GÜNDEM - 11 Şubat 2023 Cumartesi 20:12

Bakan Soylu: 'Kimse devleti hafife almasın, milletin duygularıyla oynayanlara hesabını sorarız'

A
A
A
Bakan Soylu: 'Kimse devleti hafife almasın, milletin duygularıyla oynayanlara hesabını sorarız'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir afeti dünyanın en büyük afetlerinden birisi olarak yaşadık. Bir afeti de maalesef en üstten en alta kadar hafızasını, duygusunu kaybetmiş, insanlığını kaybetmiş insanlığa karşı nankör olanlar sebebiyle sosyal medyada yaşıyoruz. Kimse devleti hafife almasın. Çok net söylüyorum. Milletin bugün duyguları ile oynayanlara karşı hesabını en net şekilde sorarız" dedi.

 

Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü binasında oluşturulan İl Afet Kriz Merkezinde açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş’ın 1124 yılında yine benzer bir büyük depreme maruz kalarak o dönemde 40 bin kişinin bu depremde hayatını kaybettiğini hatırlattı. Bakan Soylu, “Maalesef yerkürenin en büyük depremlerinden birisini hep birlikte yaşıyoruz. Devletimiz ayakta. Milletimiz bütün unsurları ile birlikte yardım içinde dayanışma içinde. Aziz milletimiz bütün karakterine uygun seferber. Dünya da bu konuda elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor. Böyle bir tablo içerisinde 24 saat insanların gözüne uyku girmiyor. Kimisi enkaz başında, kimisi acaba kime ne yetiştirebilirim kimin derdine derman olabilirim çabası içerisinde. Kimisi doktor acaba kimin bir hastalığı varsa kimin bir tedavisi varsa onunla ilgileniyor. Gecenin bir yarısında gördüğümüz elektrikçiler bir taraftan bir tarafa koşturuyorlar. Arama kurtarmacıların gözleri kan çanağına dönmüş durumda. Kimle karşılaşırsak hangi yabancı buraya gelirse karşılaştıkları manzarayı anlatmakta bile zorluk çekiyorlar. Ancak bunan rağmen deprem öncesinde yaşadığımız bir hadise aynı şekilde ülkemizde devam ediyor. Bu dezenformasyon bu yalan ve bu ülke insanının birliğini beraberliğini engellemeye çalışan ve sürekli olarak olmayanları varmış gibi gösteren bir hastalıkla hem de en zor dönemimizde karşı karşıyayız" dedi.

"Hesabını en net şekilde sorarız"

Sosyal medyadan izlediği bir videodan bahseden Bakan Soylu, "Biraz önce bir video seyrettim ve seyrettiğim videoda okumuş yazmış, büyük şehirlerde yaşadığı çok belli olan, videoyu çekiyor, insan gibi de konuşuyor. Bir Afganlı’nın çıkan cesetlerin elini kestiğini ve altınlarını aldığını söylüyor. Biraz önce Adıyaman’da gözaltına alındı. Veya ‘Hatay’ın Samandağ ilçesine teröristler geldi orada eylem yapacaklar’ diye yalan söyleyenler yine bir çadır kamyonun önünü kesen, ‘Çadır kamyonunu şuraya getir’ diye söyleyen birisi ve ondan sonra ‘Benim arzu ettiğim bana talimat verilen yere götüreceğim’ diyerek kendi görevini tamamlamak üzere ayrıldıktan sonra bütün Türkiye’de hırsızlığın yağmanın, her şeyin, güvensizliğin olduğuna dair anlayışı yaygınlaştırmaya çalışan, zehirli ve bu ülkenin insanına yakışmayan bir dille sosyal medyada karşı karşıyayız. Bir afeti dünyanın en büyük afetlerinden birisi olarak yaşadık. Bir afeti de maalesef en üstten en alta kadar hafızasını, duygusunu kaybetmiş, insanlığını kaybetmiş insanlığa karşı nankör olanlar sebebiyle sosyal medyada yaşıyoruz. Kimse devleti hafife almasın. Çok net söylüyorum. Milletin bugün duyguları ile oynayanlara karşı hesabını en net şekilde sorarız. Hukukla beraber de sorarız. Yani burada bu insanların duygularını istismar etmenin burada bu insanların şuanda yaşadığı zorluğa ayrı bir zorluk getirmenin ne anlamı var. Bu ne ayıptır, hangi örfümüzde hangi karakterimizde böyle bir şey söz konusudur. Burada Türkiye’nin 4 bir yanından insanlar canhıraş mücadele ediyorlar. Neymiş Avusturyalı bir arama kurtarma grubu kendilerine şiddet uygulanıyor diye arama kurtarmayı bırakmış. Bu kadar yalan ve buna benzer yalan ve dez enformasyonları nereden ne şekilde buluyorlar” diye konuştu.

