GÜNDEM - 12 Şubat 2017 Pazar 07:52

Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım

A
A
A
Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım

“2007’den beri reklam, televizyon programı, tanıtım filmi yönetmenliği yapıyordum. Bıraktım, Youtube’da The Makina isimli kanal açtım. Şimdi teklifler kendiliğinden geliyor...” “5 sene sonra Türkiye’de televizyonculuk, dijital ortamlarda ünlü isimler üzerinden devam etmeye çalışacak. Şu anda 100 bin abonem var, yıl sonuna kadar hedefim; 300 bin...”

Türkiye Gazetesi yazarlarından Burcu Çetinkaya, bu haftaki röportajını bir sosyal medya fenomeniyle yaptı. O isim Buğra Akpınar...

İŞTE O RÖPORTAJIN DETAYLARI...

Bu haftaki röportajım bir sosyal medya fenomeniyle. Aslında benim için bu hikâye oldukça ilginç. O ekran arkasında başarılı bir yönetmenken ve ben ekran önündeyken yolumuz kesişti bir kaç defa. Sonra bir otomobil test gezisinde baktım bir adam var ve etrafında dolaşan onlarca genç hayran fotoğraf çekmeye çalışıyor. Sonra ikisinin aynı kişi olduğunu keşfettim ve yaptığı işleri inceleyip kat ettiği yolu ve hayatında açtığı beyaz sayfaları takdir ettim.

Sonra da başarılı, girişimci ve mütevazı hikâyesini sizlerle paylaşmak istedim. Buğra Akpınar; 1986 İstanbul doğumlu, aslen Ankaralı. Maltepe Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema mezunu. 2007 senesinden beri reklam, televizyon programı, müzik klibi, tanıtım filmi yönetmenliği yapıyorken, artık bir sosyal medya fonemeni. Youtube’da ise 100 bin üzerinde abonesi olan Buğra Akpınar’ın Youtube kanalının ismi ise “The Makina”. 

- Sosyal medya fenomeni olacağınızı tahmin eder miydiniz? Nasıl gelişti bu süreç?

 Sosyal medyanın bu kadar hızlı gelişeceğine dair bir bilgim yoktu. 2015 senesine kadar çalıştığım reklam, televizyon işlerine, sektöre küstüm. İnsanların davranışları, hak verilmemesi, bedavacılık, oynanan oyunlar, fikir çalma, proje çalma gibi olaylar sebep oldu. Ben vicdanlıyım ve müşteriye de vicdanlı davranılması taraftarıyım. Sonra başka bir iş yapmaya karar verdim ve bir kamera firmasında kamera satmaya başladım.

3 aylık süreçte şans eseri, Youtube’u kullanmayı öğrendim. O sıralarda otopark.com diye bir internet sitesi vardı orada da ek iş yapıyordum. Yönetmenliğimden ötürü montaj ve kameramanlık yapıyordum.

Sonra oranın kitlesi ve farklı insanlar derken, bunu geliştirdim ve “The Makina” diye bir proje çıkardım. Aslında benim 2007 senesinde başladığım iş de otomobil videoları çekmekti. Bu sektör çok azdı o senelerde. Çünkü Türkiye’deki otomobil programlarını genelde otomobilden anlamayan kişiler çekiyordu. Ben de geçmiş tecrübelerimden yola çıkarak bir senelik süreçte kafamdaki işi geliştirdim.

- Şu anda nereden para kazanıyorsun?

 Sosyal medya üzerinden yaptığım projelerden kazanıyorum. Ama ilginç olan şey eskiden yaptığım işlerle ilgili firmalar aracılığıyla teklif gelmezken, şimdi gelmeye başladı.

- Eskiden mi daha çok para kazanıyordunuz, yoksa şimdi mi daha iyi işlerin?

8 senede kazandığım parayı, bir senede kazandım; sosyal medya sayesinde…

- Farklı bir kitleniz var, takip ediyorlar, fotoğraf çekiliyorlar, nasıl bir duygu?

İlk başlarda garipsemiştim. Geçen sene başladı bu olaylar. Bağlı bulunduğum internet sitesi üniversite seminerleri yapıyordu. Bu seminerlerle beraber insanlar fotoğraf çektirmeye başladı. “Ben ünlü birisi değilim ki neden benle sohbet edip, fotoğraf çektirmek istiyorlar?” diyordum. Sonra bunun böyle olmadığını anladım. Sosyal medya insanların kendini yakın hissettiği, televizyonlardan daha sıcak bir platform.

Türkiye’de artık televizyon büyük şehirlerde gerilemeye başladı. İnsanlar sosyal medyaya yöneliyor. Kibar talepleri oluyor insanların ben de kibar şekilde cevap veriyorum. Fotoğraf çekiliyorum. İnsanların bana soru sorması hoşuma gidiyor, onlara bilgi aktarmayı seviyorum.

- Takipçileriniz nasıl insanlar?

Takipçilerim otomobilsever fakat acar bir kitle. Büyüyememiş çocuklar gibi. 13-17 hiç yok gibi. 18-24 yaşları arası en kalabalık olan kitle. Youtube’da 90 bini aşkın abonem var. 6 aylık süreçte oldu bu. Bu arada iki kanalım spamlandığı için kapandı.

- Bu kadar kolay mı kanal kapatmak? Şimdi kanalınızı nasıl koruyorsunuz?

Bunu engellemek için ajanslarla iş yapmanız lazım Youtube’un Türkiye’de ajansları var. Türkiye’ye 2016 senesinde giren, “influencer network” denen bir sektör. Amerika’da 2011 senesinden beri var bu sektör. Böyle bir firmayla anlaşma yaptım. Youtube’dan gelecek olan reklam gelirlerinin belirli bir kısmını verince bu insanlar menejer gibi sizin haklarınızı koruyor.

- Ne kadar abone hedefliyorsun?

Aslında 2017 sonu hedefim 300 bin civarında. Zor gibi görünüyor ama imkânsız değil. Allah izin verirse, inşallah olur. 

- Hatuns projesini anlatır mısınız?

 Benim Youtube’da yaptığım programlar var. Bir tanesi “The Makina”. Orada hızlı otomobillerin izlenimleri ve hayat stillerinden bahsediyorum. “Günlük Kafası” diye bir projem var, orada günlük hayatımı anlatıyorum. “Vlog” diye bir projem var, kurumsal fabrika gezileri, otomobil tanıtımları ve ünlü konuklarla sohbetleri burada gerçekleştiriyorum. Bir de “The Hatuns” var. Genel kitle yüzde 85 erkek, yüzde 15 kadın. Bunu değerlendirip dikkat çekici bir proje yapmak istedim. Otomobil ve kadın içerikli bölümler, otomobil bölümlerinden daha çok izleniyor. The Hatuns da farklı kulvarlardaki kadınları, genelde de otomobilden anlamayan kadınları, otomobille buluşturma projesi diyebiliriz.

- Geleceği nasıl görüyorsunuz, sosyal medya ve televizyon açısından?

Jenerasyon değişiyor. Farklı bir jenerasyon gelmeye başlıyor. 80 jenerasyonu bana göre televizyondan kopmaya başladı. 90 jenerasyonu televizyon izlemiyor. 2000 jenerasyonu da televizyon izlemiyor. Fakat 70-60-50-40 jenerasyonları hâlâ televizyon izliyorlar. Çünkü internet alışkanlıklarını çok iyi yakalayamadılar. 80 çağı ise bilgisayar, internet, cep telefonu çağını yakalayan ilk jenerasyon.

Televizyon teknolojilerinde de yeni “Netflix, Youtube”, “DailyMotion” gibi kanallar hız kazanıyor. Acun Ilıcalı bile dijital medyaya yatırım yapmaya başladı. Markaların artık televizyona ve dijital planlamaya ayırdıkları bütçeler eşitlendi. Bence 5 sene sonra Türkiye’de televizyonculuk dijital ortamlarda ünlü olan insanlar üzerinden devam etmeye çalışacak.

Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım

- Evli misiniz, bekâr mısınız?

Bekârım.

- Hiç eline telefon almayan teknoloji karşıtı birisiyle evlendiğinizi düşünebiliyor musunuz?

