GENEL - 25 Aralık 2008 Perşembe 19:15

Güney'in dosyası tekrar istendi

A
A
A
Güney'in dosyası tekrar istendi

Tuncay Güney ile ilgili dosya İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndan tekrar istendi.

Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, daha önce istenen ancak soruşturmanın gizliliği açısından mahkemeye gönderilmeyen Tuncay Güney ile ilgili dosyanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndan tekrar istendiğini söyledi.

Ergenekon davasının bugün görülen 32. duruşmasında Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sanıklar ve avukatlarının taleplerinin dinlenmesin ardından daha önceki taleplerle ilgili dosyaya gelen cevabi yazıları okudu. Şengün, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Ergenekon şemasına yönelik verdiği yazılı cevapta, şemanın gizli olduğunu açıkladığını belirtti. Mahkeme Başkanı Şengün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne yazılan yazıya yönelik gelen cevapta ise Tuncay Güney ile ilgili kendilerinde
herhangi bir kaset, görüntü ve mülakat kaydının olmadığının açıklandığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Şengün, daha önce halen hakkındaki soruşturma devam eden Tuncay Güney ile ilgili soruşturma dosyasının istenildiğini ifade ederek, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndan gelen cevabi yazıda soruşturmanın gizli olduğundan dosyanın gönderilmediğinin belirtildiğini söyledi. Şengün devamında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na tekrar yazı yazılarak Güney'in dosyasının tekrar gönderilmesinin istendiğini açıkladı.

Hoştan'dan "tuzak" iddiası

Bugünkü duruşmada tutuklu sanıklardan Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan, kendisine savcılar tarafından Susurluk ve Abdullah Çatlı ile ilgili sorular sorularak tuzak kurulduğunu iddia etti. Duruşmada oturduğu yerden sorulara müdahale eden tutuklu sanıklardan Bekir Öztürk ise, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından azarlandı. Söz alan Öztürk, Şengün'e "Siz öğretmen değilsiniz, ben de öğrenci değilim, bana bağıramazsınız" diyerek tepki gösterdi.

Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Sami Hoştan'a, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel sorular yöneltti. Pekgüzel'in "Veli Küçük ile 1,5 yıldır görüşmediğinizi söylüyorsunuz. Ancak bu süre içerisinde telefon görüşmeleriniz var. Telefon görüşmelerinizde, 'görüşelim' diye beyanlarınız var" şeklindeki sözlerine Hoştan, "Görüşmek istedik ama bir türlü görüşemedik" diye cevap verdi. Savcı Pekgüzel'in, "Abdullah Çatlı ile ne zaman tanıştınız?" sorusuna ise Hoştan, "Bu konu bitti" diyerek yanıt vermedi. Bu sırada Hoştan'ın avukatı Fatih Volkan söz alarak, "Burada Susurluk mu, Abdullah Çatlı mı yargılanıyor?" diyerek tepkisini dile getirdi.
Savcı Pekgüzel'in "Veli Küçük ile Abdullah Çatlı tanışır mıydı?" sorusunu da yanıtsız bırakan Hoştan, "Abdullah Çatlı'yı 10-15 yıldır tanırım" dedi. Sami Hoştan, savcıların Susurluk ve Abdullah Çatlı ile ilgili sorularını da yanıtsız bırakarak, "Bilmiyorum" diye yanıt verdi. Bu konularda sorular sorularak kendisine savcılar tarafından tuzak kurulduğunu iddia eden Hoştan, Savcı Pekgüzel'in, "Susurluk'taki kazayı nasıl öğrendiniz?" şeklindeki sorusu üzerine, "Onu anlatayım rahatlayın" dedi. Hoştan, daha
sonra şöyle konuştu:

"Susurluk kazasından sonra Sedat Bucak'ın koruması Ercan Ersoy, Aliço'yu (Ali Fevzi Bir) aramış. Aliço bana ulaşamayınca evime telefon açıyor. Kızıma söylemiş, kızım da bana söyledi. Ben de Abdülgani Gızılkaya'yı aradım. O da 'çok kötü durumdalar, hastaneye gidiyorum' dedi. Çok kötü oldum, 10-15 dakika sonra Veli Paşa'yı aradım. Kaza jandarma bölgesinde olmuş. Yardımcı olsun diye insani amaçla Veli Paşa'yı aradım. Veli Paşa 'telefonu kapat' dedi. Daha sonra ben olay yerine gittim. Cenazeleri gördüm. Olay yerinde Ali Yasak ile karşılaştım. Mehmet Nevşehirli ile birlikte Abdullah Çatlı'nın cenazesini morgdan aldık. Nevşehir'e götürdük, 4 gün boyunca orada kaldık. Mehmet Ağar'ı kaza öncesi ve sonrası hiç tanımadım."

Hoştan'ın sözleri üzerine Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın, 4 Aralık 2007 tarihinde Halil isimli biriyle yaptığı telefon görüşmesinde, 'Mehmet Ağar'a seçime girmesin diye 60 milyon dolar verilmiş' şeklindeki konuşmasını hatırlatarak, tanımadığı kişi hakkında neden yorum yaptığını sordu. Hoştan, "Bir insanın partisinde böyle bir para durumu varsa 'satar dedim" diye yanıt verdi.

