GÜNDEM - 04 Mart 2020 Çarşamba 09:30

İdlib ile 105 yıllık bağın sırrı Çanakkale Şehitliği'nde

A
A
A
İdlib ile 105 yıllık bağın sırrı Çanakkale Şehitliği'nde

105 yıl önce başlayan I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’ye gelerek vatan savunmasına katılan 121 İdlibli Mehmetçik, Çanakkale Şehitliklerinde anılmaya devam ediyor. Çanakkaleli Araştırmacı Yazar Bünyamin Nami Tonka, İdlib'in vatan toprağı olduğunu belirterek, Türk tarihinden koparılamayacağını söyledi.

İdlib'de yaşanan gelişmeler Çanakkale Şehitliklerinde yatan 121 İdlibli kahraman Mehmetçiği yeniden gündeme getirdi. 105 yıl önce yaşanan ve tarihe altın harflerle yazılan Çanakkale savunmasına Suriye’den gelerek katılan ve bu uğurda canlarını feda yüzlerce İdlibli vatanseverler, bugün Çanakkale Şehitliklerinde isimleriyle yad edilmeye devam ediyor.

Çoğunluğu 77. Alaya mensup olan İdlibli şehitlerin isimlerini; Karayörük Deresi, Çatal Deresi ve Kesik Deresindeki şehitliklerde sık sık görmek mümkün. Çanakkale Şehitliklerine gelerek İdlibli Mehmetçiklerin yattığı toprakları ziyaret eden Çanakkale’nin önde gelen araştırmacı yazarlardan Bünyamin Nami Tonka, İdlib'in vatan toprağı olduğunu ve Türk tarihinden koparılamayacağını vurguladı.

İdlib ile 105 yıllık bağın sırrı Çanakkale Şehitliği'nde

"Karayörük Deresi Şehitliği’mizde yaklaşık 45 kadar İdlipli şehidimiz var"

Çanakkale Savaşları sırasında yalnızca İdlib'den değil, Suriye’nin birçok yerinden vatansever insanların vatan savunmasına katıldığını dile getiren Bünyamin Nami Tonka, “İdlib’den, Bab’tan, Halep’ten Çanakkale’ye birçok insan geldi. Onlar da bu topraklarda şehit düştüler. 2006 yılında yapmış olduğumuz şehitliklerimizi ziyaret ettiğimiz zaman; Karayörük Deresi, Çatal Deresi ve Kesik Deresindeki şehitliklerimizde İdlib’den, Bab’tan ve Halep’ten şehitlerimizi görüyoruz. Karayörük Deresi Şehitliği’mizde yaklaşık 45 kadar İdlibli şehidimiz var. Bab’tan 35 kadar şehidimiz var. Halep’ten de 50’ye yakın şehidimiz var. İdlib’deki yerleşim yerlerinin eski adlarına bir baktığımız zaman yüzde 90’ı Türk köyüdür. Oğuz boyları Anadolu’ya ilk geldikleri zaman da genellikle Konya-Karaman bölgesine geliyorlar. Bunların nüfusları fazla olduğu için de Osmanlı bunları değişik yerlere dağıtmış. Bu dağıtılmalar Toroslar’da olmuş, Doğu Karadeniz’de olmuş, Ege Bölgesi’nde olmuş, bir kısmı da Balkanlar’a gönderilmiş. Ama büyük bir kısmı da Halep, İdlib, Bab, Lazkiye bölgesine gitmişler. Biz onlara Bayırbucak Türkmenleri diyoruz. Bunlar sünni inanç içinde olan insanlardır. Bunlar da bizim bir parçamızdır” ifadelerini kullandı.

