POLİTİKA - 02 Nisan 2019 Salı 18:03

Gümüşhane’de gözler seçim kurullarında

A
A
A
Gümüşhane’de gözler seçim kurullarında

Gümüşhane’de 31 Mart Pazar günü yapılan mahalli idareler genel seçimlerinde bir ilçe ve 2 belde belediyesi için seçim kurullarına itirazlar gerçekleştirildi.

Gümüşhane’de 31 Mart Pazar günü yapılan mahalli idareler genel seçimlerinde bir ilçe ve 2 belde belediyesi için seçim kurullarına itirazlar gerçekleştirildi. Kelkit ilçesinde 36 sandıkta oylar sayılmaya başlandı.


Gümüşhane’nin en büyük ilçesi konumundaki Kelkit ilçesinde kesin olmayan sonuçlara göre seçimi kazanan AK Partili Belediye başkan adayı Aziz Nas ile arasında 82 oy fark olan mevcut belediye başkanı ve bağımsız aday Ünal Yılmaz, İlçe Seçim Kuruluna itiraz etti.


Konuyla ilgili gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bağımsız Belediye Başkan adayı Ünal Yılmaz, İlçe Seçim Kuruluna itirazlarını yaptıklarını ve kabul edildiğini belirterek, “Hukuk mücadelesi veriyoruz. Hakkımızı arıyoruz. Bu seçim kesinlikle bizim. İnsanlar bütün siyasi baskıları yapıyorlar. Devlette hukuk varsa seçim bizim, hakkımızın yenmemesi lazım. Herşey açık ve net. Bunun önüne geçemeyecekler inşallah” dedi.


İtiraz sonucunda bütün oyların sayılmaya başlandığını kaydeden Yılmaz, “Biz 82 oyla kaybediyoruz seçimi şuandaki sonuçlara göre. Sayımdan sonra daha farklı şeylerde ortaya çıkacak. İlçe merkezinde kullanılan 7 bin 947 oy yeniden sayılacak. Sayım sonucunda seçim sonucunun lehimize döneceğine eminiz. Konuyu Yüksek Seçim Kuruluna kadar götüreceğiz. Hakkımız göz göre göre gasp ediliyor” diye konuştu.


İtirazın ardından ilçe seçim kurulu tarafından 36 sandıkta kullanılan 7 bin 947 oyun sayımına başlandığı daha sonra ihtilaflı 146 oy pusulasının inceleneceği öğrenildi. Seçimlerde AK Parti’nin adayı Aziz Nas 3 bin 557 oy, mevcut belediye başkanı ve bağımsız aday Ünal Yılmaz ise 3 bin 475 oy almıştı.


Diğer yandan yine Kelkit ilçesine bağlı Gümüşgöze beldesinde bin 227 oy alan AK Parti adayı Hasan Aksel’e karşın bin 221 oy alan MHP adayı Mehmet Zeyrek için partisi seçim sonuçlarına itiraz ederken, Kürtün ilçesine bağlı Özkürtün beldesinde de 11 oy farkla MHP’li rakibi Yakup Turgut’a karşı Belediye Başkanlığını kaybeden ve 625 oy alan AK Parti’li Aynur Zorlu Kaya da itirazlarını gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.