POLİTİKA - 27 Temmuz 2020 Pazartesi 18:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ok yaydan çıkmıştır ve maksuda ulaşacaktır'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ok yaydan çıkmıştır ve maksuda ulaşacaktır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlığını yaptığı Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amaç; özgüven sahibi, büyük ve güçlü Türkiye inşasının önüne geçmektir. Geçemeyeceksiniz, engelleyemeyeceksiniz, ok yaydan çıkmıştır ve maksuda ulaşacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına Kurban Bayramı'nı tebrik ederek başladı. Kurban Bayramı için tüm kurumların hazırlıklarını tamamladığını belirten Erdoğan, “Ülkemizde kesilecek büyük ve küçükbaş kurbanlıkların tamamı yerli üretimdir. Gerek kurbanlıkların kontrolü, gerek kesim yerleri, gerek kesim sonrası temizlik hususunda gereken tedbirler ağırlıklı olarak yerel yönetimler vasıtasıyla alınmıştır. Kurban kesim yerlerinde yoğunluk oluşmaması için bayramın ikinci ve üçüncü günlerinin de değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz. Yolculuğa çıkacak vatandaşlarımıza dikkatli olmalarını, kurallara riayet etmelerini hatırlatmak istiyorum. Korona virüs salgının devam ettiği şu günlerde gerek kurban keserken, gereken bayramlaşırken temizlik, maske, mesafe kurallarından asla taviz vermeyelim. Sıkıntılı ve zahmetli olduğunu bildiğimiz bu kuralları kendimiz ve sevdiklerimizin sağlığı için harfiyen uygulayalım. İnşallah çoğu gitti, azı kaldı. Salgın dönemini geride bıraktığımızda yaptığımız fedakarlıkların karşılığını ziyadesiyle alacağımız güzel günler bizi bekliyor. Milletimizin salgın dönemindeki istihdam kaybını önlemek ve sosyal destek ihtiyacını karşılamak için çeşitli kalemlerde 26,5 milyar liralık karşılıksız nakit ödeme yaptık” diye konuştu.

Mersin’in Mut ilçesinde yaşanan trafik kazasına da değinen Erdoğan, “Şehit olan askerlerimize rahmet diliyorum, yaralılara şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Gücünün idrakinde bir Türkiye var”

Ortaya çıkan tablonun Türkiye’nin bölgede ve dünyada yaşanan olağanüstü gelişmelere, önüne çıkartılan nice engellere rağmen tarihi bir atılım dönemi içinde olduğunu gösterdiğini belirten Erdoğan, “Vesayet oyunları ile terör örgütlerinin saldırıları ile darbe girişimleri ile siyasi ve ekonomik tuzaklarla yıkılamayan bir ülke oluşumuzu işte hasletlerimize sıkı sıkıya bağlı olmamıza borçluyuz. Bu gerçeği görenler tüm güçleri ile milletimizin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne, devletimizin egemenlik haklarına saldırmaktadır. Türkiye’yi hala geçmişin zayıf ve ürkek devleti sananlar bu saldırılarla netice almayı, ülkemizin üzerinde yeniden tahakküm kurmayı hayal ediyorlar. Halbuki artık her alanda alt yapısını geliştirmiş, egemenlik haklarını kullanma iradesine sahip bir Türkiye var. Kendi gerçeklerinin ve gücünün idrakinde bir Türkiye var. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, huzurunda, zenginliğinde gözümüz yok. Tek arzumuz ve tüm gayretimiz kendi hakkımızı, hukukumuzu, çıkarlarımızı korumak. Bu anlayışla dayatma ile karşımıza çıkanlara cevabımızı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru gücümüzle vermekten asla çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz. Müzakere ve adil anlaşmalar yoluyla çözülebilecek meselelerde oldubitti ile ülkemizi dışlamaya kalkanlar her seferinde bu cevapla karşılaşacaklarını bilmelidir” şeklinde konuştu.

