GÜNDEM - 14 Temmuz 2022 Perşembe 12:01

15 Temmuz’da 2 oğlunu ve damadını şehit veren 96 yaşındaki Kızılcahamamlı Muzaffer Gülşen ninenin gözyaşları dinmiyor

A
A
A
15 Temmuz’da 2 oğlunu ve damadını şehit veren 96 yaşındaki Kızılcahamamlı Muzaffer Gülşen ninenin gözyaşları dinmiyor

FETÖ’nün hain darbe girişiminin yaşandığı gece Kızılcahamam’dan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giden Gülşen ailesi 3 şehit verdi. 2 oğlu ve damadı şehit düşen Muzaffer Gülşen’in acısı ise 6 yıldır dinmiyor.

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi sırasında Kızılcahamam’da yaşayan Gülşen ailesi üyeleri demokrasi nöbeti tutmaya, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile Kızılcahamam’dan 70 kilometre yol gelerek vatan savunması için aynı aileden Mehmet Gülşen (63), Hakan Gülşen (43), hem kuzenleri hem de enişteleri olan Lütfi Gülşen (63) F-16 savaş uçağından Külliyeye atılan bomba sonucu hayatlarını kaybetti.

“Kimsenin haberi yokken mezarlarına gitmiştim orada da uyuya kalmışım”

Evlerine aynı gün 2 oğlu ve bir damadını şehit veren ve o gün evde uyuyorlar sandığı için telefonlar arayıp rahatsız etmek istemediğini dile getiren Muzaffer Gülşen (96), “Gittiklerini tahmin etmedim. Yavrularım evde uyuyorlar diye aramadım. Akşam ortanca oğlum öldüklerini söyledi. Elime telefonu aldım ama Hakan’ı arayamadım uyuyorlar diye. Acıları hala devam ediyor. İki oğlumu, bir damadımı kaybettim. Damadımı da kendim büyütmüştüm. Bir gün kimsenin haberi yokken mezarlarına gitmiştim orada da uyuya kalmışım. Kimseye de dememiştim” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz sonrası devlet tarafından şehitler için kendisine verilen para ile Somali’de 6 su kuyusu açtıran Gülşen, kaybettiği evlatları için ağıtlar yakıp acısını dindirmeye çalışıyor.

15 Temmuz’da 2 oğlunu ve damadını şehit veren 96 yaşındaki Kızılcahamamlı Muzaffer Gülşen ninenin gözyaşları dinmiyor

“Arkadaşlarla haberleşip Kızılcahamam’daki Cumhuriyet Meydanı’nda toplandık”

Kızılcahamam Cumhuriyet Meydanı’nda toplanıp ortak bir şekilde Ankara’ya hareket edildiğini aktaran şehitlerin kardeşi Nizami Gülşen, “15 Temmuz’da Kızılcahamam’daydım. Ankara’daki arkadaşlarım aradı, ‘MİT’i helikopterler tarıyor’ dediler. Buradaki arkadaşlarla haberleşip Kızılcahamam’daki Cumhuriyet Meydanı’nda toplandık. Ankara’ya gitme kararı aldık. O anda eniştemi gördüm, ‘Enişte senin ne işin var burada. Sen evde çocuklara bak’ dedim. Sonra abimi gördüm, ‘Gidelim bir demokrasi dersi verelim’ dedi. Bir daha onları göremedim” diye konuştu.

15 Temmuz’da 2 oğlunu ve damadını şehit veren 96 yaşındaki Kızılcahamamlı Muzaffer Gülşen ninenin gözyaşları dinmiyor

“Parçalanan telefondan sim kartı alıp kendi telefonuna takmış”

Kardeşinin telefonunu aradıklarında başka birinin açması ile şehit olduklarını anladığını belirten Gülşen, “Ben de Ankara’ya gidecektim ama bana sen burada kal, itfaiyeyi getirin ayrılmayın dediler. Sürekli telefonla birbirimizi arıyorduk. En son ablamla görüşmüşler, sonrasında haber alan olmadı. Kızılcahamam’dan giden otobüsler geldi ama bizim aileden kimse yoktu. Öğlen 3 gibi kardeşimin telefonunu aradık, başka birisi çıktı. Parçalanan telefondan sim kartı alıp kendi telefonuna takmış. Ankara’ya yeğenlerim gidip hastaneleri aramış. En son soğuk hava deposunda bulmuşlar” dedi.

“Mezarlarını sulayıp bakımlarını yaparım”

Her gün şehitlerin mezarını 2 kez ziyaret ettiğini belirten Gülşen, “Cenazelerini köye getirip defnettik, bir şehitlik yaptık. 12 kişilik ailede tek erkek ben kaldım. Allah o günleri kimseye yaşatmasın. Her gün iki kere mezarlarına uğrarım. Mezarlarını sulayıp bakımlarını yaparım. Onlar en büyük mertebeye ulaştılar” ifadelerini kullandı.

“Onlarla yaşıyormuş gibi konuşur”

Evlatlarını kaybeden Muzaffer Gülşen’in şehitlerin mezarı başında oturup onlarla konuştuğunu kaydeden Nizami Gülşen, “Annem 3 günü geçtikten sonra beni mezarlığa götür der. Gelir burayı ziyaret eder. Bir gün de kimseye söylemeden gelmiş. Her yere baktık en sonunda mezarların başında uyurken bulduk. Mezarlığa geldiğinde de sabahlara kadar onlarla yaşıyormuş gibi konuşur” dedi.

Oğuzhan Halil Özbek - Evren Doğru - İbrahim Çakmak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.