EĞİTİM - 03 Ocak 2014 Cuma 09:18

Antarktika’daki ilk Türk bilim adamı

A
A
A
Antarktika’daki ilk Türk bilim adamı

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, Antarktika’da Türkiye adına bilimsel araştırmalar yapan ilk Türk yer bilimci olacak.

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, Antarktika’da Türkiye adına bilimsel araştırmalar yapan ilk Türk yer bilimci olacak. Bir ilke imza atacak olan İÜ, Antarktika’da Türk ve İstanbul Üniversitesi’nin bayrağını dalgalandıracak.

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, Antarktika’da bilimsel çalışmalarda bulunacak. Sefer, gelecekte Antarktika’da kurulması düşünülen ‘Türk Araştırma Üssü’ için bir temel teşkil edecek.

İstanbul Üniversitesi ve Antarktika Kutup Bilimsel Araştırmalar Merkezi (TAKBAM) - Bulgar Antarktika Enstitüsü (BAI) işbirliğiyle düzenlenen ‘I. Antarktika Türk Bilim Seferi’ programı 6 Ocak- 22 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 45 günlük araştırma seferinin finansörlüğünü de İstanbul Üniversitesi karşılayacak.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, ‘I. Antarktika Türk Antarktika Programı’ kapsamında, Antarktika’da küresel ısınma dolayısıyla gelişen buzul çökellerinin sedimantolojisi ve adanın genel jeolojik araştırmasının yapılması yanı sıra ortak çok disiplinli yeni araştırma projelerinin ve gelecekte etkinleştirilecek proje alt yapılarının oluşturulması için yerinde incelemelerde bulunacak. Sefer, gelecekte Antarktika’da kurulması düşünülen Türk Araştırma Üssü için de bir temel teşkil edecek. Türk akademisyenlerinin de önünü açacak olan araştırma, İstanbul Üniversitesi’nin de uluslararasılaşma sürecine önemli katkı sağlayacak.

I. Antarktika Türk Bilim Seferi için yolculuk İstanbul’dan başlayacak. Ekip, Sofya, Roma, Buenos Aires, Rio Gallegos ve King George’un ardından Antarktika’daki Bulgaristan Araştırma Üssü’ne hava şartları el verirse üç gün içinde ulaşacak. İlgili araştırma ekibinde 10 kişi yer alıyor. Bu grup, 2 İngiltere, 2 Portekiz, 1 Polonya, 1 Moğolistan, 3 Bulgaristan ve 1 Türk bilim insanından oluşuyor.

YERLİ HALKI OLMAYAN TEK KITA

I. Antarktika Türk Bilim Seferi ile ilgili bilgi veren İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, “Yerli halkı olmayan tek kıta olan Antarktika’nın uluslararası durumu ve hiçbir ülkenin değil herkesin olması, bilimsel amaçlı çalışmaların özgürce yapılabilmesine izin vermektedir. Ayrıca Antarktika zengin yeraltı kaynaklarına ve verimli deniz canlısı rezervlerine sahip olması dolayısıyla Antarktika kıtası coğrafyasında bilfiil faaliyette olan 31 ülke ve bağlantısı bulunan 24 ülke, ayrıca 7 uluslararası organizasyon ile 101 yerleşik araştırma üssü bulunmaktadır” dedi.

Antarktika’nın her yönüyle araştırmayı hak eden bir kıta olduğunu belirten Çelik, “14 milyon kilometre karelik alanıyla, Türkiye’nin yaklaşık 18 katı olan Antarktika kıtasının altında çok zengin maden, petrol ve doğal gaz rezervlerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti olarak 1959 tarihinde Washington’da imzalanan ‘Antarktika Antlaşması Metni’ne katılmamız, Dışişleri Bakanlığı’nın 31.07.1995 tarihli ve PUGY-3372 sayılı yazısı üzerine, 31.05.1963 tarihli ve 244 sayılı kanunun 3’üncü ve 5’inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulunca 03.08.1995 tarihinde karar sayısı: 95/7172 olarak; ‘Milletlerarası Antlaşma’ şeklinde kararlaştırılmıştır. Mevcut durumda, Türkiye Cumhuriyeti, (Non-ATCPs), İstişari olmayan devletler konumundadır. Türk bilim insanlarının, kıtada varlığını gösterdiğinde dünya bilim çevrelerinde büyük yankı uyandıracaktır.”

“Ben Bulgaristan’ın Antarktika’daki üssüne giden ilk Türk yer bilimci araştırmacı oluyorum” diyen Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, “Yine aynı zamanda Türkiye’yi temsilen, İstanbul Üniversitesi tarafından finanse edilen ilk araştırmacı olarak Antarktika’da kendi uzmanlık alanım olan sedimantoloji alanında gruptaki diğer meslektaşlarım ile bilimsel faaliyetlerde bulunacağım. Gün ile gün çalışmalarımı ve edindiğim bulguları yazıya dökerek, Türkiye’ye dönünce raporumu hazırlayacağım. Kişisel de olsa hayalim; bir gün Türkiye’nin de Antarktika’da bir üssünün olmasıdır" şeklinde konuştu.

Çelik, Antarktika’ya Türk bayrağı ve İstanbul Üniversitesi bayrağını açacağını ifade ederek sözlerini noktaladı.

ANTARKTİKA ARAŞTIRMA GRUBU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’Nİ ZİYARET ETTİ

I. Antarktika Türk Bilim Seferi öncesi 16 Kasım 2013 tarihinde Bulgar Antarktika Enstitüsü (BAI) Başkanı Prof. Dr. Christo Pimpirev, TAKBAM Başkanı Mehmet Ali Türkel, İÜ Rektör Danışmanı Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu ve ekipte yer alan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Çelik, İstanbul Üniversitesi’ni ziyaret etti.

Ziyarette heyet İÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Mahmut Ak ve İÜ Genel Sekreteri Dr. Metin Küçük ile görüştü. Gerçekleştirilecek sefer öncesi yetkililere bilgi veren heyet, Antarktika’da yapılacak çalışmalar hakkında kısa bir de sunum yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal