KÜLTÜR SANAT - 16 Nisan 2025 Çarşamba 10:09

Çorum’da binlerce yıllık Hitit ekmeği görücüye çıktı

A
A
A
Çorum’da binlerce yıllık Hitit ekmeği görücüye çıktı

Çorum’da Turizm Haftası Çorum Müzesi’nde düzenlenen programla kutlandı. Programda binlerce yıllık Hitit ritüellerinde yapılan Hitit ekmeğinin sunumu yapıldı.


Çorum’da Turizm Haftası düzenlenen programlarla kutlanıyor. Bu çerçevede Çorum Müzesi’nde tören düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, UNESCO ve Alan Yönetim Uzmanı/Şehir Plancısı Namık Kemal Döleneken tarafından konferans verilerek "Kadim Tarihin Medeniyeti Hititler" isimli karma resim sergisi açıldı. Hitit Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencileri tarafından minik bir konserin verildiği programda, Hitit ritüel metinlerinde sıklıkla ismi geçen ve ‘tanrılara sunulan kurban ekmeği’ olarak bilinen Hitit ekmeği sergilendi. Binlerce yıllık geçmişe sahip ekmek katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Programa katılan davetliler ve vatandaşlar, sergilenen eserleri görme fırsatı buldu.



"Çorum, binlerce yıllık tarihiyle Anadolu’nun kalbinde yer alan bir medeniyetler beşiğidir"


Programda konuşan Çorum Vali Yardımcısı Cengiz Nayman, "Çorum, binlerce yıllık tarihiyle Anadolu’nun kalbinde yer alan bir medeniyetler beşiğidir. Hititlere başkentlik yapmış bu kadim şehir Alacahöyük, Hattuşa ve Yazılıkaya ile yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda kültürel bir hazinedir. Bu zengin miras, sadece bizlerin değil, tüm insanlığın ortak değeridir. Turizm, yalnızca ekonomik kalkınmanın bir aracı değil, aynı zamanda kültürel etkileşimin, tanıtımın ve barışın en güçlü köprülerinden biridir. Bu anlamda, Çorum’un sahip olduğu tarih ve kültürel potansiyeli daha görünür kılmak, yerel kalkınmayı desteklemek ve bu değerleri genç kuşaklara aktarmak hepimizin ortak görevidir. Bu duygu ve düşüncelerle etkinliklere katkı sunan herkese teşekkür ediyor, 49. Turizm Haftası’nın şehrimize, bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.



"Çorum adından söz ettiren bir şehir haline gelmiştir"


Düzenlenen programda 15 Nisan Turizm haftasının anlam ve önemiyle ilgili açış konuşması yapan Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürü Sümeyra Bektaş ise "Çorum, tarihi birikimi, zengin mutfağı, yaşayan mirası ve doğal güzellikleri ile öne çıkan kadim bir şehirdir. Son yıllarda ilimizde turizme yönelik çalışmalar önemli bir ivme kazanmış, pek çok yenilikçi adım hayata geçirilmiştir. Şüphesiz bu gelişmeler, siz kıymetli paydaşlarımızla birlikte attığımız ortak adımların birer sonucudur. Bu kapsamda birlikte yürüdüğümüz yolda, Hitit dönemine ait Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva ve Eskiyapar gibi önemli kazılarımıza Selçuklu dönemi kazısı olan Kalehisar kazısı da eklenmiş, kazılarımız 12 aya çıkarılmış ve ’Geleceğin Mirası’ projesi ile desteklenmiştir. Şehrimizin gerdanlığı olarak nitelenen ve kültürel mirasımıza ev sahipliği yapan Kale, Arasta, Ulu Cami, Veli Paşa Hanı, Alören Camii, Hüseyin Gazi Türbesi, Koyun Baba Türbesi gibi birçok tescilli kültür varlığı restore edilmeye başlanmış ve büyük bir bölümü başarıyla tamamlanmıştır. Kısa sürede, Bakanlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren 3 müze ve ören yerine, Çorum Belediyemizin önemli çalışmalarıyla 3 yeni müze daha ilave edilmiş, merkez ilçemizin turizm destinasyonu çeşitlendirilmiştir. Nihai hedefimiz, Çorum’un kültürel değerlerini koruyarak gastronomi alanında UNESCO Şehirler Ağı’na dahil edilmesidir. Artık Çorum, tarihi kadar bilimsel çalışmalarıyla doğası kadar mutfağıyla festivalleri ve sanatsal etkinlikleriyle de adından söz ettiren bir şehir haline gelmiştir" diye konuştu.


Düzenlenen programa, Çorum Vali yardımcıları Yeliz Mercan, Vali Yardımcısı Cengiz Nayman, İl Kültür ve Turizm Müdürü Sümeyra Bektaş, Hitit Üniversitesi öğretim üyeleri, Hitit Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katılım sağladı.



Çorum’da binlerce yıllık Hitit ekmeği görücüye çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Recep Denizer: "Hamsi Türk karasularını terk etti" Karadeniz’in simgesi hamsinin Türk karasularını terk ederek avını bu yıl erken tamamladığı ve bundan sonraki süreçte Türk balıkçıları tarafından Gürcistan ve Abhazya açıklarında avlanacağı belirtildi. Yaklaşık 150 yıldan fazla dededen toruna balıkçılık sektöründe uğraş veren Denizer Balıkçılık Yönetim Kurulu Başkanı Recep Denizer, bugünlerde hamsinin Türk karasularında avının bittiğini ve göçünü erken tamamladığını belirterek bundan sonra Gürcistan’da ve Abhazya’da avlanacağını kaydetti. "Bütün hamsi piyasaya girince fiyatlarda inanılmaz düşüşler yaşandı" Bu sezon hamsi avının bir anda yoğun olarak yapılınca bütün hamsinin piyasaya girmesiyle fiyatlarda önemli düşüşler yaşandığını belirten Denizer, "Bugünlerde hamsi bizim karasularımızda tamamen artık tükendi. Hamsi göçünü erken tamamladı. Bundan sonra hamsi Gürcistan’da ve Abhazya’da avlanacak. Oralara belgeli ve ruhsatlı olarak giden balıkçı tekneleri bundan sonra ne kadar tutar, nasıl tutar ben de bilemiyorum. Ama inşallah herkesin yüzü güler. Geçen yıllara oranla Karadeniz’de istenilen düzeyde avcılık olmadı. Vatandaşa 50 TL’ye hamsi yedirebilmek için uğraş verirken, balıkçı tekneleri de kazançlarını en güzel şekilde elde etmek ister. Sabahlara kadar, akşamlara kadar emek veren gemicilerimiz, insanlarımız ve tekne sahiplerimiz var. Kolay değil tabii. Bizi dışarıdan farklı görüyorlar, buna üzülüyoruz. Her şeyin hayırlısı olsun diyoruz. Önemli olan; balıkçı teknelerinde çalışan, emek veren tayfaların ve tekne sahiplerinin geçimlerini en iyi şekilde sağlayabilmesidir. Biz balık komisyoncusuyuz; olursa satarız, olmazsa satmayız" dedi. "Hamsiyi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadık" Hamsiyi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadıklarını bundan dolayı da masrafları arttırdığına dikkat çeken Denizer, "Bu mevsimde göçünü tamamlayan hamsiler oluyor. Biz hamsiyi kendi karasularımızın kıyı bölgelerinde avlayamadık. Tekneler 3-3,5 buçuk saat açığa giderek avlandı. Yani orta sulardan devam edip Gürcistan’a doğru göçünü erken tamamladı. Hava yeni soğumaya başladı. Eğer hamsi bizim burada kalsaydı, kendi kıyı sularımıza gelmiş olsaydı ve biz bunu 1-1,5 ay daha avlayabilseydik, çok daha güzel olurdu. Mazot masrafımız azalır, sıkıntı yaşanmazdı diye düşünüyorduk. Ancak 3-3,5 buçuk saat açıkta avlanınca, sürekli gidip gelen tekneler yaktıkları mazotla birlikte masraflarını bile karşılayamadı. İnşallah bundan sonra daha iyi olur diyoruz" diye konuştu. "Şoklanmış hamsiyi aldıkları gün tüketsinler" Denizde şoklanmış hamsilerin tüketilmesinde bir sakınca olmadığını belirten Denizer, "Denizde şoklanmış olan hamsileri vatandaşlarımızın yemesinde hiçbir mahsur yoktur; çok harika hamsilerdir, denizde şoklanmıştır. Tavsiyem, alınan hamsilerin o gün tüketilmesidir. Sağlıkla, afiyetle yesinler; hiçbir problem olmaz. Ancak bekletilip bir gün sonra tüketilirse sıkıntı oluşturabilir. Alındığı gün tüketilirse hiçbir problem olmaz" şeklinde konuştu.
