SPOR - 13 Ocak 2019 Pazar 17:08

Hagi’den Başakşehir’e tam not

A
A
A
Hagi’den Başakşehir’e tam not

FC Viitorul Constanta'nın teknik patronu Gheorghe Hagi, Türk takımlarının Avrupa’da güzel bir başarı gösteremediğini belirterek, beklentisinin fazla olduğunu söyledi. Süper Lig'deki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Rumen hoca, “Bana göre bu sezon Başakşehir şampiyonluk konusunda daha iyi. Diğer 4 takım muhtemelen ikinci sıra için mücadele edecekler” dedi.

Galatasaray’ın efsane oyuncusu Gheorghe Hagi, teknik direktörlüğünü yaptığı FC Viitorul Constanta takımıyla Antalya’ya geldi. Kafilede, Hagi’nin oğlu futbolcu Ianis Hagi de yer aldı. Rumen teknik adam, Belek turizm merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.

Türkiye’ye kampa geldiği için mutlu olduğunu ifade eden Hagi, kendilerini çok iyi hissettiklerine dikkat çekti. İyi bir kamp dönemi geçirmek istediklerini söyleyen Hagi, "Kamp sonucunda Romanya’daki ligde iyi bir performans sergileyebiliriz. Onun dışında yetenekli gençleri yetiştirmeye devam ediyorum. Çok iyi bir çalışma ve güzel performanslar sergiliyoruz. Tabi şu anda çeşitli seviyelerde milli takımlara kaynak olarak oyuncu vermek beni mutlu ediyor. Demek ki iyi çalışıyoruz. Bundan memnunum. Çocukluğumdan beri sevdiğim işi yaptığım için mutluyum" diye konuştu.

4-5 sezondur Başakşehir’in güzel bir gelişme kaydettiğinin altını çizen Hagi, Başakşehir’in 4 büyüklere karşı her zaman mücadele eden bir takım olduğunu belirtti. Türkiye’de futbolun sevilen bir spor olduğunu bildiren tecrübeli teknik adam, şöyle konuştu:

“Olağanüstü alt yapısı var. Her sezon star oyuncular geldi. Her takımın çok iyi oyuncuları var. Maalesef Avrupa’da güzel bir başarı gösteremediler. Benim beklentilerim daha fazlaydı. Futbol konusunda iyi olan ülkeleri bir araya bırakırsak, bunlardan sonra birinci sırada gelen benim kendi görüşüm Türkiye’dir. Türkiye’deki takımların herhangi birisi diğer Avrupa’daki takımlarla baş başa mücadele edebilirler. Çünkü bütçeleri ve oyuncuları, alt yapıları büyük bir ülke. Grupları var, kazanabilecek olan grupları var. Böyle geleneksel olan futbola sahipler. Bana göre kazanmak için her şey var. Şahsen dışarıda daha fazla başarıya beklenti var. Beşiktaş geçmiş sezon iyi gitti. Bana göre daha fazla istek olması lazım. Daha fazla hırs olması lazım. Avrupa’da kendisini göstermesi için beklenti olması lazım diye düşünüyorum. Romanya’dan öyle gözüküyor. Türkiye çok iyi durumda. Bir çok statlar yapıldı, yeni tesisler yapıldı. Alt yapı olarak mükemmel, oyuncular var. Potansiyel çok büyük. Benim görüşüm, Avrupa’da daha fazla başarı elde etmeli diye düşünüyorum.”

"Benim takımımda en yüksek maaş 5 bin Euro

Kendisine göre ‘krizden’ söz edilemeyeceğini kaydeden Hagi, şu ifadeleri kullandı:

“Türk futbolunda şu anki durumu bana göre normal. Böyle bir durumda yüksek seviyede üst performans yapılabilir diye düşünüyorum. Çünkü ben de böyle bir şey var. Az parayla çok iş yaparsınız diye düşünüyorum. Önemli olan bu konumda teknik konsept olması lazım ve bu konuda çok iyi çalışmak lazım. Büyük takımlar inşa edilir temelden. Sadece iyi oyuncu alarak olmaz. Dolayısıyla sadece paradan bahsetmek iyi değil. Teknik konseptten bahsetmek gerekiyor. İnşa edebilecek durumdasın, ben başka bir şey düşünmüyorum. Benim mantalitem her zaman kazanmak ve her zaman en iyisi olmak. Bununla yatıp kalkıyorum. Ben böyle bir krize inanmıyorum. Bana kalırsa bu durum Türk futboluna daha iyi bir şey getirir diye düşünüyorum 1 milyon Euro net maaş ödediğin zaman. Orada çok az para veriyorlar. Ben Türk futbolunda çok güzel ilerleme görüyorum. İnanılmaz şeyler yapıldı. Ben sadece futbola bakıyorum. Benim takımda en fazla maaş 5 bin Euro ve oynuyoruz. Romanya’nın 1. Lig'de oynuyoruz. Ama benim şu andaki kulüp bütçesi eskiden Türkiye’de bir futbolcunun yıllık kazandığı maaştı. Böyle bir bütçeyle böyle bir takımla Avrupa’ya çıkarak şampiyon olduk. Romanya’nın en iyi takımlarını yendik. Önemli olan kazabilecek takım oluşturmak ve inşa etmek.”