“Bu kadar iftira atılır mı, bu kadar insanları birbirine kışkırtmak için bu sosyal medyanın zehri kullanılır mı?”

6-11 Şubat tarihlerin arasında 9 suça yönelik (Evden hırsızlık, iş yerinden hırsızlık, kapkaç, motosiklet hırsızlığı, oto hırsızlığı, otodan hırsızlık, yankesicilik ve yağma) jandarma ve polis bölgesinde 416 olay meydana geldiğini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu, “Yani depremin ilk gününden itibaren. Dönelim 1-6 Şubat arasında ise toplam 586 olay meydana gelmiş. Bu millet ne yapıyor daha fazla suçu arttırmak için bir depremin veya afetin oluşmasını mı bekliyor. Bu kadar iftira atılır mı? Bu kadar insanları birbirine kışkırtmak için bu sosyal medyanın zehri kullanılır mı? Ayıp değil mi? Ülkemizin en zor zamanında bütün dünyanın zamanların en büyük depremi olarak değerlendirdiği zaman dilimi içerisinde elime fırsat geçirdim ben bunu hem ülkenin birlik ve beraberliğini ortadan kaldırabilmek acaba siyaseten bundan bir sonuç alabilir miyim? Canı çıksın siyasetin. Şu işi hep beraber milletimize hakikaten hizmetkar olabilecek şekilde bir vesileyle bu yaralarımızı saracak şekilde bitirelim ondan sonra istediğinizi söyleyin, ortaya koyun, koyuyorsunuz da” şeklinde konuştu.

“10 vilayette toplam 131 bin güvenlik personelimiz var”

Bakan Süleyman Soylu, 10 vilayette görev yapan güvenlik personeli rakamlarını da paylaşarak “Yine bütün bunlarla birlikte şurada toplam 10 vilayette takviyeler ile birlikte toplam 70 bini aşkın polis memurumuz var, toplam 60 bini aşkın jandarma görevlimiz var. Toplam 130 bin, bin de sahil güvenlik personelimiz var 131 bin. Normali bunun yarısından daha az. Burada hem güvenliği tesis eden hem vatandaşın hizmetinde olan köylere kadar giden 79 helikopterle beraber sürekli hasta ve lojistik taşıması yapan ulaşılamayan köylere inen bir mücadele ortaya konuluyor. Maalesef bunu körükleyenler aziz milletimizin en çok desteğe ihtiyacı olduğu zaman da köstek olmayı çalışanları görüyoruz ve yaşıyoruz. Hiçbir suç cezasız kalmaz. Yaklaşık 230 kişi şuana kadar gözaltına alındı, bahsettiğim olaylarla ilgili. 20’nin üzerinde tutuklama söz konusu ve her olayla ilgili de arkadaşlarımız hem enkaz alanlarının güvenliğini alıyor hem çadır alanlarının hem lojistik depolarının güvenliğini alıyor hem yolların ve trafiğin açılması için bütün gayreti ortaya koyuyor. Yani bütün Türkiye buraya bir yardım seferberliği içerisinde” ifadelerini kullandı.

