolda geçen birer saatlerini kazanmış oldular. İş yerimiz evlerine çok yakın, neredeyse kapılarının önünde. Özellikle kızlarımız güvenli bir ortamda çalışıyor, aileleri de bu durumdan memnun. Ben buradaki tüm gençlerimize şunu tavsiye ediyorum. Çalışın, çalışarak ve öğrenerek bir yerlere gelirsiniz. Buraya sadece zaman geçirmek için gelmeyin. Masanın başına her geçtiğinizde, yaptığınız işten bir güç alın. Zamanın ve emeğin değerini bilin. Çünkü bugün öğrendikleriniz, yarın size çok lazım olacak. Ben çocukluğumdan beri bu işi yaparak bugünlere geldim. Sizler de aynı azim ve emekle bu seviyelere gelebilirsiniz" dedi.
Eskişehir Eskişehir cezaevlerinde 5 bin 742 hükümlü ve tutuklu bulunuyor Adli Kolluk Değerlendirme Toplantısı’nda, 24 Aralık 2025 tarihi itibariyle Eskişehir Ceza İnfaz Kurumları’nda 5 bin 26 hükümlü ve 716 tutuklu olmak üzere toplam 5 bin 742 kişi bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Eskişehir Adliyesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. "Güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır" Ardından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah tarafından açılış konuşması yapıldı. Karakülah, adli kolluğun, ceza adalet sisteminin temel unsurlarından biri olduğunu belirtti. Başsavcısı Üzeyir Karakülah, "Suçun aydınlatılması, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, mağdurun korunması ve şüphelinin haklarının gözetilmesi noktasında gösterilen her titiz çalışma, adaletin doğru ve zamanında tecellisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede, soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan kararlar, ancak sizlerin titizlikle yürüttüğünüz çalışmalar ile verilebilir. Unutulmamalıdır ki; güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır. Bu noktada, kurumlarımız arasındaki koordinasyonun artırılması, suçla mücadelede daha etkin olma yolunda büyük önem taşımaktadır. Adli kolluk ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki koordinasyonun güçlenmesi, hem soruşturmaların hızını hem de hukuki güvenliği artırmaktadır. Elbette değerlendirme toplantıları, yalnızca başarıların konuşulduğu değil; eksikliklerin, yaşanan sorunların ve geliştirilmesi gereken alanların da samimiyetle ele alındığı toplantılardır. Gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyla da yargı hizmetlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktayız" şeklinde konuştu. Adli kolluk birimlerinin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar hakkında istatistikler paylaşılması sonrası basına kapalı şekilde devam eden programda, karşılaşılan sorunlar ve gelecek döneme ilişkin hedeflerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Programa; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah’ın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Gümrük Müdürü Muhammet Uçar, Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin, Uludağ Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Vekili Mustafa Aşıcı, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri, Cumhuriyet Savcıları ve kolluk amirleri katıldı.
Erzurum ETÜ’de "Erzurum’daki kütüphaneleri tanımak ve tanıtmak" söyleşisi düzenlendi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Merkez Kütüphanesi ev sahipliğinde "Erzurum’daki Kütüphaneleri Tanımak ve Tanıtmak" başlıklı söyleşi programı gerçekleştirildi. Erzurum’daki kütüphanelerin mevcut durumu, sundukları imkânlar ve kütüphanelerin kültürel hayattaki yerini konuşmak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naim Ürkmez, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Moderatörlüğünü ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Süleyman Yıldız’ın üstlendiği programda, Atatürk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkan Vekili Murat Üstündağ, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Mustafa Keleş ile İsmail Saib Sencer İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Hatice Doğulu konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar kendi kurumlarında yürütülen kütüphane hizmetleri, kullanıcı odaklı uygulamalar ve kütüphanelerin sosyal yaşam içindeki rolüne ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Programda konuşan ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Yıldız ise Erzurum’un tarih boyunca ilim ve irfanın önemli merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, kütüphanelerin yalnızca kitapların saklandığı mekânlar olmadığını, aynı zamanda geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran, bireyin kendini ve dünyayı anlamasına katkı sağlayan canlı kültür merkezleri olduğunu vurguladı. 2025 Yılı YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda Erzurum Teknik Üniversitesi’nin, kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile Türkiye genelinde zirvede yer aldığını hatırlatan Yıldız, bu sonucun nitelikli hizmet anlayışı ve kullanıcı odaklı çalışmaların önemli bir göstergesi olduğunu ifade etti. Programı, kütüphanelerin dijital çağda nasıl daha etkin kullanılabileceği, gençlerin kütüphanelere ilgisinin artırılmasına yönelik çalışmalar ve kurumlar arası iş birliğinin önemi gibi konular çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmelerin ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.
