GÜNDEM - 11 Mayıs 2023 Perşembe 11:15

33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

A
A
A
33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te bölücü terör örgütü tarafından 33 askerin şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Erkan Omay, o anları anlattı. Otobüste silahlı koruma olmadığını ve şoförün gereksiz yere molalar verdiğini belirten Omay, "Arkadaşım Mehmet böyle bana bir baktı, ölüme gidiyor gibi gözleri dolu. Bunları götürüp kurşuna dizdiler. O iki grubu taradılar, bin 570 tane sadece askerlerin üzerinden kovan çıktı" dedi.

24 Mayıs 1993'te acemi birliklerini tamamlayan ve Malatya'daki toplanma merkezine geçerek usta birliklerine gitmek için yola çıkan sivil ve silahsız 33 er, Bingöl-Elazığ Karayolu'nda bölücü terör örgütü PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülüp şehit edilmişti. Aradan geçen 30 yıla rağmen 33 şehit askerin yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, olayda PKK’lı teröristlerin elinden kurtulan Erkan Omay yaşadıklarını İHA’ya anlattı.

33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

“Türklükle, Kürtlükle hiçbir alakası yok”

1993’te yaşadıkları olayı anlatılan Omay, “Biz acemi birliğimizi tamamladık, toplanma bölgesine gittik. Toplanma bölgesine sabah erken inmiştik, yanımdaki devrem de vardı. Kahvaltımızı yaptık, sonra gittik teslim olduk. Öğlen akabinde bizi iki otobüse bindirip gönderdiler. İki otobüste koruma ve silah hiçbir şey olmadığını gördük. Söylediğimizde bize sadece şunu söylediler; 'Yolda sizi alacaklar, koruma olarak o şekilde gideceksiniz.' Biz yola çıktık, otobüs şoförü birkaç yerde mola verdi. Fakat bize koruma veya hiçbir şey verilmedi. O esnada bence gereksiz molalar oldu. Biz normal olarak gideceğimiz saatten geç Bingöl’e giriş yaptık. Bingöl’e girerken de 10 kilometre kala baktım birinci otobüs PKK yol kesmiş, içeriye girdi. Ben şoföre, ‘PKK yol kesmiş’ dedim. O da, 'Onlar PKK’lı değil, Nevruz kutluyor' dedi. O esnada ikinci otobüs dursaydı kurtulma ihtimali vardı. Oradaki PKK’lıların da bizim geleceğimizden haberi varmış. Sonuç itibarıyla haberleri olmasaydı silahın namlusu aşağı bakmazdı, ister istemez içeride silahlı biri olur diye çekinirdi. Bizi oradan aldılar, yukarıda bir tepe vardı, tepeye getirdiler, kurşuna dizeceklerdi. Kurşuna dizmekten vazgeçtiler, Kürtçe bir şeyler söylediler. İndiğimiz zaman birkaç kişi şehit edilmiş, otobüs yakılmıştı. Bizi apar topar bir köyün dibine götürdüler, propaganda yaptılar. Bu esnada ilk etapta 50 kişilerdi. Bu 50 kişilik grup gece 300 kişi oldu. Bize tek tek 'Askerliği nerede yaptınız, komando olan var mı?' diye sordular. Biri 'Ben Kürdüm' dedi, ‘Kürt-Türk fark etmezler, asker askerdir’ dediler. Bunların Türklükle, Kürtlükle hiçbir alakası yok” diye konuştu.

33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

“Bir anne baba evladını tanıyamayacak hale getirdiler bu namussuzlar”

Şehit edilen askerlerin üzerinden binlerce mermi çıktığını anlatan Omay, “Bizden haberleri yoktu. Bizi televizyonda öldü olarak geçtiler. Rahmetli annem bizim yasımızı tuttu. Şehit gelmeden benim şehit olduğum söylendi. Gece bizi üç gruba ayırdılar. Üç gruba ayırdıklarında ben baş sıradaydım. Rahmetli Mehmet ile Adana’dan beraber gittiğimiz için o benden sonra yedinci sırada. Ben de o sırada yer değiştirdim, kalktım Mehmet’in bir kenarına geçtim. 'Baştan 6 kişi daha gelsin' dediler, yine ben birinci sırada kaldım. Mehmet böyle bana bir baktı, ölüme gidiyor gibi gözleri dolu. Bunları götürüp kurşuna dizdiler. O iki grubu taradılar, bin 570 tane sadece askerlerin üzerinden kovan çıktı. 7 bin küsur de boş kovan. Evladı tanınamaz hale getirdiler. Bu namussuzlar bir anne baba evladını tanıyamayacak hale getirdi. Kurtuldum, evi arayacağım, telefonu bilmiyorum. Benim beynim sıfırlandı. Daha sonra bize ulaştılar, gittik Diyarbakır psikiyatrda bir müddet yattım. Başımızdan geçenleri anlattık, işkenceleri anlattık” şeklinde konuştu.

