SAĞLIK - 26 Eylül 2023 Salı 14:04

Uzmanından uyarı: Fazla su içmek ölümle sonuçlanabilir

A
A
A

Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Üstündağ, su tüketiminin önemli olduğunu, ancak fazla su tüketimi durumunda sodyum oranının düşmesine bağlı su zehirlenmelerinin ortaya çıkabileceğini belirterek vatandaşlara uyarıda bulundu.

İnsan sağlığına iyi geldiği düşünülerek rastgele ve herhangi bir hekim başvurmadan fazlaca içilen su sağlığınızı bozabilir. Her şeyde olduğu gibi su tüketiminde de azı olduğu gibi fazlası da vücuda zarar verebiliyor. Fazla su tüketiminin zararlarına ilişkin açıklamada bulunan Prof. Dr. Üstündağ, sodyum oranını düşüreceği için su zehirlenmesine sebep olabileceğini aktardı. Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstündağ, suyun az tüketilmesinde olduğu gibi fazla tüketiminde de bazı sağlık problemleriyle karşılaşıldığına dikkat çekti. Üstündağ, sağlıklı erkeklerin günde 2 buçuk, kadınların ise 1, buçuk ile 1,75 litre su içmesi gerektiğini söyledi.

Uzmanından uyarı: Fazla su içmek ölümle sonuçlanabilir

"Konforlu bir yaşam için denge sağlanmalı"

Yaşamın konforlu ve sağlıklı sürdürülebilmesinin her konuda dengenin sağlanmasına bağlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Üstündağ, "Suyun az tüketilmesi de çok elbette sağlık için zararlar doğurabilir. Esasen biz genellikle suyun az tüketilmesiyle ilgili sağlık problemleriyle karşılaşıyoruz. Ama bazı zamanlarda suyun fazla tüketilmesiyle ilgili sağlık problemleriyle başvuran hastalarımız da olabiliyor. Ne zaman az su tükettiğimizi, ne zaman çok su tükettiğimizi söyleyebilmek doğrusu birtakım objektif veliler gerektiriyor” dedi.

Az ya da çok su tüketiminin kişiden kişiye değişebildiğini söyleyen Prof. Dr. Üstündağ, mevsimin ısı ve nem oranı, fazla tuzlu-şekerli gıda tüketimi, böbrek fonksiyonunda bozukluk olup olmadığının vücudun su ihtiyacını belirleyen faktörler olduğunu ifade etti.

Normalin üzerinde su içilmesinin vücuttaki dengenin bozulmasına neden olduğunu ve en az su eksikliği kadar insan sağlığını tehdit ettiğini söyleyen Prof. Dr. Üstündağ, gelişigüzel zayıflamak için ya da değerlerine baktırmadan fazla su içilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Uzmanından uyarı: Fazla su içmek ölümle sonuçlanabilir

"Sıvıyı sadece su olarak almıyoruz"

İnsanın sıvıyı yalnızca su içerek almadığını söyleyen Prof. Dr. Üstündağ, “Sıvıyı bütünüyle su olarak tüketmiyoruz. kendi vücudumuzda bir miktar üretiyor. Katı yiyeceklerin içerisinde bile su bulunuyor. Örneğin muzun, portakalın, karpuzun su oranı çok fazla. Ekmeğin bile yüzde 30-40 kadarının su olduğunu unutmamamız lazım" dedi.

Hamilelerin ek olarak 600-700 litre kadar tüketmelerinin suyu dengeli almalarını sağlayacağını belirten Prof. Dr. Üstündağ, bireysel farklılıkları bir tarafa koyarak bu durumun söylenebileceğini ifade etti.

"Ayda 1 idrar toplanmalı"

Vatandaşlara ayda 1 defa idrar toplayıp nefroloji uzmanına gözükmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Üstündağ, eğer böbrek taşı gibi su ile oldukça ilişkili, su alım azlığıyla oldukça ilişkili gelişen hastalık varsa yaklaşık 2 litrenin üzerinde idrar toplamalarında fayda olduğunu aktardı.

Uzmanından uyarı: Fazla su içmek ölümle sonuçlanabilir

Eğer sıvı veya suyu dengeli almazsak bu kadar aşırı su tüketiminin ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Üstündağ, tuzların vasküler yataktaki kan damarları içerisindeki konsantrasyonunu azaltacağını ve bunun su zehirlenmesine bağlı ölümü de beraberinde getirebileceğini söyledi.

