SAĞLIK - 28 Mayıs 2018 Pazartesi 10:06

Kan kanseri tedavisi için 300 yeni ilaç yolda

A
A
A
Kan kanseri tedavisi için 300 yeni ilaç yolda

Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, kan kanserinin tedavisinde inanılmaz gelişmeler yaşandığını vurgulayarak, "Şu anda yürüme aşamasında, olgunlaşma aşamasında olan 300 civarında yeni ilaç var. Bunlar önümüzdeki 1 ile 8 yıl arasında kullanımda olacak" dedi.

LLMBİR tarafından bu yıl 6'ncısı düzenlenen "Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları Kongresi", ATO Congresium'da gerçekleştirildi. LLMBİR Başkanı Özcan, kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında "Kan kanserinde güncel tedaviler nelerdir?", "Meme protezleri meme lenfomasına yol açar mı?", "Meme lenfoması nasıl anlaşılır" gibi sorulara ışık tuttu. Özcan, ister meme kanserinden sonra eksikliği tamamlamak için yaptırılan, isterse de estetik amaçlı yaptırılan meme protezlerinin memede özel bir kanser olan meme lenfomasına yol açtığını vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün de bu konuyu raporlarına koyduğunu ifade eden Özcan, "Amerikalıların oluşturdukları kayıt sistemi, 2017 Eylül itibariyle meme proteziyle ilişkili 414 meme lenfomasının görüldüğünü, bunlardan bir kısmının ölümle sonuçlandığını ortaya koydu. Burada bilinmesi gereken şu ki; meme protezleri lenfoma riski taşımaktadır. Ancak şu anda var olan protezlerin çıkartılmasını gerektirmiyor" diye konuştu.

"Şişlik, ağrı veya yeni bir yakınma olduğunda kontrol yaptırılmalı" 

Meme lenfomasını fark etmenin yöntemleri hakkında bilgiler veren Özcan, "Protezli memede şişlik, ağrı veya o bölgeyle ilgili sıra dışı yeni bir yakınma olduğunda mutlaka kontrol yaptırılmalı. Ultrasonografi veya diğer görüntüleme yöntemleriyle tanı kolaylıkla konulabilmekte. Erken tanındığında da protezin çıkartılması bile yeterli olabilmekte. Zamanında tedavi edilmezse ölümle sonuçlanan vakalar bildirilmiş. Hangi protezlerin daha riskli olduğu konusunda sağlıklı bir bilgimiz olmamakla birlikte yüzeyi pürtüklü dokuyla kaplı olanların biraz daha riskli olduğu düşünülmekte. Bu bilgi meme protezi takılacak bütün hanımefendilere mutlaka verilmeli" şeklinde konuştu. 

Terörün farklı bir yönüne dikkat çeken Özcan, yapılan araştırmalarda New York'taki 11 Eylül saldırısının ardından olaya ilk müdahale eden itfaiyecilerde özel bir kan kanseri olan Multipl Miyelom'un öncü safhası olan MGUS isimli hastalığın riskinin iki kat arttığının ortaya konulduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
"Oraya müdahale eden yaklaşık 700 kadar sağlıklı itfaiyeciyi değerlendirip, normal sağlıklı kontrollerle karşılaştırdıklarında sağlıklı kontrollerde yüzde 4 civarında görülen MGUS'un itfaiyecilerde yüzde 8'e yakın oranda görüldüğünü ortaya koydu. Ayrıca o grupta dört dörtlük Miyelom hastalığı gelişen 16 itfaiyeci ayrıca incelendiğinde bunların beklenen yaştan 12 yıl daha önce Miyelom hastalığına yakalandığı gösterildi. Bilindiği üzere o sırada açığa çıkan zehirli dumanın içinde çok sayıda hidrokarbon, zehirli gaz bulunmakta. Bu sadece o anda değil daha sonra yapım, yıkım işlemleri sırasında kullanılan makinelerin motorlarından açığa çıkan zehirli gazlarla da riskin daha çok arttığı gösterildi. MGUS'u yakalarsanız bunu takip ederek zamanında tedavi edersiniz. Bu da terörün bir başka önemli yan etkisi olarak karşımıza çıktı."