“Demirtaş eline sazını aldı, iki barış dedi, ondan sonra hendek olayları patladı”

Türkiye’nin terörde önemli başarılar elde ettiğini belirten Omay, “Ben Süleyman Soylu ile iki defa görüştüm, kendisini çok severim. Bakın bu konuda sürekli takip ederim. Süleyman Soylu dediğin zaman terörle mücadelede çığır açtı. Bizim şu anki terörle mücadelemiz 90’lı yıllara göre çok daha iyi. İHA’lar, SİHA’lar var. Şimdi terörle kim yürürse batmaya mahkumdur. Benim de özellikle terör kırmızı çizgimdir. Ülkenin en büyük sıkıntısı terördür. Bundan önce Selahattin Demirtaş eline sazını aldı, iki barış dedi, ondan sonra hendek olayları patladı. Benim kırmızı çizgim HDP-PKK olduğu için bunlar hep aynılar. Bunlarla da kim yol yürürse batmaya da mahkumdur” diye konuştu.

33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

“33 şehidimizin misli ile intikamını aldık ve almaya devam ediyoruz”

Her fırsatta 33 şehidin anıtını ziyaret eden Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları (BİŞHAK) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Baysal da, 33 şehidin kanının yerde kalmadığını söyledi. Baysal, “24 Mayıs 1993 yılında ben Genç Servi beldesinde köy korucusuydum. PKK terör örgütü Elazığ-Bingöl Karayolu’nun Anıttepe bölgesinde yolu keserek 33 kahramanımızı arabalardan indirerek şehit etti. Şehitlerimizin kanı hiçbir zaman yerde kalmadı. Devletimiz o kadar güçlendi ki, o kadar teknolojisi gelişti ki, PKK terör örgütlerini Kandil’de, Gabar’da, Cudi’de inlerine girerek etkisiz hale getirdi. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. 33 şehidimizin misli ile intikamını aldık ve almaya devam ediyoruz” dedi.

33 şehidin acısı 30 yıldır hafızalardan silinmiyor

33 şehidin isimleri ve memleketleri ise şöyle:

“Abdullah Kara-Antalya, Adem Zongur-Kırıkkale, Ahmet Apak-Denizli, Ahmet Aran-Manisa, Ali Arar-Konya, Aydın Kuzey-Çanakkale, Baki Umutlu-Denizli, Birol İrfan Askar-Afyonkarahisar, Cavit Yaman-Samsun, Ercan Çobanoğlu-Denizli, Erkan Kaçan-Konya, Hasan Gültutan-Hatay, Haydar Aslan-Trabzon, Hikmet Özdemir-Malatya, Hilmi Şahin-Konya, Hüseyin Çelik-Denizli, İbrahim Erten-Konya, İlyas Uyar-Konya, Mehmet Öztürk- Denizli, Mehmet Tura-Adana, Mevlüt Özkan-Konya, Murat Elibol-Çanakkale, Murat Menteş-Bolu, Musa Sarıgöz-Osmaniye, Mustafa Koçanoğlu-Denizli, Mustafa Yılmaz-Konya, Nihat Odabaşı-Kastamonu, Ramazan Akkaya-Kastamonu, Selahattin Aysan-Isparta, Şenol Cansız-Samsun, Şeref Tay-Denizli, Uğur Bozacı-İstanbul, Ünal Kalafat-İstanbul.”

Muhammet Ali Çiftçi - Umutcan İşledici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ederson ve Jhon Duran, Beşiktaş maçında forma giymeyecek Fenerbahçe Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş ile oynayacakları derbide Ederson ve Jhon Duran’ın forma giymeyeceklerini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Futbol A Takımımızın, Ziraat Türkiye Kupası ilk karşılaşmasında 23 Aralık tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olarak kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Takımımızda yer alan futbolcularımızdan Ederson ve Jhon Duran, 24 Aralık tarihinin Noel Bayramı arifesi olması nedeniyle, yoğun maç takvimi içerisinde önceden kulübümüze ilettikleri kişisel ve ailevi talepler doğrultusunda bu karşılaşmanın maç kadrosunda yer alamayacaklardır. Söz konusu durum, sezon başından bu yana devam eden yoğun müsabaka programı kapsamında sporcularımızın insani hassasiyetlerine saygı gösterilmesi anlayışıyla değerlendirilmiştir. Diğer futbolcularımızdan Fred cezası nedeniyle; Edson lvarez, Archie Brown ve Nelson Semedo ise sakatlıkları sebebiyle bu karşılaşmada forma giyemeyecektir. Kulübümüz; sportif yükümlülükler, yoğun maç takvimi ve zorunlu müsabaka dışı durumları bir bütün olarak ele almakta, sporcularının profesyonel sorumlulukları ile sağlık ve bireysel ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım benimsemektedir. Futbol A Takımımız, sahaya çıkacak kadrosuyla birlikte Ziraat Türkiye Kupası’ndaki hedefleri doğrultusunda kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir" denildi.
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.