SAĞLIK - 05 Şubat 2015 Perşembe 13:21

Duygusal sorunlar egzamaya neden olabiliyor

A
A
A
Duygusal sorunlar egzamaya neden olabiliyor

Clinimed Dermatoloji Kliniği uzmanlarından Dr. Elif Ebru Güner, alerjik nedenlerden dolayı ortaya çıkan egzamanın, kişinin duygusal sıkıntıları, stres ve gerilim yüzünden de meydana gelebileceğini belirtti.

Egzamanın alerjik deri hastalıkları arasında en sık rastlanan hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Güner, "Atopik egzema, derinin enflamasyonu ile oluşan kronik bir hastalıktır. Sorun; derinin kızarması ve kaşıntıyla başlar, şiddetli durumlarda kabuklanma ve sızıntı görülebilir. Egzama kaşıntı gibi rahatsızlıklara neden olmasının yanı sıra; özellikle el ve kollarda hoş olmayan bir görüntü oluşturduğu için de hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.Her on iki kişiden birinin, yaşamının herhangi bir döneminde egzama geçirdiği saptanmıştır." dedi.

Dr. Elif Ebru Güner, "Egzama genellikle alerji nedeniyle oluşur ama duygusal sıkıntı da egzamaya yol açabilmektedir. Bazen de hiçbir neden yokken de kişide egzama oluşabilmektedir. Egzama en çok küçük çocuklarda ve bebeklerde görülür; ama çocuk büyüdükçe egzama genellikle kendiliğinden geçer. Egzama tehlikeli sayılabilecek ağır bir rahatsızlık değildir. Fakat rahatsızlık verebilir." diye konuştu.
Egzamalı yada egzama geçirmiş insanların derilerinin çok hassas olduğunu kaydeden Clinimed Dermatoloji Kliniği Uzmanlarından Dr. Elif Ebru Güner, şöyle konuştu:

"Bu nedenle tahriş edici maddelerden uzak durmalıdırlar. Bu tür maddelerle çalışmak zorunda olanlar yüz maskesi ve lastik eldiven kullanmalıdırlar. Genç kişiler meslek tercihi yaparken yağlar, boya maddeleri ve şampuan gibi malzemelerle çalışmak zorunda kalacakları meslekleri seçmemelidirler. Egzamanın nedeni olan alerji yapıcı madde bulunabilirse, hastanın o madden korunması yeterlidir. Duygusal sorunlar, stres ve sıkıntı egzamanın yinelenmesine neden olabilir. Hastalığın tedavi yöntemleriyle ilgili olarak, hastaların her safhada nemlendirici kullanmalarının yararlı olduğunu, alevlenmelerin şiddetlenmesi halinde antienflamatuar ilaçlar alınmasının gerekli olduğu söylenebilir. Hastalığın tedavisi için birkaç yıl öncesine kadar sadece topikal steroidler kullanılıyordu. Kortizon içeren bu ilaçların uzun süreli kullanımında; derinin incelmesi, atrofi ve taleanjektazi, yani damarların yüzeyde belirginleşmesi gibi yan etkiler oluşabilmektedir.Egzama tedavisinde son yıllarda kullanılan yöntemlerden biri de fototerapidir. Egzamalı kişiler şunlardan kaçınmalıdırlar;Döküntüyü daha kötü ve kaşıntılı hale getireceğinden, ovma ve kaşıma,cilt kuruluğu nedeniyle sabun,deterjan ve parfümlü ürünler kullanma,egzamalı yerleri su ile çok fazla yıkama,cildi daha fazla tahriş ettiği ve kuruttuğu için uzun süre sıcak su banyosu veya sıcak duş yapma,aşırı soğuk ya da sıcak,yün gibi vücuda batan giysiler giyme,battaniye-halı gibi. Yünlülerle doğrudan temas." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Kooperatif mağdurları: "Anası ağlayan bir ’model’ değildir, umudunu ve geleceğini bu projelere bağlayan binlerce kooperatif üyesidir" İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON’da yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddiaları üzerine devam eden davanın sanıklarından Şenol Aslanoğlu’nun, "el birliği ile güzelim modelin anasını ağlattık" ifadesi, S.S. İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi’nin tepkisine neden oldu. Kooperatif yönetiminden yapılan açıklamada, "Anası ağlayan bir ’model’ değildir. Anası ağlayan yıllardır birikimini, umudunu ve geleceğini bu projelere bağlayan binlerce kooperatif üyesidir. Artık kooperatif üyelerinin Cumhuriyet Halk Partisine, İzmir Büyükşehir Belediyesine en ufak güveni kalmamıştır" denildi. Yazılı açıklamada, "Şenol Aslanoğlu tarafından yapılan açıklamalarda kullanılan ’el birliği ile güzelim modelin anasını ağlattık’ ifadesi, yaşanan gerçek mağduriyetleri örtbas eden, sorumluluğu belirsizleştiren ve kamu vicdanını yaralayan bir ifadedir. Bu nedenle kamuoyuna karşı sert, açık ve net bir cevap verme zorunluluğu doğmuştur. Anası ağlayan bir ’model’ değildir. Anası ağlayan yıllardır birikimini, umudunu ve geleceğini bu projelere bağlayan binlerce kooperatif üyesidir. Bugün hâlâ kamuoyunda sanıkların arasındaki bürokratların, yöneticilerin ve soyut kavramların mağduriyeti tartışılırken gerçek mağdurlar bilinçli bir şekilde yok sayılmaktadır. Biz bu mağduriyeti yeni yaşamıyoruz. 11 ayrı eylem yaptık, defalarca basın açıklaması yayımladık, kapı kapı dolaştık. Hangi CHP’li milletvekili bir kez olsun bir kooperatif üyesinin kapısını çalıp derdini dinledi? Hangi bürokrat sorumluluk alıp sahaya indi? Hiçbiri" denildi. "Güvenimiz kalmadı" Kooperatif üyelerinin güven duygusunu kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada şöyle devam etti: "Artık kooperatif üyelerinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İZBETON’a, İzmir Ticaret Odasına en ufak bir güveni kalmamıştır. Bu güven kaybı bir günde oluşmamış, yıllara yayılan ihmalin, suskunluğun ve sorumluluktan kaçışın sonucudur. Şenol Aslanoğlu’nun Cemil Tugay için söylediği ’İnşaatları durdurmasalardı devam edecekti’ yönündeki söylemi, kooperatifimiz açısından gerçeği yansıtmamaktadır. Üyeler olarak yönetime geçtiğimiz tarihte müteahhit firmaya yüklü miktarda avans ödenmiş olmasına rağmen sahada fiilen çalışması yoktur. Kooperatif üyeleri tüm borçlarını eksiksiz ödemiştir. Buna rağmen kooperatif kasası boştur. Dahası kooperatifin vergi borçları olduğu ortaya çıkmıştır. Bu tablo açıkça göstermektedir ki sorun sonradan yaşanan bir kriz değil kooperatifin kuruluşundan itibaren süregelen usulsüzlükler zinciridir. Bu usulsüzlüklerle ilgili yasal başvurular Kasım 2024’te kooperatifimizin yeni yönetimi tarafından yapılmıştır. Bugün hâlâ bu gerçeğin görmezden gelinmesi kabul edilemez." "Yapılması gereken kooperatif üyelerinin zararlarının derhal giderilmesidir" Kurumların kendi hatalarını açıkça kabul etmesi ve yıllardır mağdur edilen kooperatif üyelerinin zararlarını derhal ve somut biçimde giderilmesi gerektiği vurgulanan açıklamanın sonunda, "Aksi halde yapılan her açıklama, her demeç ve her ’model’ vurgusu, mağdurların öfkesini büyütmekten ve kamu vicdanındaki yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Biz buradayız. Mağduriyetlerimizle, belgelerimizle ve taleplerimizle buradayız. Ve bu gerçekler kabul edilene kadar da susmayacağız" denildi.