"Olgunlaşma aşamasında olan 300 civarında yeni ilaç var" 

Özcan, kan kanserlerinin tedavisinde inanılmaz gelişmelerin yaşandığının altını çizerek, "Tedavi seçeneklerini takip edebilmek zorlaştı. Her ay yepyeni ilaçlar, sonuçlar karşımıza geliyor. Şu anda yürüme aşamasında, olgunlaşma aşamasında olan 300 civarında yeni ilaç var. Bunlar önümüzdeki 1 ile 8 yıl arasında kullanımda olacak. Tedavilerde irili ufaklı devrimler olmakta. Bazı hastalıklarda tedavi başarısı yüzde 10'lardan yüzde 90'lara çıktı. Bizim için en önemlisi lösemi, lenfomayı önlemek. Burada da 'sigarasız bir hayat, yürüyen bir hayat' diyoruz" ifadelerini kullandı.

"Sigarayı bırakın, yürüyüşe başlayın" 

Özcan, "Egzersizin net bir şekilde en az 10 kanser tipinde yüzde 40'a varan risk azalmasını sağladığını net olarak biliyoruz. Sigaradan sonra kanserin çok önemli ikinci nedeni obezitedir. Televizyonlarda size söylenen milyonlarca bitkiyi milyonlarca gün yeseniz, içseniz de düzenli egzersiz yapmanın sağladığı yararı asla sağlayamazsınız. Kalp hastalığı, alzheimer, bağırsak ve kemik sorunlarına olan katkısını saymıyorum bile. En az 10 çeşit kanserin önlenmesinde çok ciddi katkısı olan iki şey; sigarayı bırakın, yürüyüşe başlayın" dedi.

"Benzen" ile kanser arasındaki ilişki 

LLMBİR İkinci Başkanı Harun Akın ise, benzin ve türevleri, boya, lastik ve birçok temizlik ürününde bulunan "benzen" maddesine maruziyetin kan ve lenf kanserleri ile ilişkisine dikkat çekti. Akın, "Yılda 200 ppm üzerinden benzen maruziyeti ile kan ve lenf kanserleri arasında ilişki ortaya konmuşken, bugün 0.5-1 ppm gibi çok daha düşük maruziyetlerde dahi bu kanserlerin görülme sıklığının arttığı gösterildi. Çok sayıda ülkede bu toksik maddeye maruziyet ile ilgili sıkı düzenlemeler belirlenmiş olsa da maalesef Türkiye'de hala 20 ppmye kadar benzen maruziyetine izin verilmektedir" diye konuştu. 

LLMBİR Üyesi Gürol Demir, egzersizin kalp hastalıkları başta olmak üzere obezite, alzheimer, diyabet ve depresyon gibi pek çok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir role sahip olduğunu vurguladı. Günümüzde yapılan birçok çalışmada egzersizin kanserin önlenmesinde ve tedavi sürecindeki yerinin de ortaya konulduğunu söyleyen Demir, kanser tanısı almadan önce ve yine kanser tedavisi sırasında egzersiz yapan bireylerin çok daha uzun yaşadıklarının bilimsel çalışmalarda gösterildiğine dikkat çekti. Yoğun bir egzersiz programı yerine tempolu ve düzenli yürüyüşün bile yeterli olabileceğini ifade eden Demir, haftada 120 dakika yürümenin meme, bağırsak, kan kanserleri gibi birçok kanserden korunmada yeterli olacağının altını çizdi.  

