ASAYİŞ - 03 Eylül 2024 Salı 16:34

Yetimhanede başlayan hayatı 42 sene sonra denizde son buldu

A
A
A

Bursa’da yetimhanede büyüyüp yetişen 42 yaşındaki engelli adamın serinlemek için girdiği denizdeki ters akıntı sonu oldu.

Dalga çıkınca kıyıya yüzemeyip ters akıntı sebebiyle açığa çekilen Tanju Aydın direnemeyince gözlerden kayboldu. Aydınla birlikte denize giren arkadaşının aksiyon kamerası o anları saniye saniye kaydetti. 42 yaşındaki Tanju Aydın’ın yetimhanede başlayan hayatı denizde son buldu.

Kendisini dünyaya getiren anne babası tarafından daha bebekken Bursa’da yetimhaneye bırakılan Aydın 18 yaşına kadar yetimhanede büyüyüp burada yetişti. 18 yaşında buradan ayrılan Aydın, hiç evlenmeyip devlet tarafından yerleştirildiği Bursa’daki bir okulda kadrolu temizlik görevlisi olarak çalıştı. İzmir’deki bir yetimhanede büyüyüp devlet tarafından kendisi ile aynı okulda görevlendirilen Serdar Akça(42) ile yakın arkadaş olan Aydın, 15 Ağustos perşembe günü 2 arkadaşlarını daha yanlarına alıp, denize girmek için Mudanya ilçesindeki Eşkel sahiline gitti. Piknik yaptıktan sonra Tanju Aydın ile denize giren Serdar Akça, elindeki aksiyon kamerası ile o anları da kayıt altına aldı. 2 arkadaş yüzerken dalga çıkınca Akça, Aydın’ı açılmaması için uyardı. Sahile doğru yüzmeye başlayan Tanju Aydın, dalga ve ters akıntı sebebiyle açığa doğru çekilince bir süre sonra yorulup kulaç atmakta zorlandı. Bir süre sonrada dayanamayıp gözden kayboldu. Arkadaşının boğulma tehlikesi geçirdiğini fark eden Serdar Akça, sahile çıkıp çevredekilerden yardım ve can simidi istedi. Gözden kaybolan Tanju Aydın’ın cansız bedeni, 10 dakika sonra sahile vurdu. İhbarla olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesi de Aydın’ı geri döndüremedi. Serdar Akça’nın, yüzerken kullandığı olay sırasıda kayıtta kalan aksiyon kamerası saniye saniye yaşananları kaydetti. Olaydan sonda sinir krizi geçiren Serdar Akça, "Kafasını kaldırıp son kez bana baktıktan sonra kendisini denize bıraktı. Cesedinin başında bekleyip saatlerce ağladım" dedi.

Tanju Aydın’ın cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Otopsisi tamamlanan Aydın’ın cenazesi arkadaşları tarafından alınarak Fethiye Camisi’nde kılınan cenaze namazı sonrası Fethiye Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Ters akıntı Tanju’yu yuttu

Engelli arkadaşının ölümüne tanık olan Serdar Akça olayın şokunu halen üzerinden atamadığını söyledi. Tanju Aydın’ın ileri seviyede yüzme bilmediğini fakat suyun üzerinde kalabildiğini aktaran Akça, o gün birden esintiyle birlikte denizde dalga oldu. Ters akıntı Tanju’yu çekmeye başladı. Panik yapınca kulaç atamadı. Ben yüzme biliyorum fakat o gün çok korktum gidip onu bulunduğu yerden çekemedim. Çok kötü bir histi" dedi.

Arkadaşının suda kaybolmadan önce son kez kafasını kaldırıp kendisine baktığını sözlerine ekleyen Serdar Akça, "Tanju’nun zihinsel engeli var. Buna rağmen yüzmeyi çok olmasa da biliyor. Su yutunca panik oldu. Ters akıntıya karşı mulaç atamayınca pes etmek zorunda kaldı. Kafasını kaldırıp son kez bana baktıktan sonra kendisini denize bıraktı. Cesedinin başında bekleyip saatlerce ağladım" diye konuştu. Akça arkadışının ölümünün ardından yaşadıklarını sosyal medya hesabından da paylaştı.

Emir Aktaş - Abdullah Bozkurt

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Otel yangını davasında İSG uzmanları dinlendi: "Ne turistik, ne de iş amaçlı gitmedim" Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ilişkin tutuksuz yargılanan iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Ece Kayacan, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Hayatımda gitmediğim bir otel; ne turistik, ne de iş amaçlı gitmedim" dedi. Bir diğer sanık iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Kübra Demir ise, "İşini hakkıyla yapan bir insanım. Grand Kartal ile ilgili hiçbir çalışmam yoktur" ifadelerini kullandı. Bolu’da meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davanın ikinci duruşması yaklaşık 8 saattir devam ediyor. Aralarında otel sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu, toplam 32 sanık yargılanıyor. LPG tesisatı bakım görevlisi tutuklu sanık Muharrem Şen, tesisatı kontrol ettiğinde herhangi bir sorunla karşılaşmadığını ve yapması gereken kontrolleri gerçekleştirdiğini söyledi. Şen, "Burada LPG’nin imalatını yapan firmalar bilirkişi raporunda sorumlu bulunsa da beni ilgilendiren bir durum yok. Bir kaçak olsaydı patlama meydana gelirdi ama öyle bir durum söz konusu değil" dedi. Otele 2022 yılında gittiğini ifade eden Şen, "Usulüne uygundur, standart dışı bir şey görmedim. Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum. Tahliye ve beraatımı istiyorum" diye konuştu. "Normalde ziraat yüksek mühendisiyim" İş sağlığı ve güvenliği uzmanı tutuksuz sanık Ece Kayacan ise savunmasında, "Ben normalde ziraat yüksek mühendisiyim. 2012 yılından beri iş güvenliği uzmanlığı yapmaktayım. Ben Grand Kartal Otel’e hayatımda gitmedim, görüşmeye sadece Gazelle Otel’e gittim. Grand Kartal Otel bir çatı unvanı. Bu ünvan altında bir de Gazelle Otel var. Grand Kartal’da hiç çalışmadım, Gazelle de çalıştım" şeklinde konuştu. "Hayatımda gitmediğim bir otel; ne turistik, ne de iş amaçlı gitmedim" Kayacan, Gazelle Otel’de 2021 yılında çalışmaya başladığını, gözaltı sürecinden sonra istifa ettiğini belirterek, "Ben Gazelle Otel’de bütün ziyaretlerimi yaptım. Eksiklikleri belgelerle tutarız. Eğer Grand Kartal Otel’de çalışsaydım, İSG belgeleriyle bütün toplantılara katılırdım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Hayatımda gitmediğim bir otel; ne turistik, ne de iş amaçlı gitmedim" ifadelerini kullandı. "Grand Kartal’a iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak hiç gitmedim, bulunmadım" Bir diğer tutuksuz sanık iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Kübra Demir de, "2014 -2020 fiilen Gazelle Otel’de iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı yaptım. Eğitimler de verdim bu sürede. Grand Kartal’a iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak hiç gitmedim, bulunmadım. Risk değerlendirme raporu düzenlemedim. İşini hakkıyla yapan bir insanım. Grand Kartal ile ilgili hiçbir çalışmam yoktur" dedi.
Ankara TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Özbudun: "Karma Komisyon Başkanı’nın tezkere hazırlamak gibi bir yetkisi yoktur" TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun, "Karma Komisyon Başkanı’nın tezkere hazırlamak gibi bir yetkisi yoktur. Karma Komisyon Başkanı’nın dokunulmazlıkları kaldırmak gibi de bir yetkisi yoktur. Dokunulmazlıkların nasıl kaldırılacağı, Meclis iç tüzüğünün 131. maddesi ve devamı maddeleriyle düzenlenmiştir. Buna göre Karma Komisyon Başkanı bir hazırlık komisyonu oluşturur" dedi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özbudun, CHP