“Yüreği kara, zihni kara, insanlar var”

Burada bir ayakkabı mağazasının 5 günü camının kırık halde durduğunu ve kimsenin o mağazadan bir ayakkabı almadan önünden geçip gittiğine dikkat çeken Bakan Soylu, şunları söyledi:
“Bu milletin hem değerleri ile oynamayı hem zor zamanında oynamayı hangi ahlakla hangi karakterlikle hangi insanlığa hangi medeniyetle beraber karşılaştırabilirsiniz ? Elbette bir takım insanlar dezenformasyon yapmış olabilirler. Hep beraber kenetlenmek zorundayız. ‘Durun bakalım ne yapıyorsunuz?’ demek lazım. Herkesin sesinin çıkması lazım. Hala Suriyeliler’den bir nasıl dezenformasyon ve yalan yanlış bulabilirim. Acaba Afganlardan nasıl bir yalan yanlış oluşturabilirim. Yapılan hizmetlerle ilgili nasıl bir dezenformasyon oluşturabilirim diye anlayış söz konusu bu tahammül edilebilir bir şey değildir. Bugün yine bir siyasi partinin genel başkanı Hataylılara mesaj veriyor diyor ki ‘Hataylılar benim ne dediğimi iyi anlar’ Ne anlayacaklar, anlayacakları da şu edep ediyorum bu dönemde bütün işimizi gücümüzü bırakıp bunlarla ilgili konuştuğumuz için aziz milletimiz beni bağışlasın. Hakikaten burada canhıraş bir mücadele ortaya koyuyoruz. Bunu anlattığım için edep ediyorum. Neymiş ‘Hatay’da yabancılara konut ve mülk satışına dikkat edilsin. Bunun açtığı belaları hepimiz biliyoruz. 1980 yılında bu ülkede Hatay’da mülk satışı yasaklanmıştır yabancılara aynı zamanda Bakanlar Kurulu’nun 2011 yılında aldığı karar çerçevesinde Hazine arazilerinden de gizlilik kararıyla birlikte bu tip mülk satışları yasaklanmıştır. Şimdi aynı noktada bir iki vilayet daha var. Acaba buradan bir yara kanatabilir miyim, acaba buradan bir istismar ortaya koyabilir miyim, acaba bu dönemde herkes işinin başındayken ben bir yol alıp insanların duygularını rencide edip onun üzerinden bir sonuç alabilir miyim endişesinde olan ucuz insanlar var. Çok net söylüyorum: Bunlar maalesef siyasetçi olmuşlar ve biz bir dönem de bunlarla birlikte siyaset yaptık. Yüreği kara, zihni kara, insanlar var. Ancak ne zaman insanları tanıyorsunuz bir sınavda, imtihanda tanıyorsunuz. En büyük insanlık sınavında. İnsanlarımıza sormak istiyorum; Hatay’daki mülk satışının şu anki depremle alakası nedir? Hatay’ın bir bölümü yıkıldı, 3’te biri 4’te biri, 5’te biri yıkıldı. Bugün bir mülk satışı değerlendirmesi var da bununla ilgili değerlendiriliyor, bununla beraber paylaşılıyor.”

"Bırakın işimizi yapalım”

Ölü sayıları ilgili de yapılan dezenformasyona dikkat çeken Bakan Soylu, "Ölü sayıları daha fazlaymış. İnsanlar kendi kendilerine ölüleri defnediyormuş da biz ölü sayılarını saklıyormuşuz. Ayıptır, günahtır yazıktır ya. Neyi nasıl saklayacaksınız? İnsanların hangi gün öldüğü belli değil mi? Türkiye’nin her tarafından buraya savcılar görevlendirilmiş, Adli Tıp görevlileri görevlendirilmiş, doktorlar görevlendirilmiş. Tek tek takip ediyoruz. Köyde toprağa verilenler de muhtarın aldığı tutanakla elimizde. Neyi saklayacağız, neyi gizleyeceğiz. Bu yalanlar bu devleti itibarsız hale getirebilmek bir diğeri devletimize karşı isyan edin diye sözler ortaya koyulmaya çalışılıyor. Bu büyük bir akıl tutulmasıdır. Bunlar doğru işler değildir. Bırakın biz işimize bakalım. Ha işimize bakmamıza müsaade etmiyorsunuz, biz de olağanüstü halin altını çizerek söylüyorum hukukumuzun ve kurallarımızın bütün gereğini yerine getiririz. Bu istismarcılara bu yalancılara ve bu milletin zor gününde onlara bu ızdırabı yaşatanlara karşı bunu net olarak söylemek istiyoruz” dedi.

