EĞİTİM - 15 Eylül 2021 Çarşamba 14:34

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

A
A
A
İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Elazığ’da 2016 yılında yapımına başlanan Fırat Üniversitesi kütüphanesi inşaatında işçi olarak çalışan Hasan Coşkun, boş zamanlarında ders çalışarak hayalini kurduğu tıp fakültesini kazandı. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimine devam eden Coşkun, 5 yıl önce inşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi öğrenci olarak doktor olmak için çalışıyor.

Elazığ’ın Baskil ilçesinde yaşayan 23 yaşındaki Hasan Coşkun, 2016 yılı sonbaharında Fırat Üniversitesinde yapımına başlanan kütüphanede ailesine destek olmak için işçi olarak çalışmaya başladı. Yaz aylarında burada çalışan Coşkun inşaattan kalan zamanlarında üniversiteye hazırlanarak Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Tıp fakültesinde 5’inci sınıf öğrencisi olan Coşkun, şimdilerde ise doktorluk olmak ve TUS'a hazırlanmak için aynı kütüphanede ders çalışıyor.

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Tıp Fakültesi 5'inci sınıf öğrencisiyle bir araya gelerek muhabbet ettikten sonra öğrenciye kitap hediye etti. Hasan Coşkun'un sosyal medyada mesajını görünce kendilerinin de heyecanlandığını aktaran Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, "Böyle azimle çalışarak insanın neler yapabileceğinin en güzel örneklerinden bir tanesi kendisi, bu anlamıyla genç kardeşlerimize ve çocuklarımıza örnek olması açısından da çok büyük önem arz ediyor.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Aynı zamanda çalıştığı kütüphanenin üniversitemizde eser sunması da ayrıca kendisini de heyecanlandırıyor. Çünkü burada çalışıp böyle bir kütüphaneyi üniversiteye kazandırmak üniversitemiz açısından da önemli. Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinin alanında çok başarılı bir fakülte olduğunu kendisi araştırmış ve tercihini de bizim üniversitemizde kullandı. Biz bu konuda oldukça sevindik. Hasan kardeşimize bundan sonraki eğitim hayatında başarılar diliyorum" dedi.

"Önce inşaatında işçi çalıştım, şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyorum"

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şuanda doktor olmak için ders çalıştığını belirten Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 5’inci sınıf öğrencisi Hasan Coşkun, inşaatında çalıştığı bir yerde tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmanın inanılmaz bir duygu olduğunu aktardı. Coşkun, "Buranın inşaatında çalışıp sonrasında burada tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak inanılmaz güzel bir duygu. Yaz aylarında ailemin yanında onlara yardımcı olurdum genelde fırsat bulduğum zamanlarda da aileme destek olmak için farklı işlerde çalıştım. Bir inşaat şirketindeyken Fırat Üniversitesinin kütüphanesinin inşaatında çalıştım. Sonrasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Burada ders çalışmaya geldiğim zaman çok güzel duygular hissettim ve inanılmaz mutlu oldum. İnşaatında çalıştığım bir yerde tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak inanılmaz bir duygu" diye konuştu.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

"Benim için çok güzel ailem için gurur verici bir durum"

İnsanın azmedince her şeyi başarabileceğini kaydeden Coşkun, "İnşaat işçisi olarak çalışırken tabi ki de her işçinin başımızın üstünde yeri var. o aşamadan sonra Tıp Fakültesini kazanmak gerek bölümüm için derslerime çalışmak gerekse de okul bittikten sonra uzmanlığım için gireceğim TUS sınavına yönelik çalışmalarımda güzel olacak.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Hayatın insanı azmedince çalışınca nereden alıp nereye götüreceğini gördüm. Benim için çok güzel hissiyatlar ailem için de gurur verici şeyler. Zamanında inşaatında çalışıp para biriktirmeye çalıştığım yerde şimdi doktor olarak derslerime çalışmak ve okul sonrası uzmanlığım için çalışmak inanılmaz iyi hissettiriyor. İnsan azmedince, çalışınca ve kendisine güvenince hedefine odaklanınca neler başarabileceğinin çok farklı örnekleri var. Bende kendi adıma küçük bir örneğim.

Buranın inşaatında çalışıp sonrasında tıp fakültesi öğrencisi olarak ders çalışmak açısından baktığımız zaman insanın bulunduğu yeri ya da imkanları küçümsemeyerek elinden geldiğini yaptıktan sonra başaramayacağı bir şey yoktur. Ben buna inanıyorum. Genç kardeşlerimize ve başka alanlarda çalışan arkadaşlara tavsiyem herkes azmederek, çalışarak ve inanarak işlerini yaptığı taktirde ulaşmak isteyecekleri neticeye varacaklardır" şeklinde konuştu.

