POLİTİKA - 27 Mart 2019 Çarşamba 07:12

Binali Yıldırım: İstanbul benim ortak paydam

A
A
A
Binali Yıldırım: İstanbul benim ortak paydam

“İstanbul’un geleceği ile ilgili önemli kararlarda, projelerde her konuda mutlaka paydaşlarıyla konuşacağız, görüşeceğiz. İstanbul kimliğini kabullendirmeye çalışacağız. ‘Biz seçildik, artık siz karışmayın’ yok.”

Cumhur İttifakı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile Hidiv Kasrı’nda bir araya gelerek kampanya sürecini değerlendirdi. Şehrin geleceği ve marka değeri için İstanbullu kimliğini oluşturmanın çok önemli olduğunu hatırlatan Yıldırım, “İstanbul benim ortak paydam” diyerek kucaklayıcı ve kapsayıcı bir yönetim sürdüreceğini belirtti. Yıldırım, özetle şunları kaydetti:

KÜRT OYLARINI PAZARA ÇIKARMAK DÜRÜSTÇE DEĞİL
Hep şunu söyledik: Biz bir genel seçime gitmiyoruz. İstanbul’un seçimini yapıyoruz. Siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi partiye gönül verirse versin, İstanbul’un geleceği için, evlatlarımızın geleceği için herkesten destek istiyoruz. Buna HDP’ye oy verenler de dahil. Benim dediğim şu: HDP aday göstermediğine göre, HDP’lileri bağlayacak bir şey yok. Pekala, beni destekleyebilirler. Geçmişte de bugün de AK Parti HDP’yle birlikte bölgeden Kürt vatandaşlarımızdan en fazla destek alan partidir. Bu yüzden ben HDP’nin Kürtlerin oylarını pazara çıkarmasının çok dürüst bir iş olmadığını düşünüyorum. Pazarlık yapılmasının siyaseten de etik olmadığını düşünüyorum.

HİZMETİN SİYASETİ OLMAZ
İnsan odaklı siyaseti çok önemsiyorum. Hizmette siyasetin olmayacağını hep söylüyorum. Hizmeti kimin aldığının hiçbir önemi yok, buna bakmam. Bunu da 16 yıllık geçmişimizde hep ortaya koyduk, ispatladık. Bölgeye, batıya göre 4.5 kat fazla yatırım yaptık. 2003’te ülkenin ortalama milli geliri 3 bin 200 dolardı, bölgenin ortalaması 600-700 dolardı. Şimdi bölgenin ortalaması 3 bin doların üzerine çıktı. Açığı kapattık yaptığımız yatırımlarla. Hizmet herkes için. Etnik kimliğimize biz karar vermiyoruz. Yani hangi anadan babadan doğacağımıza biz karar vermiyoruz. Etnik kimliğin bir insanın doğuştan gelen, onur-şeref duyacağı bir özelliği olduğuna inanıyorum. Kimse etnik kimliğiyle ötekileştirilmemeli, aşağılanmamalı, bundan da utanmamalı. Bu kabul edilemez. Tabi etnik kimliğimizi gururla ifade ederken, ay yıldızlı bayrağımızı, vatan toprağımızı, milletimizi ve devletimizi aynı inançla ifade etmemiz lazım.

GELECEĞİMİZ İSTANBUL
İstanbul kimliği çok önemli. Belediye başkanı olursam şehre aidiyeti geliştireceğim. Bunun da yolu İstanbulluları şehrin geleceğine ortak etmekten geçiyor. İstanbullu kimliğinin üst kimlik olarak yerleşmesi lazım. Şehrin geleceği ve marka değeri için bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Nasıl başaracağız? Şehir aidiyetini kazandırmakla. İstanbul’un geleceği ile ilgili önemli kararlarda, projelerde her konuda mutlaka paydaşlarıyla konuşacağız, görüşeceğiz. İstanbul kimliğini kabullendirmeye çalışacağız. İstanbul benim ortak paydam olacak. “Biz seçildik, artık siz karışmayın” yok.

TÜRKİYE’Yİ TAŞIYAN ŞEHİR
Benim “İstanbul’dan daha çok vergi alacağım” diye bir ifadem yok. İstanbul Türkiye’nin vergisinin yüzde 50’sini veriyor ama yüzde 10’unu bile almıyor. Türkiye’yi taşıyan bir şehir ve daha fazla pay alması gerekir.

SÖZÜ OLAN SANDIĞA GİTMELİ
Seçime katılım oranının düşeceğini tahmin etmiyorum. Böyle bir iddiada olanlar var, sandığa gidiş düşük olacak diye. Ama bizim insanımız seçimleri önemser. Batı’daki veya otokratik ülkelerdeki gibi değil. Sandığın gücüne güvenir Türk insanı. Sandığa gidecektir. Bu aynı zamanda bir çağrı. Sandığa gidilmeli. İstanbul’un geleceği, bu şehirde yaşayan ve oy kullanan 10.5 milyon hemşerimizi ilgilendiriyor. Dolayısıyla “Söyleyecek sözüm var” diyen herkes sandığa gitmeli diye düşünüyorum. Genel seçim değil bu, şehrimizle ilgili seçimimiz.

MHP'YE TEŞEKKÜR
Binali Yıldırım, MHP tabanının kendisine yüksek oranda destek verdiğini belirterek “Sıkıntı yok orada, ayrışma yok. Sayın Devlet Bahçeli’ye ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatına teşekkür ederim”dedi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal