POLİTİKA - 28 Haziran 2022 Salı 11:46

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''İsveç ve Finlandiya NATO’ya üye olacaklarsa ittifakın 70 yıllık mensubu Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar. Bunun aksi düşünülemez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’ne katılmak amacıyla İspanya’nın Madrid şehrine hareket etmeden önce Ankara Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirveden temel beklentimiz ittifak dayanışmasının koşulsuz biçimde ortaya konulmasıdır. Müttefiklerimizden, terörizmin tüm tür ve tezahürleri ile mücadelede ayrım yapmamalarını, bir müttefike yönelik tehdidin aslında NATO’nun geneline yönelik bir tehdit anlamına geldiğini görmelerini bekliyoruz.

İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvurularının ardından yaşanan süreç tabiatıyla zirve bağlanımda öne çıkan konulardan biri olacaktır. Bu hususa dair yaklaşımımız artık herkesin malumudur. En başından beri Türkiye’nin hayati çıkarlarını tehdit eden PKK’nın ve PYD/YPG başta olmak üzere her türlü uzantısının bu ülkelerde rahatça hareket etmelerine mani olunmasına dair beklentimizi vurguluyoruz. Bu haklı tutumumuzu zirve vesilesi ile bir kere daha açıkça anlatacağım. İkili görüşmelerimde de bu konu gündemde olacak” ifadelerini kullandı.

“Bugün Madrid’e gittiğimizde İsveç Başbakanı ve Finlandiya Cumhurbaşkanı ile NATO Genel Sekreterinin de katılacağı bir dörtlü zirve gerçekleştireceğiz”

İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleşecek olan NATO Liderler Zirvesi’nde İsveç Başbakanı, Finlandiya Cumhurbaşkanı ve NATO Genel Sekreteri ile dörtlü bir zirve gerçekleştirileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Madrid’e gittiğimizde İsveç Başbakanı ve Finlandiya Cumhurbaşkanı ile NATO Genel Sekreterinin de katılacağı bir dörtlü zirve gerçekleştireceğiz. NATO üyeliği çeşitli sorumlulukları da beraberinde getiriyor. İsveç ve Finlandiya NATO’ya üye olacaklarsa ittifakın 70 yıllık mensubu Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar. Bunun aksi düşünülemez” şeklinde konuştu.

“Biz NATO'nun 70 yıllık üyesiyiz ve Türkiye rastgele NATO'ya katılmış bir ülke değil”

İsveç ve Finlandiya konusunda NATO Liderler Zirvesi’nde nasıl bir tavır izlenileceğinin sorulması üzerine açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Biz NATO'nun 70 yıllık üyesiyiz, Türkiye rastgele NATO'ya katılmış bir ülke değil. Bu sabah sayın Biden ile de bir görüşme yaptık. Bu akşam veya yarın tekrar bir araya gelme arzusunu ifade etti. Biz de olabilir dedik. Buluyorsunuz dün itibariyle gerek İbrahim Kalın beyi gerekse Sedat beyi Brüksel'e giderdik. Zaten ön görüşmeleri orada yaptılar. Gidince yapılan bu görüşmeleri de kendilerinden alacağız. Bu arada da biz dörtlü görüşmeyi Stoltenberg'in de riyasetinde tekrar yapacağız ve burada Finlandiya Cumhurbaşkanı, öbür taraftan İsveç Başbakanı ile birlikte bu dörtlü görüşmeyi yapıp, hangi noktaya geldiklerini göreceğiz. Biz kuru laf istemiyoruz. Biz netice istiyoruz. Artık orta sahada top çevirmekten bıktık. Şu an itibariyle bunlar laf üretiyorlar, konuşuyorlar, aynı günün akşamında İsveç devlet televizyonunda bakıyorsunuz bu terörist başlarından biri çıkmış orada söyleşi yapıyor. Bu söyleşide de bize veriyor veriştiriyor” diye konuştu.