“Şehitliklerimizin hepsinde İdlib, Halep, Bab’dan insanları görmek mümkün”

İdlib’in Türk tarihi için önemine değinen ve bu bölgenin Türkiye’den bağımsız bir şekilde düşünülemeyeceğini vurgulayan Tonka, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini Çanakkale’de attık diyoruz. Buradaki şehitliklerimizin sayısı şu an 12. Bu şehitliklerimizin hemen hemen hepsinde İdlib’ten, Halep’ten ve Bab’tan insanları görmek mümkündür. O dönemde bu toprakları savunmak için gelen insanların dara düştüklerinde de bugün Türklerin oraya gitmemesi abestir. Biz oraya yine yardıma gidiyoruz. Onlar bizi çağırıyorlar, biz de gidiyoruz. Çağırmalarına da lüzum yok. Zaten bu topraklar bizim. Biz kendi topraklarımıza gidiyoruz. ‘İdlib’le ilgimiz yoktur’ diyen varsa bu şehitliklerimizi ziyaret ederek gerekli bilgiyi de alabilirler. Bu topraklar bizim topraklarımız. ‘Türk askerinin Halep’te, İdlib’te, Bab’ta ne işi var?’ gibi sözlere Türk tarihini bilmeyen, Türk tarihiyle ilgisi olmayan ve biraz da Türklükten nasibini alamamış insanların söylemi olarak bakıyorum” dedi.

Selahattin Murathan Yıldırım - Batuhan Hasar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Siirt’te 3 buçuk ayda 54 büyükbaş hayvanı telef olan besicinin zararı 8 milyon lirayı buldu Siirt’te büyükbaş hayvancılığı yapan besicinin son 3 buçuk ay içerisinde 54 hayvanı bilinmeyen bir nedenle telef olurken, yaşanan kaybın 8 milyon liraya ulaştığı öğrenildi. Önce iki hayvanını sonrasında peş peşe diğer hayvanları telef olan Levent Başaran, 3 buçuk ay içerisinde toplam 8 milyona yakın maddi kayba uğradı. Hayvan teleflerinin belirlenmesi için Siirt, Elazığ ve İstanbul’da tahliller yapılmasına rağmen kesin bir neden belirlenemedi. Besici Levent Başaran, 62 tane hayvanı olduğunu, ilkin iki hayvanı öldüğünü, daha sonra 2-3 günde bir hayvanlarının telef olduğunu söyledi. Veterinere başvurduğunu belirten Başaran, "Beni üniversiteye yönlendirdi. Üniversitede tahlil yapıldı. ’Şu ilaçları kullan, giderilecek’ denildi. Kullandım, hayvan bir hafta kendini toparladı, tekrar hastalık başladı, ölümler başladı. Bu sefer tahlilleri Bursa’ya gönderdiler. Bursa’da bir şey çıkmadığı bildirildi. Bakanlığı aradım. Bakanlık Elazığ’dan ekip gönderdi. Ekip geldi, iki hafta tahlilleri beklediler, sonra bir şey çıkmadı. İstanbul’a tahlilleri göndereceklerini söylediler. İstanbul’da tahlillerde bakteriyel bir şey var denildi. Ağrı kesici önerdiler. Kullandım, hayvanlarım yine ölmeye devam etti. 62 tane hayvandan 8 tane kalmış. Hepsi gitgide ölüyor. Onun için çare arıyorum, yetkili kişilerden yardım bekliyorum. 6-8 milyon arasında maddi zararım olmuş. 3 buçuk ay içerisinde yaklaşık 54 tane hayvanım öldü" dedi. Siirt Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada ise "Levent Başaran’ın telefonla bilgi vermesi üzerine işletmesine gidilerek hasta olduğunu belirtiği iki adet büyükbaş hayvanın anamnez bilgileri alınarak hayvanlar muayene edildi. Kendisine şap hastalığı açısından herhangi bir belirti göstermediğini belirtip, kendisine Siirt Veteriner Fakültesi veya özel bir veteriner hekimden yardım alması önerildi. Sonrasında hayvanların akıbetini sormak için arandığında önce özel bir veteriner hekim gelip tedavi ettiğini, bundan çözüm bulamadığını ve Siirt Veteriner Fakültesi hocalarından yardım isteyip kendilerinin gelip muayene edip tedavi etiklerini, alınan numunelerde herhangi bir hastalığa rastlanılmadığını beyan etti. Siirt Veteriner Fakültesi hocalarının tavsiyesi üzerine Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesi tarafından işletmeden yem ve su numunesi alındı. Alınan yem ve su numunelerinde herhangi bir patojene rastlanılmadığı tarafına bildirildi. Ölümlerin devam etmesi üzerine Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü’ne bu durum bildirilerek ölüm nedenlerinin araştırılması için ekip talep edilmiştir. Talebimize istinaden gelen uzman veteriner hekimler tarafından işletmede bulunan hasta hayvanlardan numuneler (gaita, göz, burun swapları ve kan numunesi) alınmıştır. Yapılan tetkikler sonucunda ’Pseudomonas Aeruginosa’ bakterisinin çıktığı tarafımıza bildirilmiştir. Buna yönelik yapılan tedavilerinde olumlu sonuç göstermediğini 54 adet büyükbaş hayvanın ölmüş olduğunu işletmesinde 8 adet büyükbaş hayvanın kaldığını beyan etmiştir" denildi.
Eskişehir Bu yıl ıhlamur değer kazandı Türkiye’de kış aylarının vazgeçilmezi olan ıhlamur ve şifa kaynağı bitkisel ürünlerin fiyatları, yaşanan olumsuz iklim şartları nedeniyle rekor seviyelere ulaştı. Aktarlar, özellikle don ve aşırı yağışların rekolteyi düşürmesiyle çiçek ıhlamurun kilosunun 4 bin 500 lirayı gördüğünü belirtirken, fiyat artışının sağlık sorunları yaşayan vatandaşların alım gücünü düşürmediğini dile getirdi. Son yıllarda yaşanan meteorolojik olaylar, tarım ürünlerinin yanı sıra bitkisel ilaç ve destekleyici ürünlerin fiyatlarını da katladı. Aktar esnafı Metin Ağılönü, ıhlamur çiçeklerinin tam açma döneminde yaşanan don ve ardından gelen yoğun yağışların büyük bir kayba yol açtığını ifade etti. Enflasyon değil, iklim vurdu Ürün fiyatlarındaki artışın temel nedenini iklim şartlarına bağlayan aktar esnafı, fiyatlardaki dramatik yükselişi gözler önüne serdi. Metin Ağılönü, "Geçen yıl 2 bin lira olan çiçek ıhlamur, aroması ve içeriği nedeniyle en çok tercih edilen türdür. Bu sene 4 bin ila 4 bin 500 lira seviyesine çıktı. Yapraklı ve