EKONOMİ - 09 Ekim 2019 Çarşamba 16:10

Diyarbakır’da ’Beyaz altının’ yılın ilk satış seansı gerçekleşti

A
A
A
Diyarbakır’da ’Beyaz altının’ yılın ilk satış seansı gerçekleşti

Beyaz altın olarak nitelendirilen ve yıllardır ülke genelinde Ege pamuğu tipi olarak işlem gören Diyarbakır pamuğunun, kendi adıyla işlem görmesi için ilk adım atıldı.

Beyaz altın olarak nitelendirilen ve yıllardır ülke genelinde Ege pamuğu tipi olarak işlem gören Diyarbakır pamuğunun, kendi adıyla işlem görmesi için ilk adım atıldı. Diyarbakır Ticaret Borsası’nda (DTB) pamuk satış seansı gerçekleştirildi.


Diyarbakır pamuğunun ilk satışını gerçekleştirmek üzere DTB satış salonunda düzenlenen törene Vali ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, DTB Başkanı Engin Yeşil, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel sekreteri Dr. Hasan Maral, Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Ertan Atalar, Bismil Çukobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Karabulut, Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Bismil Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Vural, Diyarbakır Ticaret Borsası Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, kamu kurum amirleri, iplik fabrikaları temsilcileri, borsada alım satım yapan tüccarlar katıldı.



"Rekoltenin 80 bin ton artmasını bekliyoruz"


Törende konuşan Vali Güzeloğlu, bugün burada Diyarbakır pamuğunun ilk satışını yaptıklarını söyledi. Vali Güzeloğlu, "Ticaret anlamında borsamızda bugün başlayacak alım ve satım sürecinde hem satan üreticilerimize hem alıcılarımıza bu sürecin hayırlı olmasını, bereketli, helal, bol kazançlar getirmesini diliyorum. Pamuk, sanayinin ve tarımın çok önemli bir girdisi. Dünyanın sayılı pamuk üreticilerinden olan ülkemizde Diyarbakır, bugün itibariyle üretim hasılatı açısından üretim yapılan 4’üncü ilimiz. Pamuk üretiminde sadece pamuk boyutunda değil tekstilin ana girdisi olan pamuk ana üretiminin yanı sıra çiğidi dediğimiz çekirdeği ile yağ sanayisinde, küspesi ile yem sanayisinde, bütün alanlarda pamuğun net ve açık bir girdi değeri söz konusu. Diyarbakır gerek pamuk üretiminin gerekse kalitesinin çok önemli bir belirleyici kenti. Geçtiğimiz yıla nazaran bu yıl rekoltenin yaklaşık bir 80 bin ton civarında artması ve o şekilde gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.



"Hedef 1 milyon dekarlık alandan 500 bin ton üretim"


Esas hedeflerinin 2023 ve 2025 bandında GAP’ın sulama projelerinin tamamlanması ve Silvan Barajı ile Silvan Projesi’nin sulama kanallarının devreye girmesi olduğunu kaydeden Vali Güzeloğlu, "1 milyon dekarlık alanda pamuk üretimini gerçekleştiren ve bunun karşılığında en az 500 bin ton pamuğu üreten bir kent olma hedefidir. Bu yakın dönemde gerçekleşecek hedefe karşıda kentimizi gerek üretim altyapısında gerekse pamuğa dayalı sanayinin altyapısında hazırlamakta bizim önceliğimizdir. Bugün itibariyle yüzde 90’ın üzerinde makineli hasadın gerçekleştiği, ürün kaybının ve filesinin en aza indirip pamuk üretim merkezi Diyarbakır’ımızda Dicle’nin ve gerçekleştirilen sulama projelerinin getireceği bereketli topraklarda dünyanın en nitelikli pamuğunu yetiştiren ve fiyat belirleyen bir il olma hedefine doğru giderken aynı zamanda da pamuğa dayalı tekstil sanayisinin merkezi olma hedefinde ve amacındayız" diye konuştu.



“Ülke genelini yüzde 10 ihtiyacını karşılıyoruz”


İlk satış seansı öncesi açıklama yapan DTB Başkanı Engin Yeşil ise Diyarbakır’ın pamuk üretiminin ülke genelinin yüzde 10 ihtiyacını karşıladığını belirtti. Diyarbakır bölgesinde şu an 600 bin dönüm pamuk ekimi yapıldığına değinen Başkan Yeşil, "Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun çaba ve destekleri ile hayata geçirilecek Silvan Projesi’nin tamamlanmasıyla 2 milyon 350 bin dönüm arazinin sulamaya açılmasının ve 1 buçuk milyon dönümde ise pamuk ekimi yapılmasını bekliyoruz. Bu da Türkiye’nin ithal ettiği pamuğun yüzde 50’sinin bundan böyle Diyarbakır’dan karşılanması demektir. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi pamuk bizler için çok önemli bir üründür. Diyarbakır Ticaret Borsası olarak bizler Ege pamuğu tipi ile işlem gören pamuğumuzun kalite bazındaki fiyatının Diyarbakır pamuğu olarak belirlenmesini ve alıcı ve satıcının borsamızda buluşmasını hedefliyoruz. Böylelikle haftanın her günü satış salonundan çıkacak olan Diyarbakır pamuğu fiyatları Ulusal ve uluslararası pazarda referans fiyat olarak kabul edilecektir. Belirlenen fiyat ve kalite ile hem haksız rekabetin önüne geçilmiş olunacak hem de Diyarbakır pamuğuna kriter olabilecek bir fiyat ortaya çıkmış olacaktır. Bu nedenle bu gün ilkini gerçekleştireceğimiz satış seansının hayırlara vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.


Yapılan konuşmaların ardından Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu’nun tokmağa vurmasıyla Diyarbakır pamuğunun ilk satış seansı gerçekleştirildi.


İlk seansta Saitoğulları Çırçır ile İSKUR Tekstil AŞ arasında 8 lira 125 kuruştan pamuk satışı gerçekleştirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.