DÜNYA - 01 Aralık 2017 Cuma 07:10

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

A
A
A
İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

124 binden ziyade Peygamberin aynı anda bulunduğu, ayak bastığı, secde ettiği bir toprak parçasıdır, miras bırakılmış manevi sevgilidir Kudüs... Yahudilerin mezarları, Müslümanların ise evlerinin milyon dolarlarla alıcı bulduğu ilk kıblemiz olan Kudüs’te yürek parçalayan dramlar yaşanıyor...

Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı… Dünya üzerinde görebileceğiniz en kasvetli, en can sıkıcı yerlerden biridir. Cezaevindeki yakınınızı görmeye gittiğinizde kapıdaki gardiyanlar tarafından sorgulanıyormuş hissini hücrelerinize kadar hissettirirler. Niye geldin? Nerelere gideceksin? Kimlerle görüşeceksin? Diye uzayıp giden anlamsız sorular... Eee boşuna Filistin’e dünyanın açık cezaevi demiyorlar.

Dert değil insan sevdiğine ulaşmak için her türlü sıkıntıya katlanır. Benimki de o hesap… Kapıdaki o eziyetlere homurdanmanın gereği de yok zira, çünkü sınır dışı edilmen an meselesi.
İstikamet Kudüs…

Kudüs’e yaklaştıkça o geniş yollara utanç duvarları eşlik eder. Sayısız BM kararına rağmen inadına her gün bir yenisini inşa ederler. Duvar demek, arkasında Müslüman var anlamına geliyor. Köylerde hapsedilmiş, adımları dahi izne bağlı yüzbinlerce Müslüman…

Kudüs, üç semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal bir belde. Kenanlılar, Asurlar, Babiller, Makedon, Roma, Bizans, Sasaniler, Dört Halife, Emeviler, Fatimiler, Kudüs Krallığı, Eyyûbiler, Moğollar, Memlukler, Osmanlı, İngilizler ve günümüze kadar Kudüs kimin eline geçmişse dünyaya o hakim olmuş.
Hal böyle olunca da bu coğrafyadan kan hiç eksik olmamış. Hazreti İsa’nın canına kast edilmesi ve göğe kaldırılması herkesçe malum. Kudüs, iki defa haritadan silinmiş, 23 defa işgal edilip 52 defa saldırıya uğramış. 44 defa ele değiştirmiş. Kudüs’ün tarihi 6 bin yıla dayanır ki, bunu anlatmaya ne bilgimiz ne de zamanımız kifayet eder.
Ve Kudüs...

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

Boynu bükük Mescid-i Aksa’nın minareleri uzaktan beliriverir. Muallak taşına ev sahipliği yapan Kubbetüs Sahra gecenin karanlığında altın gibi parlar. Mübarek mekân, Miraç mucizesinin şahididir.
Âlemlerin Efendisinin imam olmuş nebilere namaz kıldırdığı yerdir burası… Sağda solda medreseler, sebiller, kuyular şadırvanlar, havuzlar, dört ayrı minare, misafirhaneler, darulhadis, darülkurra... Hepsi ayrı bir hatıra. 14 Temmuz’da yaşanan saldırı nedeniyle Mescid-i Aksa vakit namazları dışında ne yazık ki kapalı.
Mescid-i Aksa biz Müslümanların ilk kıblesi, ikinci mescidi ve en kutsal sayılan Harem mescitlerimizin üçüncüsüdür. Kâbe-i Muazzama ve Mescid-i Nebevi’den sonra Mescid-i Aksa ibadet maksadıyla ziyaret edilmesi teşvik edilen üçüncü mescidimiz.

“Oraya (Mescid-i Aksâ’ya) gidin ve içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin.” Hadis-i şerifini her mümin bilir.
Bakmayın Yahudilerin burada hak iddia ettiklerine, Kudüs Yahudilerin değil, Hazreti Âdem’den bu yana gelen tevhidin temsilcisi peygamberlerin mirasıdır. Mescid-i Aksa, Beytülmakdis “mukaddes ev” diye geçiyor kitaplarda. Nasıl Kâbe-i Muazzama’ya çevresiyle birlikte Mescid-i Haram deniliyorsa Mescid-i Aksa etrafına Harem-i şerif deniyor. Kâbe’den sadece 40 yıl sonra yapılıyor. Nuh tufanı ile kayboluyor. Hazreti İbrahim ve oğlu İsmail Aleyhisselam aynen Kâbe-i Muazzama gibi temellerini buluyorlar. İnşaatı ise Hazreti Davud zamanında başlıyor. Bitirmek oğlu Süleyman aleyhisselâma nasip oluyor. Cinlerin yapımında çalıştığı bina sessiz sedasız yükseliyor, çekiç sesi duyulmuyor.

