SAĞLIK - 25 Kasım 2019 Pazartesi 11:28

Eklem ağrılarına ve gribe karşı birebir: ‘beyran’ ve ‘paça’

A
A
A
Eklem ağrılarına ve gribe karşı birebir: ‘beyran’ ve ‘paça’

Gaziantep’in meşhur lezzetleri arasında yer alan ‘beyran’ ve paça’ eklem ağrıları çekenlerin ve soğuk algınlığı yaşayanların imdadına yetişiyor.

Gaziantep’in meşhur lezzetleri arasında yer alan ‘beyran’ ve paça’ eklem ağrıları çekenlerin ve soğuk algınlığı yaşayanların imdadına yetişiyor.


Gaziantep’te eklem ağrılarına ve soğuk algınlığına karşı tüketilmesi tavsiye edilen beyran ve paça kış aylarında şifa dağıtıyor. İçerisindeki sarımsak sosu ve özel suyu ile doğal antibiyotik özelliği taşıyan beyran ve paça, Gastronomi kenti Gaziantep’te kış aylarının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. İçinde kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatların yer aldığı tescilli lezzet beyran özellikle sabah erken saatlerinde tüketilirken, bu lezzete gece yarısı da ulaşılabiliyor. Kentte, soğuk algınlığına ve gribe karşı korunmak isteyenler, beyran ve paçanın servis edildiği restoranların yolunu tutuyor.


Beyranın Osmanlı döneminde padişah yemeği olarak bilindiğini anlatan paça ve beyran restoran işletmecisi Ahmet Çadır, beyranın yapılışını anlatarak, “Beyran Gaziantep yöresine ait kuzunun kürek ve boyun etinden oluşan, efsanevi Osmanlı zamanında bey yemeği, padişah yemeği. Bunu genellikle Gaziantep halkı olsun, dışarıdan gelen misafirler olsun sabah vakitlerinde yenilirdi, ama son yıllarda Gaziantep’e gelen turist sayısının fazlalığından dolayı gece 2’ye kadar hizmet vermekteyiz” dedi.


Beyranın şifa kaynağı olarak bilindiğini belirten Çadır, “Beyran ve paça deyince Gaziantep halkının aklına beyranın sağlık ve şifa kaynağı olarak bilinir. Çünkü beyranın içinde kuzunun boyun ve kürek eti var, ilikli kemik var, şifalı bir suyumuz var. Bu suyu kendimiz özel olarak hazırlıyoruz. Acı ve sarımsak barındırıyor. Üzerine limon sıkıp, c vitamini oluşturuyoruz. Kışın Gaziantepli halk çoğu zaman soğuk algınlığında grip olduğunda işletmelerimize gelir, paça ve beyranımızın tadına bakar, yer ve şifayı bulur. Sizleri de Gaziantep’te şifa bulmaya bekleriz” diye konuştu.


Paçanın yapılışını da anlatan Çadır, “Paçayı kuzu kellelerinden oluşturuyoruz. Onu da 12 saat boyunca pişirip, tekrardan kemiklerinden ayırıp tezgahlarımıza sunuyoruz. Suyuyla, sarımsak ve acıyla özdeşleştirip, servise sunuyoruz. Kelle paça da son yıllarda Canan Karatay’ın da dediği gibi ‘botoks yaptırmayın, kelle paça yiyin’ diyor. Yani her derde deva şifa kaynağı yemek dağıtıyoruz. Gaziantep yöresinde insanlar hastalandığı zaman kendilerini antibiyotiğe vurmazlar, doğal antibiyotik olan paça ve beyrana yönelirler. Kışın kentte kuru bir soğuk olur ve Gaziantepliler bunun önlemini paça ve beyrandan alırlar” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.