İnşaatında çalıştığı kütüphanede şimdi tıp fakültesi öğrencisi olarak çalışıyor

Ahmet Mücahid Kantarcıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim" törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz." dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Tören kapsamında; Pakistan MİLGEM Projesi 2’nci gemisi Khaibar’ın Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslimi, Açık Deniz ve Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilen Akhisar’ın Romanya’ya teslimi, Koçhisar’a bayrak çekilmesi, Hızırreis Denizaltısı, Ç-159 Çıkarma Gemisi ve ULAQ İnsansız Deniz Aracı’nın hizmete girişi ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilecek 7’nci geminin sac kesimi törenleri gerçekleştirildi."Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek"Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği önemli noktalara dikkat çekerek, şunları aktardı:"Bugün çok özel bir program münasebetiyle İstanbul tersane komutanlığında sizlerle bir aradayız. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. mavi vatanın dört bir yanında adanmışlıkla görev yapan tüm mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve müdafaası için gecesini gündüzüne katan herkesten Allah razı olsun. Bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur tablosuna şahitlik ediyoruz. İstanbul tersanesinin tüm mensuplarına şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz tersanelerine güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzu bugün bir kez daha görüyoruz. En son teknoloji ile donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasını şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kökleri ortak tarihimizin derinliklerine uzanan ve asırlar boyunca sınanarak bugünlere gelen Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek.""ULAQ’ın bir özelliği Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır"Erdoğan, savunma sanayine kazandırılan ve son teknolojiyle donatılmış deniz araçlarının önemine dikkat çekerek, "Bugün burada denize uğradığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar alın terimizin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş son teknoloji yetenekleri ile sessiz derinliklerinin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltımız var. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, Yeni Tip Çıkarma Gemimiz Ç-159’dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zekâ tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekât sahasının ölçülerindendir. ULAQ SİDA’nın bir başka özelliği ise Türk mühendislerinin geliştirdiği, yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" şeklinde konuştu."Denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız"Savunma sanayinde başarının ancak bütüncül bir stratejiyle elde edileceğine vurgu yapan Erdoğan, "TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında ise caydırıcı gücümüz olacaktır. Koçhisar’ı Mayıs ayı sonunda Donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar’ın saç kesimini gerçekleştireceğiz. Türkiye olarak savunma sanayi alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor; teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz. şurası bir gerçek ki savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız. Kapasitemizi günden güne artıyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. ARGE’den tasarıma, yazılımdan seri üretime tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı" diyerek aktardı."Hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz"Türkiye’nin mevcut teknolojilerini her gün daha da ileriye taşıdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimize inandık, Türk savunma sanayine güvendik ve elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında ilk 10’a gitmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor ve mevcut teknolojilerimizi her gün daha da ileriye taşıyoruz. Başkanı olduğum Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde aldığımız kararlar doğrultusunda, projelerimizin meyvelerini birer birer topluyoruz. Ana muhalefetin balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirdiği kızıl elmamız görüş ötesi bir hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdik. TCG - Anadolu’nun abisi olacak uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık. İnsansız hava araçlarından firkateyne kadar hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" dedi."Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin"Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayinde kat ettiği başarıların ve muhalefetin eleştirilerine rağmen yüzde 80 yerli sermayeye ulaşıldığının altını çizerek, şunları söyledi:"Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde son 23 senede kat ettiği başarıları görmek için 60’ları 70’leri eşelemeye de gerek yok. Bunun için kamuoyunda paylaşılan çalışmalarımıza bakmak yeterlidir. Türk savunma sanayinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin. sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar neler yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Şu an yüzde 80 yerli sermayeye yine biz ulaştık. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber omuz omuza vererek çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz.""Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır"Son olarak Türkiye’nin hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu vesileyle hem Türkiye’nin hem de Pakistan’ın savunma sanayi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın zamanda inşallah başka müjdelerimiz de olacak. havada, karada, denizde ve siber vatanda caydırıcı olacak tüm projelerimizi tek tek hayata geçireceğiz. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim; bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği ve güven duyabileceği, en zor en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği ülke biziz. Bunun dışında hak ve hukukunun da çiğnenmesine asla müsaade etmeyecek olan bir ülkeyiz. Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır. Dost ve kardeş Pakistan halkına selamlarımı gönderiyorum, emeği geçen tüm kurum ve tersanelerimize şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı.Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Açık Deniz ve Karakol Gemileri 7. Gemisi Seferihisar’ın sac kesimini gerçekleştirdi. Ardından Erdoğan tarafından Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf’a Pns Khaibar ile komutanlık sembolü verildi. Akabinde Pns Khaibar ve Koçhisar gemilerinin bayrakları; Hızırreis, Ç-159 ve Ulaq gemilerinin flandraları da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gemi komutanlarına verildi.Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni’ne Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim" törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Tören kapsamında; Pakistan MİLGEM Projesi 2’nci gemisi Khaibar’ın Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslimi, Açık Deniz ve Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilen Akhisar’ın Romanya’ya teslimi, Koçhisar’a bayrak çekilmesi, Hızırreis Denizaltısı, Ç-159 Çıkarma Gemisi ve ULAQ İnsansız Deniz Aracı’nın hizmete girişi ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilecek 7’nci geminin sac kesimi törenleri gerçekleştirildi. "Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek" Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği önemli noktalara dikkat çekerek, şunları aktardı: "Bugün çok özel bir program münasebetiyle İstanbul tersane komutanlığında sizlerle bir aradayız. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. mavi vatanın dört bir yanında adanmışlıkla görev yapan tüm mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve müdafaası için gecesini gündüzüne katan herkesten Allah razı olsun. Bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur tablosuna şahitlik ediyoruz. İstanbul tersanesinin tüm mensuplarına şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz tersanelerine güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzu bugün bir kez daha görüyoruz. En son teknoloji ile donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasını şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kökleri ortak tarihimizin derinliklerine uzanan ve asırlar boyunca sınanarak bugünlere gelen Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek." "ULAQ’ın bir özelliği Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" Erdoğan, savunma sanayine kazandırılan ve son teknolojiyle donatılmış deniz araçlarının önemine dikkat çekerek, "Bugün burada denize uğradığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar alın terimizin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş son teknoloji yetenekleri ile sessiz derinliklerinin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltımız var. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, Yeni Tip Çıkarma Gemimiz Ç-159’dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zekâ tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekât sahasının ölçülerindendir. ULAQ SİDA’nın bir başka özelliği ise Türk mühendislerinin geliştirdiği, yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" şeklinde konuştu. "Denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız" Savunma sanayinde başarının ancak bütüncül bir stratejiyle elde edileceğine vurgu yapan Erdoğan, "TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında ise caydırıcı gücümüz olacaktır. Koçhisar’ı Mayıs ayı sonunda Donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar’ın saç kesimini gerçekleştireceğiz. Türkiye olarak savunma sanayi alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor; teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz. şurası bir gerçek ki savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız. Kapasitemizi günden güne artıyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. ARGE’den tasarıma, yazılımdan seri üretime tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı" diyerek aktardı. "Hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" Türkiye’nin mevcut teknolojilerini her gün daha da ileriye taşıdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimize inandık, Türk savunma sanayine güvendik ve elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında ilk 10’a gitmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor ve mevcut teknolojilerimizi her gün daha da ileriye taşıyoruz. Başkanı olduğum Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde aldığımız kararlar doğrultusunda, projelerimizin meyvelerini birer birer topluyoruz. Ana muhalefetin balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirdiği kızıl elmamız görüş ötesi bir hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdik. TCG - Anadolu’nun abisi olacak uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık. İnsansız hava araçlarından firkateyne kadar hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" dedi. "Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin" Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayinde kat ettiği başarıların ve muhalefetin eleştirilerine rağmen yüzde 80 yerli sermayeye ulaşıldığının altını çizerek, şunları söyledi: "Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde son 23 senede kat ettiği başarıları görmek için 60’ları 70’leri eşelemeye de gerek yok. Bunun için kamuoyunda paylaşılan çalışmalarımıza bakmak yeterlidir. Türk savunma sanayinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin. sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar neler yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Şu an yüzde 80 yerli sermayeye yine biz ulaştık. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber omuz omuza vererek çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz." "Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır" Son olarak Türkiye’nin hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu vesileyle hem Türkiye’nin hem de Pakistan’ın savunma sanayi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın zamanda inşallah başka müjdelerimiz de olacak. havada, karada, denizde ve siber vatanda caydırıcı olacak tüm projelerimizi tek tek hayata geçireceğiz. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim; bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği ve güven duyabileceği, en zor en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği ülke biziz. Bunun dışında hak ve hukukunun da çiğnenmesine asla müsaade etmeyecek olan bir ülkeyiz. Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır. Dost ve kardeş Pakistan halkına selamlarımı gönderiyorum, emeği geçen tüm kurum ve tersanelerimize şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Açık Deniz ve Karakol Gemileri 7. Gemisi Seferihisar’ın sac kesimini gerçekleştirdi. Ardından Erdoğan tarafından Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf’a Pns Khaibar ile komutanlık sembolü verildi. Akabinde Pns Khaibar ve Koçhisar gemilerinin bayrakları; Hızırreis, Ç-159 ve Ulaq gemilerinin flandraları da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gemi komutanlarına verildi. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni’ne Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.
Kütahya Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nde Genel Kurul heyecanı KÜTAHYA (İHA) – Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin Olağan Genel Kurulu, merkez ve ilçelerden çok sayıda basın mensubunun katılımıyla gerçekleştirildi. Genel kurulda mevcut başkan Erkan Sağlam, üyelerin güvenoyunu alarak yeniden başkanlığa seçildi. Divan başkanlığını Ahmet Arabacı’nın yaptığı genel kurulda faaliyet raporları okunurken, üyeler söz alarak görüş, talep ve önerilerini dile getirdi. Genel kurulda konuşan Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam, 2017 yılından bu yana yürüttükleri çalışmalara değinerek, "Gazeteciler Cemiyetimizin değerli üyeleri; 2017 yılında geldiğimiz bu görevimizde çok güzel anlara şahit olduk. Faaliyet raporumuzda yaptığımız çalışmalar anlatıldı. Bunlar sadece bazıları. Gerek ilçelerimizdeki üyelerimizle gerekse merkezdeki üyelerimizle iletişimimizi hiç koparmadık. İnşallah bundan sonra da birlik ve beraberlik için çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Yeni döneme ilişkin hedeflerini de paylaşan Sağlam, eksiklerin farkında olduklarını vurgulayarak, "Son dönemimizde bazı eksikliklerimiz oldu. Bizler bu eksiklerimizin farkındayız. İnşallah yeni dönemde bunları artıya çevirerek yolumuza devam edeceğiz. Bundan sonraki süreçte yeni projelerimizi hayata geçireceğiz. Özellikle eğitim süreci önemli bir başlığımız olacak" ifadelerini kullandı. "Sizlerden gelen tüm taleplere açık olacağız" Basın camiasına yönelik yeni projelerin müjdesini de veren Sağlam, "Basın mensuplarımız arasında yılın enleri ödül törenini yaparak bir ilke daha imza atmak istiyoruz. Genç meslektaşlarımız için yeni çalışmalar hedefliyoruz. En büyük projemiz birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek olacak. Sizlerden gelen tüm taleplere açık olacağız. Bugüne kadar bizlere destek olan tüm üyelerimize ve dostlarımıza sonsuz teşekkür ederim. Kongremiz hayırlı uğurlu olsun inşallah" diye konuştu. Genel kurulda söz alan cemiyet üyesi Mehmet Yaylıoğlu ise Kütahya’daki cadde ve sokaklara vefat etmiş gazetecilerin isimlerinin verilmesi önerisini gündeme getirdi. Öneri, üyelerden ilgi gördü. Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ile Ege Gazeteciler Federasyonu üyesi olduğuna dikkat çeken Sağlam, yüksek katılımın cemiyetin birlik ve kurumsal gücünü ortaya koyduğunu belirtti. Genel kurul sonunda yeni dönem yönetim ve kurulları şu şekilde belirlendi: Yönetim Kurulu: Erkan Sağlam, Alibey Aydın, Fatma Çakır, Hüseyin Efe, M. Mert Özalp, Serdar Yiğit, M. Rıdvan Cebecioğlu. Yedek Üyeler: Bünyamin Çapgulaş, Oğuzhan Kılıç, Ercan Kolku, Mustafa Altıntaş, Mehmet Yaylıoğlu, Mustafa Arıgümüş, Fatma Sümer Soyalp. Disiplin Kurulu: Ramazan Aydemir, Hüseyin Gezgin, Merve Ergün. Denetleme Kurulu: Ahmet Arabacı, Engin Sağlam, Mehmet Akın. Genel kurul, iyi dilek ve temennilerle sona erdi.