GÜNDEM - 12 Mayıs 2022 Perşembe 19:17

Deniz Aslanı 2022 selamlama geçişi ile sona erdi

A
A
A
Deniz Aslanı 2022 selamlama geçişi ile sona erdi

Sahil Güvenlik Komutanlığı koordinesinde düzenlenen Deniz Aslanı 2022 Arama Kurtarma Davet Tatbikatı, selamlama geçişi ile sona erdi.

 Tatbikatı izleyen İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, "Komşularınız denizde yakaladığı göçmenleri acımasızca suya atabiliyorsa, onların hayati tehlikelerini hiçbir şekilde düşünmeden geri itebiliyorsa ya da kışın dondurucu soğuklarında onları çırılçıplak soyup ormanlara atabiliyorsa bizim güçlü devlet olmamız, sahip olduğumuz medeniyet değerlerimiz o insanlara elimizi uzatmayı ve onları kurtarmayı hem insanlık hem de vicdan borcu olarak önümüze bir görev olarak getiriyor" dedi.

Sabahın erken saatlerinde başlayan Deniz Aslanı 2022 Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nda arama kurtarma tatbikatlarının sona ermesinin ardından tatbikata iştirak eden uçar ve yüzer unsurlar, sancak gemisi TCSG Umut’u selamladı. Tatbikatı gururla izlediklerini ifade eden İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, “Hem her türlü doğal afete çok açık bir coğrafyada yaşıyor olmamız hem de özellikle son yıllarda yaşadığımız düzensiz göç hadiseleri, bizim bu tür arama ve kurtarmalara her zaman devletimizin bütün unsurları ile hazır olmamızı zorunlu kılıyor. Hem orman yangınlarında hem depremlerde hem sel felaketlerinde arama kurtarma faaliyetlerinde bütün unsurlarımızın tam bir uyum içerisinde çalışmasını sağlamamız lazım.

Dünyanın özellikle son yıllarda artan şekilde yaşadığı göç dramları karşısında sizin komşularınız denizde yakaladığı göçmenleri acımasızca suya atabiliyorsa, onların hayati tehlikelerini hiçbir şekilde düşünmeden geri itebiliyorsa ya da kışın dondurucu soğuklarında onları çırılçıplak soyup ormanlara atabiliyorsa bizim güçlü devlet olmamız, sahip olduğumuz medeniyet değerlerimiz o insanlara elimizi uzatmayı ve onları kurtarmayı hem insanlık hem de vicdan borcu olarak önümüze bir görev olarak getiriyor. Biz de bu görevlerimizi hem vatandaşlarımıza karşı hem ölümle burun buruna kalmış insanlara karşı, hiç kimsenin dinine ve rengine bakmaksızın, onları hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın kurtarmak ve Cenab-ı Allah takdir ettiği kadar nefes almalarına yardımcı olmak üzere sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı ekiplerimiz, olağanüstü bir gayretle bütün insanlığa insanlık dersi verircesine çok büyük fedakarlıklarla her yıl binlerce canı kurtarıyor. Bu görevlere hazır olmalarının en etkin yolu da bu tür tatbikatları sıklıkla ve hep birlikte yapabilmemiz" diye konuştu.

Deniz Aslanı 2022 selamlama geçişi ile sona erdi

"Göçmen hayatlarının korunması konusunda tüm dünyaya örnek olacak şekilde büyük bir gayret ve hassasiyet gösterilmektedir"

Bulunduğumuz coğrafyada deniz yolu ile gerçekleşen göç olaylarının son yıllarda oldukça arttığını hatırlatan Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir de, “Bu durum, yaşanacak can kayıplarını engellemek üzere denizde arama kurtarma yapan tüm ülkelerin arama kurtarma teşkilatlarını hızlı, etkin ve sürekli hazır halde olmaya zorlamaktadır. Ülkemiz, Covid-19 salgınının tüm şartları zorlaştırdığı son 2 yılda da üzerine düşen sorumluluğu büyük bir kararlılıkla yerine getirerek denizde hayat kurtarmaya devam etmiştir. Küresel bir sorun haline gelen göç olaylarında göçmen hayatlarının korunması konusunda tüm dünyaya örnek olacak şekilde büyük bir gayret ve hassasiyet gösterilmektedir. Türk arama kurtarma bölgesinde 7 gün 24 saat görev yapabilen arama kurtarma unsurlarımızın başarı ile gerçekleştirdiği bu tatbikat, arama kurtarma teşkilatının ve kurumlarının sahip olduğu üst seviyedeki koordinasyonun ve etkinliğin göstergesidir” dedi.

“Kamuoyunun gözleri önüne serdi”

Tümamiral Kendir, “Deniz Aslanı-2022 Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nı bugün başarı ile tamamlamış bulunuyoruz. Bugün başarı ile icra ettiğimiz tatbikat, Türk arama kurtarma bölgesinde her türlü deniz ve hava şartında, 7 gün 24 saat süre ile arama kurtarma faaliyeti icra edilebileceğini ulusal ve uluslararası kamuoyunun gözleri önüne sermiştir. Ülkemizin arama kurtarma teşkilatı içerisinde yer alan tüm kurumları, denizlerimizde oluşabilecek tehlike durumlarına karşı hazırlıklı olmak ve hızlı reaksiyon göstermek üzere sürekli olarak imkan ve kabiliyetlerini geliştirmektedir” ifadelerini kullandı.

Deniz Aslanı 2022 selamlama geçişi ile sona erdi

Ceren Atmaca - Ali Gözeten

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."