KÜLTÜR SANAT - 04 Şubat 2011 Cuma 13:32

Camus'u yakından tanımak

A
A
A
Camus'u yakından tanımak

20. yüzyılın en güçlü yazarlarından Albert Camus’ye ait yeni belgeler ve fotoğraflar yayınlandı. Kızı tarafından yayına hazırlanan kitap Nobel ödüllü yazarın bilinmeyen yanlarına ışık tutuyor.

1913’de Cezair’in Mondovi kentinde dünyaya gelen Albert Camus’nün bugüne kadar çok az fotoğrafı yayınlanmıştı. Şimdi bu büyük yazarın bilinmeyen yanlarına ışık tutan fotoğraf ve belgeleri kızı Catherine Jean Camus tarafından yayınlandı.

 

'Fotoğraf ve belgelerle Albert Camus' adlı kuşe baskı kitap adeta bir aile fotoğraf albumü ve yazarın bir düşünürden öte, bir eş, baba ve sıradan bir insan olduğunu vurguluyor. Fotoğrafların yanına dipnotlar da düşen kızı Catherine Camus kitabın ön sözünde, "Yaşamak hareket etmektir, kendini özgür hisseden bir babaya sahip olmak çok hoşuma gidiyor. Camus hakkında bir gerçekliğe sahip değilim“ diyor.

 

Catherine Camus, babasının sadece bir romancı değil, oyuncu, editör, gazeteci, senaryo ve deneme yazarı, yönetmen ve filozof olduğunun da altını çiziyor. Kişisel arşivini neden kamuoyuna açtığını da şu sözlerle dile getiriyor: ''Gülüşü, hayata aldırış etmeyişi, cömertliğini yeniden bulmak, bana hayatın yolunu açan bu özenli ve sıcak kalpli insanla yeniden karşılaşmak için.“

 

Cezayir Fransa İkilemi


Kitapta yer alan fotoğrafların bir bölümü Albert Camus‘nün ikinci eşi Francine’e ait. Bu fotoğraflar da aslında çapkın olarak anılan yazarın bir kadına duyduğu sadık aşk ve yakınlığı göstermesi açısından ilgi çekici. Kitapta, Camus’nun 1957 yılında Nobel Edebiyat ödülünü aldıktan sonra yeni bir kitaba başlamak için verdiği içsel mücadeleye de geniş yer verilmiş. Camus ödülün ardından 'İlk Adam' adlı romanını kaleme almıştı. 1951-59 yılları arasında yazdığı günlüğüne Camus en sevdiği on kelimeyi not etmiş; dünya, acı, toprak, anne, insanlar, çöl, gurur, yaz ve deniz. Bu kelimelerde bile Camus’nün Cezayir ve Fransa arasında yaşadığı ikilemi hissetmek mümkün.

 

Şimdi Camus Zamanı


Hatırlanacağı üzerek 1954 yılında başlayan Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında Albert Camus, bir süre sonra Fransa’dan yana tavır koymuştu. Kuzey Afrika’da başlayan isyanın aslında Mısır önderliğindeki yeni Arap emperyalizminin ve batıya saldıran Sovyetler Birliği’nin işi olduğunu düşünüyordu. Cezayir’in özerk olmasını savunuyor, bütünüyle bağımsız olmasını desteklemiyordu. Ama savaş sırasında ölüm cezasına çarptırılan Cezayirlilerin kurtulması için de gizlice çalıştı. Camus‘nün Nobel ödül töreninde yaptığı konuşma da Fransa ve Cezayir arasındaki ikilemi yansıttığı için eleştirilere neden olmuştu. Sadece eserlerine ayna tutması değil, Mağrip’deki ayaklanmaları daha iyi anlamak için de Albert Camus’nün yaşamına ışık tutan, şimdilik Fransızca ve Almancası olan bu kitabı Türkçeye kazandırmakta yarar var. Şimdi Camus okuma zamanı...

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Bölge turizminin kalkınması için seyahat acenteleri ve rehberler buluştu TURSAB Mezopotamya Bölge Temsil Kurulu tarafından Diyarbakır’a tur düzenleyen seyahat acenteleri ile kentte bulunan turizm rehberleri Diyarbakır Vilayetler Evinde toplantı gerçekleştirdi. Diyarbakır’ın daha iyi ve daha doğru tanıtılması için düzenlenen toplantıya Diyarbakır Vali Yardımcısı İlyas Öztürk, Sur Kaymakamı Hasan Akbulut, TURSAB Mezopotamya Bölge Temsil Kurulu Başkanı Serdar Baturay, İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Tekin, tur operatörleri ve tur rehberleri katıldı. Toplantıda konuşan Diyarbakır Vali Yardımcısı İlyas Öztürk, ’’Bölgenin daha iyi tanıtılması ve bölge turizminin artması için doğru tanıtılmasına özen göstermemiz gerekiyor. Bu konuda hep birlikte daha iyi ne yapabiliriz sizlerin de düşüncelerini alarak birlikte hareket edeceğiz" dedi. Mezopotamya Bölge Temsil Kurulu Başkanı Serdar Baturay ise ’’Ülkemizin her mevsimi, her yemeği, her hikayesi ve her bölgesiyle dünyanın az sayıdaki çok yönlü turizm ülkelerinden biri olduğunu belirterek," Son yıllarda birçok ülke gibi Türkiye de dijital kampanyalarla, sosyal medya ünlüleriyle tanıtımlar yürütülüyor. Elbette bu araçlar faydalı. Ancak bir ülkeyi bir bölgeyi tanıtmak, bir akşam yemeği görüntüsüyle sınırlı olamaz. İnanç turizminden, gastronomi ye, Kültürel rotalardan, eko-turizme birçok boyutta farklı hedef kitlelere seslenebilecek zenginliğe sahibiz. Bu çeşitlilik yalnızca sosyal medya paylaşımlarıyla değil, hikayelerle, yerel deneyimlerle, bütünsel anlatılarla tanıtılmalı. Çünkü tanıtım bir vizyon işidir, ancak uygulama sahadadır. Stratejik merkez ile yerel uygulayıcılar aynı dili konuşmadıkça, etkili sonuç alınmaz. Bizler bu nedenle bir aradayız ve kentimiz için bölgemiz için nasıl hareket edeceğimizi neler yapabileceğimizi tartışacağız. Bu konuda bizlere destek veren Diyarbakır Valiliğimize, Kaymakamlıklarımıza Belediyelerimize ve Sivil Toplum Örgütlerimize teşekkür ediyorum’’ dedi. Yapılan konuşmaların ardından seyahat acenteleri ve rehberler bölge turizminin gelişimi için düşüncelerini ve karşılaştıkları sorunlar hakkında fikir alışverişinde bulundu.