GÜNDEM - 10 Nisan 2018 Salı 11:45

Deniz Baykal'ın sağlık durumuyla ilgili bomba iddia

A
A
A
Deniz Baykal'ın sağlık durumuyla ilgili bomba iddia

Deniz Baykal'ın son durumunu hakkında çarpıcı bir iddia gündeme geldi. Baykal'ın eşi bile yanına girebilmek için bir dizi işlemden geçiriliyor.

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 16 Ekim 2017’de gece yarısı rahatsızlanınca önce Ankara’da özel bir hastaneye götürüldü. Buradaki ilk müdahalesinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi’ne sevk edilen Baykal’ın beynindeki ana damarının tıkalı olduğu belirlendi. Bu damar açılarak stent takıldı. Baykal’ın, yoğun bakımdaki tedavisi 51 gün sürdü. 75 gün Almanya'da da tedavi gören Deniz Baykal'ın son durumunu Sözcü yazarı Saygı Öztürk köşesinde yazdı.

İşte yazının o bölümü:

CHP'nin önceki genel başkanı, Türk siyasetinin önemli ismi, bilge politikacı Deniz Baykal'ın bir an önce iyileşmesi için dua edeni, sağlığı için iyi dileklerde bulunanı, seveni çoktur. 16 Ekim 2017 tarihinde rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında, sağlık durumuyla ilgili her gün açıklama yapılıyordu.Şimdi ise Baykal, hiçbir biçimde gündeme gelmiyor, sadece “Durumu iyiye gidiyor” demekle yetiniliyor. Açıkçası Baykal'ı eşi, oğlu, kızı ve tabii ki sağlık görevlileri dışında gören de yok.

"HER ŞEYİN YOLUNDA GİTTİĞİNİ SANIYORUZ AMA..."

Baykal da ülkenin onca sorunu varken, sağlık durumuyla gündeme gelmeyi istemiyor. Biz, her şeyin yolunda gittiğini sanıyoruz ama aslında çok kötü olaylar olmuş. Bu durum, Baykal'ın tedavi için 5 Aralık 2017 tarihinde Almanya'ya götürüldüğünde ortaya çıkmış. Baykal, Almanya'ya götürüldüğünde, hastane mikrobu taşımadığına, hastanede bu mikrobun bulunmadığına ilişkin rapor verilmiş.

GERÇEK ORTAYA ÇIKINCA

Bu rapora göre Almanya'da hastaneye kabul edilmiş. Açıkçası, Baykal'ın durumuyla ilgili verilen raporla, orada yapılan tetkikler örtüşmedi. Aslında Almanya'daki hastane, bu durumdaki hastaları kesinlikle kabul etmiyor. Ancak, Baykal gibi saygın bir siyasetçi için Almanlar ilkelerini bozup gerekli duyarlılığı gösterdi. Gerçeği yansıtmayan rapor düzenlenmesi, hastanelerimize olan güveni azalttı. Almanya'da rahatsızlığıyla ilgili tedaviye hemen geçilemedi. Hastane enfeksiyonunun giderilmesine ağırlık verildi. Almanya'da hastane mikrobuna karşı büyük bir duyarlılık var. Öyle çat kapı hastayı ziyaret etmek, yanında oturmak yok. Vefakar eşi Olcay Hanım, Deniz Bey'in yanına girebilmek için bir yığın işlemden geçiriliyordu. Baykal'ı ziyaret etmek, rahatsızlığı sırasında yanında olmak isteyen çok sayıda kişi vardı. Ancak onlara da “Gitmeyin, görüşemezsiniz” deniliyordu.

Baykal'ın en yakınında olan isimlerden Yılmaz Ateş, Osman Kaptan, Ömer Lütfi Baydar da çok arzulamalarına rağmen Baykal'la hiç görüşemedi. Almanya'da 75 gün kalan Baykal, Türkiye'ye getirildi ve tedavisi şimdi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde devam ediyor. Baykal'a hastanede büyük özen gösteriliyor. Giriş-çıkışlar denetim altında olsun diye bir katta sadece Baykal'ın bulunduğunu öğreniyoruz. Eğer programda bir değişiklik olmazsa Baykal 20 Nisan'da, Bilkent'te bulunan rehabilitasyon merkezine nakledilecek ve tedavisine orada devam edilecek.

YİNE GÖRÜŞEMEDİ

Almanya'da Baykal için uygulanan ziyaretçi alınmaması kuralı, şu anda bulunduğu hastanede de tam ve eksiksiz bir biçimde sürüyor. Olsun. Yine de sevenleri göremeyeceklerini bile bile hastaneye gidiyor. Örneğin, Kılıçdaroğlu görüşemeyeceğini bilmesine rağmen Baykal'ın Almanya'da tedavi gördüğü hastaneye gitmişti. Önceki pazar günü hastaneye gelenlerden birisi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Kılıçdaroğlu, Almanya'da olduğu gibi yine Baykal'la görüşemedi. Bunun altından kimse başka bir anlam çıkarmasın. Sadece, Baykal'ın bir an önce iyileşmesini dilesin.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.