ÇEVRE - 06 Ocak 2023 Cuma 17:19

Çanakkale'de su krizi kapıda...Kısıtlama gelebilir

A
A
A
Çanakkale'de su krizi kapıda...Kısıtlama gelebilir

Çanakkale'nin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı'nda su seviyesi 23 milyon metreküpe kadar düştü. Yağış olmaması ve kuraklığın devam etmesi halinde içme ve kullanma suyunda kısıtlamalar yaşanabilir.

Çanakkale'de yağışların beklenen seviyede olmaması nedeniyle barajlardaki su miktarı gederek azalmaya başladı. Çanakkale merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp su kapasitesine sahip Atikhisar Barajı'ndaki su miktarı 23 milyon metreküpe düştüğü belirtildi. Kentin içme suyu ihtiyacını da karşılayan Atikhisar Barajı'nda su miktarının iyice azalması üzerine kısıtlamalar yaşanabilir. Çanakkale Belediyesi yetkilileri ise içme ve kullanma suyunun tasarruflu kullanılması konusunda vatandaşları uyarıda bulundu.

Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, Atikhisar Barajı'nın kent için hayati öneme sahip olduğunu belirterek,"Atikhisar Barajı Çanakkale kentinin tek içme ve kullanma suyu kaynağı. Şuandaki rezervimiz 23 milyon metreküp, doluluk oranımız yüzde 42,5. Kent ihtiyacı için çok büyük bir risk olmamakla birlikte önümüzdeki dönemin kurak geçmesi halinde 2020 yılında aldığımız önlemler gibi bir takım önlemler almak zorunda kalabiliriz. Ama Atikhisar Barajı aynı zamanda tarımsal sulamada da kullanılan bir baraj. Dolayısıyla eğer yağış düşmemesi halinde tarımsal üretim açısından da bir risk şuanda görülüyor. Çünkü kent ihtiyacı öncelikli olarak karşılanacağı için. Tarımsal sulamada su verilemeyeceğinden dolayı burada bir ekonomik kayıp olması söz konusu. Ancak aldığımız meterelojik verilere göre de 10 Ocak tarihinden sonra yağışlı bir döneme gireceğin öngörüyor uzmanlar, umutla bekliyoruz” dedi.

Çanakkale'de su krizi kapıda...Kısıtlama gelebilir

Çanakkale’de, 2020 yılında ciddi bir kuraklık yaşadıklarını da hatırlatan Başkan Yardımcısı irfan Mutluay, “Su seviyemiz o zamanlar ciddi anlamda azalmış, yüzde 22'ler seviyesine düşmüştü. Belediye Encümeni kararıyla da bir takım önlemler aldık. Aldığımız önlemler oto yıkamalarda kısıtlamalara gittik ve burada her ay belirli bir tonajın üzerinde su kullanımına izin vermedik. Kentlilerimize sürekli uyarılarda bulunduk. Özellikle merdiven yıkamaları, işyeri önleri yıkamaları, bahçe sulamalarının azaltılması ya da sulama yapılmaması, kısıtlı uygulanması gibi yine benzer önlemler almak zorunda kalabiliriz. Ama dilerim bunların hiçbirini yaşamayız. Yağışlı dönemle birlikte barajımız dolar ve gerek kent halkına gerekse tarımsal üretime hizmet verir” diye konuştu.

Vatandaşlara da uyarılarda bulunan Mutluay, sözlerine şöyle devam etti:

“Artık iklim değişikliği ve iklim krizine bağlı kuraklığı daha sık periyotlarla yaşamaya başladık. Onun için vatandaşlarımız suyun en değerli materyal olduğunu lütfen anlasınlar ve suyu mümkünse tasarruflu kullanmaya çalışsınlar. Buradan tarımsal anlamda suyu kullanan üreticilerimize mutlaka basınçlı sulama sistemlerini damlama ve yağmurlama gibi sistemleri devreye soksunlar, kullansınlar. Yüzey sulamaları terk etsinler. Diğer bir önerimde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne olacak. Bu iletim hatlarını barajların, gerek Bayramiç Barajı gerek Çanakkale Barajı gibi iletim hatlarının artık acilen kapalıya dönüşmesi gerekiyor. Sızma, buharlaşma ve tahliyeden kaynaklı kayıpların kaldırılması için kapalı sisteme acilen dönüştürülmesi gerekiyor.”

