GENEL - 11 Ocak 2021 Pazartesi 17:40

Gaziantep’in su sorunu erkenden çözüldü

A
A
A
Gaziantep’in su sorunu erkenden çözüldü

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 Yılı Ocak Ayı Meclis Toplantısı’nın 1’inci Bileşimi Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in başkanlığında toplandı.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 Yılı Ocak Ayı Meclis Toplantısı’nın 1’inci Bileşimi Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in başkanlığında toplandı. Toplantının ana gündeminde küresel bir sorun olarak karşı karşıya kalınan ‘kuraklık’ yer aldı. Başkan Fatma Şahin, Düzbağ Projesi’nin 2 yıl gibi kısa bir sürede devreye girmesinin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “2 yılda Düzbağ’ı bitirmemiş olsaydık, şu anda şehirde su yoktu” dedi.


Büyükşehir Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen yeni yılın ilk meclis toplantısında, gerek ulusal gerekse de uluslararası bir sorun olarak dünyanın mücadele ettiği ‘kuraklık’ üzerinde duruldu. Büyükşehir Belediyesi’nin mega projeleri arasında yer alan ve Melen’den sonra Türkiye’nin en büyük su projesi olan Düzbağ ile bölge için ‘kuraklık’ sıkıntısının yaşandığı bu süreçte, ciddi su kesintilerinin önüne geçildiği belirtildi. Toplantıda konuşan Başkan Fatma Şahin, dünyanın hızlı bir şekilde ‘Kuraklık Eylem Planını’ devreye sokması gerektiğini ifade ederek, “Göreve geldiğimiz günden bugüne 1’inci gündemimizde hep su sıkıntısını çözmeye ilişkin çalışmalar yer aldı. Merkezi yönetimin de emeğiyle Düzbağ Projesi’ni 2 yıl gibi kısa bir sürede devreye soktuk, Düzbağ’ı bitirmemiş olsaydık, şu anda şehirde su yoktu” dedi.


Şahin: Kendimizi geleceğe hazırlıyoruz


Meclis toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Düzbağ’ın olağanüstü bir iş olduğuna vurgu yaparak, “Melen’den sonra Türkiye’nin en büyük su projesi. Tabi ki merkezi yönetimin emeği bu projede çok büyük. Onların desteği olmasaydı 10 yılda bile bitiremeyecektik projeyi. Düzbağ, şehrin geleceği açısından çok önemliydi. Projeyi iyi bir şekilde noktalamak bölge önemli bir fayda getirdi. Bütün dünya artık yeniden yapılanıyor. Kuraklık ve pandemi bir sonuç. Kuraklık Eylem Planı’nın gerek ulusal gerekse de uluslararası açıdan devreye girmesi gerekiyor. Bu kapsamda çok ciddi eylem planlarımız hali hazırda var, kendimizi geleceğe hazırlıyoruz” ifadelerini kullandı.


Karadağ: Düzbağ projesi isale hattının açılışı çok önemli bir zamana denk geldi


‘Su’ projelerine ilişkin gerçekleştirilen projeler ve yapılması planlanan yol haritası hakkında konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Latif Karadağ, Düzbağ Projesi isale hattının açılışının çok önemli ve yerinde bir zamanda gerçekleştiğini dile getirerek, “Kuraklık bütün bölgeyi sarmış durumda. Bu nedenle Düzbağ, kuraklık sürecinde bölge vatandaşını büyük bir zorluktan kurtardı. Türkiye’nin bütün belediyelerinde 1’inci gündem kuraklık. Biz, hayata geçirdiğimiz proje sayesinde içme suyu ile ilgili bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ancak bu proje, bizim içme suyu problemini kökten çözdüğü anlamına gelmemeli. Sonuçta projenin ilk kısmı nihayete erdi. B ve C planları üzerine ekip arkadaşlarımız hala çalışıyor. Kartalkaya Barajı’nı bu sene hiç kullanmadık diyebiliriz. Fakat sulama mevsimi geldiğinde Düzbağ İçme Suyu tabi ki bölge çiftçisi ve Devlet Su İşleri ile imzaladığımız protokol çerçevesinde; sulama ve içme suyu açısından ortak kullanım gerçekleşecek. Yine Kartalkaya Barajı ve kuyularımız devrede olacak. Dolayısıyla 2040 yılına kadar içme suyu konusunda Gaziantep’in hiçbir sıkıntısı olmayacak. Bunun yanı sıra yeni projeler için etüt çalışmalarımız mevcut. Bu kapsamda güneş enerjisi kullanılarak Fırat’tan içme suyu sağlanması konusunda bir çalışma haritamız var. Dolayısıyla ilerde bölgenin en büyük su kayna Fırat olacak. Enerji büyük bir maliyet bu nedenle enerjiyi amorti edecek bir sistemle Fırat’ı devreye koyacak etüt çalışmamız devam edecek. Şu anda 9 ilçemizin hiçbirinde içme suyu ile ilgili bir sıkıntımız yok. Bunun yanı sıra Organize Sanayi Bölgesi’ne de ciddi bir su kaynağı desteği sağlıyoruz. Olası bir kuraklık durumuna karşı da Kartalkaya Barajı var. Önümüzdeki haftalarda beklenilen yağış sayesinde de havzalarımız dolacak” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.