“Manken olmayacak, futbolcu olacak”

Genç ve yetenekli oyuncuların takımlarda yer alması gerektiğini savunan Gheorghe Hagi, “Büyük bir proje içerisinde mutlaka gençler olması gerekiyor. Gençler gelecek demektir. Tecrübeli olan kısımla, genç yetenekli oyunculardan oluşması lazım. Bu ikisiyle çok iyi bir performans yapabiliriz. Milli takım, kulüp takımı tecrübeli oyunculardan medyanın baskılarını kaldırabilecek olan oyuncuların gençlerden oluşması lazım. Bu ikisini bir araya getirdiğiniz zaman büyük bir takım yapılabilir diye düşünüyorum. Sadece kazanabilecek takımdan bahsediyorum. Herkes mantaliteden bahsediyor. Yetenekli futbolu seven ve bu metalitede yürüyen futbolcuları ön plana almak gerekiyor. Sadece parayı koyan değil de, zevkten futbolu oynayan oyuncuları bulmak lazım. İlk önce kendine değerli bir futbolcu olduğunu ispat etmen gerekiyor, sonra para gelir. Önce parayı düşünmemek lazım. En iyi futbol nasıl oynanır onu düşünmek lazım. En önemli şey kariyerinde antrenman yapmak. Çok yetenekli olan bir oyuncu size bunu söylüyor. Futbol sahası dışında da futbolu sevecek, manken olmayacak, futbolcu olacak“ diye konuştu.

“10 numaranız yoksa onu arayın, bulun”

Maçların test ve sınav olduğuna dikkat çeke Hagi, kendisine söylenen ‘Artık Türkiye’de 10 numaralar yok’ söylemlerine ise ‘Ben buna inanmıyorum’ diye cevaplayarak, şöyle devam etti:

“Belki bizim gibi oyuncular şu anda keşfedilmedi. Kendi kulübümde en fazla ürettiğim oyuncular 10 numaradır. Benim şu anki takımımda 4 tane 10 numara var. Mutlak o vardır. Herhalde keşfedilmemiş ya da seçilmemiştir. Ben onun olduğuna inanıyorum. Bu tamamen teknik ekibe bağlı. Benim için 10 numara, Galatasaray’da da, Fenerbahçe’de de, Beşiktaş’ta da var. 10 numarasız çok iyi bir takım olamazsınız. 10 numara her zaman fark oluşturur. Antrenörün düşünmediğini bile düşünebilir. 10 numarasız iyi bir takım olamazsınız. Ben de şu an 4 tane var. İlginç takım olsun diye düşünüyorum. İlginç takımla seyirciyi de çekersiniz. 10 numaranın ardında çok iyi bir takım olması lazım. Hiç bir zaman kendi kendine başarıya ulaşmaz. Ben de kolektif futbol oynadım. Benim arkamda iyi bir takım vardı. Beni çok iyi oynattı. Takımdaki 10 numaranın rolü her zaman çok büyük. 10 numaranız yoksa onu arayın, bulun. “

"Hiçbir yabancı oyuncu yedek olmaz"

Yabancı oyuncuların takımlarda oynaması gerektiğini vurgulayan Hagi, “Ben de yabancıyım. Yurt dışında oynadım. Her zaman ilk 11’e girdim. Benim için yabancı oyuncunun mecburen ilk 11’de olması lazım. Hiçbir yabancı oyuncu yedek olmaz. Tabi kuralları ben yapmıyorum. Bir takımda 3,4 ya da 6 yabancı olabilir. Yabancıların ilk 11’de olması lazım. Neden ben yabancı olarak başka bir ülkeye gidip, oynamak istiyorum? Çünkü o ülkenin oyuncularından daha iyiyim. O yüzden ilk 11’de olmam gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"Fatih Hoca geldiğinden beri işler daha iyi"

Galatasaray’ın durumunu değerlendiren Hagi, Fatih Terim'in takıma geldiğinden beri işlerin yerine oturduğunu belirtti. Takımın durumunun iyi gittiğini ifade eden sarı-kırmızılı takımın efsanesi, “Bunu söylemeliyim ki, Fatih Hoca geldiğinden beri işler daha iyi. Şampiyon oldular. Bu sezon gruplarda yapabileceklerini yaptılar. Ama zaman içerisinde düzelir diye düşünüyorum. Bana göre bu sezon Başakşehir şampiyonluk konusunda daha iyi. Diğer 4 takım muhtemelen ikinci sıra için mücadele edecekler“ diye konuştu.