üst düzey yöneticilerinin kamuoyunu bilerek ve isteyerek yanlış bilgilendirdiğini söyleyerek, "3 Temmuz 2025 Cuma günü Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır imzasıyla Anayasa Komisyonunuza bir dilekçe intikal etti. Dilekçenin başlığı karma komisyona hitaben yazılmıştır. Bildiğiniz gibi karma komisyon Meclis iç süzüğümüzün 131. maddesi gereğince Anayasa ve Adalet Komisyonlarından kuruluruz ve bu komisyonun yani karma komisyonun Başkanı Anayasa Komisyonu Başkanıdır. Dolayısıyla bu iletilen dilekçeye cevap verme yetkisi ve görevi de Anayasa Komisyonu Başkanı olarak şahsıma aittir" ifadelerini kullandı. Özbudun, şöyle konuştu: "Peki neydi Sayın Ali Mahir Başarır’ın 3 Temmuz tarihli dilekçesinin içeriği. Dilekçesinde Sayın Başarır 28. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri hakkında kaç adet tezkere olduğunu ve bu tezkerelerin konularının ne olduğunu öğrenmek istediklerini beyan etmişlerdi. Dolayısıyla gene Anayasamızın ilgili kuralları gereğince yani dilekçe hakkını ve bilgi edinme hakkını düzenleyen 74. maddesi gereğince benim duraksamadan kendilerine bilgi vermem, dilekçelerine cevap yazmam gerekiyordu. Tabii ki benim yerimde başka biri olsaydı dilekçeyi bekletebilirdi. Uzun süre sümen altında tutabilirdi. Daha sonra keyfi istediğinde de cevap verebilirdi. Ama ben bir Anayasa hukukçusuyum. Her zaman için Anayasa’nın üstünlüğünü dikkate alan tutup ve davranışlar sergileyen bir insanım. Dolayısıyla derhal dilekçeyle ilgili komisyonumuzun yasama uzmanlarından bilgi talep ettim. Kendileri çok titiz bir çalışma yaptılar. Bir dosya hazırladılar. Ve aynı zamanda onlara şunu sordum. Bugüne kadar komisyonumuzun bu tür dilekçelerle ilgili yerleşik tutumu nedir diye sorduk. Cevap verilmesi yönünde yerleşiklik kural uygulama olduğunu ifade ettiler. Sonuç olarak aynı gün bu dosyayı imzalamak suretiyle usulüne uygun bir biçimde Sayın Ali Mahir Başarır’a itikal ettirdim." Özbudun, Başarır ve arkadaşlarının 61 CHP milletvekili hakkında tezkere hazırladığını iddia ettiklerini belirterek, "Onların dokunulmazlıklarını kaldırmaya niyet ettiğim şeklinde haber yaptırdılar. Sosyal medya mecralarını ayağa kaldırdılar. Bir linç kampanyası gerçekleştirdiler. Şahsıma yönelik çok ciddi hakaret yağmurunun gerçekleşmesine vesile oldular. Karma Komisyon Başkanı’nın tezkere hazırlamak gibi bir yetkisi yoktur. Karma Komisyon Başkanı’nın dokunulmazlıkları kaldırmak gibi de bir yetkisi yoktur. Dokunulmazlıkların nasıl kaldırılacağı, Meclis iç düdüğünün 131. maddesi ve devamı maddeleriyle düzenlenmiştir. Buna göre Karma Komisyon Başkanı bir hazırlık komisyonu oluşturur. Komisyon Başkanı o komisyona tüzük gereği bir ay süre tanınır. Bir ay süre içinde hazırlık komisyonu bir rapor hazırlar, rapor Genel Kurula sevk edilir, Genel Kurul da oya sunulur ve oradaki oylamanın neticesine göre dokunulmazlıklar kaldırılır veya kaldırılmaz. Dolayısıyla hakkında yürüttükleri bu iftira ve yalan dolan kampanyasıyla bir mağduriyet değiştirmeye böylece halk nezdinde itibar kazanmaya çalışıyorlar" dedi. Komisyon Başkanı olarak dokunulmazlık fezlekelerinin dönem sonuna bırakılmasına ilişkin soruya Özbudun, "Öncelikle bunu söyleyeyim. Sonuç olarak bunların dönem sonuna bırakılması yönündeki teamülün devam etmesinden yana benim kişisel görüşüm. Ama bu konuda karma komisyon karar verecek. Ben o komisyonun başkanıyım. Başkan olarak da benim bir oyum var. Dolayısıyla kendi tercihim evet dönem sonuna kalması yönünde. Ama gidişatı ne şekilde cereyan edeceğini ben şu anda bilemem" diye konuştu.