O değişik bir soru. Olabilir de olmayabilir de. Arkadaşlık olarak sorsak daha iyi.  

- Peki, tatile çıkacaksınız arkadaşınızla diyelim ve telefon düşmanı bir arkadaş, çıkabilir misiniz?

Çıkamam. Sosyal medya kullanan insanın yaptığı espriyle, kullanmayan insanın yaptığı espri arasında bile dağlar kadar fark var.

- Sabah kalkar kalkmaz ne yaparsınız?

Önce yüzümü yıkıyorum, sonrasında ise hemen Instagram’a bakarım. Kaç kişi eklemiş, ne olmuş? Telefon bana bir metre uzaklıkta oluyor uyurken. Ulaşılabilir mesafede ama yastığımın altında değil.

- Fenomen olmadan önceki arkadaşlarınızdan eleştirenler oluyor mu?

Çok. Bende şu an yoğunluk var. Telefon numaramı buluyorlar, iki kere hattımı değiştirdim, telefon susmuyor bazen. 3 saat bakmadığımda 300 tane mesaj gelmiş oluyor. Tek tek cevap vermeye çalışıyorum.

- En fazla ne kadar uzak kaldınız sosyal medyadan?

12 saat. O da çok önemli bir çekim vardı ve telefonu kapatmam gerekiyordu. Konsantre olmam lazımdı.

- Tatil yok mu?

İşlerden 6 senedir tatile çıkamıyorum. Ama eğer gerçekten bu işi layıkıyla yapar para kazanırsam, Allah da nasip ederse 50 yaşından sonra çalışmak istemiyorum. Dünyayı gezmek gibi bir hayalim var. 30 sene sonra sosyal medya da bitecek bence, farklı teknolojiler gelecek, ama kestiremiyorum.

- Youtube kapandığında veya genel ekonomik durumlar değiştiğinde işleriniz etkileniyor mu?

Kapandığında etkileniyor. Ama dolar veya avro yükseldiğinde dijital medya etkilenmiyor. Aksine daha fazla para kazanmaya devam edilir, çünkü Youtube döviz üzerinden ödeme gerçekleştiriyor. Ekonomiden çok etkilenmiyoruz çünkü bizim yaptığımız işler tüketim, gıda, giyim, kıyafet. 

Buğra Akpınar: 8 yılda kazandığım parayı internette 1 yılda aldım

- Peki ya yardım işleri, sosyal medyadan çok yardım talebi geliyor, mesajlar geliyor, bunlara nasıl yetişiyorsunuz?

 Ben bütün takipçilerime cevap veriyorum. Geç bile olsa. İnsanlara yardım etmeyi çok seviyorum. Van’da bir sıkıntı varmış. Ben bunu takipçilerimden haber aldım. Soğuk ve kardan ötürü etkilenen bir okulun öğrencileri için kıyafet istediler. Ben sadece bir gönderi paylaştım ve bu gönderiye çok sayıda dostum gizli yardım yapmış. Sonra teşekkür yazıları geldi.

Şaşırdım, sonra öğrendim ki benim ismimle yardım etmişler ama bana haber vermeden. Çok mutlu oldum. Mesela ben sosyal medyadan felçli, lösemili insanlara yardım etmeyi çok seviyorum.

