GÜNDEM - 11 Şubat 2023 Cumartesi 20:12

Bakan Soylu: 'Kimse devleti hafife almasın, milletin duygularıyla oynayanlara hesabını sorarız'

A
A
A
Bakan Soylu: 'Kimse devleti hafife almasın, milletin duygularıyla oynayanlara hesabını sorarız'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir afeti dünyanın en büyük afetlerinden birisi olarak yaşadık. Bir afeti de maalesef en üstten en alta kadar hafızasını, duygusunu kaybetmiş, insanlığını kaybetmiş insanlığa karşı nankör olanlar sebebiyle sosyal medyada yaşıyoruz. Kimse devleti hafife almasın. Çok net söylüyorum. Milletin bugün duyguları ile oynayanlara karşı hesabını en net şekilde sorarız" dedi.

 

Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü binasında oluşturulan İl Afet Kriz Merkezinde açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş’ın 1124 yılında yine benzer bir büyük depreme maruz kalarak o dönemde 40 bin kişinin bu depremde hayatını kaybettiğini hatırlattı. Bakan Soylu, “Maalesef yerkürenin en büyük depremlerinden birisini hep birlikte yaşıyoruz. Devletimiz ayakta. Milletimiz bütün unsurları ile birlikte yardım içinde dayanışma içinde. Aziz milletimiz bütün karakterine uygun seferber. Dünya da bu konuda elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor. Böyle bir tablo içerisinde 24 saat insanların gözüne uyku girmiyor. Kimisi enkaz başında, kimisi acaba kime ne yetiştirebilirim kimin derdine derman olabilirim çabası içerisinde. Kimisi doktor acaba kimin bir hastalığı varsa kimin bir tedavisi varsa onunla ilgileniyor. Gecenin bir yarısında gördüğümüz elektrikçiler bir taraftan bir tarafa koşturuyorlar. Arama kurtarmacıların gözleri kan çanağına dönmüş durumda. Kimle karşılaşırsak hangi yabancı buraya gelirse karşılaştıkları manzarayı anlatmakta bile zorluk çekiyorlar. Ancak bunan rağmen deprem öncesinde yaşadığımız bir hadise aynı şekilde ülkemizde devam ediyor. Bu dezenformasyon bu yalan ve bu ülke insanının birliğini beraberliğini engellemeye çalışan ve sürekli olarak olmayanları varmış gibi gösteren bir hastalıkla hem de en zor dönemimizde karşı karşıyayız" dedi.

"Hesabını en net şekilde sorarız"

Sosyal medyadan izlediği bir videodan bahseden Bakan Soylu, "Biraz önce bir video seyrettim ve seyrettiğim videoda okumuş yazmış, büyük şehirlerde yaşadığı çok belli olan, videoyu çekiyor, insan gibi de konuşuyor. Bir Afganlı’nın çıkan cesetlerin elini kestiğini ve altınlarını aldığını söylüyor. Biraz önce Adıyaman’da gözaltına alındı. Veya ‘Hatay’ın Samandağ ilçesine teröristler geldi orada eylem yapacaklar’ diye yalan söyleyenler yine bir çadır kamyonun önünü kesen, ‘Çadır kamyonunu şuraya getir’ diye söyleyen birisi ve ondan sonra ‘Benim arzu ettiğim bana talimat verilen yere götüreceğim’ diyerek kendi görevini tamamlamak üzere ayrıldıktan sonra bütün Türkiye’de hırsızlığın yağmanın, her şeyin, güvensizliğin olduğuna dair anlayışı yaygınlaştırmaya çalışan, zehirli ve bu ülkenin insanına yakışmayan bir dille sosyal medyada karşı karşıyayız. Bir afeti dünyanın en büyük afetlerinden birisi olarak yaşadık. Bir afeti de maalesef en üstten en alta kadar hafızasını, duygusunu kaybetmiş, insanlığını kaybetmiş insanlığa karşı nankör olanlar sebebiyle sosyal medyada yaşıyoruz. Kimse devleti hafife almasın. Çok net söylüyorum. Milletin bugün duyguları ile oynayanlara karşı hesabını en net şekilde sorarız. Hukukla beraber de sorarız. Yani burada bu insanların duygularını istismar etmenin burada bu insanların şuanda yaşadığı zorluğa ayrı bir zorluk getirmenin ne anlamı var. Bu ne ayıptır, hangi örfümüzde hangi karakterimizde böyle bir şey söz konusudur. Burada Türkiye’nin 4 bir yanından insanlar canhıraş mücadele ediyorlar. Neymiş Avusturyalı bir arama kurtarma grubu kendilerine şiddet uygulanıyor diye arama kurtarmayı bırakmış. Bu kadar yalan ve buna benzer yalan ve dez enformasyonları nereden ne şekilde buluyorlar” diye konuştu.

“Bu kadar iftira atılır mı, bu kadar insanları birbirine kışkırtmak için bu sosyal medyanın zehri kullanılır mı?”

6-11 Şubat tarihlerin arasında 9 suça yönelik (Evden hırsızlık, iş yerinden hırsızlık, kapkaç, motosiklet hırsızlığı, oto hırsızlığı, otodan hırsızlık, yankesicilik ve yağma) jandarma ve polis bölgesinde 416 olay meydana geldiğini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu, “Yani depremin ilk gününden itibaren. Dönelim 1-6 Şubat arasında ise toplam 586 olay meydana gelmiş. Bu millet ne yapıyor daha fazla suçu arttırmak için bir depremin veya afetin oluşmasını mı bekliyor. Bu kadar iftira atılır mı? Bu kadar insanları birbirine kışkırtmak için bu sosyal medyanın zehri kullanılır mı? Ayıp değil mi? Ülkemizin en zor zamanında bütün dünyanın zamanların en büyük depremi olarak değerlendirdiği zaman dilimi içerisinde elime fırsat geçirdim ben bunu hem ülkenin birlik ve beraberliğini ortadan kaldırabilmek acaba siyaseten bundan bir sonuç alabilir miyim? Canı çıksın siyasetin. Şu işi hep beraber milletimize hakikaten hizmetkar olabilecek şekilde bir vesileyle bu yaralarımızı saracak şekilde bitirelim ondan sonra istediğinizi söyleyin, ortaya koyun, koyuyorsunuz da” şeklinde konuştu.

“10 vilayette toplam 131 bin güvenlik personelimiz var”

Bakan Süleyman Soylu, 10 vilayette görev yapan güvenlik personeli rakamlarını da paylaşarak “Yine bütün bunlarla birlikte şurada toplam 10 vilayette takviyeler ile birlikte toplam 70 bini aşkın polis memurumuz var, toplam 60 bini aşkın jandarma görevlimiz var. Toplam 130 bin, bin de sahil güvenlik personelimiz var 131 bin. Normali bunun yarısından daha az. Burada hem güvenliği tesis eden hem vatandaşın hizmetinde olan köylere kadar giden 79 helikopterle beraber sürekli hasta ve lojistik taşıması yapan ulaşılamayan köylere inen bir mücadele ortaya konuluyor. Maalesef bunu körükleyenler aziz milletimizin en çok desteğe ihtiyacı olduğu zaman da köstek olmayı çalışanları görüyoruz ve yaşıyoruz. Hiçbir suç cezasız kalmaz. Yaklaşık 230 kişi şuana kadar gözaltına alındı, bahsettiğim olaylarla ilgili. 20’nin üzerinde tutuklama söz konusu ve her olayla ilgili de arkadaşlarımız hem enkaz alanlarının güvenliğini alıyor hem çadır alanlarının hem lojistik depolarının güvenliğini alıyor hem yolların ve trafiğin açılması için bütün gayreti ortaya koyuyor. Yani bütün Türkiye buraya bir yardım seferberliği içerisinde” ifadelerini kullandı.

“Yüreği kara, zihni kara, insanlar var”

