EKONOMİ - 17 Kasım 2014 Pazartesi 17:19

Bu kitabı okumadan sözleşme imzalamayın

A
A
A
Bu kitabı okumadan sözleşme imzalamayın

Yrd. Doç. Dr. Umut Yeniocak’ın sözleşmelere dair yanlış bilinenleri düzeltecek Sözleşme Hazırlama ve İnceleme Rehberi adlı eseri, günlük yaşantının ayrılmaz bir parçası olan sözleşmeleri daha anlaşılır hale getiriyor.

Günümüzde ekonomik ilişkilerin karmaşık hale gelmesiyle sözleşmelerin de basitliğini kaybetmesi sonucundan hareketle İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Umut Yeniocak tarafından kaleme alınan Sözleşme Hazırlama ve İnceleme Rehberi, sözleşme okuryazarlığını herkes için mümkün hale getirmeyi hedefliyor. Sözleşme Hazırlama ve İnceleme Rehberi cezai şart, faiz, fesih, vergi ve masraflar, gizlilik, yetkili mahkemenin belirlenmesi, mücbir sebep, gibi sözleşme uygulamalarının temel konularını, hukukçu olmayanların da anlayabileceği basit bir dille ele alınıyor. Özellikle tüketici hukukunun önem kazandığı modern hukuk çağında sadece hukukçuların değil, tüm insanların bu konuda temel bilgilere sahip olması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Umut Yeniocak, “Fırından ekmek almaktan tutun, dolmuşta yolculuk yapmaya kadar günlük hayatımızın pek çok aşamasında sözleşmeler yer alıyor. İnsanların gündelik yaşamda bireysel haklarını koruyabilmeleri için sözleşmeler hakkında temel bir bilgiye sahip olmaları gerekiyor. Temel bilgileri aktarmak gibi bir amacı olan bu kitap sadece hukukçular için değil, herkes için özel bir tasarımla hazırlandı. Bu anlamda hukuk öğretimini oluşturan yazılı kaynaklar bakımından da bir deneme niteliğinde. Kitabın görsel tasarımı ve içeriğini anlaşılır kılmak için yapılan çalışmalar da okuyucudan yoğun ilgi gördü” diye konuştu.

SÖZLEŞME HAZIRLARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Sözleşmenin taraflarını doğru belirlemenin çok önemli olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Umut Yeniocak, sözleşme hazırlarken dikkat edilmesi gereken bazı noktaları şöyle sıraladı: “Öncelikle, yolunda gitmeyen bir durum olduğunda yani borç yerine getirilmediğinde ‘Kime karşı talepte bulunacağız?’ ve ‘Yeri geldiğinde kime dava açacağız?’ sorularına sözleşmenin doğru yanıt vermesi gerekir. Bu sebeple, sözleşmenin taraflarını sözleşmeye doğru şekilde yazmak çok önemli. Türkiye’de bu işin eğitim boyutu eksik kaldığı için, bırakın sıradan vatandaşı, büyük şirketlerin sözleşmelerinde bile tarafların belirlenmesi aşamasında hatalar yapıldığını görebiliyoruz. Şirketin unvanının doğru yazılmaması ya da şirketin bir departmanının sözleşmenin tarafı olarak yazılması gibi temel hatalara sıkça rastlıyoruz. Ayrıca, imza aşamasında yapılan çok basit bazı ihmaller ileride büyük sorunlara sebep olabiliyor. Örneğin, karşı taraf bir gerçek kişiyse T.C. kimlik numarası ve adreslerinin sözleşmede yer alması, kimlik fotokopilerinin sözleşmeye eklenmesi çok ihmal edilen bir uygulama. Karşı taraf limited ya da anonim şirket gibi bir tüzel kişiyse, sözleşmeyi imzalayan kişinin o tüzel kişiyi temsile ve bu tür bir işlemi yapmaya yetkili olduğuna ilişkin imza sirkülerinin sözleşmeye eklenmesi, ayrıca, şirkete ilişkin vergi numarası ve adres gibi bilgilerin sözleşmede açık biçimde yer alması oldukça önemli.”

BASİT ÖNLEMLER ZARARI ENGELLİYOR
Sözleşme imzalamadan önce alınan basit önlemlerle telafisi güç ekonomik zararların önlenebildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Umut Yeniocak, “Örneğin, Ülkemizde imza kültürü yerleşik olmadığı için düz bir çizginin bile imza olarak atıldığını görüyoruz. Bu da, bir dava sırasında imzanın inkâr edilmesi halinde büyük sorunlara sebep olabiliyor. Bu nedenle, sözleşme tarafının sözleşmeyi imzalamadan önce ismini ve o günün tarihini kendi el yazısıyla sözleşmenin altına eklemesini istemek muhtemel birçok sorunu gidermenize yardımcı olabilir. İleride bir imza inkârıyla karşılaşmamız halinde, sözleşmede inkâr eden kişiye ait yazı ve rakam karakteri yoluyla karşı tarafın bu imzayı attığını tespit etmek çok daha kolay olabilecektir. Bu tür basit önlemleri almak ileride telafisi çok güç ekonomik zararları önlemek bakımından önemli” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.