Çanakkale'de su krizi kapıda...Kısıtlama gelebilir

2020 yılında kısıtlamalar yaşanmıştı

Çanakkale'nin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı'nda 2020 yılında 12 milyon metreküp su kalmıştı. 3 yıl önce yaşanan kuraklık nedeniyle barajda su miktarının iyice azalması üzerine harekete geçen Çanakkale Belediyesi, şehir şebeke suyu kullanılarak hortumla araç, halı ve kilim yıkanmasını yasaklarken, sanayi tesislerinde kullanımları göz önüne alınarak kısıtlamaya gidilmesine, bahçe sulamalarının da mümkünse kuyu suyu kullanılarak ve damlama sistemi ile yapılması kararı almıştı.

Mustafa Suiçmez - Murat Yüksel
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Osmangazi Belediyesi’nden çocukların içlerini ısıtan dayanışma Osmangazi Belediyesi, Turgut Yılmazipek Yatılı Bölge Ortaokulu’ndaki öğrenciler için mont, bot ve eşofman takımı yardımıyla yüzlerindeki gülümsemeye katkı sağladı. Toplumsal duyarlılık anlayışıyla hareket eden Osmangazi Belediyesi, Osmangazi Belediyespor Kulübü ve Mercedes Benz Team 16 Bursa Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ile birlikte anlamlı bir dayanışmaya imza attı. Yaklaşan kış mevsimi sebebiyle Osmangazi ilçesindeki Turgut Yılmazipek Yatılı Bölge Ortaokulu’ndaki öğrenciler için mont, bot ve eşofman takımı yardımı yapıldı. Organizasyonda renkli etkinlikler de gerçekleşirken, öğrenciler keyif dolu anlar geçirdi. Sosyal sorumluluk projelerine devam ettiklerini kaydeden Osmangazi Belediyespor Kulübü Başkanı Fatih Karayılan, "Çocuklarımıza kışlık kıyafetlerini giydireceğiz. Çocukların mutluluğuyla, mutlu olmak için buradayız" dedi. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a destekleri sebebiyle teşekkür eden Mercedes Benz Team 16 Bursa Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ramiz Yıldırım ise, "Yaklaşık 130 çocuğumuz var. Her birinin bot, mont ve eşofman takımlarında bizlere destek olan Osmangazi Belediyesi’ne, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a ve Osmangazi Belediyespor Kulübü Başkanı Fatih Karayılan’a çok teşekkür ediyorum. Burada çocukların mutluluğunu paylaştık" ifadelerini kullandı. Turgut Yılmazipek Yatılı Bölge Ortaokulu Müdürü Hüseyin İçal da, Osmangazi Belediyesi’ne, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a ve Osmangazi Belediyespor Kulübü Başkanı Fatih Karayılan’a teşekkürlerini sundu.
Aydın Başkan Künkcü’den TÜRMOB’a tepki Aydın Esnaf Odaları Birliği (AYESOB) Başkanı Muhammet Ali Künkcü, 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği üzerinden TÜRMOB’un esnaf ve sanatkar odalarını hedef alan açıklamalarının açık bir itibarsızlaştırma girişimi olduğunu belirterek tepki gösterdi. Esnaf ve sanatkar odaları olarak, esnafı, meslek mensuplarını ve meslek kuruluşlarını karşı karşıya getirmeye çalışan anlayışı reddettiklerini vurgulayan Künkcü, tüm tarafları sağduyuya, uzlaşıya ve ortak akla davet etti. Aydın’da 52 bin esnafın bağlı bulunduğu 82 odanın çatı kuruluşu olan Aydın Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AYESOB), 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne eklenen geçici madde kapsamında bilgilendirme toplantısı düzenledi. AYESOB Salonu’nda düzenlenen toplantıya AYESOB Başkanvekilleri Yüksel Sabancı ve Salih Kozalı ile oda başkanları ve odaların genel sekreterleri katıldı. Toplantıda konuşan AYESOB Başkanı Muhammet