“Şehr-i İstanbul’un artık bize tebessümle baktığını tüm kalbimizle hissediyoruz”

Ayasofya’nın Fatih’in vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete açılmasının Türkiye’nin egemenlik haklarını kullanma konusundaki kararlılığının son örneklerinden birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Fethin en önemli hatırası olan Ayasofya’nın hangi şartlar altında 500 yıllık camilik vasfından çıkartılarak müzeye dönüştürüldüğünü tartışmanın bir anlamı olmadığına, kalmadığına inanıyorum. Önemli olan bu ulu mabedin asli işlevine, bağlayıcı ve hukuki belge olan vakfiyesinde belirtilen misyonuna dönmüş olmasıdır. Fatih’in 1453 yılındaki camiye çevirdiği Ayasofya artık medeniyetimizin zirve sembollerinden biri olarak milletimize ve tüm Müslümanlara bir ibadethane olarak hizmet vermeyi sürdürecektir. Buradan Müslümanlar dışında Hristiyan alemi de ziyaretlerini yapabilecektir. Hizmetine ömrümüzü adadığımız Şehr-i İstanbul’un artık bize tebessümle baktığını tüm kalbimizle hissediyoruz” açıklamasında bulundu.

567 yıl önce cami sıfatıyla şereflenen Ayasofya’nın sıradan bir müze yerine yapılış amacına uygun şekilde ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı mutlu ettiğine inandığını belirten Erdoğan, “Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor. Hiç kimsenin bu ülkenin ve bu milletin istiklaline ve istikbaline el uzatmayı aklından bile geçirememesi için büyük ve güçlü Türkiye’ye inşa ediyoruz” dedi.

Gençlere seslenen Erdoğan, “Gençler, camilerimizi ihmal etmeyin, camilerimizde ne kadar secdeye kapanırsanız camilerimizle birlikte siz de o kadar güçlü olursunuz. Camilerimiz ne kadar bakımsız kalırsa ruh dünyamızdan o kadar uzaklaşıyoruz demektir. Camilerimiz ne kadar sessizliğe gömülürse akıbetimiz o kadar karanlığa gömülüyor demektir. Bunun için Ayasofya’nın yeniden ibadete açılışı, secdelerle yeniden buluşması, camilerden bir caminin hizmete girmesi demek değildir. Bu adımla bir milletin adeta yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Bir zamanlar topluca sabah namazları eda ederdik, gençlik olarak lise çağlarımız hep birlikte sabah namazlarına gittik. Şimdi yeniden aynı dönemin, aynı sürecin başlamasının Ayasofya ile çok önemli olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanınız olarak sizden bunu yine bekliyoruz” diye konuştu.
Ayasofya’da 24 saat esasına uygun 500 kişilik güvenlik ekibinin görev yapacağını belirten Erdoğan, Ayasofya ile birlikte bazı selatin camilerin güvence altına alınması gerektiğinin altını çizdi.

“Amaç, özgüven sahibi, büyük ve güçlü Türkiye inşasının önüne geçmektir”

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması sürecinde şahit olunan tartışmaların Türkiye’nin diğer alanlarda attığı adımlarla ilgili tartışmalardan hiçbir farkı olmadığını belirten Erdoğan, “Ülkemizde bir kesim yapılan yollara, köprülere, havalimanlarına, hastanelere, barajlara, fabrikalara, yüksek teknoloji atılımlarına, savunma sanayi projelerine ne tepki veriyorsa Ayasofya’ya da o tepkiyi göstermiştir. Aynı kişiler, aynı zihniyet. Dikkat edin saflar aynı, söylemler aynı, mecralar aynı, en önemlisi gayeler aynı. Amaç; özgüven sahibi, büyük ve güçlü Türkiye inşasının önüne geçmektir. Geçemeyeceksiniz, engelleyemeyeceksiniz, ok yaydan çıkmıştır ve maksuda ulaşacaktır. Bu tavrın demokrasi ile çok seslilikle farklılıkları savunmakla hiçbir ilgisi yoktur. Dikili ağacınız bile yok. Boğazın altından tünel geçirirsiniz buna karşı gelirler, Avrasya Tünelini yaparsınız buna karşı gelirler, üçüncü köprüyü yaparsınız buna karşı gelirler, ne yaparsanız yapın hepsine karşı gelirler. Bir şey de siz yapın. Biz sizin gibi değiliz, teşekkür etmesini biliriz. Bu tür tavırlar faşizmin, tahammülsüzlüğün, en kara, en vahşi, en kin ve nefret kokan biçiminin tezahürleridir. Bu tavrın siyasi muhalefetle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Esasen demokrasilerde muhalefete çok büyük işler düşer. Zaten demokrasi güçlü muhalefet varsa güç kazanır. Yıllarca muhalefet saflarında mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bu görevlerin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Muhalefet demek, yapılan her iye, doğrusuna, yanlışına bakmadan karşı çıkmak demek değildir” şeklinde konuştu.