"Bu mesleği seversen iyi iş yaparsın"

Eski takım arkadaşlarının antrenörlük yaparak futbol hayatının içinde olmalarından çok mutlu olduğunu dile getiren Hagi, “Teknik direktörlük mesleğini seveceksin. Hangi seviyede oynadığın önemli değil. Bu mesleği seversen iyi iş yaparsın. İyi bir antrenör de diğerlerini daha iyi seviyeye getirecek, iyi oyuncu yetiştirmeye çalışacak. O verimi verecek antrenör olması lazım. Gördüğüm kadarıyla Bülent, Antalyaspor’un başında iyi iş yapıyor. Tebrik ederim. Tabi ki eski takım arkadaşlarımın futbol için çalışmaları beni çok memnun ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.  

Ferah Vanlı - Mustafa Bürge
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri açıklandı Akdeniz Üniversitesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen çevre alanında Türkiye’nin en uzun soluklu organizasyonlarından olan Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023’ün kazananları belli oldu. Ödüller Haziran ayındaki törenle 26’ıncı kez sahiplerini bulacak. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından, 26 yıldır düzenlenen Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023 açıklandı. Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri her yıl, Akdeniz Üniversitesi, Antalya ve Türkiye ölçeklerinde ve ayrıca Bilim Onur, Bilim Hizmet, Bilim Teşvik ve Özel Ödül kategorilerinde; doğal kaynakların ekolojik ilkelere uygun olarak kullanılmasının sağlanmasına, çevre kirliliğinin önlenmesi için stratejiler geliştirilmesine, projeler üretilmesine ve uygulanmasına, politikalar geliştirilmesine, çevre bilinci kapsamında ekolojik düşünme alışkanlığının geliştirilmesi ve yaşama biçimine dönüştürülmesine hizmet etmiş kişi, kurum ve kuruluşlara veriliyor. 2023 yılı Çevre Hizmet Ödüllerinin sahiplerine takdimi için ödül töreni 2024 Haziran ayında gerçekleştirilecek. Her yıl ilgi artıyor Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için çevresel bilincin artırılmasının son derece önemli olduğunu ifade ederek, Akdeniz Üniversitesi olarak Çevre Hizmet Ödülleri ile Türkiye çapında 26 yıldır bu bilincinin yaygınlaştırılması ve çevresel duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Rektör Özkan, “Çevre Hizmet Ödüllerine her yıl artan ilgi de bu çabanın karşılık bulduğunu gösteriyor. Anaokulundan üniversite düzeyine katılım olması bu bilincin yediden yetmişe toplumun geneline yayılmasına vesile olması anlamında ayrıca sevindirici.” dedi. Çevrenin korunmasının toplumun tamamının ortak sorumluluğu olduğunu belirten Rektör Özkan, “Bulunduğu konumda herkes elinden geldiğince çevreyi korumanın ve hatta iyileştirmenin bir yolunu bulmalı. Bu ödül töreni ile de sadece bu alana hizmet etmiş kişileri ödüllendirmiş olmuyoruz aynı zamanda örnek projeleri de yaygınlaştırmış oluyoruz. Bu anlamda çok yönlü bir kazanım sağlanmış oluyor.” diye konuştu. Rektör Özkan, ödül almaya hak kazananları tebrik ederek çevre için yapmış oldukları çalışmalardan dolayı da teşekkür etti. Herkesin sorumluluğu var Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek de, tüm vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, çevrenin geliştirilmesi, çevre sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesinin aynı zamanda tüm vatandaşların da ödevleri arasında olduğunu belirtti. Son yıllarda özellikle iklim değişikliğinin çevre üzerindeki baskıyı artırdığını ifade eden Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, iklim değişikliğine uyum, çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilirliğin hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yer alması gerektiğine vurgu yaptı. Çevrenin insan sağlığı, ekonomi ve sosyal yaşam üzerinde derin bir etkiye sahip olduğunu, gelecek nesillere sağlıklı ve dengeli bir çevre bırakmanın tüm herkesin vazifesi olduğunun altını çizen Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, 26’ıncısı düzenlenen 2023 Çevre Hizmet Ödülleri kapsamında iklim değişikliğine uyum ve çevrenin korunması kapsamında yapmış oldukları çalışmalarından dolayı ödül almaya hak kazananları tebrik ettiğini bildirdi.