Müslümanlar burayı ilk olarak Hazreti Ömer zamanında fethediyor. Mübarek, Kudüs’ün anahtarını teslim aldığında Mescid-i Aksâ’yı harabe halde buluyor. Kendisi de bizzat çalışıyor. Ortalığı temizleyip huzur içinde namaz kılıyorlar. Bilahare doğu duvarı cihetine bir namazgâh yaptırıyor. Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervân muazzam bir mescit inşa ediyor. Hicri 158’de Mehdî-Billâh tarafından yenilenen mescit, Abbasi Halifesi Me’mûn (830) ve Halife Zahir (1034) tarafından âdeta yeniden yapılıyor. Haçlı istilasında tapınakçıların çöreklendiği Beytülmakdis çok yıpranıyor. “Kudüs fethedilmeden bana gülmek yasak” diyen Selâhaddin-i Eyyûbî, 1187 yılında buraları tekrar fethedip itina ile tamir ve tezyin ediyor. Nureddin Zengî’nin yaptırdığı minberi Halep’ten alıp, Mescid-i Aksa’ya koyduruyor. Tek çivi kullanılmadan yapılan muhteşem minber bir fanatiğin attığı el bombaları ile yanıyor. Haçlıların eline geçen Kudüs, ilk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim Han tarafından 1517’de tekrar fethedilerek Osmanlı idaresine alınıyor. Ta ki 1917 yılında İngilizlerin işgaline kadar... 1948 ve 1967 yılında Yahudi işgalleri malum. O gün bugün Kudüs ve Mescid-i Aksa mahzun. İsrail’in “Süleyman mabedini arıyoruz” bahanesiyle Mescid-i Aksa’nın altında açtığı tünellerin bu mübarek beldeyi yerle bir etmesi an meselesi!

Kudüs ve Mescid-i Aksa, her şeyden önce Kur’an-ı kerîm’de zikredilen birçok peygamberin yaşadığı bir coğrafyadır. Hazreti Adem’den başlamak üzere Hazreti İbrahim, Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti Yakub, Hazreti Yusuf, Hazreti Musa, Hazreti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Süleyman, Hazreti Zekeriya ile Hazreti İsa gibi birçok peygamberin ve kadınların en üstünü Hazreti Meryem’in hayatlarının bir şekilde irtibatlı olduğu topraklar buralar.

Miraç mucizesi ile birlikte 124 binden ziyade peygamberin aynı anda bulunduğu, ayak bastığı, secde ettiği bu mübarek mekânda edepten ayaklarınızın ucuna basarak yürüseniz yeridir.
Her yıl Rusya’dan 450 bin, Polonya’dan 300 bin, Fransa 250 bin, ABD’den 400 bin kişinin ziyaret ettiği bu kutsal beldeye bütün İslam aleminden geçtiğimiz yıl sadece 26 bin kişi gitmiş. Çoğunluğu da Türkler...
Velhasıl ne olursa olsun Kudüs’e gidin. Ülkeye girişte ve çıkışta karşılaştığınız sorunlara takılmayın. Kudüs bütün ümmete miras bırakılmış manevi bir sevgilidir. Sevgiliye giden yolda karşılaşılan her türlü zorluk güzeldir.

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

Kudüs’teki mirasımıza sahip çıkıyorlar

İşgalci İsrail’in yöntemlerinden birisi de Kudüs’teki tarihî eserleri ve evleri sahipsizleştirerek el koymak. 450 yıl boyunca Kudüs’e hâkim olan Osmanlı Devleti, Mescid-i Aksa ve çevresinde binlerce eser inşa etti. Ancak bugün birçoğu ya yıkılmış ya da İsrailli yerleşimciler tarafından amacı dışında kullanılıyor. Şu ana kadar 70 ev ile 46 cami restore eden Mirasımız Derneği, Kudüs’te bulunan tarihî cami ve evleri onararak hem buradaki İslam kimliğini korumayı hem de işgal devletinin buralara el koyarak amacı dışında kullanılmasını engellemeye çalışıyor.

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

Kendi toprağında mülteci gibiler

Kadim Kudüs’ün dışında Şeyh Cerrah Mahallesi’nde evlerinden edilen 20 aile, yarı inşaat halindeki bir binada hayatta kalma mücadelesi veriyor. Türkiye’den gönderilen yardımlarla ayakta kalmaya çalışan aileler, bütün baskılara ve yıldırma politikalarına rağmen Kudüs’te kalmaya kararlı.
Mirasımız Derneği tarafından elektrikli battaniye, elektrikli soba ve gıda yardımı yapılan ailelerin dramı yürek burkuyor. O ailelerden biri olan 43 yaşındaki Besime Hanım, evlerine Yahudilerin el koyduğunu ve çocukları ile birlikte buraya sığınmak zorunda kaldığını söyledi.

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

Canımı veririm evimi vermem!

Kudüs’teki Kutayne ailesinin Osmanlı tapulu evi de restore edilen evlerden biri. Evin kendilerine miras kaldığını ifade eden Fethiye Kutayne “Burada yenileme yapmak çok zor. Hem pahalı, hem de yapılan yenilikler İsrail polisi tarafından engelleniyor. Bazen taşları alıp götürüyorlar. Mirasımız Derneğini duyduk, mektup yazdık. Konsolosluk da ziyarete geldi, evimize baktı. Mirasımız Derneğinin buradaki yetkilileri geldi, evi inceledi. Ancak İsrail evle ilgili çalışma yapılmasını bir yıl yasakladı” diye konuştu.
Avrupa’dan Amerika’dan Yahudi vatandaşlarının özellikle getirildiğini ifade eden Anne Kutayne, “Nereye gitmek istiyorsanız oraya vize kolaylığı sağlayacağız. Yeter ki gidin. Bize evin miktarını siz belirleyin diyorlar. Milyon dolarlar konuşuluyor. Topraklarımız evlatlarımdan da, canımdan da, kanımdan da çok daha kıymetli” diyor.
Yaşanan bütün zorluklara rağmen bir arada kalmayı başaran ve yüzlerinden gülümseme eksik olmayan Kutayne ailesi, hem Türkiye’ye hem de Türk derneklerine minnettar olduklarını söylüyor.
Fethiye Kutayne, maruz kaldıkları baskılar ve zorluklara rağmen evini neden terk etmediklerini şöyle anlatıyor: “Burası bizim ülkemiz. Hiçbir yer insanın kendi ülkesinden değerli olamaz. Biz burada doğduk, burada yaşayacağız ve burada öleceğiz. Allah’ın bize takdir ettiği kader, var olmamızın sebebi de bu. Burada olmak bize daha fazla kuvvet veriyor. Terk etmemiz söz konusu değil.”

İlk kıble, bitmeyen çile Kudüs

Milyon dolarlık boş mezarlar

Kudüs’te bulunan Zeytin Dağı’ndaki alandan mezar satın almak Yahudilerin en büyük hayali. Buradan mezar alanların cennetten yer aldığına inanıyorlar. Daha bugüne kadar mezara defnedilen ölü yok. Boş mezarlarını ziyaret eden Yahudilerin sayısı ise azımsanmayacak oranda. Dağın eteklerinde ise Hristiyanlara ait mezarlar var. Yahudiler, Müslümanlara olduğu gibi Hristiyanlara da cephe aldıklarından Zeytin Dağı ile haremi şerif arasında bulunan Kidron vadisini ‘cehennem vadisi’ olarak adlandırıp, Hristiyanları da cehennemin dibini boylayanlar olarak tasvir ediyorlar. Cennetin Mescid-i Aksa’ya kurulacağına inanan Yahudiler, mezarlardan Aksa’nın olduğu yere teleferik kurma peşinde.
Aralarında sahabelerin de olduğu Müslüman mezarları ise teleferiğe ihtiyaç olmayan yerde Aksa’nın duvarının hemen yanında... 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ederson ve Jhon Duran, Beşiktaş maçında forma giymeyecek Fenerbahçe Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş ile oynayacakları derbide Ederson ve Jhon Duran’ın forma giymeyeceklerini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Futbol A Takımımızın, Ziraat Türkiye Kupası ilk karşılaşmasında 23 Aralık tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olarak kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Takımımızda yer alan futbolcularımızdan Ederson ve Jhon Duran, 24 Aralık tarihinin Noel Bayramı arifesi olması nedeniyle, yoğun maç takvimi içerisinde önceden kulübümüze ilettikleri kişisel ve ailevi talepler doğrultusunda bu karşılaşmanın maç kadrosunda yer alamayacaklardır. Söz konusu durum, sezon başından bu yana devam eden yoğun müsabaka programı kapsamında sporcularımızın insani hassasiyetlerine saygı gösterilmesi anlayışıyla değerlendirilmiştir. Diğer futbolcularımızdan Fred cezası nedeniyle; Edson lvarez, Archie Brown ve Nelson Semedo ise sakatlıkları sebebiyle bu karşılaşmada forma giyemeyecektir. Kulübümüz; sportif yükümlülükler, yoğun maç takvimi ve zorunlu müsabaka dışı durumları bir bütün olarak ele almakta, sporcularının profesyonel sorumlulukları ile sağlık ve bireysel ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım benimsemektedir. Futbol A Takımımız, sahaya çıkacak kadrosuyla birlikte Ziraat Türkiye Kupası’ndaki hedefleri doğrultusunda kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir" denildi.
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.