GÜNDEM - 03 Temmuz 2013 Çarşamba 17:13

Kastamonu Havaalanı seferlere başlıyor

A
A
A
Kastamonu Havaalanı seferlere başlıyor

Yapımı 1959’da tamamlanan ancak yeterli yolcu olmadığı gerekçesiyle hizmete açılamayan atıl durumdaki Kastamonu Havalimanı, 100 milyon liralık yatırımın ardından uçak seferleri için artık gün sayıyor.

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU

Araba yarışları, düğünler, hayvan otlatmak ve maket uçak gösterileri için amacı dışında kullanılan Kastamonu Havalimanı, 54 yıl boyunca uçak seferlerine açılamadı. Bölge turizmi ve ekonomisinin geliştirilmesi amacıyla havaalanının hizmete açılması için harekete geçildi. Kastamonu İl Özel İdaresi ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) öncülüğünde hazırlanan proje kapsamında ihale süreci tamamlanan havaalanının 2010 yılında yeniden yapımına başlandı. İnşaat çalışmaları tamamlanarak DHMİ’ye teslim edilen havaalanı, bölgeye hizmet edecek. Kastamonu ve civarındaki turistik bölgeler ile Ilgaz Kayak Tesisleri’ne ulaşım kolaylığı sağlayacak havaalanında ilk etapta Kastamonu İstanbul seferleri düzenlenmesi planlanıyor.

BAYRAM HAVASI YAŞANIYOR

Kastamonu Havalimanının 54 yıl sonra tekrar uçuşlara başlamasıyla birlikte Kastamonu’da bir bayram havasının yaşandığını aktaran Vali Erdoğan Bektaş, “Kastamonu Havalimanı inşaatı tamamlanmıştı. Havaalanının bir süredir uçuşlara başlamasını bekliyorduk. En son Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da uygun görmesiyle birlikte Cuma günü itibariyle havaalanında uçuşlar başlıyor. Resmi açılışını daha sonra muhtemelen Sayın Başbakanımız ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım’ın katılımıyla yapacağız. Ancak, Cuma günü itibariyle ilk uçuşumuz gerçekleşecek ve arkasından uçuşlar devam edecek. İlk planda haftada 4 uçağımız havalanacak. İstanbul’a seferler düzenlenecek” dedi.

Kastamonu Havaalanının yeniden Kastamonuluların hizmetine girdiğini hatırlatan Vali Bektaş, şöyle konuştu: “Havaalanı tüm şehrin büyük önem verdiği bir konuydu. Bizimde 3 yıldır inşaat ve diğer hazırlıklarla uğraştığımız bir konuydu. Bizim Kastamonu’nun dışında diğer illerde yaşayan daha çok Kastamonulu vatandaşımız var. Kastamonu için sanki bir bayram gibi adlanıyor. Şehirde ciddi bir heyecan oluşturdu. İlk uçağı İstanbul’daki hemşehrilerimiz doldurdu. Biletlerinin tamamını aldılar. Daha sonra bilet satışlarının da iyi olduğunu gözlüyoruz. Uçak seferleri ve destinasyonlarının artırılacağını umuyorum. Havaalanın şehrimize beklentilere uygun faydalar getirmesini diliyorum”

Kastamonuluların uzun zamandır açılmasını beklediği havaalanına nihayet Cuma günü kavuştuğunu açıklayan AK Parti Kastamonu İl Başkanı Av. Metin Çelik, “Burada siyasi irade ve Sayın Başbakanımız bunu kendisine bir görev bildi. Ulaşım alanında Türkiye’de son 10 yılda hem kara ulaşımı hem de hava ulaşımı hem de diğer vasıtalarla olan ulaşımda büyük yol kat edildi. Duble yolların yanında hava ulaşımına hükümetimiz önem verdi. 2002 yılında 26 tane ülkemizde havaalanı varken bugün 50 havaalanı bulunuyor. Havayolu, sadece zenginlerin ulaşım aracı olmaktan çıktı ve herkesin bu hizmetten istifade edebileceği ücretler makul rakamlara çekilmiş durumdadır. Kastamonu’da 54 yıl önce havaalanı açıldı fakat işlemediği için kapandı. 1980’li yıllarda bir girişim daha oldu yine başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun tecrübeleriyle inşallah Kastamonu, bu büyük yatırımı iyi değerlendireceğiz. Bütün toplum sivil kuruluşlarımız, bütün işadamlarımız ve halkımız bu işi sahiplenecek. İstanbul’daki diğer Kastamonulular bu işi mutlaka sahiplenecektir. Buna canıgönülden inanıyoruz”

Uçak seferleri için şu anki taleplerin iyi durumda olduğunu aktaran Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “20 ilçemizde her gün 100’den fazla otobüs gelip gidiyor. Haftada 4 kez 135 kişilik uçaklarla gelinecek.”

