GÜNDEM - 06 Ekim 2016 Perşembe 15:17

Doç. Dr. Demirel: Türkiye, sınır-ötesi askeri operasyonlar yapabilir

A
A
A
Doç. Dr. Demirel: Türkiye, sınır-ötesi askeri operasyonlar yapabilir

Son günlerde Türkiye’nin Irak’taki varlığının tartışılmaya başlanması, ülkemizin varlığının uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesini de gündeme getirdi. Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Naim Demirel, "Türkiye, mevcut durum düzelene kadar, meşru müdafaa hakkına dayanarak kendi güvenliğini sağlamak amacıyla sınır-ötesi askeri operasyonlar yapabilir. Bu onun uluslararası hukuktan doğan hakkıdır" dedi

Konunun öncelikli olarak uluslararası hukukta tanınan meşru müdafaa hakkı noktasından ele alınması gerektiğini belirten Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Naim Demirel, "11 Eylül saldırıları sonrasında devlet dışı aktörlerin (terör örgütleri vs) kuvvet kullanma eylemlerine karşı da devletlerin meşru müdafaa hakkı olduğu kabul edilmeye başlandı. 11 Eylül olayından bu yana da bu kabul her geçen yıl içinde pekişerek gelişmiştir. Özellikle terör örgütlerinin coğrafi alan hâkimiyeti kurduğu devletlerin bu örgütün başka devletlere yönelik eylemlerini önlemeye yönelik acziyetinin, bu eylemlerin muhatabı olan devlete meşru müdafaa hakkı verdiği konusunda artık bir tereddüt bulunmamaktadır. Suriye ve Irak devletlerinin toprakları üzerinde belli bir alanda kontrol sağlamış olan terör örgütlerinin Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden eylemlerine karşı Suriye ve Irak devletlerinin gerekli önlemleri alamadıkları, almaya güçlerinin yetmediği ya da isteksiz olmaları bilinen bir gerçektir. Bu tablo karşısında Türkiye, mevcut durum düzelene kadar, meşru müdafaa hakkına dayanarak kendi güvenliğini sağlamak amacıyla sınır-ötesi askeri operasyonlar yapabilir ve bu yerlerde askeri varlık tesis edebilir. Bu onun uluslararası hukuktan doğan hakkıdır" ifadelerini kullandı.

 

"BM Güvenlik Konseyi gerekli tüm tedbirleri alma çağrısında bulunmaktadır"
"Türkiye’nin Irak’taki varlığını meşru kılan ikinci husus da BM Güvenlik
Konseyi’nin 20 Kasım 2015 tarihli 2249 sayılı kararıdır" diyerek açıklamalarına devam eden Doç. Dr. Naim Demirel, "Bu kararın operatif kısmının 5. paragrafında Güvenlik Konseyi, Suriye ve Irak’ta DAEŞ ve diğer terörist grupların eylemlerini önleme ve bastırma kapasitesi olan her devlete, daha fazla gayret sarf ederek ve işbirliği yaparak gerekli tüm tedbirleri alma çağrısında bulunmaktadır. 'Gerekli tüm tedbirleri alma' ifadesinin, kuvvet kullanmayı içeren tedbirlere başvurma imkânı veren BM Sözleşmesi’nin yedinci bölümüne doğrudan referans olarak kabulü gerekir. Her ne kadar yedinci bölüme açık bir referans olmasa ve kuvvet kullanma yetkilendirmesi açıkça ifade edilmemişse de, Konsey’in devletlere gerekli tüm tedbirleri alma çağrısında bulunmuş olmasının, kuvvet kullanmayı içeren tedbirlere başvurmayı da kapsadığı yorumunun kararın nihai amacına uygun olacağı kanaatindeyiz. 'Daha önce benzeri görülmemiş şekilde uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden' diye nitelediği terör eylemlerine karşı, kararın kuvvet kullanmayı içeren tedbirler için çağrıda bulunmadığını söylemek, kendi içinde çeliştiğini söylemekle aynı anlama gelecektir. Ayrıca Konsey’in kuvvet kullanmayı açıkça ifade ettiği karar metinlerinde üye devletleri buna davet için kullandığı 'Calls upon' tabiri kararın kuvvet kullanmayı da kapsadığına işaret eder" diye konuştu.
 