Kayseri KAYÜ’de geleceğin mutfak şefleri ve aşçilari önlüklerini giydi Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı öğrencileri için Önlük Giydirme Töreni düzenlendi. Uygulamalı Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programın açılışında sırasıyla; Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Otel Lokanta İkram Hizmetleri Bölümü Aşçılık Programı Başkanı Öğr. Gör. Mehmet Nazikgül, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Reha Kılıçhan, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Öcal, Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ertuğrul Şahmetlioğlu, Kayseri Gastronomi ve Mutfak Sanatları Derneği Başkanı Kadim Bıyık, Kayseri Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Altan Aydemir ile Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa konuşma yaptı. Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa konuşmasında önlüklerini giyecek öğrencilerin gerek Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü gerekse Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programının ilk öğrencileri olma özelliğini taşıdığı belirterek, öğrencilere başarılar diledi. Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa; "Üniversitemiz ana yerleşkesinde gastronomi ve mutfak sanatları ve aşçılıkla ilgili bölümlerimiz, yaklaşık bin metrekarelik alana kurulu, tam donanımlı, çağdaş altyapıya sahip ve Türkiye’nin en gelişmiş uygulama merkezlerinden biri olma niteliğini taşıyan güçlü bir eğitim ortamında faaliyet göstermektedir. Modern uygulama alanlarımız ve teknik donanımlarımızla öğrencilerimizi yalnızca teorik bilgiyle değil, uygulama gücü yüksek, sektöre hazır bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Aşçılık ve gastronomi, yalnızca yemek pişirmekten ibaret bir uğraş değildir. Bu meslek; kültürü taşıyan, kimliği yaşatan, emeği sanata dönüştüren çok boyutlu bir alandır. Aşçılar; bir ülkenin mutfak hafızasını koruyan, yerel değerleri evrensel platformlara taşıyan ve turizmden ekonomiye kadar pek çok alanda önemli roller üstlenen meslek temsilcileridir. Bu nedenle aşçılık, hem büyük bir onur hem de ciddi bir sorumluluk gerektirir. Birazdan giyeceğiniz aşçı önlüğü, sıradan bir kıyafet değildir. Giyeceğiniz önlük; emeğin, temizliğin, disiplinin, sabrın ve meslek etiğinin simgesidir. Aynı zamanda, mutfağa adım attığınız andan itibaren taşıyacağınız bir mesleki kimliğin ve temsil sorumluluğunun da göstergesidir. Üzerinize giydiğiniz her önlük, sizi yalnızca bir öğrenci değil; geleceğin aşçısı, şefi ve gastronomi profesyoneli olarak tanımlar. Önlük giydirme törenimizdeki amaç ise öğrencilerimizin bu mesleğe bilinçli, saygılı ve sorumluluk sahibi bir başlangıç yapmalarını sağlamak, mesleklerine duydukları aidiyet duygusunu güçlendirmek ve bu yolculuğun ilk adımını anlamlı bir şekilde taçlandırmaktır. Bugün attığınız bu adım, uzun ve emek dolu bir meslek yolculuğunun başlangıcıdır" diye konuştu Açılış konuşmalarından sonra Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Safiye Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Otel Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü Aşçılık Programı’na yeni başlayan öğrencilere törenle önlükleri giydirildi. Ardından aşçılık yemin töreni gerçekleştirildi. Yemin töreninin ardından ise Rektör Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa’ya, Türkiye Aşçılar Federasyonu’na bağlı Kayseri Gastronomi ve Mutfak Sanatları Derneği Başkanı Kadim Bıyık tarafından özel bir bıçak hediye edildi. Tören toplu fotoğraf çekiminden sonra sona erdi.
Erzurum Çelebi; "Aşçılarımız yardımcı değil, teknik personeldir" Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı İshak Çelebi, sendika bünyesinde kurulan Aşçılar Komisyonu tarafından hazırlanan rapora ilişkin bir basın açıklaması yaparak, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve pansiyonlarda görev yapan aşçıların çalışma koşullarına dikkat çekti. Çelebi, aşçıların çocukların sağlıklı ve güvenli beslenmesinde kritik bir rol üstlendiğini vurgulayarak, mevcut uygulamaların hem çalışan hakları hem de gıda güvenliği açısından ciddi sorunlar barındırdığını ifade etti. "Aşçılık teknik bir meslektir" Aşçılığın gıda güvenliği, hijyen, kimyasal risk yönetimi ve endüstriyel ekipman bilgisi gerektiren teknik bir meslek olduğunu belirten Çelebi, buna rağmen aşçıların hâlen Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nda değerlendirildiğini söyledi. Bu durumun tazminat, ek gösterge ve