GÜNDEM - 14 Aralık 2015 Pazartesi 15:00

Türk askeri Musul'da kalmaya devam edecek mi?

A
A
A
Türk askeri Musul'da kalmaya devam edecek mi?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul'daki Türk askerleriyle ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu, "Türk askeri Musul'da DAEŞ'le mücadele noktasında eğitim görevi için bulunmaya devam edecek." dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul'daki Türk askerinin son durumuyla ilgili, "Askeri gereklilikler neyse onu yaptık. Askeri bir tehdit varsa onun için güç kaydırdık, askeri güvenlik tehdidinin durumuna göre de yeniden tanzim için gerekli adımları da attık" dedi.

Ahaber'de yayınlanan "Gündem Özel" programında gündeme yönelik soruları yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul'un Başika kampındaki Türk askerlerinin bir bölümünün, yeni düzenleme kapsamında kamptan ayrılmasını değerlendirdi.

"Türkiye'nin Irak'ta eğitim kampı bulunduğu hususu bir sır değil, bilinmeyen bir husus değil ve uluslararası hukuk bağlamında bir program" diyen Davutoğlu, "Çünkü bu konuda çıkmış Birleşmiş Milletler kararları var. DEAŞ'a karşı mücadele bağlamında bütün ülkelere dayanışma göstermesi beklentisi oluşturan kararlar da var. Dolayısıyla Başika'da, Diana'da olan üslerimizin herhangi bir şekilde meşruiyeti tartışma götürmez. Olan nedir? İstihbarat birimlerimizden gelen Musul'a yakın Başika kampına dönük olarak olabilecek terör saldırılarıyla ilgili ani, seri bir tedbir alma zarureti ortaya çıktı. Bu zaruret ortaya çıktığında tabi eğitimci subaylarımızı, askerlerimizi korumak üzere bu sefer daha onları koruyacak nitelikte bir askeri güç kaydırması oldu.

Eğitimci askerlerimiz, subaylarımız muharip olarak orada bulunmuyor. Musulluları, Arapları, Kürtleri, Türkmenleri eğiterek DEAŞ'a karşı mücadele etme potansiyelini artırmaya çalışıyor. Takviye giden güçler ise onları korumaya dönük güçler. Irak hükümetinden gelen bazı tepkiler, daha çok üçüncü aktörlerin Irak hükümeti nezdince ve uluslararası kamuoyu nezdinde yapmaya çalıştığı çalışmalar bizim Başika'ya yaptığımız güç kaydırmasını bir tehdit veya Irak'ın egemenliğine bir müdahale gibi yansıtma çabaları oldu. Buna karşı hem ben Sayın İbadi'ye mektup yazdım hem Dışişleri ve MİT Müsteşarlarımızı Bağdat'a gönderdik hem de uluslararası alanda atılacak adımları hep birlikte değerlendirdik" ifadelerini kullandı.

"ASKERİ GEREKLİLİK NEYSE ONU YAPTIK"
Bugün basına intikal eden haberlere ilişkin konuşan Davutoğlu, "Biz her zaman askeri gereklilikler neyse onu yaptık. Askeri bir tehdit varsa onun için güç kaydırdık, askeri güvenlik tehdidinin durumuna göre de geçen gün Başbakanlık olarak yaptığımız açıklamada vurguladığımız, yeniden tanzim için gerekli adımları da attık. Yeniden tanzimden kasıt şudur: Bir tehdit söz konusu olduğun takviye yapılır, tehdidin dozu düştüğünde takviye başka yere kaydırılır ama nihai kertede oradaki faaliyet devam eder. Bu anlamda son, bugün basına intikal bilgiler çerçevesinde atılan adım da bir yeniden tanzim, bir oradaki askeri varlığımızın yeniden düzenlenmesi şekilde" dedi.

"VERDİĞİMİZ TALİMAT AÇIK"
"Tehdidin dozu düşmüş vaziyette mi?" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, "O konuda tamamıyla Genelkurmay'a, askerlerimize verdiğimiz talimat açıktır. Ne yapılması gerekiyorsa o adımları atın ve askeri gereklilik ne ise onu yapın. Ne fazlası ne eksiği. Dolayısıyla Genelkurmay Başkanlığımız ve ilgili güvenlik birimlerimizin yaptığı değerlendirmelerle şu anda var olan güvenlik mevcudiyetimizle bu ihtiyacın karşılanacağı kanaati hasıl olduğunda... Türk askeri Musul'da DAEŞ'le mücadele noktasında eğitim görevi için bulunmaya devam edecek" yanıtını verdi.

"BAZEN TAHKİM BAZEN YENİDEN TANZİM"
Başbakan Davutoğlu, "Çekilenler nereye çekildi?" sorusu üzerine, "Bunlar doğrudan askerimizin güvenliğini ilgilendiren hususlar. İsterseniz onları, nereye çekildi, ne oldu? Bunlar belli bir askeri mahremiyet içinde yürüyen faaliyetler yoksa askerimizin güvenliği gene tehdit altına girer. Gerektiğinde bu anlamda atılması gereken adımlar atılır. Yani askerimizin, Genelkurmay Başkanlığımızın dinamik güvenlik şartları itibarıyla alabileceği her karar için gerekli talimatlandırmalar yapılmıştır. Bazen tahkim, bazen yeniden tanzim ama her halükarda oradaki eğitim faaliyetimiz Irak halkında destektir, Irak hükümetine destektir. O destek, faaliyet sürer ama oradaki koruyucu güç anlamındaki güçlerimizin mevcudiyeti de alandaki dinamik duruma göre yeniden tanzim edilir" ifadelerini kullandı.

"ŞARTLAR SON DERECE DİNAMİK"
"Başika'da kalan askerimiz kendi güvenliğini sağlayacak durumda mı? Gerektiğinde takvitye yapılacak mı?" sorusuna ise Davutoğlu, "Şartlar son derece dinamik. Şartlar ne gerektirirse o yapılır" karşılığını verdi.
"Yabancı ajanslar bir anlaşma kapsamından bahsediyor. Bu anlaşmanın kapsamında asker çekmekten öte başka şeyler de var mı?" yanıtlayan Davutoğlu, "Irak hükümetine, Müsteşarlarımız çok net bir mesajla gittiler, Türkiye her türlü işbirliğine DEAŞ'a karşı mücadele bağlamında. Türkiye'nin bu anlamda herhangi bir gizli gündemi yoktur ve bu işbirliği bağlamında da Irak'la hem anlaşma yapmak hem birlikte faaliyet yapmak konusunda da kapımızı açık. Yani bu konuda Türkiye'nin ön yargısı olmadığı gibi herhangi bir kaygısı ve çekincesi de yoktur. Irak hükümetiyle yüzyüze görüşerek bunlar çözeceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"Musul'a ortak bir operasyon da bu çerçevede mi?" sorusuna ise Davutoğlu, şöyle yanıt verdi:
"Şu anda Musul' dönük olarak koalisyon tarafından yürütülen, 1 yılı aşkın süredir bazı çalışmalar var. Ama bizim için esas olan Musul'da istikrarı sağlayacak daha sonra da Irak'ın bütününde istikrarı sağlayacak şekilde meşru Irak Güvenlik Güçleri'nin takviye edilmesi ve güçlendirilmesidir." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.