Burada bir ayakkabı mağazasının 5 günü camının kırık halde durduğunu ve kimsenin o mağazadan bir ayakkabı almadan önünden geçip gittiğine dikkat çeken Bakan Soylu, şunları söyledi:
“Bu milletin hem değerleri ile oynamayı hem zor zamanında oynamayı hangi ahlakla hangi karakterlikle hangi insanlığa hangi medeniyetle beraber karşılaştırabilirsiniz ? Elbette bir takım insanlar dezenformasyon yapmış olabilirler. Hep beraber kenetlenmek zorundayız. ‘Durun bakalım ne yapıyorsunuz?’ demek lazım. Herkesin sesinin çıkması lazım. Hala Suriyeliler’den bir nasıl dezenformasyon ve yalan yanlış bulabilirim. Acaba Afganlardan nasıl bir yalan yanlış oluşturabilirim. Yapılan hizmetlerle ilgili nasıl bir dezenformasyon oluşturabilirim diye anlayış söz konusu bu tahammül edilebilir bir şey değildir. Bugün yine bir siyasi partinin genel başkanı Hataylılara mesaj veriyor diyor ki ‘Hataylılar benim ne dediğimi iyi anlar’ Ne anlayacaklar, anlayacakları da şu edep ediyorum bu dönemde bütün işimizi gücümüzü bırakıp bunlarla ilgili konuştuğumuz için aziz milletimiz beni bağışlasın. Hakikaten burada canhıraş bir mücadele ortaya koyuyoruz. Bunu anlattığım için edep ediyorum. Neymiş ‘Hatay’da yabancılara konut ve mülk satışına dikkat edilsin. Bunun açtığı belaları hepimiz biliyoruz. 1980 yılında bu ülkede Hatay’da mülk satışı yasaklanmıştır yabancılara aynı zamanda Bakanlar Kurulu’nun 2011 yılında aldığı karar çerçevesinde Hazine arazilerinden de gizlilik kararıyla birlikte bu tip mülk satışları yasaklanmıştır. Şimdi aynı noktada bir iki vilayet daha var. Acaba buradan bir yara kanatabilir miyim, acaba buradan bir istismar ortaya koyabilir miyim, acaba bu dönemde herkes işinin başındayken ben bir yol alıp insanların duygularını rencide edip onun üzerinden bir sonuç alabilir miyim endişesinde olan ucuz insanlar var. Çok net söylüyorum: Bunlar maalesef siyasetçi olmuşlar ve biz bir dönem de bunlarla birlikte siyaset yaptık. Yüreği kara, zihni kara, insanlar var. Ancak ne zaman insanları tanıyorsunuz bir sınavda, imtihanda tanıyorsunuz. En büyük insanlık sınavında. İnsanlarımıza sormak istiyorum; Hatay’daki mülk satışının şu anki depremle alakası nedir? Hatay’ın bir bölümü yıkıldı, 3’te biri 4’te biri, 5’te biri yıkıldı. Bugün bir mülk satışı değerlendirmesi var da bununla ilgili değerlendiriliyor, bununla beraber paylaşılıyor.”

"Bırakın işimizi yapalım”

Ölü sayıları ilgili de yapılan dezenformasyona dikkat çeken Bakan Soylu, "Ölü sayıları daha fazlaymış. İnsanlar kendi kendilerine ölüleri defnediyormuş da biz ölü sayılarını saklıyormuşuz. Ayıptır, günahtır yazıktır ya. Neyi nasıl saklayacaksınız? İnsanların hangi gün öldüğü belli değil mi? Türkiye’nin her tarafından buraya savcılar görevlendirilmiş, Adli Tıp görevlileri görevlendirilmiş, doktorlar görevlendirilmiş. Tek tek takip ediyoruz. Köyde toprağa verilenler de muhtarın aldığı tutanakla elimizde. Neyi saklayacağız, neyi gizleyeceğiz. Bu yalanlar bu devleti itibarsız hale getirebilmek bir diğeri devletimize karşı isyan edin diye sözler ortaya koyulmaya çalışılıyor. Bu büyük bir akıl tutulmasıdır. Bunlar doğru işler değildir. Bırakın biz işimize bakalım. Ha işimize bakmamıza müsaade etmiyorsunuz, biz de olağanüstü halin altını çizerek söylüyorum hukukumuzun ve kurallarımızın bütün gereğini yerine getiririz. Bu istismarcılara bu yalancılara ve bu milletin zor gününde onlara bu ızdırabı yaşatanlara karşı bunu net olarak söylemek istiyoruz” dedi.