yıpranma payı gibi hak kayıplarına yol açtığını ifade eden Çelebi, "Aşçıların Teknik Hizmetler Sınıfı’na geçirilmesi bir talep değil, mesleğin doğasının gereğidir" dedi. Hangi restoranda aşçı bulaşık yıkar? Raporda öne çıkan en önemli sorunlardan birinin aşçıların bulaşık yıkamaya zorlanması olduğunu dile getiren Çelebi, bu uygulamanın hijyen ve gıda güvenliği açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. Çelebi, "Özel sektörde dahi aşçı ile bulaşık personeli ayrıdır. Hangi restoranda aşçı bulaşık yıkar? Kamu kurumlarında bunun yapılması hem çalışan sağlığını hem de öğrenci sağlığını riske atmaktadır" ifadelerini kullandı. Yoğun mesai ve mesaj yoluyla görevlendirmelere tepki Aşçıların hafta sonu ve tatil günlerinde çalıştırıldığını, fazla mesailerinin karşılığını alamadığını belirten Çelebi, mesai saatleri dışında telefon ve mesaj yoluyla yapılan görevlendirmelerin de yaygınlaştığını söyledi. Çelebi, "Dinlenme hakkı mesajla ortadan kaldırılamaz. Kamu hizmeti keyfî uygulamalarla değil mevzuatla yürütülmelidir" diye konuştu. Taleplerimiz net Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak taleplerinin açık olduğunu belirten Çelebi, şunları sıraladı: "Aşçıların Teknik Hizmetler Sınıfı’na geçirilmesi, tazminat ve yıpranma payı haklarının tanınması, aşçıların bulaşık yıkama angaryasına son verilmesi, fazla mesai ve mesai dışı mesaj yoluyla görevlendirmelerin kaldırılması, görev tanımlarına uygun çalışma düzeninin sağlanmasını talep ediyoruz." Çelebi, "Aşçılar yardımcı personel değil, eğitim kurumlarının gıda güvenliği zincirinin temel unsurudur. Bu emeğin karşılığının verilmesi hem çalışanların hem de öğrencilerin hakkıdır" diyerek açıklamasını tamamladı.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş’tan Regaib Gecesi mesajı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Regaib Gecesi dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Regaib Gecesi, zamanın hızla akıp gittiği bir dünyada, bizleri durup düşünmeye, hayatımızı muhasebe etmeye, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmeye çağırır. Niyetlerimizi yenileyerek kalplerimizi iyiliğe, adalete, merhamete ve hakkaniyete yöneltmemiz ve hayatımızı bu değerler üzerine yeniden kurmamız gerektiğini hatırlatır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Regaib Gecesi dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Üç ayların manevi iklimine girildiğini hatırlatan Arpaguş, "Regaib Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" dedi. Recep ayının ilk cuma gecesi idrak edilen Regaib Gecesi’nin, Yüce Allah’ın kullarına lütuf ve ikramlarını hatırlatan müstesna bir zaman dilimi olduğunu vurgulayan Arpaguş, bu gecenin kalplerin uyanışına vesile olduğunu ifade ederek, "Kuşkusuz bu özel vakitler, sıradanlığın içinde körelen kalplerimizi uyandırmak, ibadet bilincimizi ve kulluk şuurumuzu diri tutmak için ilahi bir hatırlatmadır. Bu tür vakitler, insanın kime ve neye rağbet ettiğini, nelere değer verip yöneldiğini samimiyetle sorgulaması için önemli duraklardır. Zira insan; hayatını değer verdiği ve yöneldiği şeyler etrafında şekillendirir. Gönlün yöneldiği taraf, söz, tutum ve davranışların da istikametini tayin eder" dedi. Regaib Gecesi’nin bireysel ve toplumsal muhasebe için önemli bir fırsat sunduğunu belirten Arpaguş; bizleri, rağbete müstahak bütün güzelliklerin sahibi olan Yüce Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşamaya davet eder. İçinde bulunduğumuz bu mübarek aylarda yapacağımız ibadetlerin kabul olmasını, gönüllerimizin hakiki değerlere yönelmesini, hayatımızın istikamet bulmasını ve bizler için tüm hayır kapılarının açılmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Bu vesileyle aziz milletimizin Regaib Gecesi’ni tebrik ediyor; İslam coğrafyasında devam eden çok boyutlu şiddetin, zulmün bir an önce durmasını, yerini barış ve huzura bırakmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.