Muhalefetin en az iktidar kadar çalışkan olması, üretken olması, mücadeleci olması, kucaklayıcı olması gerektiğini belirten Erdoğan, “Maalesef ülkemizde böyle bir anlayış da, böyle bir gayret de görmüyoruz. Karşımızdaki tablo şudur; bir tarafta ülkesinin ve milletinin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi, refahı için gecesini gündüzüne katarak çalışanlar ve onları destekleyenler vardır. Kahir ekseriyeti oluşturan bu kesim ülkesinin ve milletinin istiklali, istikbali, güvenliği, huzuru, hedefleri için gerekirse canını ortaya koyma iradesini 15 Temmuz gecesi dost düşman herkese göstermiştir. Diğer tarafta ise ülkesi ve milletinin geleceği için en küçük bir eser üretmemiş, fiili veya fikri katkı ortaya koymamış, çaba göstermemiş insanlar var. Bunlar için, milletimizin Ayasofya’nın asli işlevine kavuşturulması talebinin olduğu gibi, ülkemizin sınırlarının terör örgütleri tarafından kuşatılmasının da, siyasi ve ekonomik tuzaklara maruz kalmamızın bir anlamı yoktur. Bunlar için ülkemizin Doğu Akdeniz’deki, Ege’deki haklarını koruma mücadelesi de aynı hükümdedir. Terör örgütlerine göz kırpan, darbecilere arka çıkan, ülkesini her fırsatta yabancılara şikayet eden, kendilerine millete hizmet için emanet edilen imkanları heba eden bu zihniyetin yaptığı işin adı muhalefet olamaz. Muhalefet olarak ortaya çıkan tüm aktörlere ve gruplara dikkatlice bakılarak şu soruya cevap verilmesini istiyorum, içlerinde ülkeyi yönetmek için eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaştırmadan tarıma, enerjiden spora herhangi bir alanda dişe dokunur, kayda değer, ayakları yere basan çözüm odaklı, somut teklifler içeren bir program ortaya koyan var mı? Kongre yaptılar, bu kongrede sadece söyledikleri ‘biz geliyoruz.’ Nereye geliyorsun, projen var mı, neyi yapıyorsun? Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, dış politikada neyi yapacaksın, var mı? Yok. Bu soruyu samimi olarak değerlendirip de ‘evet şu var’ diyen birisine biz rastlamadık. Böyle bir aktör de böyle bir ekip de yok. Muhalefet adına yaptıkları tek şey, bizi ve hükümetimizi çoğu defa da iftiraya varan yalanlarla kötülemektir, karalamaktır. Tenkit ile iftira arasındaki sınırı ortadan kaldıran bu anlayışı şiddetle reddediyoruz. Hayatımızın hiçbir döneminde mükemmel olduğumuzu, her şeyin en iyisini yaptığımızı iddia etmiyoruz. Hep çabaladık, gayret ettik, koştuk ama eser ortaya koyduk” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, fındık alım fiyatlarını açıkladı. Emekli, engelli ve öğrencilerin ödemelerinin bayram öncesi yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramda altıncı defa 12,4 milyon emeklimize biner lira bayram ikramiyelerini ödüyoruz. Bugüne kadar ödediğimiz bayram ikramiyesi tutarı, bunu muhalefeKretin aklında iyi tutması lazım, 64,2 milyar liradır. Engelli ve yaşlı aylıkları ile evde bakım ücretlerini de bayramı beklemeden hesaplara yatırıyoruz. Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini de bayram öncesi tamamlayacağız. Bu kapsamda 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üzerinde ödeme yapacağız. Memurunun maaşını ödeyemeyen kişiler vardı biliyorsunuz, bunlar şimdi muhalefette” diye konuştu.