Ankara Ankara Vali Yardımcısı İsmail Gültekin: "Ucuz otellerde gönüllü olarak kalan emekli vatandaşlarımızı ikna ederek sağlıklı ortamlara almaya çalışıyoruz" Ankara Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, emekli vatandaşların fiyatı düşük otellerde zor şartlarda yaşadığına dair çıkan iddialarla ilgili açıklamalarda bulunarak, "60’ın üzerindeki oteli taradık. Elimizdeki sayılar yansıtılan oranda değil. Orada gönüllü olarak kalanlar var. Kendileriyle irtibat halindeyiz. Daha sağlıklı ortamlara almaya çalışıyoruz" dedi. Ankara Valiliği, 2010 yılından bu yana kış dönemlerinde uyguladığı ‘Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi’ ile toplum düzenin korunması ve dezavantajlı bireylerin hayata kazandırılmasını hedefliyor. Bu çerçevede hizmetten yararlanacaklar ihbar ve başvurularla tespit ediliyor. Barınma ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun yaşlı, engelli, hasta ve bakıma muhtaç bireyler uygun kurumlara yönlendiriliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının destekleriyle birlikte yürütülen projede bu yıl tamamı erkek 293 kişiye bir otelde barınma hizmeti veriliyor. "Projemizi 2010’dan bu yana kesintisiz uyguluyoruz" Ankara Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, çalışmalar hakkında açıklamada bulunarak, "Bu proje kapsamında, Ankara’da, kış sezonu boyunca dışarıda kimsenin kalmamasını hedefliyoruz. Metruk alanlar, şehirlerarası terminal alanları ve park gibi yerleri sürekli tarayarak, buralarda kalmak zorunda olan kimsesiz vatandaşlarımız barınma, beslenme, kişisel bakım ve birtakım temizlik ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Projemizi 2010’dan bu yana kesintisiz uyguluyoruz. Çalışmalarımızı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımızın koordinesinde yürütüyoruz. Her gün vakfımızın personelleri alanları tarıyor. İhbar yöntemleriyle de birlikte ulaşabildiğimiz vatandaşlarımızı o ortamlardan alarak geçici barınma mekanlarımıza almaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımıza sağlık hizmetleri, kamu kurumlarına erişimine sağlamak ve iş temini gibi faydalar da sağlamaya çalışıyoruz" dedi. "Şehirlerarası terminalini sürekli tarıyoruz" Saha faaliyetlerini kesintisiz sürdüklerini aktaran Gültekin, "Vatandaşlarımızı sadece geçici barınma yerlerine almıyoruz. Eğer huzur evinde kalmaları gerekiyorsa, bu ihtiyaçlarını da kamu hizmeti çerçevesinde karşılamaya çalışıyoruz. Şehirlerarası terminalini sürekli tarıyoruz. Son olarak 17 Aralık’ta personellerimizle alanı tamamen taradık. Orada kalmak isteyenlerle görüşme yapıyoruz. 5 vatandaşımızı ikna ederek geçici barınma merkezlerime getirdik. Gelmek istemeyenler de oluyor. Buraya gönüllü gelmek isteyenleri getiriyoruz. Şehirlerarası terminalinde barınan sadece 3 kişinin olduğunu tespit ettik. Sayılar sosyal medyada farklı söyleniyor. O üç kişiyi de ikna etmeye çalışıyoruz. Sokaktaki sağlıksız ortamlarda hiçbir vatandaşımızın kalmamasını hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. "Ucuz otellerde gönüllü olarak kalan emekli vatandaşlarımızı ikna ederek sağlıklı ortamlara almaya çalışıyoruz" Emekli vatandaşların fiyatı düşük otellerde zor şartlarda yaşadığına dair çıkan iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Gültekin, "Emeklilerin ucuz ücretli otellerde kaldığına ilişkin sosyal medyada çıkan haberler vardı. Ulus bölgesindeki 60’ın üzerindeki oteli taradık. Elimizdeki sayılar o oranda değil. O otellerde barınan vatandaşlar var. Gönüllü olarak kalıyorlar. Kendileriyle irtibat halindeyiz. Daha sağlıklı ortamlara almaya çalışıyoruz. Elimizdeki tüm imkanları bu vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı çalışıyoruz" diye konuştu. "Bu halde dışarıda kalamazdım" Hizmetten yaralanan vatandaşlardan Yaşar Türk, "Buraya gelmeden önce sokakta yaşıyordum. Bize sahip çıktılar. Kalacak yer verdiler. Buradaki hizmetler çok iyi. Sıcak suyumuz, yatacak yerimiz var. Kendi evimiz gibi yaşayabiliyoruz. Şartlardan memnunuz. 15 sene dışarıda kaldım. Bu halde dışarıda kalamazdım" dedi. Hizmetlerden memnun kaldığını dile getiren Mehmet Övün ise, "30 senedir dışarıda, sokaklarda kaldım. Her şeyden memnunum. İsteklerimiz yerine getiriliyor. Yemek ve banyo ihtiyaçlarımız karşılanıyor. Bir sıkıntımız yok. Çamaşır ihtiyaçlarımız da karşılanıyor. İlaçlarım valilik tarafından temin edilecek. 1 senedir terminalde kalıyordum. Çalışanlar bizimle sürekli ilgileniyor" şeklinde konuştu.