Ali Künkcü, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) esnaf ve sanatkar odalarına yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. "TÜRMOB haddini aşmış" Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Künkcü, "Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) tarafından, 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gerekçe gösterilerek esnaf ve sanatkar odalarını hedef alan açıklamalar, haddini aşmış, meslek sınırlarını zorlayan ve kamuoyunu yanıltan bir boyuta ulaşmıştır. Esnaf odalarını yetersizlik, denetimsizlik, sorumsuzluk hatta ’hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygısıyla hareket eden yapılar’ olarak göstermeye çalışan bu yaklaşımı kesin bir dille reddediyoruz" dedi. "26 yıldır bu görevi yapıyoruz" Esnaf ve sanatkar odalarının keyfi yapılar değil, 5362 sayılı Kanun ile kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olduğuna vurgu yapan Künkcü; "Bugüne kadar yüz binlerce esnafın kayıt altına alınmasında, belge düzeninin yerleşmesinde ve kamu ile esnaf arasında köprü kurulmasında hayati görevler üstlenmiştir. Esnaf odalarını ’teknik yeterliliği olmayan yapılar’ gibi göstermek, bilinçli bir itibarsızlaştırma ve algı oluşturma çabasından başka bir şey değildir. Bu söylem, meslek kuruluşu ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. 1999 yılında başlanan basit usulle vergilendirmeyle ilgili muhasebe kayıtları, 26 yıldır biz esnaf ve sanatkarlar odaları bünyesinde tutulmaktadır. Bugüne kadar tüm kanunlara uyumlu olarak odalarımızca yürütülen bu faaliyet hiç yokmuş yada yapılmamış gibi bugün serzenişte bulunulmasına anlam veremiyoruz. Dün esnafımızın muhasebe işlerini nasıl yapıyorsak bugün de aynı titizlikle devam edeceğiz. Amacımız muhasebecilerle rekabet değil, esnafımıza hizmet vermektir" diye konuştu. "Tebliğ, mali müşavirleri devre dışı bırakmak değil" Açıklamalarına devam eden Künkcü, "Muhasebecilerin bugün serzenişte bulunduğu basit usulden deftere geçecek olan esnafların muhasebe kayıtları zaten odalarımızda tutulmaktaydı. Muhasebecilerin sanki bürolarından mükellef çalmışız yada gelir kaybına uğratmışız gibi feryat etmelerine anlam veremiyoruz. 586 sayılı tebliğ ile amaçlanan, mali müşavirleri devre dışı bırakmak değil, küçük sermaye ile ayakta kalmaya çalışan esnafın gerçek usule geçiş sürecini kolaylaştırmak, kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirmek ve esnafı ağır mali yüklerin altında ezdirmemektir. Gerçek usule geçişle birlikte e-fatura, e-defter ve dijital uygulamaların zorunlu hale gelmesi, altyapısı, dijital okuryazarlığı ve mevzuat bilgisi sınırlı olan milyonlarca esnaf açısından ciddi uyum sorunları doğuracaktır. Bu gerçek görmezden gelinemez" ifadelerini kullandı. "Bu dili kullananlar kendilerini sorgulamalı" Denetim yetkisinin dün olduğu gibi bugün de Vergi İdaresi Başkanlığı’na ait olduğuna dikkat çeken Künkcü; "Esnaf odaları denetçi değildir, rehberdir, yönlendiricidir, kolaylaştırıcıdır. Yetki sınırları tebliğ ve ilgili mevzuatla açıkça belirlenmiştir. Ayrıca tebliğ açık hüküm içermektedir. Yapılacak işlemler, 3568 sayılı Kanun kapsamında yetkilendirilmiş meslek mensuplarının çalışması veya gözetimi altında yürütülecektir. Buna rağmen ’başıboşluk, denetimsizlik ve hukuksuzluk’ iddialarının dile getirilmesi, ya mevzuat bilgisizliğini ya da kasıtlı