SAĞLIK - 22 Mart 2022 Salı 13:27

'Çay, kahve ve benzeri içeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez'

A
A
A
'Çay, kahve ve benzeri içeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez'

Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yaklaşık olarak yüzde 50-70’ini suyun oluşturduğunu ifade eden Medicine Hospital Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Sena Kazan, “Ortalama olarak, erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 60’ını, kadınlarda vücut ağırlığının yüzde 50’sini ve çocuklarda vücut ağırlığının yüzde 65-75’ini su oluşturmaktadır" dedi.

22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşan Medicine Hospital Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Sena Kazan, suyun önemi ve sağlığa faydaları hakkında bilgiler verdi. Düzenlenen etkinlikte konuşan Uzm. Dyt. Sena Kazan, yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yaklaşık olarak yüzde 50-70’ini suyun oluşturduğunu ifade ederek, “Ortalama olarak, erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 60’ını, kadınlarda vücut ağırlığının yüzde 50’sini ve çocuklarda vücut ağırlığının yüzde 65-75’ini su oluşturmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücuttaki su oranında azalma meydana gelmekte ve aynı doğrultuda yağ oranı artış göstermektedir. Bu bakımdan vücutta meydana gelen yaşlanma etkilerinde de suyun önemi oldukça fazladır” ifadelerini kullandı.

Çay, kahve ve benzeri içeceklerin suyun yerini tutmadığının altını çizen Uzm. Dyt. Kazan, "Bu tür içeceklerin fazla tüketilmesi susama hissini baskılayarak, suya olan ihtiyacı azaltmaktadır. Susama hissinin olmaması vücudun günlük su ihtiyacının karşılandığı anlamına gelmez” diye konuştu.

Uzm. Dyt. Kazan, suyun önemi ve sağlığa faydaları hakkında şu ifadeleri kullandı: "Su, yediğiniz besinlerin sindirilmesine yardımcı olarak sindirim sisteminin mükemmel çalışmasını sağlar. Cildin daha parlak ve daha canlı görünmesini sağlar. Susuz kalmaya bağlı olarak gelişen unutkanlık, dikkat problemi gibi beyin fonksiyonlarını düzenler. Vücut ısısını dengeler ve kişilerde büyük sıkıntı veren ödemin atılmasına yardımcı olur. Kan hacmi ve basıncı, su ile dengelenmektedir. Kanın vücuttaki akışkanlığını su sağlamaktadır. Bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar, kabızlığı önler. Toksik maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler. Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur".

Günde içilmesi gereken ortalama su miktarından da bahseden Uzm. Dyt. Kazan, "Sağlıklı kişilerde su ihtiyacı; yaşa, iklim koşullarına, tükettiği besinlere, yaptığı fiziksel aktiviteye göre değişir. Yetişkinler için ortalama günde 2-3 litre, 4-8 yaş çocuklar için 1-1,5 litre, 9-13 yaş çocuklar için 1,5-2 litre, 14-18 yaş gençler için 2-2,5 litredir" dedi.

Uzm. Dyt. Kazan, yeterli su tüketiminin sağlanmamasıyla ortaya çıkabilecek durumları şöyle sıraladı: "Hafif ve orta derece su eksikliği bulguları; ağız ve mukozada kuruluk, ateş, idrar çıkışının azalması, kas güçsüzlüğü, baş ağrısı ya da bazı durumlarda baş dönmesi, kısa ve uzun süreli hafızada zayıflık, algıların zayıflaması, uyku hali, hafif sersemlik ve yorgunluk, aritmetik yeteneğin zayıflaması durumu, taşikardi, ortostatik hipotansiyon, göz yaşında azalma gibi durumlar, yeterli su tüketiminin sağlanmamasıyla ortaya çıkabilir".

İleri derecede su eksikliği bulguları hakkında bilgiler veren Uzm. Dyt. Kazan, sözlerini şöyle tamamladı: "Aşırı susama, ağız, cilt ve mukozada aşırı kuruma, hipertermi, terlemenin azalması, hipotansiyon, koyu sarı ya da kehribar rengi idrar gelmesi, idrarın az gelmesi ya da hiç olmaması, göz kürelerinde çökme meydana gelmesi, bilinç kaybı, sinirlilik ileride derecede su eksikliği bulgularıdır".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ’’KOBİ’lerin yükselişi Agentik AI ile olacak’’ Küresel iş dünyası, uzun süredir aynı sorunla karşı karşıya: Artan iş yükü, karmaşık süreçler ve geciken kararlar. Şirketler daha fazla çalışıyor ama aynı oranda karşılık alamıyor. Bu tabloyu tersine çevirmesi beklenen yeni kırılma noktası ise agentik yapay zekâ olarak öne çıkıyor. Verimsiz süreçlerin maliyeti yalnızca operasyonel aksaklıklarla sınırlı değil; kalite problemleri, plansız duruşlar, stok ve tedarik hataları, gereksiz toplantılar ve bilgiye erişimde harcanan zamanın toplam etkisiyle ölçülüyor. Global denetim şirketi McKinsey raporlarına göre, bu yapısal kayıpların şirketler için yıllık maliyeti 10 trilyon dolar seviyesine ulaştı. ’’Temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi’’ Yapay zeka şirketi Cognera Kurucusu Dr. Anıl Öztekin, agentik yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji başlığı olarak değil, ekonomik verimliliği yeniden tanımlayan bir çalışma modeli olarak ele almak gerektiğini vurguladı. Öztekin’e göre, bugünkü temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi. Öztekin, "Bugün şirketlerin en büyük sorunu teknoloji eksikliği değil; dağınık, manuel ve kişilere bağlı iş akışları. Agentik yapay zekâ bu noktada tek tek işleri otomatikleştirmekten ziyade, sürecin tamamını yöneten dijital bir iş gücü modeli sunuyor" dedi. "Türkiye’deki işletmeler dönüşüme kapalı değil; maliyet ve risk konusunda çekinceleri var. Agentik yapılar, kullandığın kadar öde gibi modellerle bu bariyeri ortadan kaldırıyor. Bu da KOBİ’ler için oyunu değiştiriyor" diyen Öztekin, özellikle üretim ve operasyon ağırlıklı sektörlerde ciddi bir sıçrama potansiyeline işaret etti. Öztekin sözlerine şöyle devam etti: ’’Bu potansiyel, ihracatçı sektörler için daha da kritik. Küresel pazarlarda rekabet artık yalnızca fiyatla değil; teslimat süresi, operasyonel tutarlılık ve standartlara uyum üzerinden şekilleniyor. Agentik yapay zekâ, siparişten sevkiyata kadar olan süreçleri daha izlenebilir ve hataya kapalı hale getirerek Türk şirketlerinin uluslararası arenada daha güvenilir bir oyuncu olmasını sağlıyor. Bu dönüşümün sahadaki karşılığını üretmek üzere konumlanan Cognera’nın geliştirdiği yaklaşımın merkezinde ise, işletmeler için tasarlanmış agentik dijital çalışma arkadaşı EtraBot yer alıyor. EtraBot, agentik yapay zekâ altyapısını RPA (robotik süreç otomasyonu) ve doküman işleme (IDP) teknolojileriyle bir araya getirerek işletmelerde uçtan uca, akıcı bir iş akışı oluşturmayı hedefliyor. Böylece süreçler yalnızca hızlanmıyor; aynı zamanda daha görünür, izlenebilir ve yönetilebilir hale geliyor.’’ Öztekin, EtraBot’un çıkış noktasını şöyle özetledi: "KOBİ’lerin yüksek lisans bedelleri ödemeden, geliştirici ekip kurmak zorunda kalmadan ve sadece kullandığı kadar ödeyerek dönüşüm yaşayabilmesi gerekiyordu. Arka planda Microsoft, UiPath, Automation Anywhere, Abbyy gibi pek çok global oyuncunun yazılım robotlarıyla çalışan EtraBot’u tam da bu ihtiyaçtan doğan bir dijital çalışma arkadaşı olarak tasarladık. İşletmelerin süreçlerine hızla entegre oluyor; operasyon yükünü sadeleştiren, daha akıcı ve verimli bir iş ortamı oluşturuyor. Bu yapı, özellikle Türkiye gibi operasyon yoğun ekonomiler için kritik bir avantaj sunuyor. Türkiye’de işletmelerin önemli bir bölümü hâlâ manuel süreçlerle çalışırken, yüksek yatırım gerektiren dijital dönüşüm projeleri uzun süredir erteleniyor. EtraBot, düşük riskli, hızlı devreye alınabilen ve ölçeklenebilir bir model sunarak bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefliyor.’’