Abdullah Sarica - Nurullah Geylani

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Trendyol Süper Lig: Hatayspor: 0 - Başakşehir: 1 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Hatayspor, Mersin Stadyumu’nda Başakşehir ile karşılaşıyor. Mücadelenin ilk yarısı Başakşehir’in 1-0 üstünlüğü ile sona erdi. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 2. dakikada gelişen Hatayspor atağında Rivas’ın uzak mesafeden sert vuruşunda kaleci Muhammed son anda meşin yuvarlağı kornere çeldi. 5. dakikada ani gelişen Başakşehir atağından Pelkas’ın kafayla indirdiği topu önünde bulan Piatek’in ceza sahası içinde sert vuruşunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 0-1 26. dakikada Rivas’ın kullandığı serbest vuruşta meşin yuvarlak üst direten döndü. Pozisyonun devamında iyi yükselen Maksimovic’in kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Muhammed’de kaldı. 35. dakikada kullanılan köşe vuruşunda arka direkte topla buluşan Fernandes’in sert vuruşunda kaleci Muhammed meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti. Hakemler: Atilla Karaoğlan, Cehun Sesigüzel, Cevdet Kömürcüoğlu Hatayspor: Erce Kardeşler, Kamil Ahmet Çörekçi, Kilima, Maksimovic, Cemali Sertel, Massanga, Fernandes, Dele-Bashiru, Ömer Faruk Beyaz, Rivas, Strandberg Yedekler: Bekaj, Kerim Alıcı, Görkem Sağlam, Cengiz Demir, Ghoulam, Rui Pedro, Aburjanie, Abdulkadir Parmak, Dadashov, Halil İbrahim Dervişoğlu Teknik Direktör: Volkan Demirel Başakşehir: Muhammed Şengezer, Duarte, Ousseynou Ba, Opoku, Ömer Ali Şahiner, Josef, Davidson Pereira, Pelkas, Berkay Özcan, Emirhan İlkhan, Piatek Yedekler: Volkan Babacan, Deniz Dilmen, Onur Ergün, Lima, Dubois, Keny, Kemen, Figueredo, Hamza Güreler Teknik Direktör: Çağdaş Atan Gol: Piatek (dk 5) ( Başakşehir) Sarı kartlar: Volkan Demirel (Hatayspor), Emirhan İlkhan, Josef (Başakşehir)
İstanbul Adalet Bakanı Tunç: "İsrail, adeta bir devlet değil bir örgüt gibi hareket ediyor" Filistin’de yaşanan insanlık suçlarının ele alındığı 5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı’nda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası hukukun ve uluslararası sistemin hiçbir kararını uygulamayan İsrail, adeta bir devlet değil bir örgüt gibi hareket ediyor” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği insanlık suçları ve Filistin’in bağımsızlığı konularının ele alındığı 5. Parlamenterler Arası Kudüs Platformu Konferansı’nın bugün gerçekleştirilen oturumuna katıldı. İstanbul’da bir otelde düzenlenen programda konuşan Bakan Tunç, 80 farklı ülkeden 600 parlamenterin toplantılara iştirak ettiğini vurgulayarak, bu toplantıların Filistin’deki insanlık suçlarının dünyaya duyurulmasındaki önemine değindi. 7 Ekim’den bu yana Filistin’de 15 bini çocuk 34 bin Filistinlinin katledildiğini ifade eden Bakan Tunç, İsrail’in uluslararası hukuku yok sayarak dünyanın gözü önünde insan hakkı ihlallerine ve soykırıma devam ettiğini söyledi. "Filistin eninde sonunda bağımsızlığına kavuşacak" Bakan Tunç, “Dünyanın çok farklı ülkelerinden 80 civarı ülkeden 600’e yakın parlamenterin toplantılara iştirak ettiğini görüyoruz. Hepsini ülkemizde saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Öncelikle Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na teşekkür ediyorum böyle anlamlı bir zamanda böyle anlamlı bir yere davet ettikleri için. Bu konferansın Filistin davası noktasında bulunduğumuz zaman dilimi içerisinde özellikle Filistin’de devam eden insanlık suçunun dünyaya yansıtılması anlamında çok faydalı sonuçlar çıkacağına yürekten inanıyorum. Filistin davasını bugüne kadar savunan, Kudüs davasını Filistinli kardeşlerimizin hakkını hukukunu insan haklarını savunan Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’nu başta başkan ve tüm yöneticiler ve üye olan tüm parlamenterleri kutluyorum. Filistin’in haklı mücadelesini bütün dünyaya duyurmak için kurulan bir platform. Çalışmalarını da canı gönülden desteklediğimi ifade etmek istiyorum. Bu toplantının temasının ‘Filistin İçin Özgürlük ve Bağımsızlık’ olarak belirlenmiş olması çok anlamlı olduğunu belirtmek istiyorum. Bugün Filistin için özgürlüğün, bağımsızlığın ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Filistin eninde sonunda inşallah bağımsızlığına kavuşacak biz buna inanıyoruz” dedi. “Dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşandı” Osmanlı Devleti idaresi altında iken 400 yıl boyunca her dilden ve dinden insanın barış içinde yaşadığı Filistin topraklarında bugün İsrail tarafından insanlık suçlarının işlendiğini ifade eden Tunç, “7 Ekim’den bu yana gerçekleşen İsrail saldırılarında 34 binden fazla Filistinli kardeşimiz şehit edildi. Bunun 15 bine yakını çocuklardan oluşuyor. Yüzde 70’i çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu bir insanlık dramı devam ediyor. 77 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralanmış durumda. Evler yıkıldı, yerle bir edildi ve dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşandı. Bir insanlık suçu yaşanmaya devam ediyor. Hastaneler, okullar, mülteci kampları, pazar yerleri, ibadethaneler yerle bir edildi. 2,5 milyon insan açlık ve susuzluğa terk edildi. Filistin’de yaşananların bir insanlık suçu, savaş suçu olduğu elbette ki tartışmasız. İsrail’in Filistinlilere yönelik sistematik insan hakları ihlalleri yeni değil. Bir asırdan bu yana devam eden bir insan hakları ihlalleriyle karşı karşıyayız. 400 yıl boyunca Osmanlı Devleti dönemi boyunca barış ve huzurun hakim olduğu, her dinden insanın barış ve huzur içerisinde yaşadığı Filistin toprakları, Osmanlı’nın elinden çıktıktan sonra maalesef gözyaşı ve kan söz konusu oldu” diye konuştu. "1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birleşmiş Milletler kararı da maalesef uygulamaya konulamadı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "1897 yılında 1. Siyonizm Kongresi ile bölgede Yahudi devleti kurma fikri ile başlayan süreç sonrasında 1917 Balfour Deklarasyonu İngiliz dışişleri bakanının Yahudilere bir devlet kurması vaadini içeren mektubundan sonra, Balfour Deklarasyonu’ndan sonra bölgede aslında kargaşa ve savaşın fitili ateşlendi. 1922 yılında Milletler Cemiyeti’nin onayı ile bölgede İngiliz mandası kuruldu ve İngiliz Mandası ile beraber bölgenin demografik yapısı değiştirilmeye başlandı. Bölgeye göç ettirilen Yahudi yerleşimciler, maalesef Filistinlileri kendi topraklarından yerlerinden yurtlarından etme girişiminde bulundular. 1947 tarihli 2 devletli çözüm içeren Birleşmiş Milletler kararı da maalesef uygulamaya konulamadı. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla beraber oradaki süreç daha da çözümsüz hale gelmeye devam etti. 1967 yılında 6 gün savaşları dediğimiz savaşlarla İsrail Doğu Kudüs’ü Gazze şeridini, Batı Şeria’yı, Sina Yarımadasını, Golan Tepeleri’ni işgal etti. Bu işgal sonrasında 1967 tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesine dair kararı da maalesef İsrail tarafından uyulmadı. 1968 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı Kudüs’ün statüsünün değiştirilmesinin geçersiz olduğuna ilişkindi ama maalesef bu kararlar uygulanmadı. 2012 yılına geldiğimizde Amerika Birleşik Devletleri, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplandı, 128 üye ülke bunun doğru olmadığına ve diğer ülkelerin Kudüs’te diplomatik temsilciler açmaması gerektiğine çağrı yaptığı halde bazı ülkeler temsilcilik açtılar ve Birleşmiş Milletler kararına uymadılar” şeklinde konuştu. “İsrail bir devlet değil örgüt gibi hareket ediyor” İsrail’in sistematik bir şekilde insan hakları ihlalleri yaptığını söyleyen Bakan Tunç, “İsrail’in bu haksız saldırıları, insan hakları ihlalleri konusunda Birleşmiş Milletler’in yaklaşık 60’tan fazla güvenlik konseyi kararı var. Uluslararası kuruluşların kararlarının hiçbirine uymayan bir devlet. Dolayısıyla uluslararası hukuka uymayan, insan haklarını ihlal eden ve bunu sistematik bir şekilde gerçekleştiren ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası hukukun ve uluslararası sistemin hiçbir kararını uygulamayan İsrail, adeta bir devlet değil bir örgüt gibi hareket ediyor” dedi. “Uluslararası hukukun tüm ilkeleri ayaklar altına alınmış durumda” Filistin’de yaşanan insanlık suçlarına ilişkin ses çıkarmayan Batı’yı eleştiren Bakan Yılmaz Tunç, “Yaşam hakkını savunanların neden sesleri çıkmıyor? Mescid-i Aksa’daki ibadetlerin engellenmesi, din ve vicdan özgürlüğü ihlali, hiç batıda din ve vicdan özgürlüğü ihlal ediliyor diye ses çıkaran var mı? 12 13 yaşındaki çocukların tutuklandığı bir ortamda özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor. Filistin’de özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor diyen bir batılı duydunuz mu? Filistinlilerin bir asırdan bu yana toprakları ellerinden alındı. Kendi evleri, tarlaları işgal edildi, başkalarına verildi. Mülkiyet hakkı ihlal edildi. En temel insan haklarından olan mülkiyet hakkı ihlal edilirken insan hakları savunucularının ‘mülkiyet hakkı Filistin’de ihlal ediliyor’ diye bir görüşünü duydunuz mu? Maalesef uluslararası insancıl hukukun tüm ilkeleri ayaklar altına alınmış durumda. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’ndeki insancıl hukukun tüm ilkeleri ve taahhüt edilen tüm maddeler özellikle 7 Ekim’den bu yana gerçekleştirilen saldırılarla ihlal edilmiş durumda” diye konuştu. Uluslararası Adalet Divanı’nda alınan kararların uygulanmadığını söyleyen Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, BM Güvenlik konseyi ve uluslararası mahkemelerin verdiği kararların hiç birisi hayata geçemiyor. Son olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’nın başvurusuyla başlayan bir süreç söz konusu oldu. Türkiye olarak bazı ülkelerle beyanda bulunduğumuz bir dava görülmeye başlandı. Uluslararası Adalet Divanı’nda savunmalar alındı, iddialar dinlendi ve Birleşmiş Milletler soykırımın önlenmesi ve cezalandırılmasına dair sözleşmenin unsurlarının ihlal edildiğine dair ilk tespitler yapıldı ve orada o katliamın, çocuk katliamının insanlık suçunun önlenmesi ile ilgili bir tedbir kararı alındı. Maalesef Birleşmiş Milletlerin temel yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’nın tedbir kararının uygulanabileceği bir sistem yok. Bu kararın Birleşmiş Milletler Konseyi’ne getirilerek bir an önce icra edilebilmesi ve oradaki katliamların durması noktasında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. "İnsani yardım önerileri dahi reddediliyor” Filistin’de yaşanan özellikle gıda ve hijyen konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, insani yardım önerilerini reddettiğini söyleyen Yılmaz Tunç, "7 Ekim’den bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin huzuruna getirilen çok sayıda talep ve öneri geldi ve bu önerilerin tamamı reddedildi. Hatta insani yardım önergesine ilişkin önerilerin dahi reddedildiğine hep beraber gördük. En son Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Amerika Birleşik Devletleri’nin çekimser oyu ile bir ateşkes kararı oldu ancak maalesef İsrail Birleşmiş Milletler Konseyi’nin hiçbir kararını tanımadığı için bu kararına da uymadı” dedi. "Savaş suçu işleyen İsrailli yetkililer ve başta Netanyahu mahkemeye çıkartılmalı” Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin başsavcısının elindeki dosyayı davaya dönüştürmediğini ifade eden Bakan Tunç, "Uluslararası ceza mahkemesi var. Filistin topraklarında işlenen savaş, soykırım suçları var. Bu suçlarla ilgili olarak uluslararası ceza mahkemesi başsavcısının bir an önce davayı açması gerekiyor. Ama maalesef gerek 2019 yılında başlattığı soruşturma gerekse 7 Ekim’den bu yana dünyanın gözü önünde bütün deliller ortadayken soruşturma tamamlayıp Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin önüne bir dava getirilmiş değil. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarının ve ülkelerin Filistin’e sahip çıkması ve uluslararası ceza mahkemesinin başsavcısının elindeki dosyayı artık bir an önce davaya dönüştürmesi ve İsrailli saldırganların, çocukları katleden soykırım suçu işleyen İsrailli yetkililerin, başta Netanyahu olmak üzere mahkemeye çıkarılması gerekiyor” diye konuştu. "Erdoğan’ın ‘one minute’ çıkışından sonra nasıl saldırılarla karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’i savunan bir lider olduğuna vurgu yapan Tunç, "Türkiye olarak Filistin’in haklı davasında daima yanında olduğumuzu hepiniz biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda Filistin davasını savunan bir lider. 2009 yılında Davos’ta ‘ one minute’ diyerek yaptığı çıkıştan sonra özellikle nasıl saldırılarla karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz. Ona diktatör diyenlerin hangi medya düzeni içerisinde dünyada o medya düzenini elinde tutanlar tarafından nasıl bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz" dedi. "Bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan bu problem ortadan kalkmayacak” İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın sosyal medyadan yaptığı paylaşıma tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "En son buradan söylemeye bile gerek yok, İsrail Dışişleri Bakanı çok ahlaksızca bir paylaşımda bulunarak işlediği insanlık suçunu, çocukları katlettikleri suçlarını gölgelemek isteyen İsrail Dışişleri bakanının paylaşımı oradaki suçları gölgeleyemez. Bugün Amerika Birleşik Devleti’nin üniversitelerinde, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde insanlık vicdanı sokaklara taşarak İsrail’in katliamını protesto ediyor ve Filistin’in yanında olduğunu insanlık vicdanı gösteriyor. Eninde sonunda İsrail işlediği suçun hesabını verecek. İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilerek bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan bu problemin ortadan kalkmayacağını Türkiye olarak savunmaya devam edeceğiz ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını her platformda desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
İstanbul Trendyol Süper Lig: Fenerbahçe: 1 - Beşiktaş: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe, sahasında Beşiktaş’la karşı karşıya geliyor. Müsabakanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 1-0 üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 4. dakikada ceza sahası içinde topla buluşan Batshuayi’nin pasında Ferdi’nin sol çaprazdan sert vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta gitti. 10. dakikada Tadic’in pasında topla buluşan Batshuayi’nin ceza sahası içi sol çaprazdan sert vuruşunda kaleci Mert gole izin vermedi. 21. dakikada İrfan Can’ın uzun pasında ceza sahası sol çaprazda topla buluşan Szymanski’nin kaleci Mert ile karşı karşıya kaldığı pozisyondaki vuruşunda Mert iki hamlede topun sahibi oldu. 25. dakikada Al Musrati’nin Fred’e yaptığı faul sonrası hakem Volkan Bayarslan, pozisyonu VAR’da izledikten sonra Al Musrati’yi kırmızı kart ile oyundan ihraç etti. 30. dakikada Fred’in ceza sahasına ortasında Tadic’in göğsüyle indirdiği topa Batshuayi’nin gelişine vuruşunda top ağlarla buluştu. 1-0 40. dakikada savunma arkasına atılan uzun pasta topla buluşan Muçi’nin ceza sahası içine girdikten sonra sol çaprazdan vuruşunda kaleci Livakovic meşin yuvarlağı çeldi. Hakemler: Volkan Bayarslan, Serkan Ok, Serkan Olguncan Fenerbahçe: Livakovic, Osayi Samuel, Becao (Çağlar Söyüncü dk. 19), Djiku, Ferdi Kadıoğlu, İsmail Yüksek (Krunic dk. 19), Fred, İrfan Can Kahveci, Szymanski, Tadic, Batshuayi Yedekler: İrfan Can Eğribayat, Mert Hakan Yandaş, Dzeko, King, Mert Müldür, Cengiz Ünder, Serdar Dursun, Efekan Karayazı Teknik Direktör: İsmail Kartal Beşiktaş: Mert Günok, Necip Uysal, Worrall, Colley, Masuaku, Al Musrati, Gedson, Rashica, Muçi, Muleka, Semih Kılıçsoy Yedekler: Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Tayyip Talha Sanuç, Salih Uçan, Cenk Tosun, Aboubakar, Amartey, Chamberlain, Ghezzal, Umut Meraş Teknik Sorumlu: Serdar Topraktepe Gol: Michy Batshuayi (dk. 30) (Fenerbahçe) Kırmızı kart: Al Musrati (dk. 25) (Beşiktaş) Sarı kart: Necip Uysal (Beşiktaş)