1992 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olan Hanifi Avcı'nın, "Sedat Peker, Sami Hoştan gibi isimlerin Veli Küçük ile irtibatları tespit edildi, ancak Küçük'ün konumu nedeniyle bir işlem yapılamadı" şeklindeki sözleri hatırlatılan Hoştan, "Hanifi Avcı ile Mehmet Eymür'ü buraya bekliyorum. Onlara soracaklarım var. Ben Veli Küçük'ü 25 yıldır tanıyorum. Kendisini de bir iki kez ziyaret etmişimdir" diye konuştu.
Daha sonra Hoştan, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'e, "Benim için uluslararası mafya diyorlar. Ben hiç mafyaya benziyor muyum?" diye sorunca Şengün, "Mafyanın şekli şemali yoktur. Kısa boylu, uzun boylu, zayıf, şişman, bıyıklı, bıyıksız bir şekli yok" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel'in, Sami Hoştan'a, "Sizin 20 milyon euro servetiniz olduğu söyleniyor. Geliriniz nedir?" diye sorması üzerine Hoştan'ın avukatı Fatih Volkan, "Burada servet araştırması, nereden buldun araştırması yapılmıyor" diyerek tepki gösterdi.

Duruşmada daha sonra Sami Hoştan'ın avukatları müvekkillerine ilişkin savunmalarını yaptı.

Sami Hoştan'ın çapraz sorgusu sırasında oturduğu yerden sorulara müdahale ettiği için Mahkeme Başkanı Şengün tarafından azarlanan Bekir Öztürk, talepler sırasında söz alarak, Şengün'e, "Siz öğretmen değilsiniz, ben de öğrenci değilim. Bana bağıramazsınız" diye tepki gösterdi. Öztürk, "Geçtiğimiz günlerde savunmamı yaptığım sırada sesimi yükselttim diye bana bağırdınız. CMK'ya göre mahkeme düzeni Mahkeme Başkanı'nın kontrolündedir. Siz düzeni bozan kişiyi salondan atabilirsiniz ama bağıramazsınız. Gereken neyse yapın. Burası ilkokul müsameresi değil. Kusura bakmayın siz öğretmen değilsiniz, ben de öğrenci değilim" dedi.

Bunun üzerine Şengün, "Uyulması gereken kurallar vardır, uymak durumundasın. Kimse düzeni bozamaz. Bana öğretmeyin. 30'dur gözlemliyorum oturduğunuz yerden her şeye müdahale ediyorsunuz. Kaç defa sizinle göz göze geldik. Halen aynı şeyleri tekrarlıyorsunuz" diyerek Öztürk'e kızdı.

Taleplerden sonra Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, İranlı asker Simitko'nun ölümünün dava ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle avukatı tarafından müdahillik talebinde bulunulduğunu söyledi. Şengün, emniyet tarafından Tuncay Güney'le ilgili proje çalışmasına ilişkin evrakların dava dosyasına gönderildiğini de belirtti.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise, talepler sırasında tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz'in Ümit Oğuztan'da ele geçirilen boş disketlere savcılar tarafından örgütsel belgeler yerleştirildiğini iddia ederek, savcılar hakkında iftira suçunu işlediğini ifade etti. Pekgüzel, Kerinçsiz hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Ergenekon şeması yeniden istenecek

Duruşmaya taleplerin değerlendirilmesi için verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, taleplere ilişkin mahkeme heyetinin aldığı kararları okudu. Mahkeme heyeti, MİT'in Ergenekon şemasına ilişkin 'gizli olduğu' yönündeki yazısının yasal dayanağının sorulmasına karar verirken, MİT tarafından Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlığa gönderilen Ergenekon şemasının dava dosyasına istenilmesini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, Tuncay Güney'in 'dolandırıcılık' suçundan gözaltına alındığı sırada emniyette ifadesinin alındığı süreçte herhangi bir resmi istihbarat tarafından sorgulanıp sorgulanmadığına, sorgulandıysa hangi istihbarat tarafından sorgusunun yapıldığının sorulmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılarak ulusalcılığı aşırı sağ faaliyet olarak nitelendiren ne gibi bir çalışma yapıldığını, bu yönelik herhangi bir raporun düzenlenip düzenlenmediğini, düzenlenmişse mahkemeye gönderilmesini kararlaştırdı.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, savcılar hakkında iftira suçunu işlediğini ifade ederek tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebi ise mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Mahkeme heyeti, İranlı asker Simitko'nun ölümünün Ergenekon davası ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle müdahillik talebinde bulunan Simitko'nun avukatının talebini de reddetti.

Öte yandan, Susurluk hükümlülerinden özel harekatçı Mustafa Altınok'un, Sami Hoştan'ın savunması sırasında duruşma salonunda olması ise dikkat çekti.

Davanın bugün görülen 32. duruşması sona ererken, bir sonraki duruşma 26 Aralık 2008 Cuma gününe ertelendi.

YUSUF MELİKOĞLU - İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.