“Bir bakıyorsunuz 5 artı 4 tam 9 tane Amerikan üssü Yunanistan’da kuruluyor”

Yunanistan’da son dönemde hızlanan ve artarak devam eden Amerikan üslerine de değinen Erdoğan, “Bir bakıyorsunuz 5 artı 4 tam 9 tane Amerikan üssü Yunanistan’da kuruluyor. Peki bunu niye kurdunuz? Neye karşı kurdunuz? Verdikleri cevap şu, ‘Rusya’ya karşı kurduk’. Ne yaptınız Rusya’ya karşı kurdunuz da? İşiniz gücünüz S-400, S-400. S-400 aşağı, S-400 yukarı, hep laf. Bunları da sayın Biden ile bu akşam ya da yarın yapacağımız görüşmede dile getireceğiz. Ama unutmayalım ki biz Danimarka’da, Norveç’te hep bunları yaşadık. Her türlü terörist saldırıya uğradık ve bunlardan en ufak bir tavır görmedik. Bunları anlatacağız” şeklinde konuştu.

“Biliyorsunuz bu ara Amerika ile olan en önemli görüşmemiz F-16 meselesi idi”

NATO Liderler Zirvesi’nde ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleşmesi planlanan ikili görüşmede nelerin konuşulacağının sorulması üzerine cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz bu ara Amerika ile olan en önemli görüşmemiz F-16 meselesi idi. F-16 meselesi de hala masada. Ortada yeni bir oyalama taktiği gidiyor. Geçenlerde Yunanistan Başbakanı davetlimdi. Kendisi ile İstanbul’da bir yemekli sohbetimiz oldu. ‘Bundan böyle artık biz görüşmelerimizi birebir yapalım, aramıza üçüncü kişileri sokmayalım’ diye mutabık kaldık. Aradan 2-3 hafta geçti, Amerika’ya gitti ve orada senatoda yaptığı konuşmada, saldırdığı yer neresi oldu? Yine Türkiye oldu. F-16 meselesi vesaire bunlar gündeme getirildi. Artık biz bunların iyice ne olduğunu ve kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bize karşı 15 Temmuz hain darbe girişimini yapan FETÖ terör örgütünün en önemli sığınağı neresi oldu? Yunanistan oldu. Türkiye’den kaçanlar gerek Edirne’den gerek farklı yollardan hep nereyi tercih ettiler? Yunanistan’ı tercih ettiler. O dönemin başbakanı ile de görüştüm. Süratle ‘biz gerekli müdahaleyi yapacağız’ demesine rağmen, bu teröristleri el bebek gül bebek beslediler. Ondan sonra da Yunanistan üzerinden Avrupa’nın değişik ülkelerine uğurladılar. Bunları artık yutmuyoruz. Dolayısıyla Türkiye’ye karşı şahsiyetli bir duruş bekliyoruz. Şahsiyetli bir duruş göstermeyenlere karşı tavrımız bellidir. Türkiye’nin duruşundan taviz vermeyeceğiz.”

“İkili bir görüşmeyi benim Miçotakis ile yapmam mümkün değil”

NATO Liderler Zirvesi’nde Yunanistan Başbakanı Miçotakis’ten bir ikili görüşme talebi gelmesi durumunda cevabının ne olacağının sorulması üzerine Erdoğan, “İkili bir görüşmeyi benim Miçotakis ile yapmam mümkün değil. Bunu daha önce de açıkladım. Bizim Yunanistan ile bu yıl yapmamız gereken ne vardı? Bir defa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı vardı. Biz bunu kaldırdık. Artık Yunanistan’la bizim aramızda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey diye bir toplantı yapmamız mümkün değil. Bitti o iş. Şimdi bunu bitirmiş bir lider kalkıp da Miçotakis’in oradaki talebine ‘evet’ diyebilir mi? Hayır. Bitti o iş. O kapıyı kapattık. Bundan sonra kendilerine çeki düzen verecekler. Çeki düzen vermeleri halinde görüşmeleri hangi düzeyde yapacağız onu planlar yol haritamızı çizeriz” açıklamalarında bulundu.

“Bizim güneyimizdeki terör örgütlerinin inlerine gelen bu silahlar, onlar kime karşı kullanılıyor”

NATO’da teröre karşı müttefiklik konusunda ne konuşulacağının da sorulması üzerine cevap veren Erdoğan şunları söyledi:

“Türkiye gibi bir gücü NATO kaybetmeyi göze alabilir mi? Kolay değil 70 yıl. NATO için de Türkiye ilk 5’in içinde yer alan bir ülke. Her yönü ile. Bu gücünü bugüne kadar NATO için istikrarlı bir biçimde kullanmıştır. Bundan sonraki süreçte de bu tavizsiz yürüyüşümüzü devam ettirmekte kararlıyız. Bugün de NATO Liderler Zirvesi’nde bugüne kadar yapılanlar ve özellikle 5’inci madde gündeme getirilmek suretiyle konuşacağız. Peki siz bütün bu terörle mücadelede binlerce tır araç-gereç, silah Türkiye’deki özellikle güneyde veya Türkiye içerisindeki bu teröristlere bunlar verildiği halde Acaba NATO burada ne yaptı.