çiçekli karışık ıhlamur ise bin liradan bin 600 liraya yükseldi. Don ve yağışlardan dolayı sadece ıhlamur değil, badem, kayısı ve kiraz gibi ürünler de aynı şekilde etkilendi" şeklinde konuştu. "İkisinin de çok güzel kan temizleyici özelliği var" Vatandaşlara sağlıklı ürünler sunmaya devam ettiklerini belirten aktaran Ağılönü, "Badem ve kayısı çekirdeklerini genellikle şeker rahatsızlığı olanlar için öneriyoruz. Ayrıca ikisinin de çok güzel kan temizleyici özelliği var; kandaki mikropları kırmaya yardımcı oluyorlar. Bu ürünü aynı zamanda kanser hastaları için de tavsiye ediyoruz. Özellikle çekirdekler acı olursa daha faydalı olur" dedi. "Sağlık söz konusu olunca fiyata bakılmıyor" Fiyat artışının satışları etkilemediğini belirten Ağılönü, "Fiyat artışı satışları etkilemiyor. Çünkü insanlar sağlık sorunları yaşadığı için artık fiyata bakmıyor, rahatsızlık olduğu için ister istemez alıyorlar. Müşteriler, fiyatı duyduğunda ’Ne kadar yükselmiş’ tepkisini veriyor, ancak iki paket alacaksa bir pakete düşürüyor, ama sonuçta yine de alıyor. Eskiden ’Evde dursun’ diye iki paket alınıyordu; şimdi sadece ihtiyacı kadar alıyorlar" ifadelerini kullandı.
Siirt Siirt’te 3 buçuk ayda 54 büyükbaş hayvanı telef olan besicinin zararı 8 milyon lirayı buldu Siirt’te büyükbaş hayvancılığı yapan besicinin son 3 buçuk ay içerisinde 54 hayvanı bilinmeyen bir nedenle telef olurken, yaşanan kaybın 8 milyon liraya ulaştığı öğrenildi. Önce iki hayvanını sonrasında peş peşe diğer hayvanları telef olan Levent Başaran, 3 buçuk ay içerisinde toplam 8 milyona yakın maddi kayba uğradı. Hayvan teleflerinin belirlenmesi için Siirt, Elazığ ve İstanbul’da tahliller yapılmasına rağmen kesin bir neden belirlenemedi. Besici Levent Başaran, 62 tane hayvanı olduğunu, ilkin iki hayvanı öldüğünü, daha sonra 2-3 günde bir hayvanlarının telef olduğunu söyledi. Veterinere başvurduğunu belirten Başaran, "Beni üniversiteye yönlendirdi. Üniversitede tahlil yapıldı. ’Şu ilaçları kullan, giderilecek’ denildi. Kullandım, hayvan bir hafta kendini toparladı, tekrar hastalık başladı, ölümler başladı. Bu sefer tahlilleri Bursa’ya gönderdiler. Bursa’da bir şey çıkmadığı bildirildi. Bakanlığı aradım. Bakanlık Elazığ’dan ekip gönderdi. Ekip geldi, iki hafta tahlilleri beklediler, sonra bir şey çıkmadı. İstanbul’a tahlilleri göndereceklerini söylediler. İstanbul’da tahlillerde bakteriyel bir şey var denildi. Ağrı kesici önerdiler. Kullandım, hayvanlarım yine ölmeye devam etti. 62 tane hayvandan 8 tane kalmış. Hepsi gitgide ölüyor. Onun için çare arıyorum, yetkili kişilerden yardım bekliyorum. 6-8 milyon arasında maddi zararım olmuş. 3 buçuk ay içerisinde yaklaşık 54 tane hayvanım öldü" dedi. Siirt Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada ise "Levent Başaran’ın telefonla bilgi vermesi üzerine işletmesine gidilerek hasta olduğunu belirtiği iki adet büyükbaş hayvanın anamnez bilgileri alınarak hayvanlar muayene edildi. Kendisine şap hastalığı açısından herhangi bir belirti göstermediğini belirtip, kendisine Siirt Veteriner Fakültesi veya özel bir veteriner hekimden yardım alması önerildi. Sonrasında hayvanların akıbetini sormak için arandığında önce özel bir veteriner hekim gelip tedavi ettiğini, bundan çözüm bulamadığını ve Siirt Veteriner Fakültesi hocalarından yardım isteyip kendilerinin gelip muayene edip tedavi etiklerini, alınan numunelerde herhangi bir hastalığa rastlanılmadığını beyan etti. Siirt Veteriner Fakültesi hocalarının tavsiyesi üzerine Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesi tarafından işletmeden yem ve su numunesi alındı. Alınan yem ve su numunelerinde herhangi bir patojene rastlanılmadığı tarafına bildirildi. Ölümlerin devam etmesi üzerine Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü’ne bu durum bildirilerek ölüm nedenlerinin araştırılması için ekip talep edilmiştir. Talebimize istinaden gelen uzman veteriner hekimler tarafından işletmede bulunan hasta hayvanlardan numuneler (gaita, göz, burun swapları ve kan numunesi) alınmıştır. Yapılan tetkikler sonucunda ’Pseudomonas Aeruginosa’ bakterisinin çıktığı tarafımıza bildirilmiştir. Buna yönelik yapılan tedavilerinde olumlu sonuç göstermediğini 54 adet büyükbaş hayvanın ölmüş olduğunu işletmesinde 8 adet büyükbaş hayvanın kaldığını beyan etmiştir" denildi.