DÜNYA - 08 Aralık 2025 Pazartesi 11:09 | Son Güncelleme : 08 Aralık 2025 Pazartesi 11:11

Alman ordusu dron savunma müfrezesi kuracak

A
A
A
Alman ordusu dron savunma müfrezesi kuracak

Almanya Yurt Güvenliği Tümeni Komutanı Andreas Henne, son dönemde artan Rus dron tehdidine yönelik önlem alacaklarını belirterek, "Bu kapsamda 1 Temmuz 2026'dan itibaren Tümen bünyesinde taktik birim olarak adlandırılan 25 ila 50 askerden oluşan bir dron savunma müfrezesi kuracağız" dedi.

Almanya'da İçişleri Bakanlığı bünyesinde geçen hafta kurulan dron savunma biriminin ardından Alman ordusu da benzer adım atmaya hazırlanıyor. Almanya'nın ülkedeki altyapı ile önemli askeri tesislerin güvenliğini korumak ve muhtemel tehdit durumunda askerlerin geçiş güzergahlarını koruma görevi için yeni kurduğu Yurt Güvenliği Tümeni'nin Komutanı Tümgeneral Andreas Henne, son dönemde artan dron tehditlerine dikkat çekti. Alman Die Welt Gazetesine konuşan Tümgeneral Henne, "Bu kapsamda 1 Temmuz 2026'dan itibaren Tümen bünyesinde taktik birim olarak adlandırılan 25 ila 50 askerden oluşan bir dron savunma müfrezesi kuracağız" dedi.

"Altyapımızı dron saldırılarına karşı korumalıyız"

Rusya kaynaklı insansız hava araçları (İHA) tehditlerine ilişkin olarak konuşan Tümgeneral Henne Ukrayna Güvenlik Servisi'nin (SBU) 1 Haziran'da Rusya topraklarındaki 4 havalimanındaki 41 askeri uçağın aynı anda vurulduğu "Örümcek Ağı Operasyonu"na değindi. Henne, "Ukraynalıların Örümcek Ağı operasyonuyla Rusya'ya yaptıklarının gelecekteki tehdit manzaramızı tanımladığını varsayıyoruz. Bu özellikle kamyonların bir dinlenme tesisinde; örneğin Magdeburg kenti yakınlarında park halinde olabileceği ve aniden kapaklarının açılabileceği ve dronların havalanıp bir otoyol köprüsüne saldırabileceği anlamına geliyor. Altyapımızı bu dron saldırılarına karşı korumalıyız" diye konuştu.

Tümgeneral Henne, "Tehdit gerçek. Gerilimin arttığı bir dönemdeyiz. Rusya'nın yüksek hassasiyetli, uzun menzilli silahlarının topraklarımıza ulaşabileceğini biliyoruz. Dolayısıyla, muhtemel herhangi bir isabetin etkilerini azaltmaya hazır olmalıyız" ifadelerini kullandı.

"Rusya'ya karşı caydırıcılık açısından hayati önem taşıyor"

Andreas Henne, Yurt Savunma Tümeni'nin NATO ve Alman ordusunun konuşlandırılmasında temel bir rol oynayacağının altını çizerek, "Rusya'ya karşı caydırıcılık açısından hayati önem taşıyor. Almanya'da kurduğumuz merkezi sistem sorunsuz bir şekilde işlerse müttefik ve Alman birlikleri doğru zamanda doğru yere ulaşacaktır. Bu da Rusya'nın en başından itibaren NATO kuvvetlerinin büyük bir kısmını hesaba katması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu caydırıcılıktır ve savaşa girmek zorunda kalmamamızı sağlamanın en iyi yoludur" şeklinde konuştu.

Henne, Tümen olarak görevlerinin Almanya'daki geçiş yollarını yani birliklerin batıdan doğuya doğru hareket ettiği güzergahları açık tutmak olduğunu belirtti. Tümgeneral Andreas Henne yollar ve köprülerin yanı sıra savunma için gerekli diğer kritik altyapıların da Tümen tarafından korunacağını söyledi.