Çiftçilerin alın terlerinin haklarını vermek için destekleme ödemelerini sürdürürken, TMO’nun alım fiyatlarının da memnuniyet verici seviyelerde gerçekleşmesine özen gösterdiklerinin altını çizen Erdoğan, “Hububat ve bakliyat ile çay alım fiyatlarını açıklamıştık, bugün de ülkemizin önemli üretim kalemlerinden olan fındık alım fiyatlarını belirledik, onu açıklayacağım. Geçtiğimiz yıl TMO 16,5-17 lira kilogram fiyatı üzerinden alıma çıkmıştı. Bu siyasete düşme eğilimi gösteren fındık fiyatları sezon içinde 18-20 lira civarında seyretmiş, böylece üretici alın terinin karşılığını alabilmişti. Fındık ihraç fiyatının kilogramda 5,8 dolardan 6,72 dolara yükselmesi ile ülkemiz ilave 300 milyon dolar gelir elde etti. Toplam fındık ihracatımız da 2,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamları bilmeyenler, bilseler de ne anlama geldiğini kavrayamayanlar, tamamı yalan veya yanlış olan bilgilerle milletimizin kafasını karıştırmak için sürekli uğraşıyor. İster cehaletten, ister art niyetten kaynaklansın, bu tür hezeyanları bir kenara bırakıyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fındık fiyatlarını şu şekilde açıkladı:

“Yüzde 50 sağlam iç esasına göre Giresun kalite kabuklu fındık için TMO’nun kilogram alış fiyatı 22,5 liradır. Levant kalite kabuklu fındık için ise bu fiyat kilogramda 22 liradır. Ayrıca yüksek randımanlı fındık tesliminde ortalama kilogram başına 1 lira, alan bazlı mazot bazlı desteği olarak da kilogram başına 2 lira destekleme ödemesi yapıyoruz. Böylece fındık üreticisinin kilogramdaki kazancını 25 ila 25,5 lira düzeyine yükseltmiş oluyoruz. Muhalefet, rakamları iyi tespit et, iftiraya yönelme.”

Derya Yetim

#Sondakika"Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini tamamlayacağız. 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üstünde ödeme yapacağız."Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini tamamlayacağız. 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üstünde ödeme yapacağız."
 
https://bit.ly/2BD62DG
#Sondakika Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini tamamlayacağız. 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üstünde ödeme yapacağız."
 
https://bit.ly/2BD62DG#Sondakika Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini tamamlayacağız. 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üstünde ödeme yapacağız."
 