Denizli Denizli için kapsamlı turizm yol haritası belirlendi Denizli’nin 2026-2030 turizm vizyonu dijitalleşme, gastronomi, kültür, sürdürülebilirlik ve deneyim odaklı projelerle şekilleniyor. Denizli Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serkan Bertan, kentin sahip olduğu güçlü turizm potansiyelini daha etkin ve sürdürülebilir biçimde değerlendirmek amacıyla Denizli Turizm Yol Haritası’nı kamuoyuyla paylaştı. 2026-2030 yıllarını kapsayan yol haritası; dijital turizm, gastronomi, kültürel miras, doğa turizmi ve ulaşım başlıkları altında çok sayıda somut öneri içeriyor. Prof. Dr. Bertan, Denizli’nin Pamukkale ve antik kentler başta olmak üzere önemli değerlere sahip olmasına rağmen, bu potansiyelin bütüncül bir planlama ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Hazırlanan yol haritasının temel yaklaşımının sürdürülebilirlik, dijital entegrasyon ve deneyim odaklı turizm olduğu ifade edildi. Hop-On Hop-Off ve dijital rehber ön planda Yol haritasında, Denizli Sesli Rehber Mobil Uygulaması temel alınarak şehir merkezini ve ören yerlerini kapsayan Hop-on Hop-off tur sistemi önerildi. Pamukkale, Karahayıt, Hierapolis, Laodikya ve şehir merkezini kapsayan bu tur kapsamında DenizliCard ile müze, teleferik ve alışverişte indirimli kombine bilet uygulamaları öngörüldü. Turizm noktalarına 118 adet karekodlu dijital levha, antik kent girişlerine ve toplu taşıma alanlarına karekodlu bilgilendirme panoları yerleştirilmesi planlandı. Havalimanı, Pamukkale ve Hierapolis girişlerinde dijital tanıtım merkezleri kurulması da öneriler arasında yer aldı. Gastronomi, doğa ve kültür rotaları Denizli mutfağının turizmle daha güçlü entegrasyonu için Gastronomi Yolu, Yöresel Lezzetler Yolu, Coğrafi İşaretli Ürünler Yolu, Karanlık Gökyüzü Park Yolu ve Sakin Şehir Rotaları gibi tematik turizm yolları planlandı. Elmalı Köyü’nün Gastroköy olarak konumlandırılması, Karataş Mesireliği’nin Gastropark haline getirilmesi ve Yeryüzü Pazarları’nın yaygınlaştırılması hedeflendi. Ayrıca, Denizli mutfağının korunması ve tanıtımı amacıyla Gastronomi Müzesi/Evi kurulması, kadın kooperatifleri aracılığıyla yöresel yemeklerin sunulması ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin yeniden canlandırılması önerildi. Yaşayan müzeler, çarşılar ve deneyim alanları Yol haritasında; tarihi konakların ve yapıların deneyim odaklı yaşayan müzeler haline getirilmesi, el sanatları ve somut olmayan kültürel mirasın ziyaretçilerle buluşturulması da önemli yer tuttu. Kaleiçi Çarşısı, Peynirciler Çarşısı ve Babadağlılar Çarşısı’nın yaşayan kültür alanları olarak yeniden düzenlenmesi önerildi. Ulaşım, sürdürülebilirlik ve termal turizm Ulaşım başlığında; uluslararası uçuşların artırılması, charter seferler, hızlı tren hattı, şehir merkezi-Pamukkale arasında nostaljik tren projesi gibi öneriler yer aldı. Termal turizm için ise Termal Turizm Master Planı hazırlanması, "Termal Kent Denizli" markasının güçlendirilmesi ve wellness odaklı tesislerin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Denizli için ortak turizm vizyonu Prof. Dr. Serkan Bertan tarafından hazırlanan Denizli Turizm Yol Haritası; kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak hareket etmesini hedefliyor. Yol haritasının hayata geçirilmesiyle Denizli’nin yalnızca günübirlik ziyaret edilen bir destinasyon olmaktan çıkarak, konaklama süresi uzun, marka değeri yüksek bir turizm kenti haline gelmesi amaçlanıyor.