Bursa Otomotiv ihracatı Nisan ayında yüzde 2 arttı Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı yüzde 2 artışla 2,75 milyar dolar oldu. Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 2,1 artışla 2 milyar 746 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatında yine birinci sırada yer alan otomotiv sektörü, ülke ihracatından aldığı pay yüzde 16,8 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dört ayında otomotiv endüstrisi ihracatı ise yüzde 5 artışla 11 milyar 876 milyon dolara ulaştı. En fazla ihracat ise yüzde 20 artışla Fransa’ya gerçekleşti. Binek otomobillerde en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya yüzde 47 ihracat artışı yaşanırken, önemli pazarlardan İspanya’ya yüzde 17, Almanya’ya yüzde 82, Hollanda’ya yüzde 90, İsveç’e yüzde 52, Fas’a yüzde 349 ihracat artışı, İtalya’ya yüzde 46, İsrail’e yüzde 13, Polonya’ya yüzde 22, Slovenya’ya yüzde 63 ihracat düşüşü yaşandı. Nisanda Fransa 400 milyon dolar ihracatla en fazla ihracat yapılan ülke oldu. Almanya 366 milyon dolarlık ihracatla ikinci büyük pazar olurken, bu ülkeye yönelik otomotiv ihracatı geçen yıla göre yüzde 5 arttı. Birleşik Krallık’a ihracat yüzde 7 artışla 260 milyon dolar oldu. Geçen ay önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 51, Romanya’ya yüzde 50, Hollanda’ya yüzde 29, Fas’a yüzde 90 ihracat artışı yaşanırken İtalya’ya yüzde 34, Polonya’ya yüzde 19, Belçika’ya yüzde 17, Slovenya’ya yüzde 48 ve Rusya’ya yüzde 11 ihracat düşüşü yaşandı. Geçen nisan ayında ülke grubunda yüzde 66 pay ile ilk sırada yer alan Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yüzde 3 azalışla 1 milyar 822 milyon dolar oldu. Diğer Avrupa Ülkeleri yüzde 12 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat yüzde 11 arttı. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 45 ve Afrika Ülkelerine yüzde 19 ihracat artışı kaydedildi.
Gaziantep 2 çocuğun öldüğü ATV kazasının davasında karar çıktı Gaziantep’te, Hüseyin Akın ile Kerim Gündoğan’ın ölümüyle sonuçlanan ve otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı ATV kazasına ilişkin davada karar duruşması görüldü. Karar duruşmasında sanık otomobil sürücüsü 3 yıl 7 ay 10 cezaya çarptırılarak tahliye edildi. Gaziantep’te Hüseyin Akın (14) ile Kerim Gündoğan’ın (14) ölümüyle sonuçlanan ATV kazasına ilişkin otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı davada karar duruşması görüldü. Tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde "Taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olmak" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı duruşmaya da SEGBİS’le bağlandı. Duruşmada, sanık Av. H. Mehmet Balcı ve Av. Mehmet Sait Bozhüyük ile Hüseyin Akın’ın aile avukatları Av. Mutlu Can Dağlı, Av. Doğan Canbolat, Av. Mustafa Edip İzol ve Av. Gizem Kaleoğlu, Av. Suat Genç yanı sıra tanıklar da hazır bulundu. "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı" Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı. Hala tutuklu yargılanıyorum. Keşke bu kaza olmasaydı. Keşke ben oradan geçmeseydim. Bir önceki duruşmada bu ateş 3 eve düştü demiştim. Bunu burada tutuklu olduğum için söylemedim.2 çocuğunun ölmesine üzüldüğüm için söyledim. 7 aydır tutukluyum. İtiraz etmedim fakat raporlarda kusursuz olduğum belli olduğu için 9 Mart günü itiraz dilekçesi yazdım. Nitekim bu kazanın kusurlu tarafı ben olsaydım söylerdim. Ben bir profesörüm yalan söylemem. Alkol almadım alsaydım söylerdim. Sabah ameliyata girdim ve dezenfektan kullandım. Kana kaç saat sonra girer. Buradakilere tıp öğretecek değilim. Telefonla konuşmadım. Konuşsaydım zaten söylerdim. Kaza olduktan sonra gelen ambulanslar 2 çocukla ilgilendi. Daha sonra gelen ambulansı 10 dakika bekledik. Ambulans geldikten sonra hastaneye gitmemiz ise 10 dakika sürdü. Çocuklar üniversiteye götürüldüğü için