POLİTİKA - 02 Ağustos 2016 Salı 11:35

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener: 'Türkiye, bu karanlık süreci...'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener: 'Türkiye, bu karanlık süreci...'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener, Türkiye’nin bu karanlık süreci çok kısa zamanda tamir edip 2023 hedeflerine sağlıklı, hızlı ve büyük adımlarla gideceğini söyledi.

Samsun Valiliği himayesinde ve Atakum Belediyesi ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Samsun İl Temsilciliği katkılarıyla “Neden 2023” konulu konferans düzenlendi. Konferansa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener konuşmacı olarak katıldı. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde düzenlenen konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı İhsan Şener’in yanı sıra Samsun Valisi İbrahim Şahin, AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, Atakum Kaymakamı Ali Bakoğlu, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, ilçe belediye başkanları, Baro Başkanı Kerami Gürbüz, TÜGVA Samsun İl Temsilcisi Hakan Durmuşoğlu, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

“Emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var”
Programın açılış konuşmasını yapan TÜGVA Samsun İl Temsilcisi Hakan Durmuşoğlu, “Dünyanın sindiremediği 2023 hedefinde emin adımlarla ilerleyen yeni bir Türkiye var. Eğitimde 1 milyar 946 milyon kitabı öğrencilerimize ücretsiz dağıtan, 2002 yılında 63 öğrenciye bir bilgisayar düşerken, bugün 12 öğrenciye bir bilgisayarın düştüğü, yalnızca 2013-2014 öğretim yılında önlisans, lisans ve lisansüstü olmak üzere toplamda 5 milyon 470 bin 203 öğrenciye eğitim veren, sağlıkta başta üretim teknolojisini ülkemize kazandıran, bağımlılıkla, kararlılıkla mücadele eden, hava ambulansı ile gece uçuşu yapabilen dünyadaki 14’üncü, Avrupa’da ise 11’inci ülke olan, dumansız hava sahası projesini hayata geçiren, ekonomide yatırımcısını teşviklerle destekleyen, kamuyu da en az özel sektör kadar canlandıran, çalışanı, emekliyi enflasyona ezdirmeyen, ulaşımda cumhuriyet tarihimizin rekorunu kıran, altyapı, üst yapı, yol, köprü ve sanat yapılarını milletimizin hizmetine sunan, savunma sanayinde kendi uçağını, tankını, silahını üreten, uzaya uydusunu gönderen, enerjide nükleer santrallerinin ihalelerini tamamlayan, tarımda çiftçisine teşvik vererek destek sağlayan, insanına yatırım yapan, dimdik eğilmeyen güçlü bir Türkiye var. Hain FETÖ ve işbirlikçilerinin darbe girişimi sonrası aziz milletimizin direnişi, tüm dünyaya Çanakkale ruhunun halen dimdik ayakta olduğunu halen haykırmıştır. Vatanımıza, bayrağımıza ve namusumuza kast etmiş FETÖ virüsünü ırk, mezhep, dil ve ideoloji ayırt etmeksizin bu direnişte birleşip, bütün olduğumuz tek vücudumuz yok edecektir” dedi.

15 Temmuz akşamında Türk milletinin tekrar aziz bir millet olduğunu bütün dünyaya gösterdiğini belirten Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Tabii ki yüce Türk milleti bu kutsal direnişi, kutsal vatan uğruna, gelecek nesiller uğruna ve aydınlık Türkiye için yaptı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” diye konuştu.

“Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var”
Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli olduğunun altını çizen Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Bu topraklarda, bu coğrafyada yaşamanın bize dayattığı bir bedel var. Bizde o bedeli ödüyoruz. Bu bedeli ödemeye de devam edeceğiz. Ama biz topraklarda 2023’e, 2053’e, 2071’e giden süreçte Allah’ın izni ile ne kadar bu coğrafyayı bize darda etmeye kalksalar, bu coğrafyada bir yıldızı parlayan ülke, bir yıldızı parlayan demokrasisini ilelebet yaşatacağız. Şehitlerimizin kanı yerde kalmasın diye yaşatacağız. Bize bırakılmış olan bu emaneti bizde bizden sonrakilerine teslim etmek için yaşatacağız. Bunun uğrunda çalışmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Anadolu topraklarının kıymetli olduğu için saldırdıklarını ifade eden Samsun Valisi İbrahim Şahin, “İçinde bulunduğumuz Anadolu çok kıymetli ki bu kadar saldırıyorlar. Onun için yapılması gereken şey, özellikle gençlere söylüyorum, kendinizi çok iyi donatmanız gerekiyor. Kendinizin çok iyi eğitilmesi ve yetiştirilmesi gerekiyor. 15 Temmuz’da bu ülkenin ne kadar ağır bir travmadan geçtiğini görüyoruz. Gerçekten bu caniler, bu çete, bu paralel yapıya ait ihanet şebekesi asker elbiselerini ve üniformalarını çalıp, bu ülke insanına, külliyeye, meclise, başbakanlığa, özel harekata, boğaza, 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne neler yaptığını birlikte gördük. Uçakların ses hızını aşarak oluşturduğu gürültüyü, bombalarla oluşturduğu olumsuz havayı hayal ettiğinizde ülkenin ne kadar zor bir dönemden geçtiğini hep beraber görüyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘15 Temmuz akşamı çıkanlar şehit olanlar oldu ama sokağa çıkanlar benim nezdim de gazidir’ dedi. Gerçekten o akşam Samsun ve tüm Türkiye müthiş bir sınav verdi. Eğer bu olmamış olsaydı bugün her birimiz farklı yerlerde olabilirdik. Türkiye, 15 Temmuz’a kadar cumhuriyet kavramını, demokrasiyi, bağımsızlığı, hürriyeti biraz batıdan o kelimeleri kullandıkları için 1920’de 1923’de bizde kullanmaya başladık. Her ülke demokrasi ve bağımsızlık için bir bedel ödemiştir. Ama biz 15 Temmuz’u ikinci milli mücadele olarak gördük. 15 Temmuz aynı zamanda bir demokrasi mücadelesinde şehitlerin verilerek kazanılmış bir demokrasi hakkıydı” dedi.

“Türkiye, 2023 hedeflerine büyük adımlarla gidecek”
Türkiye’nin karanlık süreçten çıkıp, 2023 hedeflerine sağlıklı ve hızlı adımlarla gideceğini belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener, “Türkiye’nin istikrarına ve yürüyüşüne engel olmak için hep yedek akçe bulunduran üst akıl dediğimiz bir yapı var. Bir gün ordu içindeki müttefiklerini kullanıyor, bir gün sağ solu kızıştırarak terörizmi kullanıyor, bir başka gün dini duygularımızı sömüren aşağılık sümüklü adamları kullanıyor. Dolayısıyla Türkiye sürekli siyasal olarak bunalımda olmasın gereken bir ülke olarak yaşamak durumunda kalıyor. Burada aslında format şöyle atılmış, Türkiye’yi aslında askerlerle yönetecekler ama görünüşte siviller yönetiyor gibi olacaklar. Bu gelgitlerin, bu ağır faturaların bertaraf edilmesi için ne yapılması gerekiyordu. Bu büyük millete bir mefkure, bir ülkü, bir ideal, bir gelecek bilinci verilmesi gerekiyordu. Onun için yakın hedeflerimizden birisi 2023 telaffuz edilmiştir. Yani Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü. 15 Temmuz’dan sonra diğer siyasal guruplarında mutabık kaldıkları bir şey var ki, Türkiye bu kirli zincirden kurtulması gerekiyor. Onun için de muhalefet partilere de, başka siyasal gruplara da teşekkür etmek lazım. Çünkü belli bir olgunluk seviyesine geldi, bundan sonraki süreci Türkiye’nin sorunlarını çözmek için harcamak gerektiği hususunda bir mutabakat var. Bu mutabakatın kalıcı olması en büyük temennimizdir. İnşallah Türkiye, bu bahsettiğimiz süreci, bu karanlık süreci çok kısa zamanda tamir edip, 2023 hedeflerine sağlıklı, hızlı ve büyük adımlarla gidecektir” dedi.

AK Parti’nin özel sektörün önünü açmasına rağmen milli gelirin 10 bin dolarda kaldığını belirten Şener, “AK Parti özel sektörün önünü açmasına, devletin kendi yatırımlarını ciddiye alarak belediyelerle birlikte büyük bir hamle yapmasına rağmen milli gelirin 10 bin dolarda kaldı. 2012'den bu yana sistem patinaj yapıyor, yürümüyor. Bu sistem bu milletin gayri safi milli hasılasının 10 bin doların üstüne çıkmasına ekonomik olarak müsaade etmiyor. Fransa'da 1958 yılında yarı başkanlık sistemine geçildiğinde 5 yıl içerisinde kişi başına gayri safi milli hasılası iki katına çıktı. Türkiye'de karar alma mekanizmaları iç tüzükle daraltılmış ve iş göremez hale getirilmiş. Şimdi olağanüstü hal yaşıyoruz. Allah bir defa daha bu alçak saldırılardan milletimizi korusun. Yıllarca, belki Türkiye'nin idari yapının dönüştürülmesi imkanını bulamayacağımız hem Türkiye'nin askeri sisteminde hem idare yapısında çok ciddi köklü değişiklikler yapılıyor. Çünkü bir heyet çalışıyor. Bu milletin çıkarı neyi gerektirir. Bu milletin hızlı hareket etmesi, güvenli hareket etmesi, bu darbe mikrobunu üretecek mekanizmalardan arındırılması için ne yapılması sorusuna cevap arıyor. 15 günde çok ciddi şeyler yapılıyor” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından TÜGVA Samsun İl Temsilcisi Durmuşoğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şener’e, TÜGVA’nın Türkiye geneli tüm başkanlarının imzasının bulunduğu Recep Tayyip Erdoğan portresi hediye etti. 

Gökhan İçkilli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.