bir çarpıtmayı göstermektedir. Esnaf odalarını ’oy kaygısıyla hareket eden yapılar’ olarak nitelendirmek, iftira niteliğinde, ağır ve kabul edilemez bir suçlamadır. Esnaf odaları, günlük siyasi hesaplarla değil, kanun, mevzuat ve kamu yararı doğrultusunda görev yapan kurumlardır. Bu dili kullananların, önce kendi söylemlerinin ciddiyetini sorgulaması gerekmektedir" diye konuştu. "Küçük esnafın sırtına bindirilen hiç bir maliyet, kamu yararı adı altında meşrulaştırılamaz" Tartışmaların özünde kamu yararı değil, yetki alanı ve ekonomik çıkar endişesi bulunmakta olduğunun altını çizen Künkcü; "Küçük esnafın yaşadığı gerçek sorunları yok sayarak yapılan açıklamaların, vergi adaletiyle ya da kayıt dışılıkla mücadeleyle ilgisi yoktur. Artık şu soruların açıkça sorulmasının zamanı gelmiştir. Mükellef fakirken, muhasebeci zenginleşiyorsa burada bir adaletsizlik yok mudur? Her ay muhasebe ücreti ödeyen, her yıl defter tasdik ücreti vermek zorunda kalan esnaf varken, defter tasdiki adı altında, gerçek bedelin kat kat üzerinde ücretler hangi gerekçeyle alınmaktadır? Bu uygulamalar bugüne kadar sorgulanmamış olabilir ancak bundan sonra sorgulanacaktır. Küçük esnafın sırtına bindirilen hiçbir maliyet, kamu yararı adı altında meşrulaştırılamaz. Bir diğer önemli konu da şudur. Kişinin avukatsız kendini savunma hakkı anayasal bir hakken, TÜRMOB’un fiilen zorunlu aracı haline getirilmesi açıkça hukuk devleti ilkesiyle çelişmektedir. Bu ayrıcalıklar ne zaman, nasıl ve hangi yetkiyle verilmiştir? Bu sorular da bundan sonra sorgulanacaktır. Esnaf ve sanatkar odaları olarak, bu alanlarda gerekli hukuki ve kurumsal mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ediyoruz" dedi. "Esnaf ağırbaşlıdır, sabırlıdır ancak haksızlığa boyun eğmez" Esnafın uysal olmadığını dile getiren Künkcü, "Altını özellikle çiziyoruz, esnaf uysal değildir. Esnaf ağırbaşlıdır, sabırlıdır ancak haksızlığa boyun eğmez. Esnaf odaları, esnafın kurduğu ve onun adına konuşan kurumlardır. Sağduyuludur ama teslim olmaz. Küçük esnaf krizlerle boğuşurken, siz ne zaman yanında oldunuz, ne zaman yük paylaştınız? Bu kadar ağır bir vergi denetimine karşı ne zaman tepki gösterdiniz ve karşı çıktınız? Mükellefler bu kadar ceza yerken sizler neredeydiniz? Bugün yapılan yüksek perdeli açıklamalar, geçmişteki sessizlikle açıkça çelişmektedir. Bu nedenle esnafın sabrı zayıflık, esnaf odalarının ve birliklerin sağduyusu da asla teslimiyet olarak görülmemelidir" diye konuştu. "İş birliği ve ortak aklı tercih etmelidir" Esnaf ve sanatkar odaları olarak, esnafın kayıt dışına itilmesine, küçük işletmelerin ağır maliyetler altında ezilmesine, odaların haksız ve mesnetsiz şekilde itibarsızlaştırılmasına asla izin vermeyeceklerini sözlerin ekleyen Künkcü; "Bu düzenleme esnafın lehinedir. Geri adım atılmasını isteyenler, önce küçük esnafın gerçek sorunlarını konuşmalı, tehditkar, ayrıştırıcı ve küçümseyici bir dil yerine iş birliği ve ortak aklı tercih etmelidir. Esnafı, meslek mensuplarını ve meslek kuruluşlarını karşı karşıya getirmeye çalışan bu anlayışı reddediyor, tüm tarafları sağduyuya, uzlaşıya ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz. Devletimizin bize verdiği görevleri dün olduğu gibi bugünde layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Toplantı, AYESOB Muhasebe Danışmanı Selim Özbayrak’ın katılımcılara yaptığı teknik bilgilendirme sunumunun ardından sona erdi.