Özlem Ceylan


 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi Eskişehir’de Vali Hüseyin Aksoy’un başkanlığında gerçekleştirilen Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda alınması gerekli tedbirler ile yapılması gereken faaliyetler değerlendirildi. Eskişehir’de her çeşit bağımlılıkla mücadele konusunda yapılan çalışmalar, mücadelenin geldiği nokta ve alınması gereken tedbirler konusunda değerlendirmeler yapılacağını kaydeden Vali Hüseyin Aksoy, uyuşturucu, alkol, tütün gibi madde bağımlılıkları, kumar ve teknoloji bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklar ile mücadelenin sadece güvenlik güçlerimizle değil bütün kurumlarımızın katılımıyla kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti. Bağımlılık konusunun tüm toplumu doğrudan etkileyen bir nitelik taşıdığını belirten Vali Aksoy, "Başarılı sonuçlar elde edebilmek için topyekûn bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir. Bu sebeple; Kurullarımız tarafından bağımlılık ile mücadele alanında yürütülecek çalışmalarda ihtiyaç duyulacak her türlü destek, yardım ve kolaylık ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanmalı, alınan kararların uygulanmasında üstlenilen görev ve sorumluluklar özenle yerine getirilmelidir” dedi. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından il genelinde yapılan çalışmalar hakkında sunumlar yapıldı. Daha sonra uyuşturucuyla mücadelede mevcut durum, mevcut risk haritası, tespit edilen yeni gelişmeler, sorunlar ve alınması gerekli tedbir ve yapılması gereken faaliyetler görüşülerek sonrası için yapılacak çalışmalarla ilgili kararlar alındı.
Muğla Marinalarda tekne bağlama yıllık ücretlerine denizciler de tepki gösterdi Dünyanın ve Türkiye’nin en güzel koylarına sahip olan, turizmin gözbebeği Muğla’da deniz turizmi önemli bir yere sahip. Ancak milyonlarca lira değerindeki lüks teknelerin ve daha orta sınıf teknelerin sahipleri, artan marina bağlama ücretlerinden şikayetçi. Tekne sahipleri, “Başka ülkelerde çok daha uygun fiyatlarla hizmet alabiliyoruz. Türkiye’de bir çözüm bulunması gerekiyor” diyerek tepkilerini dile getirdi. Marmaris ve çevresinde, özel ve kamuya ait küçüklü büyüklü 10’dan fazla marina bulunuyor. Tekne bağlama ücretleri, teknelerin boyutlarına ve denizde kapladıkları alana göre hesaplanıyor. Ancak edinilen bilgilere göre, günlük bağlama ücretleri en düşük 5 bin liradan başlıyor. Elektrik ve su gibi giderler bu rakamlara dahil olmadığı için toplam maliyetler daha da artıyor. Sadece milyonerlerin değil, hayali denizde yaşamak olan kendilerine ev, araba almadan tekne alan ve emekli maaşları ile geçinmeye çalışan deniz sevdalılarının da tepkisine neden olan bağlama ücretlerinin yıllık milyon liraları aşan fiyatları sektörde en çok konuşulan konuları arasında yer alıyor. "Taban ve tavan fiyat uygulaması getirilmeli" Yelken eğitmeni ve yat sahibi Atilla Gökova, “Şu an Türkiye’deki marina fiyatlarını, dünyanın en pahalı marinası olan Monako ile kıyasladığımızda bile daha yüksek seviyede. Belediye ve özel sektör marinalarında fiyat serbestliği kontrolsüz şekilde artmış durumda. Devlete ait marinaların da bu fiyat bandına gelmesi amatör denizciliği bitiriyor. Örneğin, benim yarıştığım teknenin değeri 3 milyon TL. Ancak yıllık marina bağlama ücreti 800 bin TL’ye ulaştı. Devletin müdahale ederek taban ve tavan fiyat uygulaması getirmesini bekliyoruz" dedi. “Fiyatlar kontrolden çıkmış durumda” Bağlama ücretlerinin teknelerin denizde kapladığı metrekareye göre belirlendiği belirtilirken Atilla Gökova, “Bizim gibi küçük bütçeli tekneler, yüksek maliyetler nedeniyle zorlanırken, büyük iş insanlarının tekneleri bile bu fiyatlardan dolayı Yunanistan veya Avrupa’ya gidiyor. Bu durum, Türkiye’nin marinacılık sektörüne zarar veriyor ve devletin vergi kaybına neden oluyor” şeklinde konuştu. “Yüksek ücretlere rağmen marinalarda sıra bekleniyor” Marinalarda yüksek fiyatlara rağmen sıra beklenildiği yönündeki iddialara da yanıt veren Atilla Gökova bu durumun sebebi ile ilgili, “Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rus tekneleri Türkiye’ye akın etti. Türk tekne sahipleri marinadan çıkarılmaya çalışılıyor. Sebeplerini biliyoruz ama maalesef konuşamıyoruz. Bu durum, yerli amatör denizcilere büyük zorluk çıkarıyor” ifadelerini kullandı. “Marinamı terk etmek zorunda kaldım” Bir başka tekne sahibi Tunca Çalışkan ise uzun yıllar bağlama yaptığı marinasını fiyatlar nedeniyle terk ettiğini belirterek “Yaklaşık 7 yıl önce, 5 bin Euro’ya teknemi bağlayabiliyordum. Şimdi ise 12 metrelik teknem için 17 bin Euro artı KDV gibi fahiş bir fiyat talep edildi. Artışlar çok ani ve kontrolsüz. Özellikle genç denizciler ve yelken okulları bu maliyetler karşısında ayakta kalamıyor” dedi. Denizciler artan marina ücretlerinin amatör denizcilik ve deniz sporlarını olumsuz etkilediğini belirterek, devletin fiyatları denetlemesini ve sektöre yönelik destek sağlamasını talep ediyor.