Göktürk Fırat - Onur Erden
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Başkan Seçer: "Bölgemizdeki her olumlu ya da olumsuz gelişme ülkemizi etkiliyor" Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Ankara’da düzenlenen TBB Araç Teslim Töreninde yaptığı konuşmada, demokrasinin yerelden güçleneceğini vurgulayarak, belediyelere 59 yeni aracın teslim edildiğini söyledi. Seçer, Türkiye Belediyeler Birliği tarafından Ankara’da gerçekleştirilen ‘Araç Teslim Töreni’ne katıldı. Tören ile belediyelere toplam 59 yeni aracın teslimi yapıldı. Seçer, Türkiye’de yaşanan sorun alanlarına ilişkin çalışmalar yapılacaksa, bunların yerelden başlatılması gerektiğini kaydederek, "Türkiye’de demokrasiyi kurum ve kurallarıyla yerine oturtacaksak, huzur ve kardeşlik ortamı, geleceğe umutla bakacak bir toplum oluşturacaksa bunu yerelden başlatacağız" dedi. TBB Encümen Toplantısının ardından gerçekleştirilen tören ile belediyelere toplam 59 yeni araç teslim edildi. Bu araçlar arasında; 15 ekskavatör, 14 çöp kamyonu, 11 kazıcı yükleyici, 7 damperli kamyon, 6 yol süpürme aracı, 2 cenaze aracı, 1 greyder, 1 itfaiye aracı, 1 otobüs ve 1 arazöz yer aldı. Anahtarları teslim edilen 59 yeni araçla birlikte belediyelere TBB tarafından Haziran 2024 tarihinden bugüne kadar toplam 523 araç hibe desteği sağlanmış oldu. Teslimi yapılan araçlar sayesinde, belediyelerin hizmet kapasitesini artırarak vatandaşlara daha kaliteli hizmet sunmalarına katkı sağlamak hedefleniyor. "Bölgemizdeki her olumlu ya da olumsuz gelişme ülkemizi etkiliyor" Törende konuşan Başkan Seçer, bölgedeki jeopolitik gelişmelerin Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğine vurgu yaparak, "Özellikle; Güney, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu Bölgesinde görev yapan değerli başkanlarımın yakın olduğu o lokasyonda ve coğrafyada çok önemli gelişmeler oluyor. Doğal olarak da bölgemizdeki her olumlu ya da olumsuz gelişme ülkemizi etkiliyor" diye konuştu. Türkiye’nin etkilendiği noktada en önemli görevin belediye başkanlarına düştüğünün altını çizen Seçer, "Çünkü vatandaşa en yakın görev alanı, milli iradenin yansımasının en keskin, net ve sarih olduğu yer belediye başkanlığı makamıdır. Doğal olarak Türkiye’de sorun alanlarımıza ilişkin çalışmalar yapacaksak, bunu ilk önce yerelden başlatmamız lazım. Türkiye’de demokrasiyi kurum ve kurallarıyla yerine oturtacaksak, huzur ve kardeşlik ortamı, geleceğe umutla bakacak bir toplum oluşturacaksa bunu yine yerelden başlatacağız" ifadelerine yer verdi. "TBB’yi daha da iyi hale getirmek istiyoruz" TBB olarak çok değerli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Seçer, birliği çok daha iyi bir hale getirmek istediklerinin altını çizdi. 2024 yılı Haziran ayı itibari ile TBB’nin gücünün net bir şekilde ortaya çıktığını vurgulayan Seçer, "2024 yılı öncesi yönetimler bunu bir eleştiri olarak da alabilir; ben ikinci dönem belediye başkanlığı yapıyorum, TBB’nin ne olduğunu 2024’ten sonra gördüm. TBB’nin gücünü, isterse neler yapabileceğini, sadece araç-gereç veya para anlamında değil, belediyelerimize nitelikli kadrolar yetiştirme, yurtdışından fonlar edinme, uygun projeler çalışma, yani liyakati, belediye yönetimini, çağdaş bir yönetim anlayışını öğretme açısından muazzam ve derya deniz bir birlik olduğunu gördüm" dedi. "Tüm üyelerimize parti ve bölge ayrımı gözetmeksizin adil bir şekilde katkı sunuyoruz" 2024’ten bu yana TBB üyelerinden kayda değer bir şikayet almadıklarını söyleyen Seçer, "Herkes durumundan memnun. Tüm üyelerimize parti ve bölge ayrımı gözetmeksizin adil bir şekilde katkı sunuyoruz. TBB’ye üye belediyelerimiz bundan eminler. Bu da bizi rahatlatıyor. Aynı anlayışla çalışmalara devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Sadece yurt içinde değil uluslararası platformlarda da önemli çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Seçer, hem Türkiye’deki uygulamaları aktarmak hem de yurt dışındaki iyi uygulamaları Türkiye’ye getirmek için birliklerle iş birliği içerisinde hareket ettiklerini söyledi. Seçer, TBB’nin insan kaynağını da güçlendirdiklerini sözlerine ekleyerek, liyakat esaslı personel kadrosu oluşturduklarını ifade etti. TBB olarak 2026 yılında çalışmaların daha da hız kazanacağını sözlerine ekleyen Seçer, "Yeni dönem uluslararası hibe ve fon kaynaklarının büyüklüğü yaklaşık olarak 120 milyon Euro’nun üzerine çıktı. Bu finansın ne kadarını Türkiye’de belediyelerimize faydalandırabiliriz diye çalışmalar içerisindeyiz. Güçlü proje ve finansman ekibimiz tamamen bu konulara odaklanmış durumda. 2026 yılında birliğimizin çalışmaları daha da hız kazanacak" ifadelerine yer verdi. "Bugün de yarın da deprem bölgesinin yanında olacağız" Yeni dönemde de öncelikli olarak deprem bölgesinde yer alan belediyelerin yanında olacaklarını aktaran Seçer, "Daha önce de olduğu gibi bu desteklerimizde her zaman önceliğimiz deprem bölgesi olacak. Deprem bölgesinde belediyelerimiz çok büyük sorunlarla boğuşuyorlar. Dün olduğu gibi bugün de yarın da onların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu hizmetleri yaparken de haktan ve adaletten asla şaşmayacağız. Ayrım yapmadan yanınızda olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Konuşmaların ardından araçların teslimi gerçekleştirildi.
Aydın Başkan Gençay, pazaryerleri sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, pazar esnaflarını ilgilendiren, pazaryerleri hakkında yürütülen süreç hakkında basın toplantısı gerçekleştirdi. Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Didim Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şerif Erul’un katılımı ile Didim Belediyesi Meclis Toplantı Salonunda basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın mensuplarının yoğun katılım sağladığı toplantıda Didim Belediyesi Başkanı Hatice Gençay, süreç hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Hatice Gençay yaptığı açıklamada, "Pazar yerleriyle ilgili yürüttüğümüz süreçler hakkında, kamuoyunda yapılan bazı açıklamalar üzerine basınımızı, halkımızı ve esnafımızı doğru bilgilendirme ihtiyacı duyduk. Öncelikle şunu net olarak ifade etmek isterim: Belediyemiz ve şahsım tarafından bu konuyla ilgili yapılmış herhangi bir görüşme bulunmamaktadır. Yürüttüğümüz süreçler hakkında da herhangi bir değişiklik yoktur. Burada yaptığımız tüm açıklamalar Didim’deki tüm pazar yerleri için geçerlidir. Didim’de pazar yerlerine ilişkin tüm değerlendirmeler, mevzuata uygun şekilde ve fiilen çalışma esasına dayalı olarak yapılmaktadır. Belediyemizden pazar yeri tahsisi alan bir kişi, kendisine tahsis edilen bu alanı başkasına kiralayamaz, devredemez. Bu konu açık ve nettir. Bu kapsamda, yıllar önce tahsis edilmiş ancak fiilen kullanılmayan veya devredilmiş durumda olan tezgâhların