CHP - 28 Mayıs 2015 Perşembe 16:30

Kılıçdaroğlu: Koalisyon fikrine sıcak bakmıyorum

A
A
A
Kılıçdaroğlu: Koalisyon fikrine sıcak bakmıyorum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Koalisyon fikrine sıcak bakmıyorum. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar CHP iktidarını zorunlu kılıyor" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV televizyonunda 'Liderler Konuşuyor' programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Koalisyon fikrine sıcak bakmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların CHP iktidarını zorunlu kıldığını söyledi. Tek başlarına iktidar olmak istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi içinde yaşadığı ekonomik, sosyal ve uluslararası krizden biz çıkarırız. Biz bütün dünyaya güven veriyoruz. Bütün uygar dünyada CHP eğer gelirse Türkiye çağdaş uygarlığı yakalayacak, demokrasi gelişecek, hukukun üstünlüğü olacak deniliyor" ifadelerini kullandı.

"CHP'lilere açık ve net söylüyorum. CHP bir yardım kuruluşu değildir" diyen Kılıçdaroğlu, "Devlet ayrı, hükümet ayrıdır. Devlet bakidir. Hükümetler ise devleti yönetmek üzere gelirler devlet olmak için değil. AKP devleti yönetmek için geldi, devlet oldu. Ben devletim diyor artık. Vali benim valimdir diyor, devletin valisi değil. Öğretmen benim öğretmenimdir diyor devletin öğretmeni değil. Devlet memurları kanununun bile adını değiştirecekler. Hükümet memurları kanunu yapacaklar" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Emin olun şuanda millet diğer cumhurbaşkanlarına bakıyor, buna da bakıyor. Nasıl bir seçimdir, nasıl bir demokrasidir, nasıl bir anlayıştır, nasıl bir israftır bunu sorguluyor. Miting meydanlarına öğrencileri, memurları götürüyorlar zorla. Gelmeyen memuru fişliyorlar. Öğretmenleri niçin getirmediniz diyorlar. Benim gördüğüm en büyük ahlaksızlıktır" açıklamasında bulundu.

"Düşünün vali genelge yayınlıyor gideceksiniz diyor" diye konuşan Kılıçdaroğlu, "Şu arabaların plakalarını değiştireceksiniz, sivil plaka takacaksınız Başbakanı karşılayacaksınız diyor. Kimin parasıyla yapıyorlar bunu? Tüyü bitmemiş yetimin ödediği parayla" ifadelerini kullandı.

Devletin çivisinin çıktığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Hukuk yok, anayasa yok. Ekonomi patinaj yapıyor. Etrafımız kan gölü Dışarıdan tamamen soyutlandık. İstenmeyen bir ülke görünümündeyiz. Bunları aşmanın tek yolu var, o da CHP'nin tek başına iktidar olması" şeklinde konuştu.

"HDP BARAJI AŞSA DA AŞMASA DA BİRİLERİNİN BAŞKANLIK HEVESİ ASLA GERÇEKLEŞMEYECEK"

"HDP barajı aşsa da, aşmasa da birilerinin başkanlık hevesi asla gerçekleşmeyecek" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz demokratik sürecimizi getirip dikta rejimine teslim edemeyiz. Bir kişinin arzusu ve istemi üzerine rejim, yönetim değişmez. Hem milli irade diyeceksiniz, hem tek konuşan ve tek seçici ben olacağım diyeceksiniz. Bunun demokrasiyle bağdaşır yönü yoktur" dedi.

"YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI 12 EYLÜL DARBECİLERİ GETİRDİ, BUGÜNKÜ İKTİDAR SAVUNUYOR"

Darbeye karşıymış gibi görünüp darbe hukukunun arkasına saklanan, darbe hukukunu tahkim eden bir yönetimin olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin böyle bir parti olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Yüzde 10 seçim barajının arkasına saklanıyor yüzde 10 seçim barajını 12 Eylül darbecileri getirdi, bugünkü iktidar savunuyor. Biz barajı kaldıralım, düşürelim dedik, onlar reddetti" açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Ben yüzde 10 seçim barajını bir tarafa bırakın yüzde 1 oy alan partinin bile en azından Genel Başkanı'nın parlamentoya gelmesini isterim. Milli iradeyse milli irade budur. Vatandaş A partisine oy verecek, milletvekilini B partisi çıkaracak. Olur mu?"

"SEÇMENDE KAYGI VE ENDİŞE VAR"