"Türkiye'nin sınır-ötesi operasyonları uluslararası hukuka uygundur"
Türkiye’nin, terörle mücadele kapsamında Irak ve Suriye’deki askeri varlığının hukuka aykırı olduğu iddiasının hukuken asılsız ve politik bir söylem olduğunu ifade eden Doç. Dr. Demirel, "Binlerce kilometre öteden gelip terörle mücadele kapsamında Irak ve Suriye’de askeri operasyon düzenleyen devletlerin; bu yerlere yüzlerce kilometre sınırı olan ve DAEŞ'in birçok olumsuz etkisine maruz kalan Türkiye hakkında, bölgedeki askeri varlığını ve operasyonlarını sorgulamasının başka türlü izahı mümkün gözükmemektedir. Türkiye’nin meşru müdafaa hakkına ve Güvenlik Konseyi’nin 2249 sayılı kararına dayanarak Suriye ve Irak’ta sınır-ötesi askeri operasyon yapması uluslararası hukuka uygundur" diyerek konuya açıklık getirdi. 

Sinem Eryılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Trendyol Süper Lig: Kocaelispor: 2 - Antalyaspor: 1 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kocaelispor, Antalyaspor’u konuk ediyor. Karşılaşmanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 2-1 üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 23. dakikada soldan Churlinov’un kullandığı köşe atışında kaleci Abdullah’ın elinden kaçırdığı topu ön direkte Smolcic ağlara gönderdi. 1-0 32. dakikada sağdan Safuri’nin ortasında arka direkte Giannetti kafayla topu filelerle buluşturdu. 1-1 37. dakikada Keita’nın ceza sahasına ortasında topla buluşan Linetty pasını Tayfur’a aktardı. Sağ çaprazda kaleci ile karşı karşıya kalan Tayfur topu ağlara yolladı. 2-1 Stat: Kocaeli Hakemler: Gürcan Hasova, Mehmet Kısal, Onur Gülter Kocaelispor: Aleksandar Jovanovic, Ahmet Oğuz, Botond Balogh, Hrvoje Smolcic, Massadio Haidara, Karol Linetty, Habip Keita, Daniel Agyei, Tayfur Bingöl, Darko Churlinov, Bruno Petkovic Yedekler: Gökhan Değirmenci, Anfernee Dijksteel, Muharrem Cinan, Furkan Gedik, Serdar Dursun, Tarkan Serbest, Samet Yalçın, Aleksandr Syrota, Can Keleş, Joseph Nonge, Rigoberto Rivas Teknik Direktör: Selçuk İnan Antalyaspor: Abdullah Yiğiter, Bünyamin Balcı, Veysel Sarı, Lautaro Giannetti, Kenneth Paal, Soner Dikmen, Dario Saric, Samuel Ballet, Ramzi Safuri, Sander Van De Streek, Yohan Boli Yedekler: Julian, Samet Karakoç, Hüseyin Türkmen, Abdülkadir Ömür, Dzhikiya, Hasan Yakub İlçin, Jesper Ceesay, Ensar Buğra Tivsiz, Doğukan Sinik, Poyraz Efe Yıldırım Teknik Sorumlu: Alaattin Gülerce Goller: Hrvoje Smolcic (dk. 23), Tayfur Bingöl (dk. 37) (Kocaelispor), Lautaro Giannetti (dk. 32) (Antalyaspor)
Tunceli Tunceli’de DHKP/C operasyonu: 1 şüpheli tutuklandı Tunceli’de polis ekiplerince, DHKP/C terör örgütünün il genelindeki faaliyetlerinin deşifre edilerek engellenmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında düzenlenen operasyonda 1 şüpheli yakalanarak tutuklandı. Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DHKP/C silahlı terör örgütünün il genelinde yürüttüğü faaliyetlerin tespit edilmesi, deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda yapılan istihbari ve teknik çalışmalar neticesinde, kendisini sözde gazeteci ve muhabir olarak tanıtarak habercilik faaliyeti adı altında örgüt propagandası yaptığı belirlenen bir şahıs hakkında operasyon düzenlendi. Yapılan çalışmalarda, C.B. isimli şahsın DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda Moğultay Mahallesi’nde yasaklı materyallerin bulunduğu bir kütüphane oluşturduğu, bu içeriklerle ilgili olarak sosyal medya hesapları üzerinden örgüt propagandası yaptığı tespit edildi. Bunun üzerine şüphelinin yakalanmasına yönelik adli süreç başlatıldı. 