beni başka bir hastaneye götürdüler. Doktorları çocuklara yardım etmek amacıyla aradım. Ben bir hekimim ve insanı yaşatmaya yemin etmiş bir doktorum. Benim tutuklu kalmama alkış çalan insanlar sizin buraya topladığınız insanlar. Görgü tanıkları önce çocukların yarış yaptığı konusunda ifade verdi. Daha sonra mahkemede ifadeler değişti. Hüseyin, ters yönden geliyordu. Ben bu videoyu ilk defa izledim ve görüyorum ki bana roket gibi çarpmış. Ters yönden gelen bir sürücüyü nasıl öngörebilirim. Keşke onların hızı daha yavaş olsaydı. Hüseyin Akın’ın çok fazla asli kusuru vardır. Kazanın oluşunda etkim yok" ifadelerini kullandı. Aileler en ağır cezayı istedi Sanığın savunmasına karşı savunma yapan maktul ailelerinin avukatı ve aileler ise sanığın asli kusurlu olduğunu iddia ederek en ağır cezayı alması gerektiğini ifade etti. Sanık, 3 yıl 7 ay 10 gün cezaya çarptırılarak tahliye edildi Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık otomobil sürücüsü Volkan Kılınçoğlu’na 3 yıl 7 ay 10 gün ceza vererek tahliye edilmesine karar verdi. Karar sonrası maktullerin aileleri mahkeme salonunda göz yaşı dökerken, bazı yakınları ise sinir krizi geçirdi. Olayın geçmişi Kaza, 12 Ekim 2023’te Şehitkamil ilçesi 15 Temmuz Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, üzerinde Kerim Gündoğan (14) ile Hüseyin Akın’ın (14) bulunduğu 27 MST 04 plakalı ATV’ye, Volkan Kılınçoğlu idaresindeki 27 ARB 190 plakalı lüks araç çarpıktan sonra ATV savrularak devrildi. Feci kazada ATV’nin üzerinde bulunan 2 çocuk ağır yaralandı. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırılan 2 çocuk, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay sonrası lüks otomobil sürücüsü Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu tutuklandı.
Ankara 28 Şubat davasının görülmesine devam edildi Yargıtay’ın bozma kararı sonrası, emekli orgeneraller Orhan Yöney ile dönemin YÖK Başkanı Halil Kemal Gürüz’ün de içerisinde bulunduğu 16 sanığın yargılandığı 28 Şubat davasına devam edildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından tanık dinleneceğini söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, 28 Şubat’ı ‘darbe’ olarak değerlendirmediğini söyledi. İdamla yargılandığını söyleyen Zeybek şunları söyledi: “12 Eylül’de hükümeti devirmek suçundan idamla yargılandım ve aklandım. 28 Şubat süreci diye adlandırılan bu süreçte bütün inancımla söylüyorum hiçbir şekilde darbe söz konusu değildir." “Tankların yürütülmesinin bir mantığı yok, gülünç geliyor” Zeybek, generallerin hükümet üzerinde bir baskısının mümkün olmadığını savunarak, "Sincan’dan tankların yürütülmesinin bir mantığı yok. Bu iddia bana gülünç geliyor. Sonradan tankların sıradan geçişi olduğunu öğrendik. O gün tankların Sincan’da yürümesiyle devletin değişmesinin hiçbir ilişkisi yok. O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi" ifadelerini kullandı. Söz alan sanık avukatları, Adli Tıp Kurumundan (ATK) gelen raporu inceledikten sonra beyanda bulunmak için mahkeme heyetinden süre talep etti. Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarına dosyaya sunulan ATK raporuna karşı yazılı beyanda bulunmaları için bir sonraki celseye kadar süre verdi. Duruşma 9 Eylül’de devam etmek üzere ertelendi. Olayın geçmişi Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında "hükümeti cebren vazife görmekten men" suçundan verilen müebbet hapis cezasını onamıştı. Aynı cezaya çarptırılan sanıklar Halil Kemal Gürüz, Erdoğan Öznal, Hayri Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel’in ise "yardım eden" sıfatıyla cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle haklarındaki mahkumiyet kararını bozan Daire, haklarında "zaman aşımı" nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı’nın ise diğer sanıklarla "gizli ittifakları"nın olduğu gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti. Haklarında bozma kararı verilen 16 sanık, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlanmıştı.