ASAYİŞ - 21 Ağustos 2025 Perşembe 12:35

Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu: ’’Bu hikayenin akla, mantığa, hukuka sığar bir tarafının da olmadığını az çok delillerden anlayabiliyoruz’’

A
A
A
Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu: ’’Bu hikayenin akla, mantığa, hukuka sığar bir tarafının da olmadığını az çok delillerden anlayabiliyoruz’’

Narin Güran’ın cezaevinde bulunan annesi Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, anma etkinliklerinde yaptığı açıklamada, ’’Bu yargılama sürecinde hızla bir topyekun cezalandırma anlayışıyla adaletin sağlanamayacağını biliyoruz. Bizler bugün Yüksel Güran’ın kızının toprağına dokunması ve bu mezarın başında olması gerektiğini düşünüyorduk’’ dedi.


Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran 21 Ağustos 2024’te kayboldu. Ailesi aynı gün Narin’in kaybolduğuna ilişkin güvenlik güçlerine ihbarda bulundu. Yapılan incelemelerin ardından yeri belirlenemeyen talihsiz kızın cansız bedeni 19 gün sonra 8 Eylül 2024’te köyün yakınında bulunan Eğertutmaz Deresinde bir çuval içinde bulundu. Olayın ardından mahkeme anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amca Salim Güran hakkında iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, , Nevzat Bahtiyar’a ise suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.



Narin Güran’ın ölümünün birinci yıl dönümü nedeni ile anma etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikte konuşan Narin Güran’ın cezaevinde bulunan annesi Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, tam bir yıl önce minik meleklerini kaybettiklerini ve insanlıklarından utandıkları bir gün yaşadıklarını söyledi. Demiroğlu, ‘’Bizler adaletin sağlanması için hukuki mücadelemizi halen sürdürüyoruz. Yaşanabilecek hukuksuz bir sonucun başka adaletsizliklere de sebebiyet vermemesi için bizler mücadelemizi sürdürüyoruz. Narin’i dereye gömenin, cansız bedenine temas edenin sözü ile adaletin sağlanamayacağını biliyoruz. Bu kişinin bugüne kadar verdiği hiçbir ifade hiçbir maddi delille dijital delillerle doğrulanmamıştır. Bizler aşama aşama bu gerçeğe ulaşmak Narin davasının karanlıkta kalmaması için her şeyi yaptık. Bütün detaylara inmeye çalıştık. Burada bizler bir anne, bir amca, minicik bir meleği katile sebep olmadığını biliyoruz. Bu hikayenin akla, mantığa, hukuka sığar bir tarafının da olmadığını az çok az çok delillerden anlayabiliyoruz. Bizler Nevzat Bahtiyar’ın ifadelerini didik didik ettik. Anne, amcanın telefon imajlarını inceledik. Gerçekten de rutin bir hareket. Yani olay günü cinayet işlendiği gün bir amcanın telefonunda faturanın ödendiğini, altın fiyatlarının takip edildiğini, rutin bir hayat sürdürdüğünü görüyoruz. Bir annenin telefonunda oyun oynandığı, müzik dinlendiğini görüyoruz. Hangi aile üyesi bu kadar rahat davranabilir ki? Vicdana sığacak bir delil ortaya çıkıp hüküm verildiğinde o zaman adalet sağlanır. Biz karanlığı ailenin aleyhine yorumlayarak katili kendi aranızda arayın anlayışıyla bir sonuca varamayız. Devletin yükümlülüğü Narin’in gerçek katiline ulaşma, somut vicdana uygun delilleri ortaya çıkarıp herkesin vicdanını tatmin edecek bir sonuca ulaşmakla yükümlüdür devlet. Bu süreçte bu yargılama sürecinde hızla bir topyekun cezalandırma anlayışıyla adaletin sağlanamayacağını biliyoruz. Bu süreçte Açıklama yapan, konuya ilgi duyan kamu görevlileri olur, yetkililer olur, adil yargılamayı etkileyecek beyanatlardan uzak durması son derece önemlidir. Zaten aile henüz savunma hakkı dahi tanınmadan aileye maalesef soruşturma gizliyken topyekun bir lince maruz kaldı. Sosyal medyanın lincine maruz kaldı. Çok kritik bir söz söylenerek, Narin görmemesi gereken bir şey gördü diye cinayet işlendiği hikayesi ileri sürülerek bu hikayenin arkası ardı bitmez senaryolarla aile linç edildi maalesef. Bizler bugün Yüksel Güran’ın kızının toprağına dokunması ve bu mezarın başında olması gerektiğini düşünüyorduk. Maalesef şu an Demir parmaklıklar arkasında. Yüksel ve ailesi masumdur ve bu masumiyetin ispatı için mücadelemiz devam ediyor. Cansız bedene dokunanın sözüne itimat edilmez. Adaletin bir an önce tecellisi için ve narinimizin ruhunun huzura kavuşması için mücadelemizi sürdüreceğiz’’ diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.