Göktürk Fırat - Onur Erden
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bağcılar’da minik Meryem’i taşla öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul Bağcılar’da evine girdiği 12 yaşındaki Meryem Samou’yu başına taşla vurarak öldüren Zekeriyya A.’nın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, pedagog eşliğinde beyanda bulunan Meryem’in kardeşi Ahmad, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" dedi. Bağcılar 15 Temmuz Mahallesi’nde, Meryem Samou’yu (12) kafasına taşla vurarak ve bıçaklayarak öldüren, aynı taşla Samou’nun 6 yaşındaki kardeşi Ahmad Samau’yu da yaralayan Zekeriyya A.’nın (51) yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Zekeriya A., müşteki anne Gulli Samou ve baba Cihat Samou ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, olay anında evde bulunan ve yaralanan Meryem Samou’nun küçük kardeşi Ahmed Samou ile abisi Mohammad Ali Samou duruşmaya ‘tanık’ sıfatıyla pedagog eşliğinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi" Duruşmada pedagog eşliğinde ‘tanık’ olarak dinlenen Ahmad Samou beyanında, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" ifadelerini kullandı. Bir diğer mağdur olan Meryem ile Ahmad’ın abisi Mohammad Ali Samou ise, "Saat sabah 10.00 gibi kahvaltı yaptık. Annemle 14.30 gibi yemek yedik. Küçük kardeşlerim evdeydi. Biz kapıyı çaldık kimse açmadı. Sonra anahtarla girdik, her yer kandı ve karanlıktı. Sonrasında polisler geldi. Zekeriyya en son olaydan kısa bir süre önce eşiyle birlikte bize geldiler" dedi. Beyanda bulunan müşteki baba Cihat Samou, "Ben şikayetçiyim. Olayı görmedim, bu olay olduğunda ben yurt dışında çalışıyordum. Beni Muhammet isimli arkadaşım arayıp, ailemle ilgili bir durum var dedi. Eşim ve kızıma ulaşamadım. Dayımın kızını aradım, o bana olayı anlattı" diye konuştu. Müşteki anne Gulli Samou ise beyanında, "Ben sanığın eşinden de şikayetçiyim, eşi bizi oyladı. Olaydan sonra, benim akrabalarım sanığın evine gitti ancak kapıyı ve perdeyi açmadı" şeklinde konuştu. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istediler. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Zekeriyya A. ‘şüpheli’, hayatını kaybeden kız çocuğu Meryem Samau ‘maktul’ sıfatıyla yer aldı. Meryem’in vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildi Hazırlanan iddianamede, hayatını kaybeden 12 yaşındaki Meryem Samou’nun boğaz kısmında kesi ve kafasının belli yerlerinde darp yaraları ile hayatını kaybettiği, olay sırasında evde olan ve yaralı olarak kurtulan Ahmed Samou’nun da vücudunun bazı yerlerinde darp izleri olduğu anlatıldı. Öte yandan iddianamede, olay günü yaralı Ahmed’in polis tarafından ifadesinin alınmak istendiği ancak küçük çocuğun hıçkırarak ağladığı ve kendisini ifade edecek durumda olmadığı belirtildi. Mağdur Ahmed hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna da yer verilen iddianamede, yaralarda kişinin yaşamının tehlikeye sokan bir durumun olmadığı, yaranın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı ve darbelerin vücutta kemik kırığına neden olmadığı belirtildi. Ayrıca hayatını kaybeden Meryem Samou için hazırlanan otopsi raporuna da yer verilen iddianamede, maktulün vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildiği ve yaralanmaların öldürücü nitelikte olmadığı, maktulün ölümünün künt kafa travmasına bağlı, kafatası kırıkları ile beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği bilgisine yer verildi. İddianamede, olay sonrası Ahmed Samou’ya şüphelinin tespiti için yaptırılan teşhis çalışmalarında, Zekeriyya A.’yı net ve kesin olarak teşhis ettiği de belirtildi. Olay gününe ait görüntü izleme tutanağına da yer verilen iddianamede, sanık Zekeriyya A.’nın olay yerine gittiği, yüzünün tam net olarak görüldüğü, elinde telefonla uğraştığı, üzerinde siyah deri ceket, altında siyah pantolon ve kafasına takılı beyaz açık renkli kapüşonlu polar giydiği, elinde eldiven olduğu, devam eden görüntülerde ise şahsın olay yeri adresinden hızlıca uzaklaştığı, tedirgin hallerde bulunduğu, bahse konu adrese giderken elinde eldiven olduğu, dönerken elinde eldiven olmadığının görüldüğü bilgisi aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet ile 21 yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Zekeriyya A. hakkında, maktül Meryem Samou’ya yönelik ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, olayda yaralanan Ahmed Samou’ya yönelik ise ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 14 yıldan 21 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
