ASAYİŞ - 09 Ekim 2015 Cuma 10:32

Hapishaneden firar hikayesi!120 metre tünel kazıp...

A
A
A
Hapishaneden firar hikayesi!120 metre tünel kazıp...

Kırşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 arkadaşıyla 16 Eylül 1988’de 6 ayda ranza demiriyle kazdıkları 120 metrelik tünelden firar eden Veyis Sami Türkmen, çok ilginç olan kaçış hikayesini anlattı.

 Kırşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 arkadaşıyla 16 Eylül 1988’de 6 ayda ranza demiriyle kazdıkları 120 metrelik tünelden firar eden Veyis Sami Türkmen, kaçış hikayesini anlattı. Hatıra fotoğrafı çektirdikleri tünelden takım elbiseyle çıktıklarını belirten Türkmen, yakalandıktan sonra tekrar cezaevine girdiğini, 2,5 yıl yine tünel kazıp kaçma planı yaparken tahliye haberiyle özgürlüğüne kavuştuğunu anlattı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından sol örgüte üye olan ve eylemlere katılan 18 genç yakalanıp 1988 yılında tutuklanarak Kırşehir Cezaevi'ne gönderildi. 18 arkadaş cezaevine girer girmez kaçma planı yapmaya başladı. Önce dışarıdan yardım ile kaçmaya çalışan gençler bunda başarılı olamayınca tünel kazarak kaçmaya karar verdi. Cezaevindeki bir tuvaletin taşını kaldıran gençler ranzaların da demirini çıkartıp levye gibi kullanarak tuvaletten girip tünel kazmaya başladı. Gece 4'er kişi tünele giren gençler levyelerle kazıp hava almak için de kendi yöntemleriyle körük yaptı. Bir kişi körük ile tünele sürekli hava basıyor diğerleri de kazıyordu. Tünelden çıkan kumları ise gençler avuçlarının içinde suyla yok ediyordu. Tünel kazarken gençler hatıra olsun diye ve propaganda yapmak için tünelde fotoğraf bile çektirdi.
6 ayda 120 metre tünel kazan gençler 16 Eylül 1988 günü ailelerinden istedikleri koyu eşofmanların altına takım elbise giyerek cezaevinden kaçmayı başardı. Ancak aradan 1 gün sonra 2 genç Mersin'de 4 genç ise İstanbul'da yakalandı. Tekrar yargılanan gençlerden yakalanan 6 kişi Malatya Cezaevi'ne gönderildi. Burada da kaçmaya karar veren gençler tünel kazmaya başladı. Tam 2 yıl boyunca tünel kazan gençler çıkışa 1-2 metre kala Yargıtay'ın tahliye kararıyla buruk bir sevinç yaşadı. Bu 18 gençten biri olan ve tüneldeki fotoğraf karesindeki 3 kişiden de biri olan CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in kayınbiraderi Veyis Sami Türkmen cezaevlerinde tünel kazarken neler yaşadıklarını anlattı.

"TUVALET TAŞINI SÖKÜP TÜNEL KAZMAYA BAŞLADIK"
Türkmen, Kırşehir Cezaevi'ne girdikten sonra özgürlük duygusu ve dışarıda mücadele eden arkadaşlara yardım etme duygusu ağır bastığından cezaevine girildiği ilk günden itibaren kaçış planı yapıldığını belirterek, "Firar etmek için önce dışarıdan içeriye doğru tünel kazılması fikri ortaya çıktı. Bunun için cezaevine yakın bir arsa satın alındı. Ancak bu plan ortaya çıkınca, kaçış rafa kaldırıldı. Devreye ikinci plan girdi. Bu plana göre tünel koğuştaki tuvaletten kazılmaya başlanacaktı. Demir ranzaların bağlantı yerleri söküldü ve bunlar levye gibi kullanıldı. Tuvalet taşı kaldırılarak buradan kazmaya başladık. Baya becerikli arkadaşlarımız vardı o konuda, her şey kendi çabamızla oldu kazmaya başladık. Tüneldeki en büyük sorun toprak sorunuydu yani çıkan toprağı nereye yerleştireceğimiz sorunuydu. Daha önceden E tiplerinden biliyorduk ve dışarıdan arkadaşların çabasıyla da malta diye tabir ettiğimiz cezaevinin ortasından geçen geniş bir koridor vardır. O maltanın altında tünel olduğunu öğrendik. Atık su borularının ve sıcak, soğuk su borularının geçtiği bir yer. Dar bir tünel ama borular üste monte edilmişti. Orayı bulmak için 12- 13 metre ters tarafa gittik önce orayı bulalım dedik. Uzun bir çaba sonucu tüneli bulduk ve patlattık orayı. O tüneli bulduktan sonra toprak sorunu olmuyor. Bulduğumuzda boruların etrafına sarılan elyaf ile karşılaştık çok kötü ve iğrenç bir şeydi, kalın giyiniyorduk ama sürtünme sonucu her tarafımız kızarıyordu. Elyaf çok kötü yakıyordu böyle bir sıkıntıyla karşılaştık ve elyafı temizlemeye başladık. O tüneli bulduktan sonra hedefimize doğru dışarıya kazmaya başladık. Yaklaşık 6 ay kadar sürdü, aslında daha çabuk biterdi ama başka cezaevlerinde yaşanan olaylardan uzadı" dedi.

"TAKIM ELBİSEYLE KAÇTIK"
Yaklaşık 6 ay süren çabadan sonra 120 metre tünel kazıp kaçtıklarına dikkat çeken Türkmen şöyle devam etti:
"Çok sansasyonel bir olaydı, bizim kaçışımız günlerce konuşuldu. 1.5 gün sonra Mersin’de yakalandık. Hedefimiz aynı gün ülke dışına çıkmaktı ama yetişemedik. İkinci randevu pazar günüydü seçim de vardı ikinci randevu oydu ama bir talihsizlik sonucu yakalandık. Mersin’de 4 kişi diğer 2 arkadaş da İstanbul’da yakalandı. Diğer 12 arkadaşımız hala yurt dışında. Tünelde nefes alma sorunu vardı cezaevinin altında bulduğumuz yer yüksekti kartal yuvası olarak tabir ettiğimiz yer. Orada körük yaptık biz, körüğün naylonundan borular yaptık ve diktik daha sonra da yapıştırma yoluyla hava sorununu çözdük. Tünel kazma aşamasında toprakları erittik, 17 metre kazdığımız toprağı suyla ıslatarak elimizde ovalama yöntemiyle erittik. Sonra cezaevinin altında bulduğumuz yere depoladık. Tünelden eşofmanlarla çıktık ailemizden siyah ya da koyu renkli eşofmanlar istedik. Eşofmanların altına takım elbiseleri giydik tünelden çıktık tabi çamur, toprak bulaşmıştı dere kenarına geldiğimizde eşofmanları çıkardık ve takım elbiselerle kaldık. Dikkat çekmemek için kravatlıydık. Yurt dışından arkadaşlar arabalar göndermiş bir kısmı İstanbul’a gitti biz de aynı gün gidecektik ama olmadı Mersin’e gittik orada da yakalandık."

"HEM VİDEO HEM FOTOĞRAF ÇEKTİK"
Türkmen, tünelden çıkış anlarını videoya çektiklerini, tünel içinde de fotoğraf çektirdiklerini ifade ederek, "Çıkışımızı videoya aldık tünel içinde fotoğraf çektirdik işin propaganda kısmı da var. Sadece kaçalım diye değil özgürlük tutkusu var ama biz siyasi devrimci insanlarız. Aynı zamanda anı olmasını da istedik. Bizim çektirdiğimiz fotoğrafa selfie diyenler var ama ben selfieden anlamıyorum şu an moda oldu gerçi, o an bizi bir arkadaş çekti ama onun kim olduğunu hatırlamıyorum 4 kişiydik zaten 1’i çeken arkadaştı. Fotoğraftaki bir arkadaşımız Adem Kütük öldü, diğeri ise Hatay'da Selman Altınöz isimli arkadaş" diye konuştu.

TÜNELİN BİTMESİNE 1-2 METRE KALA TAHLİYE KARARI
Veyis Sami Türkmen, Kırşehir Cezaevi'nden kaçışı 12 Eylül 1988 tarihine ayarladıklarını ancak o gün olaylar olduğu için tarihi 16 Eylül'e ertelediklerini belirterek şöyle devam etti:
"Biz çıkış için 12 Eylül'ü düşünüyorduk ama 12 Eylül protestoların olduğu güvenliğin arttığı günlerdi, 12 Eylül değil ama 16 Eylül’de çıktık. Yakalandıktan sonra 9 gün poliste kaldık. Mersin’de yasalar gereği suç mahalline gitmemiz gerekiyordu 9 günde Kırşehir’de kaldık, sonrasında Malatya’ya gittik, 1 ay hücre cezası vardı onu yattıktan sonra zaten arkadaşlar hazırlık yapmışlardı. 2.5 yıl da orada kazdık son metreler yaklaşıyordu Yargıtay’dan tahliye olduk. O an karışık duygular hissettik, sevindik yani Yargıtay bunların yattıkları yeter demiş. Arkadaşlar arasında espri konusu da oldu tam kaçacakken tahliye edilmemiz."

"BİZİM REKORLA İŞİMİZ OLMAZ"
Türkmen Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek gibi bir dertlerinin olmadığını söyleyerek, "Bir gazetede Guinnes bizim hakkımız gibi bir haber çıktı işte ama ben espri olsun diye söyledim olayı. Kurthan Fişek, köşe yazısında bizim çocuklara haksızlık yapılmış ben bu Guinness’i, mahkemeye vereceğim dünyanın en uzun tüneli bu diye espri olsun diye söylenmiş. Arşivlerde görünüyor Cumhuriyet gazetesi köşesinde cezaevinden çıktığımda böyle bir yazı görmüştüm onu örnek verdim, o da işte Guinness, istiyorlar demiş. Bizim öyle bir derdimiz yok madalya mı verecekler, Guinness’e girmek gibi derdimiz de yok aslında" dedi.
SSK'dan emekli Türkmen şimdi sessiz sakin bir hayat yaşıyor.

FATİH KEÇE-SERKAN ÇETİNKAYA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da sürüler merada Erzincan’da kar yağışsız, kurak geçen Aralık ayında havalarında sıcak gitmesiyle birlikte küçükbaş hayvan üreticileri sürülerini meraya çıkardı. Güneşli havayı fırsata çeviren üreticiler, hayvanlarını doğal otlaklarda otlatarak yem masraflarını azaltıyor. 20 gün önce yağan kar yağışı nedeniyle hayvanlarını ahırlarda beslemek zorunda kalan üreticiler, havaların mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla sürülerini yeniden meralara saldı. Bu sayede küçükbaş hayvanlar doğal otlardan faydalanırken, üreticiler de artan yem fiyatları karşısında ekonomik avantaj sağlıyor. Üreticilerden Gökhan Topal, bir süre önce kar yağışı nedeniyle hayvanlarını içeride yemlemek zorunda kaldıklarını belirterek, "Havalar ısınınca koyunları otlağa çıkardık. Bu sıcak günleri fırsat bilerek hem hayvanları otlatıyoruz hem de yem masrafından tasarruf ediyoruz. Önceki yıllarda bu dönemlerde kar olurdu, bu yıl kurak geçecek gibi görünüyor" dedi. Bir diğer üretici Burhan Koyun ise yem fiyatlarının ciddi oranda arttığını ifade ederek, "Yaylalarda kar olduğu için koyunları köye indirmiştik. Yem pahalı olduğu için fırsat buldukça dışarı çıkarıyoruz. Ot olmasa bile geziyorlar, bu da yem masrafını azaltıyor. Yem adeta altınla yarışıyor" diye konuştu. Erzincan’da güneşli günlerin artmasıyla birlikte meralara çıkan küçükbaş sürüler, hem üreticilere ekonomik katkı sağlıyor hem de hayvanların doğal ortamda daha sağlıklı beslenmesine imkân tanıyor.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.