Ordu’da fındık tüccarı Salim Kahraman’a ait 1966 model kamyonet yarım asırdır şehir sokaklarında seyretmeye devam ediyor.
Literatürlerde ’araba sevdası’ deyimi Ordulu fındık tüccarı Salim Kahraman için geçerliliğini koruyor. Satın alındığı yıllarda Ordu’da sadece iki adet olan ve diğerinin eskiyip trafikten çekilmesiyle tek başına kalan emektar kamyonet, görenlerin büyük ilgisini çekiyor. Bugün hala yük taşıyan, dağ tepe demeden yollarda seyreden kamyonet, 50 yıla yaklaşan ömrüyle antika konumunu kazandı.
Fındık tüccarı Salim Kahraman, artık üretilmeyen aracına gözü gibi baktığını ve aradan geçen yıllar içerisinde adeta onunla bütünleştiğini söyledi. Aracının 60’lı, 70’li yılların zor şartlarında Ordu’da gitmediği köy, belde, mahalle kalmadığını belirten Kahraman, onu adeta aile fertlerinden biri olarak kabul ettiklerini dile getirdi. Kahraman, duygularını şöyle anlattı: "Araba neredeyse bulunduğumuz yörenin simgesi haline geldi. Çok nadir de olsa hala sıkıştıkça kullanıyoruz. Ancak bizim için şu an itibariyle daha çok hatıra ve antik değeri var. Sadece bizim için değil, çevrede, onunla hatırası olmayan yok gibidir. Asılan, düşen, binen, inen, yük götüren. Bizi her gören, arabayı görmezse ’duruyor mu?’ diye soruyor. Çevreyle öylesine özdeşleşmiş. Arabayla beraber dar yollarda, çamurda-çorakta, kaşlarda, bayırlarda, yaylalarda, tepelerde, obalarda çok maceralarımız, ilginç hatıralarımız oldu. Yarım asır, az bir zaman değil. Ancak, çocuklarımız bizden daha çok seviyorlar arabayı. Daha çok onlar için onarıp muhafaza ediyoruz. Öylesine seviyorlar ki, yaşlısı-genci hepsi de onunla poz vermek için can atıyor. Hareket halinde olmasa bile onun üzerine çıkmaktan zevk alıyorlar. Şiir yazanlar bile oldu. Onun bizim için bu anlamda değeri çok. O bizi, biz onu bugünlere taşıdık. O sanki bizden bir parça gibi. Ama şimdi geldiğimiz bu noktada o da eskidi, biz de eskidik. Buraya kadar birlikte geldik, çok güzel günlerimiz oldu, çok şükür. Ancak, bundan sonra bakalım daha nereye kadar gideceğiz?"