Bunlara karşı en ufak müdahalede bulundu mu? NATO’nun 1 numaralı ülkesi Amerika. Tırlar dolusu silahlar Amerika’dan geldi. Bu sabah konuştuk kendisi (Joe Biden) ile. Ama bu akşam veya yarın bunları kendisine yine söyleyeceğim. Bu nasıl NATO’da paydaş ülkeyiz veya omuz omuza vermiş iki ülkeyiz ki bütün silahlar PKK’ya YPG’ye PYD’ye gönderiliyor. Bu silahlar kime karşı kullanılıyor? Yunanistan’dakileri ‘Rusya’ya karşı’ dediniz. Peki bizim güneyimizdeki terör örgütlerinin inlerine gelen bu silahlar, onlar kime karşı kullanılıyor? Onlar da Türkiye’ye karşı kullanılıyor.”

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kalp rahatsızlığından vefat eden çocuğu kullanarak insanları dolandırdı Ümraniye’de bir dolandırıcı, daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat eden Yahya Karakuş’un fotoğraflarını ve hastalığını kullanarak sosyal medya üzerinden para topladı. Oğlunu kız gibi gösterip yardım toplayan dolandırıcıyı fark eden anne Figen Karakuş, “Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" dedi. İddiaya göre, Serhad T., yaklaşık 5 yıl önce Ümraniye’de kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiş Yakup Karakuş adındaki çocuğun fotoğraflarını kullanarak yüzlerce kişiyi dolandırdı. Anne Figen Karakuş, internette gezinirken durumu fark etti. Figen Karakuş, sosyal medya üzerinden Serhad T.’ye ulaşarak, yardım parası için fotoğrafları kullanılan çocuğun kendi vefat eden oğlu olduğunu söyledi. Duruma sinirlenen dolandırıcı; anne Karakuş’a tehdit, hakaret ve küfür etmeye başladı. Emniyete başvuran anne Figen Karakuş vefat eden oğlu için adalet istiyor. Erkek çocuğunu kız gibi gösterip yardım istedi Anne Figen Karakuş, "Geçen cuma bana bir mesaj geliyor, ‘Sizin oğlunuzun resmini bir dolandırıcı tarafından kullanılıp para toplanılıyor’ diye. Ben onu gördüğümde ne hissettiğimi değil de yani ne yapacağımı şaşırdım. Biz bu insana ulaştık, yüklü miktarda bir yardım yapacağız dedik. bize çocuğun resmini gösterir misin dedik. O da ‘gruplara attığım resim doğrudur, bu benim kızımdır, bir baba olarak ben kızım hakkında yalan mı söyleyeceğim’ dedi. Sonra neyse biz böyle biraz üsteleyince hani bir resim falan görelim ona göre sana yardım edelim dedik, adam hemen telefonu kapattı anladı. İster yapın ister yapmayın dedi, hani olay doğrudur dedi kapattı. Adam tutturmuş hayır o benim kızım diyor. Anladı benim annesi olduğumu, bu sefer bana tehditler savurmaya başladı. İnsanları dolandırmaya çalışıyorlar ve bu gibi insanlar yüzünden gerçekten hasta olan çocuklara yardım edilmiyor. Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" diye konuştu.
İzmir Yüzde 96 engeli bulunan MS hastası genç, yazdığı kitaplarla hayata tutunuyor Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan Multiple Skleroz (MS) hastası Abdullah Berber (25), hastalığı sürecindeki mücadelesini ve bu süreçte anlatamadığı durumları kitap haline getirdi. Berber, “Şu anda istediğim tek şey çalışmak” dedi. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Abdullah Berber, 15 yaşında Marmaris’te bir otelde çalışırken, müşteriye servis yaptığı sırada ellerinin titrediğini fark etti. İlk başta titremelerin yorgunluktan kaynaklandığını düşündü. Daha sonra yaz tatilinin bitmesiyle memleketi Manisa’ya geri döndü. Şikayetlerinin devam etmesiyle Berber, bir süre sonra kontrol amacıyla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Orada yapılan tetkikler sonucu Berber’e, merkezi sinir sistemi rahatsızlığı olan MS hastalığı teşhisi konuldu. Yüzde 96 engeli bulunan Berber, hastalığın ataksız süreğen yüzde 5’lik kesimi arasında yer alıyor. 