SAĞLIK - 18 Haziran 2023 Pazar 14:59

Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği Başkanı Bayram’dan diş hekimine verilen cezaya tepki

A
A
A
Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği Başkanı Bayram’dan diş hekimine verilen cezaya tepki

Diş ve kanal tedavisinde kullanılan bir aparatın kırıklara yol açması nedeniyle bir diş hekiminin cezaya çarptırılmasına tepki gösteren Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği Başkanı Cengiz Bayram, yaşananların hukuk dilinde "izin verilen" risk olduğunu belirterek, "Bu cezanın ardından kimse bu tür müdahaleyi, tedaviyi yapmak istemez" dedi.

Diş ve kanal tedavisinde kullanılan bir aparatın kırıklara yol açması nedeniyle bir diş hekiminin cezaya çarptırılmasına tepki gösteren Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği Başkanı Cengiz Bayram, yaşananların hukuk dilinde "izin verilen" risk olduğunu belirterek, "Bu cezanın ardından kimse bu tür müdahaleyi, tedaviyi yapmak istemez" dedi.


18 Nisan 2018 yılında Kütahya’da yaşayan Z.E. isimli kadın, Kütahya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde diş ağrısı nedeniyle muayene olduğu diş hekimleri N.D. ve E.Ü.Ö’den dişleri için yapılan kanal tedavisinde kırıklara yol açılması nedeniyle Kütahya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak şikayetçi oldu. Taksirle insan yaralama suçundan hazırlanan iddianamenin ardından Kütahya Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, kasıt olmadığı gerekçesiyle doktorların beratına karar verildi. Aile konuyu istinaf mahkemesine taşıyınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ağır Ceza Dairesi, tarafları yeniden yargılayarak diş hekimi E.Ü.Ö hakkında 180 gün adli para cezası verdi.


Türkiye genelinde bin 800 resmi doktor üyesi bulunan Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği’nin Başkanı Cengiz Bayram, karara tepki gösterdi. Kendisinin hem hekim hem de avukat olduğunu hatırlatan Bayram, "Bu cezayı duyduğumda hem hekim hem de avukat olarak gerçekten şaşırdım. Bütün diş hekimlerini ilgilendiriyor. Bir diş hekimi arkadaşımız hastasının kanal tedavisini yapıyor. Kanal tedavisinde kullanılan bir aparat var. Kullandığı bu aparat tabii ki kanalda kısmi kırıklara, tahribata yol açabiliyor. Yani orada bu en sık karşılaşılan bu olaya tıp dilinde ’komplikasyon’, hukuk dilinde ise ’izin verilen risk’ deriz. Aile şikayetçi oluyor, yerel mahkemede diş hekimi doktor hanım hakkında beraat kararı veriliyor. Fakat aile istinaf mahkemesinde buna itiraz ediyor. İstinaf mahkemesi direkt kendisi yargılama yaparak, ’komplikasyon’ dediğimiz yani işlemin bir parçası olan ve bu işlemde olumsuzluk olan olaya direkt ceza verip, hem hükmün açıklanmasına geri bırakılmamasına karar vererek adli para cezasına dönüştürüyor" dedi.



"Diş hekimleri bu tedaviyi yapmak istemez"


Alınan karar nedeniyle riskli görülen kanal tedavisini hiçbir diş hekiminin yapmak istemeyebileceğini belirten Bayrak, "Bu aslında hekim ve diş hekimi arkadaşlar için inanılmaz bir sıkıntı ve sorundur. O zaman hiç kimse bu ülkede bu müdahaleyi yapamaz. Ben bu davayı gördükten sonra ben eski bir hekim olarak, bu tür hiçbir müdahaleyi yapmam. Bu tamamen bir komplikasyon, yani bu işin doğası gereği olabilecek bir risk. Hekimler komplikasyonlardan sorumlu değildir. Bir de işin garip tarafı istinaf mahkemesi kati’i karar vererek yargı yolunu tamamen kapatmış. Belki suçun niteliği gereği şu anda biz Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkımızı kullanacağız. Gerçekten ülkenin sağlığı için çok büyük bir tehlikedir. Çünkü hekim arkadaşlar defalarca defansif tıp dediğimiz bir çekinikliğe yol açarak birçok işlemi yapmayı, bir çok ameliyattan kaçınıp birçok gereksiz tetkik isteyip ve konsültasyon yapıp ülkenin ekonomisine de bir takım olumsuzluklar kattıktan sonra artık bundan sonra hekim arkadaşlardan kimse tedavi ve muayene beklemesinler. Her iki alanı bilen bir insan olaraktan çok hayret içindeyim. Mesela ben size kızıyor olsam bile böyle bir karar veremem, böyle bir karar verildi. Artık idarelerin yeni yasalar çıkarması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’nin çok güzel kararları var. Anayasa Mahkemesi diyor ki, hekimlerle ilgili ceza yolunu kullanmayın diyor. Tavsiye kararı belki ama bunu söylüyor. Dolayısıyla hekimlerle ilgili kasten olmadıkça ceza yolunu artık kapatmak lazım. Hekimler artık kendi işini yapamaz hale gelmiş vaziyettedir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.