EĞİTİM - 26 Kasım 2022 Cumartesi 16:44

Düzce'de eğitim öğretime 1 hafta ara verildi

A
A
A
Düzce'de eğitim öğretime 1 hafta ara verildi

Düzce’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından Düzce Valiliğinde düzenlenen koordinasyon toplantısı sonrası konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bütün illerimizdeki okullarımızda güçlendirme çalışmalarını bu yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Düzce’de tüm okullarımızı 1 hafta tatil ediyoruz” dedi.

Düzce’de meydana gelen ve birçok ilde hissedilen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından bölgeye gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Düzce Valiliğinde gerçekleştirilen koordinasyon toplantısına katıldı. Burada zarar gören okullarla ilgili yetkililerden bilgi alan Bakan Özer, toplantının ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. Bakan Özer, bütün illerde okullarda güçlendirme çalışmaların bu yıl sonuna kadar tamamlanacağını dile getirdi. Öte yandan Bakan Özer, Düzce’de eğitim ve öğretime 1 hafta ara verildiğini de açıkladı.

“Okullarımızda güçlendirme çalışmalarını bu yıl sonuna kadar tamamlayacağız”

Düzce’nin, 1999 depreminden sonra Milli Eğitim Bakanlığının sürekli gündeminde olan illerin başında geldiğini aktaran Bakan Mahmut Özer, “Düzce’deki eğitim sistemindeki okulların yüzde 63’ü 1999 sonrası yapılmış okullar. Dolayısıyla sağlam okullarımız. Diğer okullarımızla ilgili güçlendirme çalışmalarını bakanlık olarak biz son 2 yılda gerçekten çok büyük bir destekle yürütüyoruz. Burada altını çizmemiz gereken bir şey var; Milli Eğitim Bakanlığı olarak özellikle son 1 yıl içerisinde deprem güçlendirmesi çerçevesinde hiçbir ilimize yatırım bütçesi ile ilgili sınırlama koymadık. İllerimiz mümkün olduğu kadar 2022 yılı içerisinde bütün güçlendirme çalışmalarını yapsınlar diye hak ediş bazlı bir sisteme geçiş yaptık. Bugün değerlendirme toplantısında gördük ki aslında bir önceki ziyaretimizde o güçlendirme çalışmalarına vermiş olduğumuz destekle okullarımızın tamamının güçlendirme çerçevesine alındığını ve bugün belki yaşanılabilecek bazı olumsuzlukların o karardan dolayı hızlı bir şekilde çözüldüğünü görmekten mutluluk duyuyorum. Sadece Düzce özelinde değil, deprem kuşağında olan bütün illerimizde güçlendirme çalışmalarını bu yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Bununla ilgili hiçbir kaynağımızda eksiklerimiz yok. Tüm illerimizle ilgili gerekli desteklerimizi sağlıyoruz” dedi.

“Zarar gören okullarımızdaki öğrencilerimizi aynı okulda eğitim-öğretime almayacağız”

Deprem sonrası 5 okulun hasar tespit çalışmalarıyla ilgili sürecin devam ettiğini kaydeden Özer, “Buradaki okullarımızın hasar tespit, güçlendirme veya taşınmasıyla ilgili kararları sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz vermiyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile birlikte süreçler tamamlanıyor. Burada da yaklaşık 5 okulumuzla ilgili bir süreç devam ediyor. Bu okullarımız Cumayeri Ortaokulu, Merkez Hamidiye Şehit Özgür Işık İlkokulu, Turgut Özal Anadolu Lisesi, Arsal Anadolu Lisesi, bu okuldaki öğrencilerimizi aynı okulda eğitim-öğretime almayacağız. En yakın okullarımıza taşıyacağız. Bu okullarımızdaki öğrencilerimizi yeni okullarına ücretsiz olarak taşıyacağız ve öğle yemeğinde ücretsiz olarak yemek vereceğiz. Mevcut okullara raporları çıktıktan sonra güçlendirme mi yapılacağı yoksa yıkılıp tekrar mı yapılacağı belli olacak. Bu süreç tamamlanana kadar ailelerimizin ve öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Düzce’de tüm okullarımızı 1 hafta tatil ediyoruz”

Önceki süreçte Bolu ve Sakarya’da okulları 1 gün, Düzce’de 3 gün tatil ettiklerini vurgulayan Bakan Özer, “Hem süreci suhuletli bir şekilde yönetebilmek hem de Milli Eğitim Bakanlığı ile Valiliğimizin koordinasyonuyla birlikte rehber öğretmenlerimizin psikolojik danışmanlarla öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize psikolojik sağlamlıklarını tekrar tesis etmeleriyle ilgili bir süre tanıma, aynı zamanda bu arada da mevcut okulların raporlarını tamamlayabilmek için önümüzdeki hafta Düzce’de tüm okullarımızı 1 hafta tatil ediyoruz. Dolayısıyla Düzce’de okullarımız eğitim-öğretime 5 Aralık itibariyle başlayacaklar. Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz bu sürecin suhuletli bir şekilde devam etmesiyle ilgili her türlü teknik, psikolojik desteği vermeye devam edeceğiz. Herkes sakin ve suhuletli bir şekilde süreci yönetmek için emek veriyor, çaba sarf ediyor. Devletin gücünü sahada hissettiriyor. Biz vatandaşlarımızın yanındayız. Çocuklarımız bizim en değerli varlığımız. Onların eğitimlerine devam etmeleri için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Orkun Kaya - Selçuk Akyol
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.