Bu yılın başında kurulacağı duyurulan Yurt Güvenliği Tümeni, 1 Nisan 2025'te Kara Kuvvetleri komutası altında göreve başlamış, 59 yaşındaki Tümgeneral Andreas Henne de tümen komutanlığına getirilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Kuraklık arpa ekimini artırdı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Bursa, Konya, Kayseri, Tekirdağ, Diyarbakır, Çorum ve Sakarya gibi birçok bölgede arpa ekiminin arttığını bildirdi. TMO’nun "Fenolojik Değerlendirme – Hububat ve Bakliyatta Yağış, Ekiliş ve Gelişim Analizine (Ekim 2025 Değerlendirmesi)" göre, 2025/26 üretim sezonunda Türkiye genelinde arpa ekim alanlarında genel bir artış eğilimi dikkati çekiyor. Konya’da geçen yıl makarnalık buğday ekilen alanlarda bu yıl azalış, arpa ve ekmeklik buğday alanlarında ise artış bekleniyor. Kayseri’de makarnalık buğdaydan ekmeklik buğdaya yüzde 8, makarnalık buğdaydan arpaya ise yüzde 3 oranında geçiş olacağı değerlendiriliyor. Kırıkkale’de Tarım ve Orman Bakanlığının uyguladığı münavebe sistemi nedeniyle ekmeklik buğday ekim alanlarında yüzde 8–10 azalış gerçekleşti, nadas ve arpa ekimlerine yönelim arttı. Arpa ekim alanlarında yüzde 10–15 artış beklenirken, yetersiz yağış ve münavebe zorunluluğu nedeniyle nadas alanlarının yüzde 5–10 oranında artacağı tahmin ediliyor. Eskişehir’de altı ilçenin "su kısıtı bölgesi" ilan edilmesi, yaz aylarında kuyulardaki su yetersizliği ve aşırı sıcakların tozlaşma sorunlarına yol açması nedeniyle mısırda düşük verim elde edilmesi yüzünden bölgede mısırdan buğday ve arpaya bir miktar geçiş bekleniyor. Diyarbakır’da da 2025/26 üretim sezonunda, önceki yıllara kıyasla arpa ekilişinde artış olacağı öngörülüyor. Çanakkale, Bursa, Balıkesir ve Yalova illerinde toprak hazırlıkları tamamlanırken, bölgede arpa ekilişlerine başlandı. Tekirdağ’da ayçiçeği ekilen alanların bir bölümünde arpa ekilişine geçildi. Bu nedenle arpa ekim alanlarında artış görüldü. Sakarya’da da son yıllarda ülke genelinde yaşanan kuraklığa bağlı olarak mısırdan buğday ve arpaya yaklaşık yüzde 10 oranında geçiş olacağı değerlendiriliyor. Çorum’da üreticilerin ayçiçeği ekili alanlardan arpaya yöneldikleri gözlendi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Hepokur, arpa yerine buğday ekilemeyecğini ancak buğday yerine arpanın her zaman olabildildiğini söyledi. Arpanın fazla su istemeyen bir ürün olduğunu ve kıraç arazilerde genellikle tercih edildiğini vurgulayar Hepokur, "Son yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle birçok üründe verim düştü. Buğday sıcaktan yanar ama arpa yanmaz. Susuzluğa daha dayanıklı bir ürün olan arpa, suyu az kullanır" dedi.
Ankara Bakan Yerlikaya: "İstanbul Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli kahraman evladımız, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "İstanbul Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli kahraman evladımız Emre Albayrak, Çekmeköy’de uyuşturucu operasyonu sırasında açılan ateş sonucu yaralanmış, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur" dedi. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından İstanbul Çekmeköy’de uyuşturucu operasyonu sırasında açılan ateş sonucu yaralanan İstanbul Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli Emre Albayrak ile ilgili açıklamada bulundu. Yerlikaya, Albayrak’ın kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadığını ve şehit olduğunu belirterek, Allah’tan rahmet diledi. "İstanbul Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli kahraman evladımız, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur" Bakan Yerlikaya, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Milletimizin başı sağ olsun. Üzüntümüz çok büyük. İstanbul Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli kahraman evladımız Emre Albayrak, Çekmeköy’de uyuşturucu operasyonu sırasında açılan ateş sonucu yaralanmış, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur. Şehidimize Allah’tan rahmet; ailesine, kahraman Emniyet Teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı diliyorum Şehidimizin makamı ali olsun."
İstanbul Ekrem İmamoğlu ‘sahte diploma’ davasında 3’üncü kez hakim karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin 8 yıl 9 aya kadar hapis talebiyle yargılandığı davada 3’üncü kez hakim karşısına çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında İmamoğlu, 12 Eylül’de ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. İmamoğlu, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda 3’üncü kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, ’yolsuzluk’ soruşturmasından tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, sanık İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, oğlu Selim İmamoglu, annesi Havva İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu ile çok sayıda partili katıldı. Duruşma, yoklamalar ile devam ediyor. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northern Cyprus’ın yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı anlatıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından KKTC’de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığının belirtildiği iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı, bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı aktarıldı. Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığının belirtildiği iddianamede, İngilizce İşletme programına yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı, yurt dışı yatay geçiş başvurusunda bulunan öğrencilerin ‘rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri, yatay geçiş komisyonu üyeleri’ gibi süreçte yer alan kişileri referans olarak gösterdikleri kaydedildi. İddianamede, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde görevli babası Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ersin Güredin’in KKTC’ye akademik izinle gittiği, dönüşünü yurt dışında sürekli dönüş gibi göstererek oğlu olan Eren Güredin’i yurt dışı nakil işleminden yararlandırdığı, Necati Eren Güredin isimli öğrencinin mezun olduğu kuruluş olan University College of Northern Cyprus’de (U.C.N.C.) yerine gerçeğe aykırı şekilde aynı şüpheli Ekrem İmamoğlu gibi öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği, ayrıca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan bir şahsın ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla alınan beyanında Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını söylediği kaydedildi. Tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu’nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği kaydedildi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmakta olduğu bilgisini İstanbul Üniversitesi’nin bilmesine rağmen İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılırken, yapılan bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde şüphelinin denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği kaydedildi. Şüpheli Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye sunulan belgelerin University College of Northern Cyprus’a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkriptten ibaret olduğunun belirtildiği iddianamede, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ait olmadığının açıkça anlaşılması karşısında İstanbul Üniversitesi tarafından şüphelinin kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği aktarıldı. İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gördüğüne ilişkin bir bilgi, bulgu bulunmadığı, buna rağmen İBB’nin resmi sitesinin de arasında bulunduğu pek çok yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığı kaydedildi. 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebi İmamoğlu’nun kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ve tüm bu hususların ifade sırasında açık ve net bir şekilde sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakmak suretiyle açıklama yapmaktan kaçındığı kaydedilirken, ayrıca hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na ve Yüksek Seçim Kurulu’na sunarak kullandığı belirtildi. Hazırlanan iddianamede Ekrem İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.