tespiti için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. Başkan Hatice Gençay "Pazar yerleriyle ilgili her türlü işlem ve başvuru yalnızca belediyemize yapılır, başka bir başvuru noktası bulunmamaktadır. Biz bu konuda özellikle hassasız. Çünkü üreticimizin emeğinin aracıya takılmadan doğrudan pazarda halkımızla buluşmasını istiyoruz. Bugün hepimiz ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Araya giren her ek yük hem üreticimizi hem esnafımızı zorluyor, bu da doğrudan tezgâh fiyatlarına yansıyor ve halkımızı etkiliyor. Bu süreçte Didim esnafının talepleri ve sorunlarıyla Didim Esnaf ve Sanatkarlar Odası yakından ilgilenmektedir" dedi. "Kamu kaynaklarının kişisel kazanca dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz" Başkan Hatice Gençay "Oda Başkanımız Şerif Erul, esnafımızdan gelen talepleri bizlere düzenli ve eksiksiz şekilde iletmektedir. Biz de belediye olarak, mevzuat çerçevesinde esnafımızın her zaman yanında oluyoruz. Şunun da bilinmesini isterim; Didim esnafının temsil yeri Didim Esnaf ve Sanatkarlar Odasıdır. Başka il veya ilçelerdeki odaların bu sürece müdahil olması gibi bir durum olamaz. Halkımıza ait kamu kaynaklarının kişisel kazanç kapısına dönüştürülmesine bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bu anlayışla çalışmaya devam edeceğiz. Teşekkür ederim" dedi. Toplantıda açıklama yapan Didim Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şerif Erul, "Pazarcılarla ön görüşmelerimiz sürüyor. Belediye Başkanımız Hatice Gençay’dan önce herhangi bir açıklama yapmak istemedik. Toplantıdan sonra gerekli açıklamaları yapacağız. Sağ olsun Hatice Başkanımızda her zaman pazar esnafımızın yanında oldu. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz" dedi. Başkan Hatice Gençay, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kocaeli Gölcük’te kestane şöleni Gölcük’te bu yıl 31’incisi düzenlenen "Geleneksel Hamidiye Kestane Festivali" yoğun katılımla gerçekleştirildi. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, kestane ve yöresel lezzetler misafirlere ikram edildi. Gölcük’ün tarihi köylerinden biri olan Hamidiye’de yapılan etkinlikte, çevre illerden ve ilçe merkezinden gelen çok sayıda vatandaş ile protokol üyeleri bir araya geldi. Köy meydanında düzenlenen festivalde, mahalle sakinleri tarafından imece usulüyle hazırlanan kestaneler pişirilerek misafirlere ikram edildi. Etkinlikte kestanenin yanı sıra yöresel lezzetlerden gözleme, karalahana yemeği, mısır ekmeği ve meyve ikramları da yapıldı. Protokolden yoğun ilgi Festivale, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, siyasi partilerin il ve ilçe başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Katılımcılarla sohbet eden ve taleplerini dinleyen protokol üyeleri, geleneğin yaşatılmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. "Geleneği yaşatan gençlerimize teşekkür ediyorum" Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, festivalin ilçe tanıtımına önemli katkı sağladığını belirtti. Hemşehrileriyle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Sezer, "Organizasyonun ev sahipliğini en güzel şekilde yapan Hamidiye Muhtarı Adem Bal’a, bu geleneği yaşatan, büyük emek harcayan Hamidiyeli gençlerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Festival, ikramların yapılması ve vatandaşların kaynaşmasına vesile olan sohbetlerin ardından sona erdi.