GÜNDEM - 15 Ocak 2025 Çarşamba 10:11

Payitaht Çarşı’da dijital dönüşüm başlıyor

A
A
A
Payitaht Çarşı’da dijital dönüşüm başlıyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) iş dünyasına rehberlik eden çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Bursa’da ticaretin kalbini oluşturan ’Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin dijital dönüşümü için çalışmalarına hız veren BTSO, bölge esnafını küresel vitrine taşımak amacıyla e-ticaret eğitim programları hazırladı.


Oda Hizmet Binası’nda ’Payitaht Çarşı Dijital Dönüşüm Merkezi E-Ticaret Eğitim Programı’nın tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Söz konusu toplantıyla birlikte ayrıca Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında hayata geçirilen ve BTSO’nun paydaşları arasında yer aldığı “Genç Dijital Girişimcilik Akademisi” 5’inci dönem sertifika töreni düzenlendi.


Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Şakir Özen, hem geçmişin birikimini hem de geleceğin vizyonunu bir araya getiren iki önemli proje kapsamında bir araya geldiklerini söyledi. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin, yalnızca Bursa’nın değil, Anadolu’nun ticaret tarihinde özel bir yere sahip olduğunu söyleyen Özen, “Bu bölge, yüzyıllar boyunca hem ekonomik hareketliliğin hem de sosyal dayanışmanın merkezi olmuştur. Ancak zaman değişiyor. Ticaretin kuralları yeniden yazılıyor. E-ticaretin küresel hacmi geçtiğimiz yıl 6,3 trilyon doları aştı. Ülkemizde de e-ticaret sektöründe her yıl yüzde 40’ın üzerinde bir büyüme gerçekleşiyor. Bu dönüşüm, ticaretin sınırlarını kaldırırken, internete erişimin olduğu her noktayı bir pazar yerine dönüştürüyor. Bu nedenle, odamızın da filizlendiği yer olan Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki işletmelerimizin yeni dünyaya uyum yeteneklerini hızla geliştirmek durumundayız” dedi.



12 haftalık kapsamlı eğitim programı


Kentteki ticaretin kalbini oluşturan bölgedeki işletmelerin vitrinlerinin, sadece kapıların önüyle sınırlanmaması gerektiğini belirten Özen, “Bugün, bir cep telefonunun ekranı sizin vitrininiz, e-ticaret platformu ise dünyanın dört bir yanına açılan kapınızdır. İşte, Payitaht Çarşı Dijital Dönüşüm Merkezi E-Ticaret Eğitim Programı’nı tam da bu vizyonla hayata geçiriyoruz. Proje çerçevesinde Trendyol, Hepsiburada, Amazon ve Ozon gibi e-ticaret ve e-ihracat alanında sadece ülkemizde değil, dünyada da öncü firmalarla önemli iş birlikleri oluşturduk. İhracat yapmayı hedefleyen, e-ticaret veya e-ihracat hacmini artırmak isteyen bölge esnafımız, yaklaşık 12 haftalık uygulamalı ve kapsamlı bir eğitim programından faydalanacak. Ahilik geleneğimizi bu eğitimlerin de katkısıyla yeni nesil teknolojilerle ve dijital araçlarla buluşturmuş olacağız. Bu güçlü dönüşüm, sadece ticaretin değil, aynı zamanda kadim değerlerimizin de geleceğe taşınmasına imkân sağlayacaktır” diye konuştu.



"Dijital dünyanın kapıları açıldı"


BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Şakir Özen, “Bugün ayrıca, Genç Dijital Girişimcilik Akademisi Projesi’nin 5. Dönem Sertifika Törenini gerçekleştiriyoruz. 2023 yılının Temmuz ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın destekleri ve BEBKA koordinasyonunda Gürsu Belediyesi tarafından başlatılan bu proje, Odamızın katkılarıyla daha da güçlendi. Projeden faydalanan gençlerimiz, ihracat destek ve teşvik eğitimlerinden e-ticaret komitemizin tecrübe paylaşımlarına kadar son derece faydalı bilgiler edindi. Kendilerine dijital dünyanın kapılarını açan, onları dijital ekonominin gereklerine hazırlayan bu projeden faydalanan gençlerimiz, girişimcilik ruhunu inovasyonla buluşturdular. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki işletmelerimizle de eşleşerek, Bursa’mızın dijital dönüşümünde ilk ve en önemli adımı da atmış oldular. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan, sertifika almaya hak kazanan ve dönüşüm sürecinde aktif rol üstlenen gençlerimizi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.



"Projelerimiz Bursa’nın geleceğine katkı sağlayacak"


Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, “Genç Dijital Girişimcilik Akademisi” Projesi 5. Dönem Finali’nden muhteşem kazanımlar elde ettiklerini söyledi. Projeye destek veren BEBKA ve BTSO’ya teşekkür eden Işık, “5 yıl önce kurduğumuz Kollektif Kariyer Merkezi’nin meyvelerini bugün toplamaya başladık. Sahadan aldığımız talepler karşısında şehrimizdeki 2 üniversite ile sanayi ve ticaret odalarıyla görüşecek bizim de artık bu projelerin içinde olmamız gerektiğinin kararını verdik. BTSO’nun mottosu ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’. Bu doğrultuda hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Kurumlarımızın işbirlikleriyle bu projelerimizi daha da büyüterek sürdüreceğimize ve Bursa’nın büyümesine katkı sağlayacağımıza inanıyorum” diye konuştu.



"BTSO’nun öncülüğü fark oluşturuyor"


Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği Başkanı İsa Altıkardeş, Payitaht Çarşı Projesi’ni Türkiye’nin en vizyoner projelerinden biri olarak değerlendirerek, “Bu projede BTSO’nun öncülüğü büyük bir fark oluşturuyor. Ticaret olmadan sanayiden söz etmek mümkün değil. Payitaht çarşılar ticaret ve sanayinin başlangıç noktalarıdır. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın, bu bölgeden çıkmış bir isim olarak tarihi çarşılara gösterdiği önem bizleri gururlandırıyor. Bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalarda ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ anlayışını benimsedim. İbrahim Burkay Başkanımıza bu vizyonu ve tarihi çarşılara olan katkıları için yürekten teşekkür ediyorum” dedi.



120 saat teorik ve 80 saatlik saha eğitimi


BTSO E-Ticaret ve Dijitalleşme Konseyi Başkanı İlker Özgüven, dönüşüm merkezinin çalışmaları doğrultusunda yapılan eğitim faaliyetlerine ilişkin sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ve sunumların ardından Gürsu Belediyesi tarafından, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında hayata geçirilen ve BTSO’nun paydaşları arasında yer aldığı “Genç Dijital Girişimcilik Akademisi” 5’inci dönem sertifika töreni düzenlendi. Programa katılan gençler, 120 saatlik teorik eğitim ve 80 saatlik saha deneyimiyle donanımlı bir girişimcilik süreci geçirdi.



Payitaht Çarşı’da dijital dönüşüm başlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.