19 Aralık 2025 günü sabah saatlerinde şüphelinin ikamet adresine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince operasyon düzenlendi. Operasyonda C.B. yakalanarak gözaltına alındı. Şahsın ikametinde yapılan aramalarda, toplatma kararı bulunan çok sayıda kitap, dergi ve gazete ile birlikte 1 adet cep telefonu, 1 adet SIM kart, 1 adet dizüstü bilgisayar, 1 adet flash bellek ve 5 adet CD ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Terörle mücadele kapsamında yürütülen çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği bildirildi.
Kütahya Bilal Erdoğan Kütahya’da konuştu: "Büyük mesafeler katettik" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Kütahya’da düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü" paneline katıldı. Kütahya Kadim Konağı’nda gerçekleştirilen Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi Genel Kurulu ve panel programına İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Prof. Dr. Ömer Türker, Prof. Dr. M. Sait Gökalp, Prof. Dr. Süleyman Elik, Prof. Dr. Ubeydullah Sezikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı. Panelde konuşan Bilal Erdoğan, Türkiye’nin 25 yıl önce 200 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirinin bugün 1,6 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Kişi başına düşen milli gelirin ise 3 bin dolardan 18 bin dolara yaklaştığını ifade eden Erdoğan, bu ekonomik büyümenin toplumun beklentilerini de köklü şekilde değiştirdiğini dile getirdi. Ekonomik gelişmenin sivil toplumu da güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Anne babalarımızın yaşadığı Türkiye ile bugün çocuklarımızın yaşadığı Türkiye aynı değil. Gelişen bir ülkede sivil toplumun büyümesi, taleplerin artması ve gönüllülüğün yaygınlaşması kaçınılmazdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ulaşım, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda büyük mesafeler kat edildiğini belirten Bilal Erdoğan, geçmişte siyasetten beklentilerin ‘devlet baba’ anlayışı çerçevesinde şekillendiğini hatırlattı. Erdoğan, "Bugün Türkiye’de devletin sunduğu hizmetler birçok alanda gelişmiş ülkelerle yarışır hale geldi. Cumhurbaşkanımız siyasetin gerçekten bir şeyler yapabildiğini topluma gösterdi" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin toplumsal dönüşümde belirleyici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Toplumun önünde yürüyerek ezberleri bozdu. Değeri, elbette ki olmadığı zaman daha net anlaşılacak. Büyük liderlerden sonra bu hep yaşanmıştır" dedi. Sivil toplum kuruluşlarının sahaya daha fazla hakim olması gerektiğine dikkat çeken Bilal Erdoğan, sağlık, eğitim ve sanayi gibi alanlarda işi doğrudan yapanların çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bir hastalığı yaşayanlar, o hastalıkla ilgili en doğru çözümü siyasetçiye anlatmalı. Seramikten eğitime kadar her alanda, o işin erbabı siyasete yol göstermeli" ifadelerini kullandı. Kültür ve kimlik vurgusu da yapan Erdoğan, Türkiye’nin gelişmek için kendi değerlerinden vazgeçmek zorunda olmadığını belirtti. Erdoğan, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde görüldü ki gelişmek için kimliğimizi reddetmemiz gerekmiyor. Kendi kültürümüzle, kendi inancımızla da dünyanın zirvesine oynayabiliriz" dedi. Kendi kültürüne yaslanmadan başka kültürlerle sağlıklı ilişki kurulamayacağını söyleyen Erdoğan, "Köklerimizden ilham alarak dallarımızı her yere yaymamız gerekiyor. Kendi toprağında kök salmayanın başka yerlere uzanması mümkün değildir" şeklinde konuştu. Program, panel değerlendirmeleri ve genel kurulun ardından sona erdi.