Seçmende bir rehavetin olmadığını, kaygı ve endişenin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Gelecek endişesi var seçmende. Sadece kendisi için değil, ülkesi içinde bu endişeyi taşıyor. Bir kişinin meydanlara çıkıp açıkça anayasayı ihlal etmesi, hukuku açıkça çiğnemesi, tarafsızlık ilkesini görmezlikten gelmesi, namus ve şeref kavramlarını ayaklarının altına alması bu ülkenin milletinin değerlerine saygısızlıktır" dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sağduyusu olan herkes Sayın Cumhurbaşkanına dönüp, Sen bir siyasi partiyi destekliyorsan namusun ve şerefin üzerine yemin etmeyecektin demesi lazım. Namus ve şeref kavramları bizim için çok önemlidir. Çok önemli değerlerimizdir bunlar. Bir Cumhurbaşkanı namus ve şeref kavramını ayaklar altına alırsa, ben bunları tanımıyorum derse normal seçmenin dönüp şu soruyu sorması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı sizin için namus ve şeref kavramı nedir bunu bize bir anlatın bizde bir öğrenmiş olalım demesi lazım."  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 28 Şubat davası sanıkları affedildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile aralarında 28 Şubat sanıkları da olan 14 kişi affedildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Resmi Gazete’de yayımlanan cezanın kaldırılması ile ilgili kararlar ile aralarında 28 Şubat sanıklarının da olduğu 14 kişi affedildi. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2018 tarihli kararı ile müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Cevat Temel Özkaynak, Çevik Bir, Çetin Doğan ve Aydan Erol kocama hali nedeniyle, Yıldırım Türker ve Erol Özkasnak ise sürekli hastalık hali sebebiyle Anayasanın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince affedildi. Karar ile birlikte, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.2019 tarihli kararıyla 2 kez müebbet hapis cezası, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırmasına karar verilen Haci Sülük, sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında affedildi. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Ordu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli kararı ile 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Avni Yılmaz ve aynı suçtan Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli kararı ile 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gülbey Sarıoğlu ise sürekli hastalık hali kapsamında olduğu belirlenerek cezası kaldırıldı. Kasten öldürme suçundan Bakırköy 11’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli kararı ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Sevda Yüksel’in cezası sürekli hastalık halinden dolayı kaldırıldı. Kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan Denizli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli kararı ile 11 yıl 8 ay hapis cezası alan Süleyman Tuna sürekli hastalık hali nedeniyle affedildi. Tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürme suçundan Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2015 tarihli kararı ile 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 18 yıl hapis cezası ve yine farklı mağdurlara karşı yönelik tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürmeye teşebbüs suçundan 3 kez 13 yıl hapis cezası, Van 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararı ile zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Abdulhekim Yılmaz’ın kalan cezası da sürekli hastalık ve kocama hali kapsamında olduğu değerlendirilerek kaldırıldı.
İzmir İzmir’de silahla vurulan hastane personeli hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde sokakta bulunduğu esnada tartıştığı kişiler tarafından tabancayla vurulan üç çocuk babası hastane personeli, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili kimliği tespit edilen 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatıldı. Olay, saat 22.00 sıralarında Emir Sultan Mahallesi 1192 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Yücel Ecelioğlu (37), sokakta tartıştığı iki kişi tarafından tabanca ile vuruldu. Ecelioğlu göğsüne isabet eden kurşunla yaralanırken şüpheliler olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemleri alırken ağır yaralandığı belirlenen Yücel Ecelioğlu, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Evli ve üç çocuk babası olduğu öğrenilen talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ecelioğlu’nun cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Şüpheliler belirlendi, polis peşine düştü Olayın ardından şüphelileri yakalamak için çalışma başlatan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri olayı gerçekleştiren şüphelilerin B.E. (19) ve R.A. (22) olduğunu tespit etti. 2 şüpheliyi yakalamak için başlatılan çalışma sürüyor.
İzmir İzmir’de 4 gün eylem ve gösteri yasak Kobani Davası olarak da bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın sonuçlanmasının ardından İzmir Valiliği tarafından yapılan duyuruda, kentte 19 Mayıs’a kadar kentte toplantı, yürüyüş gibi eylemlerin yasaklandığı bildirildi. 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı ve kamuoyunda Kobani Davası olarak bilinen "6-8 Ekim Terör Olaylı Davası"nın 83’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada açıklanan kararlara göre Selahattin Demirtaş’ın da içinde bulunduğu birçok isme hapis cezası verildi. İzmir Valiliğinin resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, kentte bu konu ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı bildirildi. Duyuruda 16 Mayıs itibariyle başlayan yasaklama kararının 19 Mayıs saat 23.59’a kadar süreceği de aktarıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İlimiz farklı noktalarında terör örgütüne müzahir şahıs veya şahıslarca toplanılarak, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü mahiyette eylemlerde bulunulabileceği, vatandaşların can ve mal güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek fiillerin meydana gelebileceği, kanuna aykırı süreç işletileceği ve karşıt görüşlü grupların bir araya gelerek istenmeyen olaylara sebebiyet verilebileceği değerlendirilmektedir. Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla ve kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hususu göz önüne alındığında can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanmasının amacıyla; 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11. maddesi hükümleri gereğince; ’Demokratik Siyasette Israrcıyız! Halkların Dayanışması ve Birleşik Mücadele İle Kumpasları Aşacağız, 6-8 Ekim Terör Olaylı davası’ ile ilgili yapılması muhtemel her türlü açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, toplu olarak karşılama ve uğurlama merasimleri, basın açıklaması, oturma eylemi, miting, çadır kurma, imza kampanyası, stant açma, anma töreni, şenlik, konser, eğlence, oyun, gösteri vb. türdeki tüm eylem ve etkinliklerin İzmir il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere, tüm il sınırları içerisinde (Coğrafi Alan-İl Merkezi, İlçeler/Polis ve Jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 16.05.2024 günü saat 17.30’dan 19.05.2024 günü saat 23.59’a kadar 4 (dört) gün süreyle yasaklama kararı alınmıştır."