5 senede 5 kitap yazdı Hastalığı sebebiyle yürümekte güçlük çeken ve bastondan destek alan Berber, hastalığını öğrendikten sonra bir kitap yazmaya karar verdi. İlk olarak 2015 yılında yaşadığı süreci ve hastalığını konu alan ‘Gülümse’ kitabını çıkardı. Kitabının ilgi görmesinin ardından yazmayı bırakmayan Berber, sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’, ‘Reform’ ve ‘Sol Yanım’ kitaplarını bastırdı. Her kitabında hastalığıyla ilgili ayrı bir hikayeyi ele alan Berber, 1 şiir, 2 otobiyografi ve 2 hikaye kitabı olmak üzere, 5 yılda toplam 5 kitap yazdı. Ayda bir kez gittiği İzmir Şehir Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Berber, şimdi ise Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bulunan pazaryerinde hem doğal ürünlerini hem de yazdığı kitapları satarak hastane masraflarını karşılamaya çalışıyor. Hastalığını öğrendiğinde yaşadığı şoku atlatmanın çok uzun zaman aldığını ifade eden Berber, “Çünkü daha önce ismini bile duymadığım bir hastalıkla hayatımı paylaşmıştım. O süreç benim için çok zordu. Çok büyük mücadelelerim oldu. Yaptığım en büyük hatanın MS hastalığını düşmanım olarak görmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben onunla savaştım ve MS beni yendi. Artık onu kötü bir arkadaşım olarak görüyorum. Hiçbir zaman anlaşamayacağız ama hayatımdan da hiç çıkmayacak” ifadelerine yer verdi. “En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam” Çalışabildiği takdirde hayatını devam ettirebileceğini ve hayata biraz daha tutunabileceğini düşündüğünün altını çizen Berber, şunları kaydetti: “Titremelerim tüm bedenimi sardı, dengemi kaybediyorum. Bastonsuz ve desteksiz yürüyemiyorum. En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam ama bunun için de pazarcılık yapıyorum. Benim için başkalarına muhtaç olmak, eşyaları taşımak zor bir süreç. Benim şu anda istediğim tek şey çalışmak. Kendimi herhangi bir yere ait hissetmek istiyorum. Ben MS hastalığının en şanssız olan yüzde 5’lik kesimindeyim.” “Hastalığımı insanlara tanıtmak istedim” Hastalığını öğrendikten bir süre sonra kitap yazmaya başladığını söyleyen Berber, anlatamadığı durumları kitapta anlatmak ve hastalığını insanlara tanıtmak istediğini aktardı. Yazdığı kitapların hikayelerinden bahseden Berber, “İlk olarak ‘Gülümse’ isminde bir kitap yazdım. Daha sonrasında sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’ ve ‘Reform’ adında kitapları çıkardım. ‘Reform’ kitabımda insanların kendi hayatlarında yapabilecek oldukları değişiklikleri, bir kişiye ‘sen’ veya ‘siz’ diye hitap edilmesini anlattım. Ardından ‘Sol Yanım’ isminde de bir şiir kitabı çıkardım” diye konuştu. “Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum” “Kitaplarımda hastalığıma dair yaşadığım olaylar var” diyen Berber, sözlerine şunları da ekledi: “‘Hayata Dair’ kitabımda hastalıktan önceki ve sonraki süreci anlatmaya çalıştım. ‘Reform’ kitabımda da MS hastası bir kişiden bahsettim. Bu kişi benim hayatımdaydı. Ailesi hastalığımdan dolayı beni istemedi. Çok zor süreçler yaşadım. Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum.” Maliyetlerin artması sebebiyle kitap yazmaya devam etmeyi düşünmediğini ifade eden Berber, vatandaşların da kitaba olan ilgisinin azaldığını belirtti.