https://bit.ly/2BD62DG
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Başkan Güler: "5 yılda 15 milyar liralık yatırım yaptık" Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, 5 yıllık görev süreçlerinde 19 ilçenin 772 mahallesinde 2 bin 200 kilometre yol, bin 800 kilometreyi aşan içme suyu altyapıları ve tesislerin hayata geçtiğini, 15 milyar TL’lik yatırım yapıldığını söyledi. Ordu Büyükşehir Belediye Meclisi, mayıs ayı olağan toplantısını gerçekleştirdi. Mayıs ayı toplantısını, meclisi yerinde takip etmek isteyen Fatsa Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Kerem Özyurt açtı. “İlimize 5 yılda 15 milyar liralık yatırım yaptık” Toplantının başında açıklamalarda bulunan Başkan Güler, geride kalan 5 yılı değerlendirdi. Kendi kendine yeten bir Ordu inşası için çalıştıklarını belirten Başkan Güler, “5 yıl geçirdik, 21 arkadaşımız hariç 75 arkadaşımız yani büyük bir çoğunluğu yenilendi. Emeği geçen arkadaşlarımıza kıymetli faaliyetleri nedeniyle teşekkür ediyoruz. Geçtiğimiz dönemde meclisimizin başarılı katkılarıyla çok güzel bir demokrasi örneği verdik. Bu çalışmaların neticesinde 2 bin 200 kilometre yol, bin 800 kilometreyi aşan içme suyu altyapıları ve tesisler yapılarak, 19 ilçemiz ve 772 mahallemize 15 milyar liralık hizmetlerde bulunuldu. Burası güzel bir coğrafya burada hem çevreye duyarlı küresel ısınma ve iklim değişikliği dahil olmak üzere yeni dönemde de çalışmalar yapmamız gerekiyor. Ordumuzu yeni döneme hazırlayacağız. Kendi kendine yeten bir il olmamız çok önemli. Bunun alt yapısını biz sizlere hazır hale getireceğiz” diye konuştu. “Klasik belediyeciliğin dışına çıktık” Havza yaklaşımıyla klasik belediyecilik dışına çıkarak çalışma yaptıklarına dikkat çeken Başkan Güler, “Farklı bir belediyecilik anlayışıyla klasik belediyeciliğin dışında daha geniş bir tanımla bölgenin refahını da düşünerek havza yaklaşımıyla bir belediye yaklaşımını devreye sokuyoruz. İşin ekonomisi ve yaşam şartları önem arz ediyor. Ben bu konuda belediye olarak faaliyetleri iki gruba ayırıyorum. Birincisi yaşam kalitesini geliştirmek, şehir hayatı açısından yaşam kalitesini geliştirmek, bu belediyeciliğin klasik yönü. Birde şehir ekonomisi dediğimiz kısım var. Üretimiyle istihdamıyla aç ve açıkta kalmayacak olan insanlarıyla sosyal haklarıyla üretim ve bölüşümüyle bir kısmı daha var. Şehir ekonomisi konusunu da kendimize yeni dönemde hedef edindik. 2019 yılında havza yaklaşımıyla mesela buranın bir fındık havzası olduğunu düşünerek buna el attık. Fındığın makus tarihini değiştirmek noktasında önemli sonuçlar elde ettik. Ordu olarak İtalya gibi bir devletin ürettiği fındığın 4 katını üretiyoruz ama fiyatını biz yüzde yüz belirlemiyoruz. Buna müdahale ettik. Normal bir belediye edemez ama biz şirketlerimizi kurduk, paydaşlarımızı oluşturduk. Bununla ilgili büyük bir perspektif çizdik. Rekabet kuruluna başvurduk” ifadelerine yer verdi. "Ordu için hep birlikte omuz omuza çalışacağız” Ordu’da yapılması beklenen bütün çalışmaları gerek alt, gerekse üstyapıdaki çalışmaları bu 5 yıllık sürede tamamlayacaklarını belirten Başkan Güler, Ordu için hep birlikte omuz omuza çalışacaklarını söyledi. Konuşmasında muhalefet kelimesini hoş karşılamadığını ve kullanmadığının altını çizen Başkan Güler, açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Ben asla muhalefet kelimesini kullanmak istemiyorum. Hepimiz bu şehrin değerleriyiz. Bu şehri birlikte geleceğe taşıyacağız. Ordu üst kimliği bizim için 364 gün olsun kalan 1 günü ise seçim çalışmaları nedeniyle askıya almış olalım. Bunu her zaman ön plana alarak çalışmaları yapalım.” “Yeni yatırımlar yapılacak” Konuşmasında yeni yatırımların yapılacağını da aktaran Güler, "Yapılan çalışmaları hepiniz görüyorsunuz. Ordu’da sosyal ve kültürel alanda yapılan yatırımlara ek olarak yeni yatırımlar yapılacak. Bakın Ünye’den başlayıp, Gülyalı’ya kadar Ordu’nun sahil şeridinde bisiklet ve yaya yolları var. Her zaman dediğimiz gibi sahiller halkındır. Belde evlerde olduğu gibi kanunsuzluğa ve hukuksuzluğa asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Herkes buna uyacak. Uymayanı da kanuna uyması için her şeyi yapacağız” dedi. 2025-2029 stratejik plan hazırlıkları başladı Ordu’da, yeni dönemde neler yapılması gerektiği konusunda ilçe belediye başkanlarıyla 2025-2029 yılı stratejik plan hazırlıklarına başladıklarını ifade eden Başkan Güler şöyle konuştu: "Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 stratejik plan hazırlıkları başladı. Önümüzdeki 5 yılın stratejik planı için 19 ilçemizde siz değerli başkanlarımız meclis üyelerimizle birlikte ülkemizin en güzel vatan parçalarından birisi olan ilimizde neler yapmamız gerektiğini stratejik planla hazırlamamız gerekiyor. Mahalli idareler seçimlerinden itibaren 6 ay içerisinde bu planın hazırlanması gerekiyor. İlçe belediyelerinin görüşlerini alarak Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planını hazırlayacağız. Bunun için hedefler, yatırım programları ve buna uygun olarak bütçeleri bize önerilmek üzere sizlere veriliyor. Buradaki temel konu neredeyiz? Nereye ulaşmak istiyoruz? Gitmek istediğimiz yere nasıl varırız? Bununla ilgili başarımızı nasıl takip eder, nasıl değerlendiririz? Sorularını oluşturacağız. Her ilçemiz bununla ilgili uygulanabilir, sürdürülebilir çalışmalarını hazırlayacaklar. Planların hazırlanması bizim temel sorumluluğumuz.”