BAŞBAKAN ERDOĞAN 19 TEMMUZ’DA GELİYOR

Kastamonu Havalimanı’nın Cuma günü uçak seferlerine başlamasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, 19 Temmuz’da Kastamonu’ya gelerek resmi açılışını gerçekleştirecek. Çelik, Kastamonu Havalimanı’nın resmi açılışını yapmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Temmuz Cuma günü Kastamonu’ya gelerek saat 15.30’da resmi açılışı yapacağını söyledi.

ÖZLEM SONA ERİYOR

Kastamonulu vatandaşlar, 54 yıldır Kastamonu Havalimanının tamamlanmasını beklediklerini belirterek, acil bir işleri olduğunda veya hastaları olduğunda İstanbul’daki hastanelere daha kolay gidebileceklerini kaydetti. Büyük mutluluk duyduklarını açıklayan vatandaşlar, konforlu bir şekilde seyahat edebileceklerini ve otobüslerle 9-10 saat boyunca yolculuk yapmayacaklarını, bir saatte İstanbul’a varabileceklerini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ’kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadelerini kullandı.
Muğla Mabolla, 50’inci yıl sanat etkinliğinde dünyaca ünlü Caz ustalarını ağırladı Mabolla’nın 50. yıl sanat etkinlikleri kapsamında dünya caz sahnesinin özgün gitar üslubuyla tanınan isimlerinden Timuçin Şahin ve modern cazın efsanevi alto saksofoncularından Greg Osby, Mabolla’da sahne aldı. Mabolla Center’da gerçekleşen konserde Timuçin Şahin ve Greg Osby’ye, Avrupa cazının parlayan kontrbasçılarından Michal Baranski ile New York sahnesinin dinamik davulcularından John Hadfield eşlik etti. Davetlilere özel olarak düzenlenen ve 2 saat süren konserde usta müzisyenler, gece boyunca katılımcılara unutamayacakları bir caz gecesi yaşattı. Konser sonunda müzisyenlerin sahne performansı geceye katılanlar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Müzisyenler gecenin sonunda konser için tasarlanan afişi imzaladılar. Timuçin Şahin: "Mabolla’da sahne almak büyük bir keyif, büyük bir gurur" Mabolla’nın köklü ve özenli bir anlayışa sahip olduğunu belirten Timuçin Şahin, "Birçok yerde çaldım, birçok yerde bulundum ama benim doğduğum topraklarda böyle bir kültürün 50 yılı bulması çok önemli. O yüzden Gökhan Ağbi’ye kişisel olarak teşekkür etmek istiyorum. Kendisi gibi kabına sığmayan, asi ruhlu, radikal 2 evlat yetiştirdiği için ayrıyeten teşekkür ediyorum" dedi. Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada sahne almak bizim için büyük bir gurur, büyük bir keyif. Ben buranın varlığından 1 yıl öncesine kadar haberdar değildim ama gördükten sonra ne kadar köklü, ne kadar özenli bir anlayış olduğunun farkına vardım. Özellikle burayı kuran ve yaşatan insanlarla olan ilişkim ve arkadaşlığım geliştikçe, çok şanslı hissediyorum kendimi; 1 yıldır kıyısından köşesinden Mabolla’nın etrafında bulunduğum için. Bugün kıymetli insanlarla buradayız. Son 30 senedir caz dünyasına damga vuran bir alto saksofoncu var yanımızda. Onunla Muğla’ya gelmek benim için çok önemli; Mabolla’ya gelmek ise en kıymetlisi"
İstanbul 6. Esenler Film Festivali ’Onur Ödülleri’ ile başladı Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen Esenler Film Festivali, düzenlenen açılış programıyla başladı. 23 Aralık’a kadar devam edecek festivalin açılış töreninde ’Onur Ödülleri’ sahiplerini buldu. Gecenin sonunda Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü film müziğinin seslendirildiği konser, kulakların pasını sildi. Esenler Belediyesi ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Ziraat Katılım’ın destekleriyle düzenlenen 6. Esenler Film Festivali başladı. "Dijital Hayat" temasıyla dopdolu bir içeriği sinemaseverlerle buluşturan festivalin açılış töreni, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Festivalin açılış törenine, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’nun yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Elif Canan Tuncer, Esenler Kaymakamı Süleyman Özçakıcı, siyasi parti temsilcileri, ’Onur Ödülü’ sahipleri oyuncu Altan Erkekli, oyuncu Rıza Naci ve yönetmen Rıza Mirkerimi ile sinema yazarları, kültür sanat gazetecileri, yapımcı ve yönetmenlerle çok sayıda sinemasever katıldı. Başak Şengül’ün sunuculuğunu üstlendiği gecede geçtiğimiz yıllarda düzenlenen film festivalleri ile bu yıl sinemaseverleri bekleyen sürprizleri konu alan sinevizyon gösterimi meraklıların ilgisine sunuldu. Göksu: "Sinema sihirli bir perdedir" Programın açılış konuşmalarını gerçekleştiren Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, sinemanın sanatın çok farklı bir penceresi olduğunu belirterek, "Bu beyaz perde, kültürel dejenerasyon için, bazen kültürel ihya, bazen de kültürel değişim için kullanılır. Bu anlamda sihirli bir perdedir" dedi. Göksu, bu çağda teknolojiyle birlikte insanlarda duyguların yok edilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Esenler Film Festivalimiz, artık bir sanat klasiği haline gelmiştir. Bu yıl festivalimizin teması ’Dijital Hayat.’ Bugün, yapay zekâ ile bilgiye ulaşabilirsiniz, hayatın bütün unsurlarına da hükmedebilirsiniz; ancak hiçbir zaman duyguyu veremezsiniz. İşte bu yıl dijitalin hayatımıza nasıl yansıdığını beyaz perde aracılığı ile anlatacağız, çünkü sinema insana duyguyu veren en önemli vesile ve sanatın duygu yüklü bölümüdür. Onun için 16 yıldır yoğun bir emek vererek bu işin emektarı ve işçisi olmaya çalışıyoruz. Esenler’de bu işi kurgularken ilk olarak ’kadın’ temasıyla yola çıktık. Daha sonra göç, umut, aile temalarıyla devam ettik ve her festivalimizde bir temayı anlamaya çalıştık. Bu yıl da festivalimizi kurgularken dijital hayatı sorgulama düşüncesiyle yola çıktık. Çünkü dijital, hayatın vazgeçilmez ve anlamlı bir şekilde okunması gereken bir parçası." Festival Direktörü Suat Köçer de etkinliğe destek veren herkese, seyircilere teşekkür ederek, "Lütfen, bundan sonra da sinemanın can damarı olan bu festivallere desteğiniz devam etsin" diye konuştu. Erkekli: "Bu organizasyon Türkiye’ye örnek olsun" Programda birçok önemli yapımda ve tiyatro oyununda rol alan, aynı zamanda seslendirme sanatçısı Altan Erkekli’ye "Onur Ödülü" takdim edildi. Ödülünü Azerbaycanlı yönetmen Elçin Musaoğlu’ndan alan Erkekli, "Festivalin bu yıl altıncısını düzenliyorsunuz. İnşallah 66’ncısında da burada olalım. Bu güzellik devam etsin. Genci, yaşlısı, herkes burada. Bu organizasyonda en büyük katkı Esenler Belediyesinin. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kalabalık, İstanbul’da hayatın içine anlam katan bu organizasyonun hem İstanbul’un diğer ilçelerine hem de tüm Türkiye’ye örnek olması, gelişmesi dileğiyle" ifadelerini kullandı. Bu yıl ayrıca "Onur Ödülü"ne değer görülen "Kurtlar Vadisi" ve "Bir Zamanlar Çukurova" gibi dizilerde aldığı rollerle tanınan Serpil Tamur, küçük bir kaza sebebiyle programa katılamadı. Tamur adına ödülü, festival yarışmasının jüri üyesi ve görüntü yönetmeni Cevahir Şahin aldı. Mirkerimi: "Kendi ülkemdeymiş gibi hissediyorum" Festivalin uluslararası "Onur Ödülü"ne bu yıl İran’dan ünlü oyuncu Rıza Naci ile senarist ve yönetmen Rıza Mirkerimi değer görüldü. Ödülünü oyuncu Nursel Köse’den alan Naci, bunu kendisine layık gören herkese teşekkür etti. Yönetmen ve senarist Handan İpekçi’nin ödülünü takdim ettiği Mirkerimi de ödül için teşekkür ederek, "Ne zaman Türkiye’ye gelsem, davet edilsem, kendimi ülkemdeymişim gibi hissederim" dedi. Programın sonunda Fi Orkestrası, "Titanic", "Game Of Thrones" ve "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın arasında olduğu Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü filmin müziğini seslendirildi.