ASAYİŞ - 22 Temmuz 2022 Cuma 09:26

İsraillilere eylem ve suikast iddiaları soruşturmasında 3 kişi daha tutuklandı

A
A
A
İsraillilere eylem ve suikast iddiaları soruşturmasında 3 kişi daha tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İsrail vatandaşlarına yönelik eylem ve suikast hazırlığında olduğu tespit edilen şüphelilere yönelik soruşturmada 3 kişi daha tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde tutuklu sayısı 7'ye yükseldi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, İran uyruklu bazı şahısların İsrail vatandaşlarına yönelik eylem ve suikast planladıkları tespit edilmişti. Tespit edilen şüphelilere yönelik 'askeri veya siyasal casusluk' suçundan 17 Haziran 2022'de başlatılan operasyonlar sonucu, İran uyruklu 5 şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden 4'ü, 29 Haziran 2022 tarihinde çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanırken, 1'i yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Devam eden operasyonlar ve keşif çalışmalarıyla suikastı gerçekleştirecek kişinin de arasında bulunduğu 3 şüpheli daha tespit edilerek gözaltına alınmıştı. Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan İran uyruklu 3 şüpheli dün çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, operasyonlar çerçevesinde 3 adet tabanca, 2 tabancaya takılı lazer, 3 adet susturucu ve çok sayıda fişek ele geçirildi.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da domuz alarmı: Avcılığa "takoz" engeli Samsunlu çiftçiler bahçelerine ve ekili alanlarına zarar veren domuzlarla baş edemediklerini belirterek domuz avında ’takoz’ zorunluluğunun kaldırılmasını istiyor. Samsun’un kırsal mahallelerinde domuz popülasyonunun hızla artması, çiftçiyi yeniden alarm durumuna geçirdi. Bahçelerine ve ekili alanlarına zarar veren domuzlarla baş edemeyen vatandaşlar, çözümü avcılardan yardım istemekte buldu. Mevcut av düzenlemelerinin sahadaki mücadeleyi zorlaştırdığını belirten avcılar ise domuz avında "takoz" zorunluluğunun kaldırılmasını talep ediyor. Avcılar, takoz sınırlamasının sürüyü durdurmayı güçleştirdiğine dikkat çekti. "Domuz avında takoz zorunluluğunun kaldırılmasını istiyoruz" Avcı Murat Onay, her gün birçok farklı mahalleden çağrı aldıklarını belirterek, "Her kırsal mahalleden bize talep geliyor. Avcı sayısı az olduğu için ve biz de her yere yetişemediğimiz için sıkıntı yaşıyoruz. Domuz popülasyonu çok yüksek. Fındığa, mısıra büyük zarar veriyor. Domuzlara istediğimiz mermiyi atamıyoruz, takoz olduğu için atış sınırlı. Yaralı olduğunda üstümüze yürüyor. Bu yüzden Milli Parklar Müdürlüğü’nden domuz avında takoz zorunluluğunun kaldırılmasını istiyoruz" dedi. "Takoz sıkıntı" Avcı Ercan Demir ise popülasyondaki artışın her yıl katlandığını vurgulayarak, "Domuz popülasyonunda aşırı artış var. Her sene daha çok çoğalıyor. Biz mücadele ediyoruz ama yeterli olmuyor. Takoz sıkıntı ama devletin verdiği yetki bu, mecburen kullanıyoruz. Köpekler iz buluyor, biz de domuzun peşine gidiyoruz" diye konuştu. Domuzların verdiği zararın boyutunu anlatan Yüksel Demir de, "Domuzlar her sene çoğalıyor. Biz 15–20 tane vuruyoruz, onlar ertesi yıl 150–200 oluyor. Fındıklara büyük zarar veriyorlar, dibinden sökerek yiyorlar" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Asırlardır kullanılan şifa noktası: Uyuz Pınarı Çeşmesi Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi İsa Divanlı Mahallesi’nde yer alan Uyuz Pınarı Çeşmesi ve Hamamı, yaklaşık 4 asırlık geçmişi ve kapalı bölmeden akan doğal suyu ile günümüzde hâlâ çeşitli hastalıklara şifa olduğuna inanılan tarihi bir yapı olarak ilgi görüyor. Kahramanmaraş’taki tarihi kayıtlarda, yapının inşa sürecine ilişkin iki ayrı görüş öne çıkıyor. İlk görüşe göre hamam, Sultan II. Selim döneminde Hicri 978 / Miladi 1570 yıllarında yaptırıldığı belirtiliyor. Diğer görüşte ise yapının Osman Çelebi bin İsa Divan tarafından 1550 yılında bölgeye kazandırıldığını aktarılıyor. Her iki tarihleme de yapının 16. yüzyıla dayanan köklü bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Uyuz Pınarı Hamamı’nın bulunduğu noktanın, tarih boyunca Romalılar, Bizanslılar, Müslüman Araplar, Selçuklular, Dulkadiroğlu Beyliği ve Osmanlı dönemlerinde şifa amaçlı kullanıldığı ifade ediliyor. Özellikle Dulkadiroğlu Beyliği döneminde bölgenin, cüzzam ve cilt hastalıklarının tedavisi için kullanılan önemli bir alan olduğuna da dikkat çekiliyor. Kapalı yapı içinden sürekli akan doğal kaynak suyunun, yüzyıllar boyunca uyuz, cilt rahatsızlıkları ve benzeri hastalıklar için tercih edildiği bilinirken 20 yıl önce gerçekleştirilen yenileme çalışmaları sayesinde hala ayakta duruyor. Mahalle sakinleri ise hamamdaki suyun yıllardır hiç kesilmeden aktığını söyledi. Vatandaşlardan Emine Küçük, "Bizim sularımız yaz mevsiminde 3-4 gün kesildi ancak bu su hiç kesilmedi" dedi. Vatandaşlardan Hamza Çuhadar da "Eskide uyuz hastalığına yakalanan vatandaşlar buraya gelip banyo yapınca iyileştiğini biliyorum" derken Salih Akyol, "Bu pınar ben bildim bileli uyuz olanlar burada yıkanır dedeler ve babalarımızın zamanından beri var. Benim de arkadaşım vardı getirdim yıkandı ve uyuzluğu gitti" ifadesini kullandı. Vatandaşlardan Nizam Bolat ise "Bu çeşmeden akan su aslında şifa. Özellikle hasta olmanıza gerek yok gelip banyonuzu yapabilirsiniz" diye konuşurken Hamit Uğurlu da, "Geçmiş tarihi milattan öncesine kadar uzandığı söyleniyor. Sedef ve benzeri deri hastalıklarına özellikle uyuz hasatlıklarına iyi geldiği ifade ediliyor" ifadelerini kullandı.