Bursa Öldürüp intihar etmişti, kızıyla yanyana toprağa verildi Bursa kızını öldürdükten sonra intihar eden baba kızıyla yanyana toprağa verildi. Olay, 14 Aralık saat 22.30 sıralarında Osmangazi ilçesine bağlı Ovaakça Mahallesi Yayla Sokak’ta bulunan 3 katlı bir binada meydana geldi. Yakınlarının eve girmesiyle giriş kattaki dairede 28 yaşındaki Kübra Aybey’in yatakta hareketsiz halde olduğu, çatı katında ise babası 55 yaşındaki Nazmi Aybey’in asılı olduğu görüldü. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, baba ve kızın hayatını kaybettiğini belirledi. Bursa Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ön incelemede genç kızın boğularak öldüğü, babanın da ası suretiyle intihar ettiği belirlendi. Nazmi Aybey’in oto tamircisi olduğu, kızı Kübra Aybey’in ise özel bir şirkette muhasebeci olarak çalıştığı öğrenildi. Ailenin 3 katlı binada birlikte yaşadığı, mahalle sakinlerinin Nazmi Aybey’in son günlerde durgun ve içine kapanık bir ruh hali sergilediğini ifade ettiği belirtildi. Kübra Aybey’in ise bilinen herhangi bir sorununun olmadığı kaydedildi. Otopsi işlemlerinin ardından baba ve kızın cenazeleri, öğle namazına müteakip merkez Ovaakça Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ovaakça Mezarlığı’nda yan yana defnedildi. Cenaze töreninde aile yakınları ve mahalle sakinleri gözyaşlarına boğuldu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Muğla Muğla’da afet bilinci meydanlara taşındı İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), kuruluşunun 16. yıl dönümünü Türkiye genelinde olduğu gibi Muğla’da da çeşitli etkinliklerle kutladı. Muğla’nın Menteşe ilçesinde düzenlenen programlarda, vatandaşlara afet farkındalığı aşılanırken kurumun modern afet yönetimi kapasitesine dikkat çekildi. Kutlama programı kapsamında Muğla İl Afet ve Acil Durum Müdürü İshak Cindioğlu, Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık’ı makamında ziyaret ederek kurumun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından Sınırsızlık Meydanı’nda kurulan etkinlik alanına geçildi. AFAD İl Müdürü Cindioğlu ve Vali Yardımcısı Murat Sarı, meydanda AFAD ve sivil toplum kuruluşları tarafından açılan stantları gezerek gönüllülerle bir araya geldi. Gün boyu süren etkinliklerde AFAD gönüllüleri aktif rol aldı. Vatandaşlara, afet öncesi hazırlık süreçleri, muhtemel bir afet anında doğru müdahale yöntemleri, AFAD bünyesinde yürütülen güncel projeler hakkında detaylı bilgilendirmeler yapıldı. Toplumun afet direncini artırmayı hedefleyen stantlar, her yaştan Muğlalı’dan yoğun ilgi gördü. Günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan İl Müdürü İshak Cindioğlu, AFAD’ın 2009 yılından bu yana kat ettiği mesafeye vurgu yaptı. Cindioğlu; "AFAD, sadece afet sonrası müdahaleyle değil, risk azaltma ve eğitim çalışmalarıyla bütüncül bir sistem inşa etmiştir. Bugün modern teknolojik altyapımız ve tecrübeli saha ekiplerimizle yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası arenada da örnek gösterilen bir kurum haline gelmenin gururunu yaşıyoruz. Can ve mal kaybını en aza indirmek için bilimsel veriler ışığında çalışmaya devam edeceğiz. Görevi başında hayatını kaybeden mesai arkadaşlarımızı rahmetle anıyor, daha güçlü yarınlar için eşgüdüm içerisinde üretmeyi sürdürüyoruz" dedi.