İstanbul Bağcılar’da minik Meryem’i taşla öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul Bağcılar’da evine girdiği 12 yaşındaki Meryem Samou’yu başına taşla vurarak öldüren Zekeriyya A.’nın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, pedagog eşliğinde beyanda bulunan Meryem’in kardeşi Ahmad, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" dedi. Bağcılar 15 Temmuz Mahallesi’nde, Meryem Samou’yu (12) kafasına taşla vurarak ve bıçaklayarak öldüren, aynı taşla Samou’nun 6 yaşındaki kardeşi Ahmad Samau’yu da yaralayan Zekeriyya A.’nın (51) yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Zekeriya A., müşteki anne Gulli Samou ve baba Cihat Samou ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, olay anında evde bulunan ve yaralanan Meryem Samou’nun küçük kardeşler Ahmed Samou ile Mohammad Ali Samou duruşmaya ‘tanık’ sıfatıyla pedagog eşliğinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi" Duruşmada pedagog eşliğinde ‘tanık’ olarak dinlenen Ahmad Samou beyanında, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" İfadelerini kullandı. Bir diğer mağdur olan Meryem ile Ahmad’ın abisi Mohammad Ali Samou ise, "Saat sabah 10.00 gibi kahvaltı yaptık. Annemle 14.30 gibi yemek yedik. Küçük kardeşlerim evdeydi. Biz kapıyı çaldık kimse açmadı. Sonra anahtarla girdik, her yer kandı ve karanlıktı. Sonrasında polisler geldi. Zekeriyya en son olaydan kısa bir süre önce eşiyle birlikte bize geldiler" dedi. Beyanda bulunan müşteki baba Cihat Samou, "Ben şikayetçiyim. Olayı görmedim, bu olay olduğunda ben yurt dışında çalışıyordum. Beni Muhammet isimli arkadaşım arayıp, ailemle ilgili bir durum var dedi. Eşim ve kızıma ulaşamadım. Dayımın kızını aradım, o bana olayı anlattı" diye konuştu. Müşteki anne Gulli Samou ise beyanında, "Ben sanığın eşinden de şikayetçiyim, eşi bizi oyladı. Olaydan sonra, benim akrabalarım sanığın evine gitti ancak kapıyı ve perdeyi açmadı" şeklinde konuştu. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istediler. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Zekeriyya A. ‘şüpheli’, hayatını kaybeden kız çocuğu Meryem Samau ‘maktul’ sıfatıyla yer aldı. Meryem’in vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildi Hazırlanan iddianamede, hayatını kaybeden 12 yaşındaki Meryem Samou’nun boğaz kısmında kesi ve kafasının belli yerlerinde darp yaraları ile hayatını kaybettiği, olay sırasında evde olan ve yaralı olarak kurtulan Ahmed Samou’nun da vücudunun bazı yerlerinde darp izleri olduğu anlatıldı. Öte yandan iddianamede, olay günü yaralı Ahmed’in polis tarafından ifadesinin alınmak istendiği ancak küçük çocuğun hıçkırarak ağladığı ve kendisini ifade edecek durumda olmadığı belirtildi. Mağdur Ahmed hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna da yer verilen iddianamede, yaralarda kişinin yaşamının tehlikeye sokan bir durumun olmadığı, yaranın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı ve darbelerin vücutta kemik kırığına neden olmadığı belirtildi. Ayrıca hayatını kaybeden Meryem Samou için hazırlanan otopsi raporuna da yer verilen iddianamede, maktulün vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildiği ve yaralanmaların öldürücü nitelikte olmadığı, maktulün ölümünün künt kafa travmasına bağlı, kafatası kırıkları ile beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği bilgisine yer verildi. İddianamede, olay sonrası Ahmed Samou’ya şüphelinin tespiti için yaptırılan teşhis çalışmalarında, Zekeriyya A.’yı net ve kesin olarak teşhis ettiği de belirtildi. Olay gününe ait görüntü izleme tutanağına da yer verilen iddianamede, sanık Zekeriyya A.’nın olay yerine gittiği, yüzünün tam net olarak görüldüğü, elinde telefonla uğraştığı, üzerinde siyah deri ceket, altında siyah pantolon ve kafasına takılı beyaz açık renkli kapüşonlu polar giydiği, elinde eldiven olduğu, devam eden görüntülerde ise şahsın olay yeri adresinden hızlıca uzaklaştığı, tedirgin hallerde bulunduğu, bahse konu adrese giderken elinde eldiven olduğu, dönerken elinde eldiven olmadığının görüldüğü bilgisi aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet ile 21 yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Zekeriyya A. hakkında, maktül Meryem Samou’ya yönelik ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, olayda yaralanan Ahmed Samou’ya yönelik ise ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 14 yıldan 21 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.