Ama para olarak değil. Onların ilgiye ihtiyacı var. Bazen videolarını paylaşıyorum, istediklerini yolluyorlar. İnsanlara biraz daha fazla yardım etmek istiyorum, sosyal medya benim için bir araç, amaç değil. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Eczane ararken dehşeti yaşadı Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde emniyet şeridine park eden hafif ticari araca çarpan cip yan yattı. Yaralının olmadığı kazada, hafif ticari aracın sürücüsünün cep telefonundan nöbetçi eczane bulmak için emniyet şeridinde durduğu öğrenildi. Kaza, Prof. Dr. Sabahattin Zaim Bulvarı duble yolda Camili Mahallesi istikametinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 54 AJT 852 plakalı Fiat marka hafif ticari araç sürücüsü Uğur Karakaya, arkadaşının çocuğunu hastanede ziyaret ettikten sonra evine giderken nöbetçi eczane bulmak için aracını emniyet şeridine park etti. Bu esnada M.T. idaresindeki 54 BR 515 plakalı Honda marka cip, hafif ticari araca çarparak yolda yan yattı. Kazada yaralanan olmazken, bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle trafik kontrollü olarak sağlandı. Araçların kaza yerinden kaldırılması ile trafik normal seyrine dönerken, polis ekipleri kazaya ilişkin inceleme başlattı. “Araç geldi çarptı, bizi yol kenarına savurdu” Nöbetçi eczana bulmak için aracını emniyet şeridine çektiğini belirten Uğur Karakaya, “Hastaneden dönerken aracımı emniyet şeridine çektim. Telefondan nöbetçi eczane aradığım esnada arkadan diğer araç geldi çarptı, bizi yol kenarına savurdu. Çarpan araçta yan yattı. Yaralı yok. Çok şükür emniyet kemerlerimiz takılıydı, bunun sayesinde yara almadan atlattık. Araçlarda bulunanlarda bir şey yok çok şükür. Hastaneye de arkadaşın çocuğunu ziyarete gitmiştik” dedi.
Muğla Marmaris’te Hollanda "Kral Günü" resepsiyonu düzenlendi Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Hollanda Fahri Konsolosluğu ev sahipliğinde "Kral Günü" resepsiyonu düzenlendi. Resepsiyonda Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, Hollanda-Türkiye dostluk ormanına dikilmek üzere Vali İdris Akbıyık’a 10 bin adet fidan için çek takdim etti. Hollanda’nın milli günü dolayısıyla Marmaris’te bir otelde Hollanda Marmaris Fahri Konsolosluğu ev sahipliğinde "Kral Günü" resepsiyonu düzenlendi. Programa Muğla Valisi İdris Akbıyık, Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands ve eşi Carmen Van Toorenburg, ilçe protokolü, çok sayıda kamu kurum temsilcisi, turizmciler ve davetliler katıldı. İki ülkenin milli marşlarının okunmasının ardından bir konuşma yapan Büyükelçi Wijnands, Hollanda Kralı Willem Alexander’ın doğum gününü kutlamak için bir araya geldiklerini ve kraliyet ailesinin adının "turuncu" anlamına gelmesinden dolayı Hollanda’da bu rengin ulusal sembol olduğunu belirterek, hem Hollanda’nın hem de Türkiye’nin Avrupa Şampiyonası’nda karşılaşmasını ümit ettiğini, karşılaşma sırasında turuncu giyinmeyi sevdiklerini ifade etti. Wijnands, 100 yıl önce ülkesi ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti arasında dostluk anlaşması imzalandığını hatırlatarak, "1612’den beri Türkiye ile temas halindeyiz. Diplomatik bağlarımız 400 yıldan daha eskiye dayanıyor ve yüzyıllar boyunca çok çok yakın ortaklar haline geldik. Türkler ve Hollandalılar yüzyıllardır ticaret yapıyoruz ve şu anda Hollanda 3 binden fazla şirketle temsil ediliyor. Hollanda olarak en büyük doğrudan yabancı ülke yatırımcısı olmaktan gurur duyuyoruz" dedi. Türkiye’nin Hollanda Başbakanının NATO Genel Sekreterliği görevine adaylığını destekleme kararının memnuniyet verici olduğunu belirten Büyükelçi Wijnands, "Bu destekten dolayı Türkiye’ye çok müteşekkiriz. Hollanda, Türkiye’yi bugünlerde tehlikede olduğumuz jeopolitik meselelerin çözümünde oynadığı büyük rol ve tabii ki NATO içindeki yakın işbirliği nedeniyle çok önemli bir ortak olarak görüyor. Hollandalılar ile Türkler arasında aile bağları var. Hollanda’da çok büyük, başarılı ve öne çıkan bir Türk topluluğumuz var. Hollanda’da yarım milyona yakın insan Türk kökenlidir. Bu, Almanya ve Fransa’dan sonra dünyanın üçüncü büyük Türk topluluğudur” diye konuştu. Büyükelçi Wijnands, ülkesinin sembolünün turuncu rengi ve Hollanda’ya Osmanlı’dan getirilen laleler olduğunu belirterek, bu konuda müteşekkir olduğunu sözlerine ekledi. Marmaris Sanat Festivali’nde iki ülke arasındaki güçlü işbirliğinin devam edeceğini açıklayan Wijnands, Hollandalı sanatçı ve bestelerin festivalde yer alacağını ifade etti. Ülkeleri arasında çok yakın somut ve sıcak bağların olduğunu belirten Büyükelçi Wijnands, Hollanda’nın vize konusunda yardımcı olduğunu, sorunun siyasi değil salgın sonrasında yaşanan yoğunluktan kaynaklandığını da söyledi. Wijnands, "Hollanda-Türk Dostluk Ormanı’nın şekillenmesine yardımcı olan çifte vatandaşlarımıza harika çalışmaları için teşekkür ediyorum. Ormanı restore etmenin yanı sıra dostluğumuzu da geliştirmek için 10 bin ağaç bağışında bulunmuştuk. 10 bin ağaç bağışı daha yapıyoruz. 20 bin ağaç bağışı yapmaktan mutluyuz" dedi. Wijnands, Türk iş adamlarının, Türk öğrencilerinin, Türk turistlerin Hollanda’ya gelmesini istedikleri gibi Hollandalı turistlerin de Türkiye’ye gelmesi için ellerinden geleni yaptıklarını sözlerine ekledi. Hollanda’nın Marmaris Fahri Konsolosu Murat Azgun ise, yaptığı konuşmada Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra 1924 yılında imzalanan Hollanda-Türkiye Dostluk Anlaşması’nın 100. yılını kutladıklarına değinerek, "Geçen yıl deprem felaketi dolayısıyla kutlama yapmadık. Hollanda deprem bölgesinde arama kurtarma ve yardım konusunda aktif rol oynadı. 150 milyon euroluk yardım yaptı. Birçok sosyal faaliyet yürütüldü. Bu yıl da 100. yıl kutlamaları çerçevesinde konserler, sergiler ve kültürel etkinliklere destek olacağız” dedi. Büyükelçi Wijnands, Valis Akbıyık’a 10 bin fidan dikimi için bağış çeki takdim ederek, Marmaris’in eskisinden daha yeşil olması dileklerini iletti. Vali Akbıyık, Hollanda’nın Milli Günü’nü kutlayarak, fidan desteğinden dolayı Wijnands’a teşekkür etti.
Sakarya Emniyet şeridindeki hafif ticari araca çarpan cip duble yolda yan yattı Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde emniyet şeridine park eden hafif ticari araca çarpan cip yan yattı. Yaralının olmadığı kazada, hafif ticari aracın sürücüsünün cep telefonundan nöbetçi eczane bulmak için emniyet şeridinde durduğu öğrenildi. Kaza, Prof. Dr. Sabahattin Zaim Bulvarı duble yolda Camili Mahallesi istikametinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 54 AJT 852 plakalı Fiat marka hafif ticari araç sürücüsü Uğur Karakaya, arkadaşının çocuğunu hastanede ziyaret ettikten sonra evine giderken nöbetçi eczane bulmak için aracını emniyet şeridine park etti. Bu esnada M.T. idaresindeki 54 BR 515 plakalı Honda marka cip, hafif ticari araca çarparak yolda yan yattı. Yaralının olmadığı kazanın haber verilmesi üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle trafik kontrollü olarak sağlandı. Araçların kaza yerinden kaldırılması sonrasında trafik normal seyrine dönerken polis ekipleri hususa ilişkin inceleme başlattı. “Araç geldi çarptı, bizi yol kenarına savurdu” Nöbetçi eczana bulmak için aracını emniyet şeridine çektiğini belirten kazazede Uğur Karakaya, “Hastaneden dönerken aracımı emniyet şeridine çektim. Telefondan nöbetçi eczane aradığım esnada arkadan diğer araç geldi çarptı, bizi yol kenarına savurdu. Çarpan araçta yan yattı. Yaralı yok çok şükür emniyet kemerlerimiz takılıydı, bunun sayesinde yara almadan atlattık. Araçlarda bulunanlarda bir şey yok çok şükür. Hastaneye de arkadaşının çocuğunu ziyarete gitmiştik” dedi.